+ Konu Cevaplama Paneli
2. Sayfa - Toplam 13 Sayfa var BirinciBirinci 1 2 3 4 12 ... SonuncuSonuncu
Gösterilen sonuçlar: 11 ile 20 ve 124

Konu: Karakalem Dergisi

  1. #11
    Pürheves sarıca - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Apr 2008
    Mesajlar
    189

    Standart

    "a meşrebi", "b meşrebi" dendiğini hiç duymadım.Hep "a cemaati","b cemaati" deniyor.Yoksa yanılıyor muyum?Genellikle kendi meşreblerine cemaat diyorlar ki,bu yanlıştır!
    Tesettür gizle(n)mektir. Kılık, kıyafet ve tavırlarıyla “Ben buradayım!” diyenin başında tesettürden çok tereddütler vardır. Osman Sertuğ Çalışkan

  2. #12
    Vefakar Üye yuksek-Sadakat - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2006
    Mesajlar
    313

    Standart

    Farkli mesreplerin olmasi Risalelere gore anormal bir durum degildir.Onemli olan burada uhuvvet dusturlarina gore tavir takinmaktir.Buda bir olgunluk surecidir..."Tokat" yemeden bu olgunluga erisebilmek duasiyla..

  3. #13
    Pürheves sarıca - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Apr 2008
    Mesajlar
    189

    Standart

    Meşreb mutlaklaştırılmadığı ve dayatılmadığı sürece problem yok.
    Tesettür gizle(n)mektir. Kılık, kıyafet ve tavırlarıyla “Ben buradayım!” diyenin başında tesettürden çok tereddütler vardır. Osman Sertuğ Çalışkan

  4. #14
    Pürheves sarıca - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Apr 2008
    Mesajlar
    189

    Standart Karakalem Zoru Başarmak Zorunda Değil!

    KARAKALEM ZORU BAŞARMAK ZORUNDA DEĞİL!


    Aşağıdaki yazı, Karakalem yazarlarından Nuriye Çakmak tarafından kendi köşesinde yayınlanmak üzere yazılmıştı. Ancak, yazı Karakalem’in editörü olarak bu köşede söylemek istediğim bazı hususlara tercüman olma niteliği taşıdığı için, kendisinin de iznini alarak, başlığını ve içeriğini olduğu gibi koruyarak, yayınlıyoruz.




    SUNUŞ BÖLÜMÜNDEN tevazu ve sıcaklık akan, bilgece tebessüm eden ve belki ondan sessiz kalan bir olgu Karakalem. Fakat bu diyarda tevazunun bedeli feraset değil, ezilmek ve hiç istemediğiniz bir mücadelenin, neresinden tutsanız bilemediğiniz bin türlü tepkinin etki alanına girmeniz demek olabiliyor. Sessiz kalmaya devam etmeniz, sonunuz olabiliyor. Oysa onlar diyor ki:
    “HER BİRİ hayat yolculuğuna farklı bir zamanda ve farklı diyarlarda başlayan, ama soruları ve arayışları çakıştığı için günün birinde bir yerde buluşan insanlardık biz. Gerçi hiçbir zaman 'bir' olmadık, olmamalıydık da; lâkin, nice yıllar boyu, beraber olduk. Sorularımızı, arayışlarımızı, keşiflerimizi, birikimlerimizi paylaşıp durduk. Bu beraberliğin meyvelerinin yalnızca bize has kalmasına gönlümüz razı olmadı. İç dünyaları keşfetmenin dünyayı keşfetmekten, kalbleri fethin dünyayı fethetmekten, arkadaş kazanmanın para kazanmaktan, güzellikleri paylaşmanın güzelliği sahiplenmekten hayırlı olduğunu biliyoruz; ve işte bunları istiyoruz. Amacımız, 'kötüler' sınıfına asla dahil olmadan, tek 'iyi'nin biz olduğumuz türünden ölümcül yanlışlara da asla kapılmadan; iyiler arasında bir inci olabilmek. Hayrı ve güzelliği çoğaltabilmek. İyiler arasında yeni bir renk, yeni bir ses, yeni bir nefes sunabilmek.”
    Bu samimi ve mütevazi açıklamanın cevabı, “o zaman sizi birinci yapmak gibi bir kaygımız olmayacak; bir inci gibi, değerli olduğunu gayet iyi bildiğimiz ama yeterince değerli olduğundan bizim sahiplenmemize ihtiyacı olmayan bir baha olarak belleyeceğiz” midir?
    Olmamalı.
    “90’lı yılların ortasında yalnızca 14 sayı yayınlanmakla birlikte, okuyanların gönlünde taht kuran ve zihinlerinde iz bırakan ‘KARAKALEM DERGİSİ, yine aynı düşüncelerle yeniden yola koyuldu” dediler bir süre önce yine aynı tevazuyla, ve şöyle devam ettiler, 'iyiler arasında bir inci' olmak için ve 'ıyi'liği yalnız kendisine has kılmaksızın. Ve kimseyle yarışmaksızın...”
    Bir kez daha yola koyuldular. Ve onlarla, birbirimizle buluşan bizler, yola koyulduk. Yolda kaldığımız zamanlar oldu, ama hep bekledik. Nasılsa birincilik iddiası yok, nasılsa değerli olduğu aşikar, nasılsa farkındayız… Yeni sayı çıkmadığında bekledik, çıkınca sevindik. Her defasında dergi zamanında çıkmadığı için derin üzüntüsünü bizimle paylaşan editöre anlayış dolu bir yorum yazdık veya. Ama sormadık, madem bu kadar üzülüyorsunuz, neden başaramıyorsunuz. Onlar yücelik yapıyor, hal ehlinin tavrıyla tafsilata girmiyordu, ama vakıa, bir şeyler yolunda gitmiyordu. Ve aşikar ki, herkesin payına bir şey düşüyordu.
    Şimdi elime bir çuvaldız alıyorum, manevi bağım hariç bir bağım olmayan Karakalem için birkaç kelam etmek istiyorum. Çünkü vicdanım yüksek sesle şunu söylüyor: Karakalem Zoru Başarmak Zorunda Değil!
    Reklam almayan nadir yayınlardan olmasından gayet memnun olmak, çizgisini bozmamasından iftihar etmek, derginin fiyatı artmasa ama nadir rastlanan baskı kalitesi hiç düşmese diye ummak, Karakalem’e zoru başarmak gibi bir görev biçmek ve onu yalnız bırakmaktır. Bu aşinası olduğumuz durumların yanında pek bilmediğimiz yönleri de var Karakalem’in. Üye sayısı gibi mesela. Ve düzensiz yayınların bu düşük sayıyla doğrudan ilişkisi var.
    Aslında birinci olma iddiası taşımama, ortamın kalitesizliğe verdiği prim enflasyonunun taban yapmasından değil sadece. Yaşanan acı anıların da izi var bence burada. Karakalem durakladığı yollarda yalnız kaldı ve yeniden yola koyulduğunda hak ettiği yeri bulamadı. Şimdi Karakalem’e sahip çıkma zamanı. Birinci olmayacak belki ama, bir inci olabilecek, ve farkı şu olacak, o artık bizim incimiz olacak.
    Taşın altına elimizi koyacağız. Sahip çıkacağız ve artık zoru başarma gerekliliğinin zor kısmını değil, ortamdaki zorlukları aşmada yardımcısı olma kısmını dolduracağız.
    Karakalem Yayınları ortaya çıktığı ve taşıdığı o erdemli vizyonu sürdürme mücadelesinde—bence—bir yara aldı ve bir yayınevinin himayesinde yola devam etme durumunda kaldı. Karakalem dergisi için biz üyeler ve okuyucular himaye eden pozisyonuna girmek durumundayız artık. Bu bizim ortak değerimiz değil mi?
    Vakıa şu ki, her abone sadece tek bir abone getirse dergi zamanında çıkar gibi, herkesin anlayacağı türden basit bir denklemimiz var. Karakalem için birkaç adım atmak istiyoruz. Bunun derginin idari işlere bakan yönüne ait öneri, eleştiri, yorum ve destek kısmına kendimce değindiğim için, bizlere bakan kısmına da değinmeyi borç biliyorum. Üye olduğumuz grup, forum vs gibi internet ortamlarında dergiyi duyurabilir, birkaç kişiye tavsiye edebiliriz. Herkes sahip olduğu iş alanına göre Karakalem için bir şeyler düşünebilir belki.
    Derdiyle dertlenmeyenlerin havada kalan yorumlarına önem vermeyeceğimi peşinen belirtmekle birlikte şunu ifade etmek isterim ki, ısrar ve isteğim üzerine açılmayan bu sayfa harici bir bağım olmayan Karakalem, benim bu ifadelerimle kabuk değiştiriyor, artık çizgisinden kayıyor ve taviz veriyor değil. Bunlar benim yazmakta özgür olduğum köşemde, vicdanımın sesiyle ekrana döktüklerimden ibarettir.
    İsteyen Karakalem’e zoru başarma yaftası biçebilir. Veya durumun kendilerine bu şekilde yansıtılmadığını düşünenler de olabilir (bu durumda öğrenmek için sorduk mu şeklinde bir sorgulama da yapılabilir) veya “Karakalem zoru başaracak ve bunda benim de emeğim olacak” diyenler çıkabilir.
    Sizin vicdanınız da benimkiyle aynı sedayı verdiyse, yüreğinizi yüreğimize katıp, emeğinizi emeğimize, derin sulara inci bulma yolculuğuna çıkalım derim dostlar. Rastgele...


    02/09/2008© 2008 karakalem.net, Nuriye ÇAKMAK
    Tesettür gizle(n)mektir. Kılık, kıyafet ve tavırlarıyla “Ben buradayım!” diyenin başında tesettürden çok tereddütler vardır. Osman Sertuğ Çalışkan

  5. #15
    Ehil Üye gulsah - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2006
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    2.641

    Standart

    Karakalem , okunmaya değer yazılara zemin olan bir dergi ... Mevcud maddi sorunları inş. en kısa zamanda bertaraf olur ve dergimize sağlıklı bir şekilde ulaşabiliriz.
    Risale-i Nur ' un ciddi muhatabları kolay kolay her kitap yada dergiyi beğenemez fakat karakalem dergisi okuyanları aklen ve kalben etkiliyebilen nadide dergilerden ...

    ''Şahsın üslub-u beyanı , şahsın timsal-i şahsiyetidir.

    Ben ise :

    gördüğünüz veya işittiğiniz gibi , halli müşkil bir muammayım ''

    Said Nursi


  6. #16
    Ehil Üye _MerHeM_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Bulunduğu yer
    Alem-i şehadet
    Mesajlar
    2.225

    Standart

    İnşaallah aşarlar ve yola devam ederler çok ihtiyaç duyulan bir dergi olmalı bence..

    geç fark edenlerdenim ... inşaallah bu sıkıntılar aşılır.

    Amelinizde rıza-yı İlâhî olmalı.

    Eğer O razı olsa, bütün dünya küsse ehemmiyeti yok.

    Eğer O kabul etse, bütün halk reddetse tesiri yok.


  7. #17
    dt.
    dt. isimli Üye şimdilik offline konumundadır
    Gayyur dt. - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2008
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Yaş
    35
    Mesajlar
    107

    Standart

    bu zamanda böle bi dergiye çok ihtiyaç var. direk olarak ahir zaman insanına hitap eden bi dergi ve okurken sıkmayan çok başarılı çok faydalı bi dergi. elimizden geldiğince herkese karakalem dergisini duyurmaya ve okutmaya çalışalım. derginin bu sıkıntıları aşması için maddi desteğe ihtiyacı var. senelik üyelik sadece 33 ytl. nerelere vermiyoruzki o 33 ytlyi bi senede.kaç 33 ytl veriyoruz boş şeylere bi senede. elimizden geldiği kadar çok kişiye duyurup okutabilirsek bu dergiyi inanıyorum bu dergi hakettiği yerlere gelicek.
    "Çok isterdim, keşke kardeşlerimi görseydim" buyurdu Peygamber aleyhisselam. Sahabileri, "Ya Rasulallah!" dediler, "Bizler senin kardeşlerin değil miyiz?" Efendimiz, "Sizler benim ashabımsınız. Kardeşlerim ise henüz gelmediler" buyurdu ve onları şöyle tarif etti: "Beni görmediği halde bana iman eden kardeşlerim..."

  8. #18
    Ehil Üye Seha - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2006
    Mesajlar
    1.626

    Standart

    Alıntı slim Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Metin Karabaşoğlu'nun öncülüğünde Risale-i Nur'u referans alan bir dergi. Ezberbozan ve herhangi bir cemaate mensubiyeti olmayan bir tarzı benimsemiş insanlardan müteşekkil. İslamın bir medeniyet tasavvuru olduğunu ele alıyor ve ve Risale-i Nur'a vurguda da bulunuyor. Ayrıca sitedeki yazılar, dergiden müstakil.

    www.karakalem.net
    Yazınızda mühim bir-iki çelişki var. Her halde sürçme oldu.

    Hem diyorsunuz, Metin Karabaşoğlu öncülüğünde yani liderliğinde, hem Risale-i Nur'u referans alıyor... Sonra denmiş, hiç bir cemaate mensubiyeti olmayan...

    1. Çelişki: Madem Risale-i Nur'u referans alıyor , niye Metin Karabaşoğlu öncüdür(liderdir)? Niye imtiyaz sahibi olarak bahsetmediniz?

    2. Çelişki: Hem Risale-i Nur'u referans aldığınızı söylüyorsunuz, hem hiç bir cemaate mensub olmadığını vurguluyorsunuz. Risale-i nur "Devir cemaat devridir" dememiş midir?

    3. Çelişki: Madem hiç bir cemaate mensub değiller, cemiyet midir, tarikat mıdır, küskünler grubu mudur hakeza hangi sıfatla ortaya atılıyorlar?

    4. Çelişki: Hiç bir cemaate mensub değillerse ve amaçları ezber bozmaksa ve Risale-i Nur referansları ise bu demektir ki, bazı mezhebsizlerin "peygamberimizden sonra Kur'an'ı anlayan hiç bir cemaat ve kişi çıkmamıştır" sözlerine benzer bir iddia ile şimdiye kadar hiç kimsenin Risale-i Nur'u anlamadığı mı iddia ediliyor ve yeni bir çığır mı açmak istemektedirler?

    Muhabbetle
    Sakın, sakın, sakın! Çabuk, bu şimdiye kadar demir gibi kuvvetli tesanüdünüzü tamir ediniz.

  9. #19
    Vefakar Üye yenipınar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2007
    Mesajlar
    419

    Standart

    Alıntı Seha Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Yazınızda mühim bir-iki çelişki var. Her halde sürçme oldu.

    Hem diyorsunuz, Metin Karabaşoğlu öncülüğünde yani liderliğinde, hem Risale-i Nur'u referans alıyor... Sonra denmiş, hiç bir cemaate mensubiyeti olmayan...

    1. Çelişki: Madem Risale-i Nur'u referans alıyor , niye Metin Karabaşoğlu öncüdür(liderdir)? Niye imtiyaz sahibi olarak bahsetmediniz?

    2. Çelişki: Hem Risale-i Nur'u referans aldığınızı söylüyorsunuz, hem hiç bir cemaate mensub olmadığını vurguluyorsunuz. Risale-i nur "Devir cemaat devridir" dememiş midir?

    3. Çelişki: Madem hiç bir cemaate mensub değiller, cemiyet midir, tarikat mıdır, küskünler grubu mudur hakeza hangi sıfatla ortaya atılıyorlar?

    4. Çelişki: Hiç bir cemaate mensub değillerse ve amaçları ezber bozmaksa ve Risale-i Nur referansları ise bu demektir ki, bazı mezhebsizlerin "peygamberimizden sonra Kur'an'ı anlayan hiç bir cemaat ve kişi çıkmamıştır" sözlerine benzer bir iddia ile şimdiye kadar hiç kimsenin Risale-i Nur'u anlamadığı mı iddia ediliyor ve yeni bir çığır mı açmak istemektedirler?

    Muhabbetle
    Seha kardeş,sanırım siz de ezber bozdunuz.İnce nüansları yakalıyorsunuz.Burada yazarken çok dikkat gerekiyor. Acaba slim kardeş sizin yakaladığınız manaları düşünmüş müdür?

    Sizin yazılarınızdan muhakkik bir Nur talebesi kokusu alıyoruz.Teşekkür ediyor ve dua ediyoruz.
    Mariz bir asrın, hasta bir unsurun, alil bir uzvun reçetesi, ittibâ-ı Kur'ân'dır.

    Bediüzzaman


  10. #20
    Pürheves sarıca - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Apr 2008
    Mesajlar
    189

    Standart

    Cemaat dediğiniz şeyler cemaat değil,fırkadır.Arkadaşımız da "cemaat mensubu değil",derken sizin tanımlamanızı kasdediyor.Yoksa Metin Karabaşoğlu'da bizler de İslam cemaatine mensubuz!

    Bu konuya şahsen daha önce şu linkteki mesajlarımda değindim: http://www.risaleforum.com/showthread.php?t=22337
    Oradaki mesajlarımı ağır bulanların fırkacılık yaptıkları başka konularda birbirlerine ihanete varan suçlamalar yöneltmeleri ile ortaya çıktı,diye düşünüyorum.

    Başkası adına konuşmak bana düşmez ama siz mensubu olduğunuz cemaatlerin liderleri olmadığına emin misiniz?Burada ise arkadaşımız sadece dil sürçmesi yapmış kanımca.

    Üstad meclisteki vekillere "zaman cemaat zamanıdır" derken onları bırakın fırka mensubu olmaya çağırmayı nurcu olmaya bile çağırıyor,değildi.Çünkü o zaman risalelerin telifi başlamamıştı bile!

    Fırkaya mensup olmamak cemaate mensup olmamak anlamına gelmez.Cemaatin adı islam cemaatidir!"Zaman cemaat zamanıdır" demekte şucuyuz bucuyuz diye müslümanları düşman bellemeyin,demektir.

    Son çelişki (!!) ise şu anlama geliyor:"Her fırka risaleyi sadece kendisinin doğru olduğunu savunmaktadır".Zaten nurcuları fırkalara bölen de "Nurları sadece biz doğru anlarız" iddiasıdır.Karakalem ise nurları doğru anlamanın hiç bir fırkanın tekelinde olmadığını söylüyor ve bu yüzden de hiç bir fırkanın tekeline girmiyor.
    Tesettür gizle(n)mektir. Kılık, kıyafet ve tavırlarıyla “Ben buradayım!” diyenin başında tesettürden çok tereddütler vardır. Osman Sertuğ Çalışkan

+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. Karakalem Çalışmalarımız
    By BiÇçare in forum Resim - Fotoğraf Galeri
    Cevaplar: 77
    Son Mesaj: 14.01.12, 20:38
  2. Resimlerinizi KaraKalem Haline Getirin
    By wolwerin in forum Program İndirme
    Cevaplar: 7
    Son Mesaj: 25.11.09, 23:53
  3. Ney Dergisi
    By Majâz in forum Kitap, Dergi, Albüm Tanıtımları ve E-Kitap Paylaşımları
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 24.10.08, 14:48
  4. Bir Kaç Karakalem Çalışmam...
    By ahmetsait59 in forum Resim - Fotoğraf Galeri
    Cevaplar: 20
    Son Mesaj: 20.09.08, 15:49
  5. Ney Dergisi
    By akıncı in forum Kitap, Dergi, Albüm Tanıtımları ve E-Kitap Paylaşımları
    Cevaplar: 13
    Son Mesaj: 17.07.08, 21:57

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0