•FIRINCININ OĞLU
Bir zaman, güçlükle geçinen bir adam ve üç oğlu varmış. Adam oğullarını karşısına almış. “Canlarım, durum gittikçe kötüye gidiyor”. “Çocuklar ne yapmamızı istiyorsun babacığım”, dediler. Adam “Beni esir pazarına götürün ve satın”. Çocuklar itiraz ettiler, adam ikna etti. Ama ucuza satmayın, dedi.”üç şeyden iyi anlar deyin. Birincisi; attan anlar. İkincisi; mücevherden anlar. Üçüncüsü; Adamdan iyi anlar, deyip yüksek fiyat istiyorlarmış. Akşam olmuş, kimse satın almamış. Kralın adamları durumu anlatmışlar. Kral da alın belki işimize bir gün yarar, deyip yüz altına pazarlık edip anlaşmışlar.
•Bir zaman sonra başka ülkenin kralı hediye olarak bir at göndermiş. Kralın aklına esir gelmiş. Çağırın ata bir baksın demiş. Adam ata bakmış; bu at sizi öldürecek demiş. İsterseniz, birini koyun deneyin. Adamın dediğini yapmışlar. At adamı duvara çarpmış ve adamı öldürmüş. Kral adama ödül olarak bir ekmek arttırmış.
•Yine bir zaman sonra başka bir kral hediye olarak bir değerli taş göndermiş. Kral yine esiri çağırmış. Şu taşa bir bak demiş. Adam bakmış, bu taşın içinde zehir var demiş. Yine bir adamda denemişler. O adam da ölmüş. Kral yine esire ödül olarak bir ekmek daha arttırmış.
•Daha sonra kralın aklına adamın üçüncü hüneri gelmiş. Esiri çağırmış, demiş ki; ben nasıl biriyim. Esir de “efendim kızmayın ama siz fırıncının oğlusunuz, demiş. Kral kükremiş; doğru annesini yanına çağırtmış. Esirin anlattıkları doğru mu? demiş. Kralın annesi de oğlum babanın çocuğu olmuyordu biz de mecbur olduk fırıncıyı aldık.
•Kral yine esiri çağırtmış. Peki hepsini bildin, tamam da benim fırıncının oğlu olduğumu nasıl bildin? Esir de “efendim kralın oğlu olsaydınız her ödülde bir kese altın verirdiniz”. Ondan anladım; demiş.
H 35 Yazan: Selahaddin Vatansever YENİASYA