Bir Hikâye - Aslanın Dayısı
ASLANIN DAYISIKedinin birisi dağda, kuş böcek avlarken yolu bir aslanın inine düşmüş. Aslan postu sermiş uyumaktaymış. Kedinin patırtısına uyanmış.“Bre sen de kimsin? Benim inimde ne iş işlersin?” diye kükremiş.Kedi, önce korktuysa da, belli etmemiş. Hemen tezgâh kurmuş:“Vay aslanım, beni tanımadın mı? “Yoo. Kimsin?” “Ben senin dayınım dayın!”Aslan kediye şöyle bir bakmış: “Valla, yüzün gözün, elin ayağın, postun posteken aslana benziyor ama, pek bi küçüksün. Sen nasıl benim dayım olabilirsin?“Ah yeğenim ah! Ben de senin gibiydim. Ama şu insanoğlu var ya, bana etmediği zulüm bırakmadı. Çektiğim cefa, beni böyle ufalta ufalta bu hale soktu.”“Deme..”“Sorma..”Aslanın bu iş ağırına gitmiş. Ne de olsa dayısı yüreği incinmiş.“Vah vah, şu işe bakın hele. Ben bu insanoğlunu hiç tanımam, kalk gidelim göster onu bana da şunun haddini bir bildireyim” demiş.Kedi önde, aslan arkada yola düşmüşler. Gide gide ormanın kıyısında büyük bir ağacı kesmeye çalışan bir köylünün yanına varmışlar.Aslan kükremiş:“İnsanoğlu denen ciğersiz sen misin?”Köylü bakmış, bir kedi arkasında bir koca aslan yanına gelmekteler:“Ee benim ne olacak?”“Şu benim dayıma ettiğin zulüm, yanına mı kalacak sanıyorsun.”“Ne yapmışım senin dayına?”“Etmediğin cefa, yüklemediğin yük kalmamış. Zavallı benim gibi koca heybetli bir aslan iken el kadar kalmış. Seninle hesaplaşacağız, hazır ol!”Köylü, kurnaz kedinin aslana ettiği oyunu anlamış.“tamam olur” demiş. “Ancak benim biraz işim var, şu kütüğü yarmam gerekiyor. Sen güçlüsün bir yardım et, işim çabuk bitsin sonra hesaplaşırız.”Köylü büyükçe bir çıra kütüğünü ikiye bölmekle uğraşıyormuş. Kütüğün ortasına bir kama yerleştirip, boydan boya aralamış. Aslana demiş ki:“Sen şu yarığa pençelerini bir sokuver, sonra da birlikte gayret edip şu kütüğü ikiye bölelim.Aslan bu teklifi hemen kabûl etmiş, gidip kütüğün ortasındaki yarığa pençelerini sokmuş.Köylü de kamayı oradan çekip çıkarınca aslanın her iki pençesi kütüğün yarığında sıkışıp kalmış. Acısından naralar atan aslan bir bir dayısına bir de köylüye bakıp aman dilemiş. Köylü ise, baltanın sapını kaptığı gibiaslanı dövmeye başlamış.Aslan can acısıyla hem ağlıyor, hem de:“Hayırlısıyla dayımız kadar kalabilseydik bari, şu insanoğlu aslanı kedi değil fare yapar, fare” diyormuş. H 36 DERLEYEN: Selahaddin Vatansever YENİASYA Gazetesi svsever99@hotmail.com