Yavuz Sultan Selim han zaman?nda, ?ran şah? k?ymetli mücevherlerle süslü > bir sand?k hediye gönderiyor. Sand?k aç?l?yor. ?çinden çeşit çeşit değerli > > taşlar, k?ymetli atlas, kadife kumaşlar ç?k?yor. Fakat bir de pis bir koku > > yay?l?yor. Dehşet bir koku, herkes burnunu t?k?yor.
Neyse en alttaki > bohçadan insan pisliği ç?k?yooooor.. Yani Osmanl?ya acayip bir hakaret! > Cihan padişah? emir veriyor, herkes düşünsün, buna ince bir şekilde cevap > vermemiz gerekir. Ve cihan padişah? yine çözümü kendisi buluyor. Ayn? > şekilde değerli mücevher ve kumaşlarla süslü bir sand?k haz?rlat?yor. > ?çine o zaman?n Osmanl? ?stanbul'unda imal edilen gül kokulu en nadide > lokumlardan bir kutu haz?rlat?yor, en alt?na da küçük bir pusula ve bir > sat?r yaz?. Gönderiyor. Şah sand?ğ? aç?yor. > Açt?kça güzel bir koku ve en altta bir kutu lokum. > Anlam veremiyorlar tabii. Bizim elçi yiyor önce, sonra oradakilere ikram > ediyor. > Kutunun içindeki pusulay? Şah okuyor: Herkes yediğinden ikram eder!!!!!!!