+ Konu Cevaplama Paneli
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 2 ve 2

Konu: Ağa!

  1. #1
    Pürheves sarıca - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Apr 2008
    Mesajlar
    189

    Standart Ağa!





    KÖYÜN AĞASIYDI. Dededen, babadan kalma bir zenginlikti onunki. Malları da, namı da ata yadigârıydı. Varsın olsun. Ona göre, sorun yoktu. Zira, onu köyün bir numaralı adamı yapmaya yetecek kadar malı da vardı, namı da...
    Ağa demek, bir bakıma, köyün padişahı demekti. Sözünün üstüne söz gelmezdi. Hele bir gelsin; getiren ya anında özür diler, ya derhal karşısından kalkardı. Hele kalkmasın; başkaları kaldırırdı. Hele kaldırmasınlar; ağa yapacağını bilirdi. Önünde yürüyen de olmazdı, ardından konuşan da. “Ağa”ydı bugüne bugün. Köy küçüktü gerçi, ama ağa büyük adamdı.
    Herşey iyi hoştu da, ağanın ağzının tadını kaçıran bir sorun vardı. O da hallolsa, hiçbir sorun kalmayacaktı. Ağa, köyün imamından yana dertliydi. Gerçi kendisinin namaz-niyazla fazlaca işi yoktu. Allah’ını bildiğini, çok sevdiğini söyler; “Yalnız, Allah’la kul arasına girmeye gerek yok” diye eklerdi. Namaz, onunla Allah’ı arasında bir meseleydi.
    Yine de, köyün camisine hiç uğramamak olmazdı. “Gavur değiliz herhalde.” Ağa, her Cuma günü en yeni giysilerini giyer, abdestini alır, etrafına toplananların önüne düşer, caminin yolunu tutardı. Yolda beride görenler selam verir, cami kapısında ise köylüler ona yol açarlardı. O da selamları karşılar, kendisine açılan yoldan gururlu bir eda ile ilerler ve en ön safa kurulurdu. Bu arada, kendi safındakilerden bir adım ileride durmayı da unutmazdı.
    Buraya kadar sorun çıkmazdı da, sorun bundan sonra başlardı. Zira, hutbesini bitirir bitirmez minberden inen imam, kalabalığı yara yara öne doğru ilerler, tam da ağanın önüne yerleşirdi.
    Her Cuma tekrar tekrar yaşanan bu durum ağayı elbette memnun etmiyordu. Ağalık otoritesini rencide eden bu durum, ağa kadar, oğlunun da canını sıkıyor olmalıydı ki, bir keresinde, “Niye babamın önüne geçiyorsun?” diye çıkışmıştı imama. İmam oğlunun bu densizliğini ağaya açınca, ağa da ağzındaki baklayı çıkarmadan rahat etmemişti. “Oğlan yanlış yapmış imam efendi, ama sen de fazla önümde duruyorsun. Bu işi düzeltmek lâzım.”
    Bu görüşmenin üstünden çok zaman geçmeden, sorun, hiçbir ilave sorun çıkmadan çözülüverdi. Ağa, en sonunda, muradına erdi. Artık en öndeydi, üstelik hiç itiraz eden de yoktu. İmam dahil.
    İmam, “Er kişi niyetine!” diyerek cenaze namazına çoktan başlamıştı bile...

    10/05/2004
    © 2008 karakalem.net, İnci Şirvan
    Tesettür gizle(n)mektir. Kılık, kıyafet ve tavırlarıyla “Ben buradayım!” diyenin başında tesettürden çok tereddütler vardır. Osman Sertuğ Çalışkan

  2. #2
    Müdakkik Üye KERRÂ_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jun 2008
    Bulunduğu yer
    gonya
    Yaş
    35
    Mesajlar
    626

    Standart

    çok güzelmiş yaaa.Allah razı olsun.

    Geceyi imar eden MİMAR'ın kudret eline bırakmak hüzünleri...ne güzelmiş meğer...



    Ey gönül!canına üflenen nefhayla yanda kavrul!amma lale gibi ol ki,halinden sadece"YAR" haberdar olsun...


+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0