+ Konu Cevaplama Paneli
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 2 ve 2

Konu: Bu Gün Dünya Değiştirmeye Hazır Mısınız?

  1. #1
    Ehil Üye Bîçare S.V. - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Mar 2008
    Bulunduğu yer
    İstanbul/Üsküdar
    Mesajlar
    2.407

    Standart Bu Gün Dünya Değiştirmeye Hazır Mısınız?

    Bu gün dünya değiştirmeye hazır mısınız?
    Arkadaşlardan bazılarına, ‘Şu an bir iş değişikliğine hazır mısınız?’ diye soruyorum. Şaşkınlık içerisinde, ‘Hayırdır, bu da nereden çıktı?’ diyorlar.
    “Ya işyerinde bir oda değişikliğine ne dersin…” diyorum, iyice şaşkınları oynuyorlar. “Çıkar dilinin altındaki baklayı” diyorlar.
    Bir başka arkadaşıma, ‘Bu gün bir ev değişikliğine ne dersin?’ diyorum.
    ‘Bu mevsimde mümkün değil’ diyor.
    Bir başkasına, ‘Bu hafta sonu, bir sonraki mahalleye taşınmak zorundasın!’ diyorum. Ciddî sorduğum için ciddileşiyor, ‘Biz bu mahalleye çok alıştık, ayrılmak zor’ diyor.
    Soruyu ağırlaştırıp, “Bu akşam ölmeye hazır mısınız?” dediğim dostlar; önce hafiften bir renk değişimine uğruyor ve derinden bir, ‘ahh’ çekiyorlar.
    Kimsenin ölmeye hazır olmadığı apaçık. Hesaplar hep yarınlar için. “Bu gün işlem tamam, ben gidebilirim” diyen yok.
    Sürüp gitti konuşmalarınız. Ama anlıyorum ki, insanlar bırakın dünya değiştirmeyi, adres değişikliklerine bile hazır değiller. Yine anlıyorum ki, kimse rahatını bozmak istemiyor. Özellikle de, daha çok mala, imkâna, varlığa, makama sahip olanlar bu sorular karşısında daha çok tepki veriyorlar.
    Yani kurulu düzenini kimse bozmak istemiyor. Ama dünya çok öyle uzun ömürlü yerleşimlere pek de müsait değil.
    Dünyaya kene gibi yapışanlar var; ama nafile
    Bu tabir, sohbet ettiğimiz dostlardan birisine ait. “İnsan içinde olduğu alemden ayrılmak istemiyor. Adeta kene gibi yapışıyor dünyaya. Ama bu uğraş anlamsız.” diyor dost.
    Oturduğu kiralık dairesini üç ayda, altı ayda bir değiştirenleri (zorunda kalanları) tanıyorum. En büyük derdi bu.
    Oturduğu daire başkanlığı koltuğundan yılda bir kalkanları (kalkmak zorunda kalanları) tanıyorum. Hayat bu yönüyle ona, azaba dönüşmüş vaziyette.
    Daha düne kadar oldukça zengin denebilecek kişileri tanıyorum. Ama şimdi değiller. Hayat onlar için de çok zor.
    Yıllarca, oldukça sıhhat içerisinde olup, şimdi yıllardır yatalak olanları tanıyorum. Eski günleri gözyaşıyla yad ediyorlar.
    Hasılı kimse göçe hazır değil; ama herkes de göçüyor.
    Peki bunca apaçık olan bir gerçek, nasıl göz ardı ediliyor?
    İnsan neden ölümü üzerine almak istemiyor?
    Hiç kimse, ya yarın odayı değiştirirsek diye bir hazırlık içerisinde değil.
    Resmî dairelerde, makam odaları öyle ihtişamlı, öyle süslü ki.
    Bu, apaçık gitmek istememenin, dünyaya, dünyalıklara alışmanın bir yansıması. Evde, işyerlerinde, çiçekler, süsler, tablolar, eşyalar yerleşmenin derecesini gösteriyor.
    Bu yerleşme değil aslında, adeta kene gibi yapışma.
    Oysa bütün makamlar terk edilmeye mahkûm.
    Tamam tertipli, düzenli olmak güzel, ama o üzerinde titizlikle durulanları her an bırakmaya hazır olmalı insan. Onlara gönlünü bağlamamalı.
    Bu gün sahip olunanlar bizi terk etmeden, bizim onları terkimiz gerekiyor. Buna antrenmanlar gerekiyor.
    Kimse rahatını bozmak istemiyor
    Şehrin, oldukça kalabalık sakini bulunan mezarlığının içinden geçiyoruz. Şehrin yüzlerce kez buraya boşaldığı anlaşılıyor. Niceler gelmiş, gitmiş. Mezar taşlarındaki yazılar dertlerin ortaklığını gösteriyor. Hatta bazı mezar taşlarında, merhumun ne iş yaptığı dahi belirtilmiş. Bir mezar taşında, ‘O belediye başkanıydı.’ diyor. Anlaşılan burada her makamdan var. Buraya girişte makam gözetilmiyor. Bütün makam sahipleri için ortak adres burası.
    Hayır ile anılan, iyi işler yapan, yüksek mertebelerde çalışan şehamet sahipleri ile; şerler yapan, kötülükleri iş edinen, alçak seviyelerde yaşayan tehevvür ve cebanet sahipleri hepsinin son durağı işte burası. Mazlûm da zalimde bu kapıdan giriyor.
    Buradan geçmeyen, buradan göçmeyen yok. Ya hazırlık, işte dert de bu.
    Etki-yetki, varlık-yokluk hepsi dünyaya mahsus gereçler.
    Kabrin öbür tarafına geçmeyen varlık, kabrin öbür tarafına geçmeyen yetki- etki içinde fanilik taşıyor.
    Şu an yapılan bütün işlerin dünkü ustaları, şimdi mezarlık sakinleri. Hem de işleri yarım bırakıp girmişler.
    Bütün gidişler ansızındır, anidendir; bu, hazırlık olmadığındır.
    Mezarlıklar, işi bitmiş değil, işi bitmemiş insanlarla dolu
    “Artık bu saatten sonra ben ölebilirim, işlerim tamam” diyen bir insan yok. Giderken hesaplar hep yarım kalıyor. Onun için işini bitirip giden yok. Hepsinin yarın yapacak işleri vardı. Anlaşılan dünyada işi bitirmek diye bir şey yok. Dünyevi işler de uhrevî işlerde bitmeyecek. Sadece ikisi de ölçülü şekilde yaşanacak. Onun için, ‘Hele şu işleri bir bitirelim de, hele şu yaşa bir gelelim de…’ cümleleri yanılgıdan başka bir şey değil.
    Mezarlıklar, işi bitmiş değil, işi yarım kalmış insanlarla dolu.
    Göç, kat’i. İhmali olmayan bir göç. Ama insan da bir o kadar gafil.
    Hazırlıksız göç olur mu?
    İhtiyaçlar da kovalamaca da bitmeyecek; ta ki ölene kadar
    Bu konu günlerce zihnimde gezindi durdu. Hep ‘neden’ler taşıdım içimde.
    Karşılaştığım, telefon açtığım, görüştüğüm dostlara küçük bir test gibi, ‘Şu an ölmek gerekse, hazır mısın?’ diyordum. Dostlar, ‘Şu an mümkün değil’ diyorlardı. Ben kendime soruyordum. O da ‘mümkün değil’ diyordu.
    Anlaşılan kimse ölüme hazır değildi. Oysa ‘ölmeden evvel ölmek’, ‘dünya seni terk etmeden evvel, sen onu terk et’ hakikatleri’ insanlar içindi.
    Hatta ‘Nereden çıktı bu sorular’ diyenlerin sayısı hiç de az değildi.
    Dünyaya ve dünyalıklara bağlanmamız arttıkça, ayrılmanın düşüncesi bile zor geliyor. İnsan dünyaya tamamen, eksiksiz, kusursuz, noksansız yerleşmek istiyor. Ama bu da mümkün değil. İhtiyaçlar bitmeyeceği gibi, kovalamaca bitmeyecek. Ta ki ölüm kapıyı çalıncaya kadar.
    Şu birkaç soru bile, insanları telâşlandırmaya yetti. ‘Eyvah, neler oluyor!, Nereye gidiyoruz?, Ne yapmalıyız?, “Nereden çıktı bu sorular?’ şaşkınlığı yaşamalarına sebep oldu.
    Amacımda buydu zaten. ‘Ölüm var, hazır mısınız?’ demek ve ‘Ölüm’ü hatırlatıcı olmaktı. Ben amacıma ulaştım.
    Ama anladım ki, ölümden bahsetmek, lezzetleri acılaştırdı. Ölüm, insanı ‘insan’laştırdı.
    Siz ölümü hesaba katmasanız da, o sizi katıyor
    Sohbetimizde geçen, ‘Yarın öleceğini bilsen, neler yapmak isterdin?’ soruları, önce insanlarda soğuk bir duş etkisi yapıyordu.
    İnsanlar, dünyevî göçlere hazır olmadıkları gibi; dünyadan göçlere de pek hazır değiller.
    Anlaşılan gidişlerin çoğu, hazırlıksız yakalanma sonucu oluyordu. Hele de gençler…
    Kadim dostum Bahattin Yaşar beyin 05.10. 08 tarihli YENİASYA gazetesi'ndeki yazının bir bölümünden alıntı... Kendini tebrik ederim.
    (Dahagüzel günler hepimizin olsun. Selam ve duayla.)
    D: Selahaddin Vatansever

  2. #2
    Ehil Üye Medresetü'zZehra - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Bulunduğu yer
    Eskişehir
    Yaş
    35
    Mesajlar
    1.934

    Standart

    Çok doğru diyosunuz ölümden bihaber yaşayıp gidiyoruz.
    Hüsn-ü Aşk...



    Gayr-ı Meşru Bir Muhabbetin Neticesi Merhametsiz Bir Adavettir.


+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. Hazır Cevaplar
    By ayine-i samed in forum Mizah
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 06.01.20, 07:24
  2. Eşinin Huyunu Değiştirmeye Kalkmak!
    By *SAHRA* in forum İslam'a Göre Kadın ve Aile
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 10.11.14, 14:37
  3. Dünya Malı Dünya da Kalır...
    By BiRDüNYaUMuT in forum İslami Nitelikli Yazılar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 27.07.12, 18:08
  4. Hazır Cevaplar
    By _ENVAR_ in forum Kıssadan Hisseler, İbretli Öyküler
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 22.09.08, 14:29
  5. Hadi Hazır mısınız?
    By NuRDünya in forum Şiirler
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 01.12.07, 19:52

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0