+ Konu Cevaplama Paneli
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 7 ve 7

Konu: İletilmiş Mesajdır...

  1. #1
    Ehil Üye insirah - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2007
    Bulunduğu yer
    Kure-i Arz
    Mesajlar
    3.312

    Standart İletilmiş Mesajdır...

    On dokuz yıl evveldi. Stockholm'e gitmiştim. Bir otele indim.
    Geceydi. Sabahleyin, traş olmak için lavaboya gittiğimde, aynanın yanında
    ilginç bir not gördüm. Lütfen diyordu, trastan sonra jiletinizi çöpe atmayın. Yanda bir kutu var, oraya bırakın.Bir tek jiletle dahi olsa, İsveç çelik sanayisine yardımcı olun.

    Doğrusu hayretler içi nde kaldım. Çocukluğumdan beri çelik eşya denince
    akla İsveç çeliği gelir. Birçok eşya üzerinde "İsveç çeliğinden
    yapılmıştır" diye yazardı.

    İste o ülke, kullanılmış bir tek ufacık jiletin bile çöpe gitmesini
    istemiyor, ona sahip çıkıyor, gelen turistlere rica yollu uyarıda
    bulunuyordu.

    İsviçre'de zaman zaman, belli periyotlarda, radyolar, televizyonlar,
    bir haberi duyurur.

    Şu tarihte, su saatte, adamlarımız gelecek. Siz lüt fen hazırlığınızı
    yapın. Okumadığınız,ilgilenmediğiniz, kullanmadığınız ne kadar
    kitap,dergi, gazete varsa, kâğıt, ambalaj,kutu varsa, ve lev ki, bir ilaç
    prospektüsü dahi olsa, kapının önüne koyun.
    İsviçre'nin kalkınmasına yardımcı olun. Fazla ağaç ziyanına engel olun.


    Beş yaşında idim.Babaannem rahmetli, pirinç ayıklıyordu.
    Bir tane yere düştü. Babaannem eğildi,aramaya başladı.
    Sağa bakıyor, sola bakıyor, bulmaya çalışıyor.
    Çocukluk iste, "aman babaanne dedim.Bir pirinç tanesi için bu kadar
    caba harcamaya,yorulmaya değer mi?"
    Rahmetli ilk defa sertleşti bana karşı, öfkeyle doğruldu.
    "Sen oturduğun yerden ahkâm kesiyorsun,"dedi.
    "Hiç pirinç üretilirken gördün mü? İnsanlar ne kadar zorluk
    çekiyorlar.
    Bir pirinç tanesinde kaç insanin göz nuru, alın teri, emeği,çilesi
    var biliyor musun?"
    Utancımdan kıpkırmızı olmuştum.

    Aradan yıllar geçti. Hukuk Fakültesinde öğrenciyim.

    Alain'in proposlarini okuyorum. Birden irkildim.
    Babaannemi hatırladım. Alain, bir insan yerde bir iğne görüp de
    eğilip almazsa, bütün uygarlığa karşı ihanet etmiş olur diyordu.
    İlave ediyordu. Bir iğnenin üretiminde binlerce insanin alın teri, göz
    nuru, el emeği vardır diyordu.

    Japonlar son derece sade, basit,yalın mütevazı yasayan insanlardır.
    Evlerini mobilya ile eşya ile dolduranlar Japonlara göre ruhen tekamül
    edememiş , hayatın manasını anlayamamış , zavallı kimselerdir.
    Böyleleriyle, zavallı, evini mezat salonuna çevirmiş diye eğlenirler.

    Bir insanin gösteriş için eşyanın esiri olması ne kadar acıdır.
    Vaktiyle Japon ekonomisi bir darboğazdan geçiyor.
    İç borçlar,dış borçlar gırtlağı aşıyor.
    Zamanın başbakanı meclisi toplar. Kürsüye çıkar.Durumu olanca açıklığı
    ve tehlikeleri ile anlatır ve su andan itibaren der, Allah şahidim olsun
    ki, Japonların iç ve dış borçları son kuruşuna ka dar ödenmeden, pirinçten
    başka bir şey yemeyeceğim.

    Su üstümdeki elbiseden başka elbise giymeyeceğim.

    Dediklerini yapar,en üstten en alta bir israftan kaçınma kampanyası
    açılır.Japonya bütün borçlarını öder.Bu durumun toplumun bütün
    kesimlerini, tek istisna olmadan kapsadığını söylemeye gerek yok.
    Geçenlerde Japon imparatorunun sarayını gördüm.

    Yarabbim, ne kadar sade, ne kadar mütevazı,ne kadar gösterişten
    uzak ...
    Gerekmediği halde elektriği yakmakla, suyu kapamadan bos yere
    akıtmakta, Gece çamurlu ayakkabılarımızı temizlemeden yatmakla, Yemek
    yediğimiz kapları yıkamadan bırakmakla biz de zalimler sınıfına geçmiyor
    muyuz?

    Hayat çok ince,akil almaz incelikte ipliklerle örülmüştür.Her şey o
    kadar birbirine bağlıdır ki, İlkokul okuma kitabımızdaki bir sözü hiç
    unutmadım.

    Bir mıh bir nalı kurtarır.

    Bir nal bir atı,

    bir at bir komutanı,

    bir komuta n bir orduyu,

    bir ordu bir ülkeyi kurtarır

    diyordu..

    Maddi durumumuz ne olursa olsun,ister zengin olalım, ister fakir,
    hepimiz çok dikkatli olmak zorundayız.

    Bunda parayı da, maddiyatı da aşan büyük bir edep ve incelik vardır.
    Kainattaki gidisati izlesek ve israfin ve intizamsizligin olmadigini gorsek,sanirim bu bizim icin en buyuk tahkik egitimi olacaktir.

  2. #2
    Ehil Üye Ebu Hasan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2006
    Bulunduğu yer
    Ankara
    Yaş
    42
    Mesajlar
    3.049

    Standart

    Hasan YÜKSELTEN
    Maşrapas?n? atan Diyojen




    Eksiklerimizi değil de fazlal?klar?m?z? düşündük mü hiç hayat?m?zda? Diyojen’i tan?rs?n?z belki. Hani kendisine ihsanda bulunmak isteyen, ve ‘Ne istersen yapay?m’ diyen Büyük ?skender’e, ‘Gölge etme başka ihsan istemem’ diyen filozof. Kuyruğuna bağlanm?ş tenekenin peşinde koşturup duran kedi misâli, modernizmin ürettiği ihtiyaçlar?n peşinde koşturmaktan yorgun düşen ve hiçbir zaman eksiği bitmeyen günümüz insan?na, 2400 y?l öncesinden ders verircesine ‘Hayat?mda fazla olan neler var?’ diye sorgulayan bir düşünür. Sahip oldugu eşyalar, değnek, torba, f?ç?, fener ve maşrapa. Evi f?ç?s?d?r zaten. Zenginliğini belki de f?ç?s?na düşen güneş ?ş?ğ?yla ölçmektedir. Herhalde bunun için sadece güneşinin önünden çekilmesini istemişti ?skender’den.
    ?şte bu filozof, günün birinde pazara gidip, etrafta sat?lan bir sürü şeyi görünce şöyle bağ?r?r: “?htiyac?m olmayan ne kadar da çok şey varm?ş!” Yine başka birgün avucuyla su içen bir çocuğu görünce, maşrapas?n? da atar elinden. ‘Bu çocuk bana hâlâ fazla eşya taş?d?ğ?m? öğretti’ der.
    Bugün art?k aşina olduğumuz devasa al?şveriş merkezlerini her gördüğümde Diyojen gelir akl?ma. Günümüzde yaş?yor olsayd?, belki de ihtiyac? olmad?ğ? halde biraz daha ucuza bir ürün almak için bu merkezlerin önünde geceyar?s?ndan kuyruğa giren, raflara sald?r?rken birbirlerini ezen insanlar? görseydi, acaba nas?l bağ?r?rd? diye merak ederim.
    Günümüz dünyas?nda inananlar için en büyük imtihan, hayat tarzlar? üzerinden gerçekleşiyor. Gelişine yaşan?yor art?k hayatlar. Çok fazla sorgulama ihtiyac? hissetmeden.
    Bir yazar?n belirttiği gibi art?k ehl-i dünya, ehl-i iman ayr?m?, anlam?n? hemen hemen yitirmiş durumda. Çünkü herkes bir şekilde dünyevîleşmiş durumda malesef.
    Kapitalist hayat anlay?ş?na göre ihtiyaçlar s?n?rs?z, kaynaklarsa s?n?rl?d?r. Bundan ötürüdür ki, günümüz insan? ihtiyaç esiri, tüketim zavall?s? bir varl?ğa dönüşmüş durumdad?r. Oysa gerçek, bunun tam tersidir. Yani ihtiyaçlar s?n?rl?, kaynaklarsa s?n?rs?zd?r. ?ki bin y?l öncesi düşünürlerinden Seneca, şöyle der: ‘Samandan bir dam hür adamlar? bar?nd?r?rd?; şimdi mermer ve alt?n tavanlar alt?nda bir köle sürüsü yaş?yor.’ Bugünkü insanl?k da gökdelenler, plazalar, bankalar, lüks al?şveriş merkezleri içerisinde ücretli kölelik hayat?n? yaş?yor asl?nda.
    Bediüzzaman, Sözler adl? eserinde, dünyan?n üç yüzü olduğundan bahseder. Cenâb-? Hakk’?n esmâs?na bakan birinci yüzünün ve ahirete bakan ikinci yüzünün muhabbete lây?k olduklar?n? söylerken, insan?n hevesât?na bakan ve gaflet perdesi olan üçüncü yüzününse nefrete lây?k olduğunu belirtir. Nitekim kendisi de, dünyan?n ilk iki yüzüne nazar eden, söylediği gibi yaşayan, bütün eşyas?n? bir sepette taş?yabilen ve üçüncü yüzü itibariyle dünyay? küçümseyebilen biriydi.
    Bugün Bediüzzaman gibi bütün eşyam?z? bir sepette taş?mak veya Diyojen gibi f?ç?da yaşamak mümkün değil belki ama en az?ndan onlardan ders alarak, ara s?ra da olsa hayat?m?zda nelerin fazlal?k olduğunu, ihtiyaç kavram?n?n hayat?m?zdaki anlam?n? düşünmeliyiz kanaatindeyim. Unutmayal?m ki, çok az şeye sahip olan değil, çok şeyin özlemini çeken insan fakirdir.

    05.12.2007

    E-Posta: yukselten@yahoo.com


    http://www.yeniasya.com.tr/2007/12/0...rlar/butun.htm
    Vücudunu mucidine feda et.Mukabilinde büyük bir fiyat alacaksın.Mesnevi-i Nuriye sahife 101


  3. #3
    Yasaklı Üye Cennetâsâ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2007
    Mesajlar
    5.827

    Standart

    Günümüz dünyas?nda inananlar için en büyük imtihan, hayat tarzlar? üzerinden gerçekleşiyor. Gelişine yaşan?yor art?k hayatlar. Çok fazla sorgulama ihtiyac? hissetmeden.
    sadakte..

  4. #4
    Ehil Üye canan** - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2007
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    1.018

    Standart

    Günümüz dünyas?nda inananlar için en büyük imtihan, hayat tarzlar? üzerinden gerçekleşiyor. Gelişine yaşan?yor art?k hayatlar. Çok fazla sorgulama ihtiyac? hissetmeden.

    Hakikaten öyle onun düşüncelerine, hislerine ulaşmak için bir yol bulacaks?n ve başlayacaks?n mükellef olduğun 'doğruyu anlatma' görevini icraya.. kabullenilmiş sorgulamaya gerek duymad?ğ? o düşünceleri yontmak çok zor..al?şkanl?klar?n? değiştirmeye uğraşmak.. ÇOK ZOR

    Eninde sonunda fiilen yapamad?ğ?n hiç bir şey olmad?ğ?, ama yapabildiğin tek şeyin DUA olduğunu görmek -ki daimdir bu- insan?n yüreğini çiziyor....
    Kolaylaştırınız, güçleştirmeyiniz,
    Müjdeleyiniz,nefret ettirmeyiniz...
    hadis-i şerif

    Usandım, boşyere hep gitmeler, gelmelerden;

    Bırakın uyuyayım, yandım kelimelerden..

    n-f-k


  5. #5
    Müdakkik Üye visal - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Mesajlar
    892

    Standart

    israf etmemeyi bizim dersanelerde öğrendim,gerçekten çok etkileyici örnekler vermişsin çok sağolasın.

    Alıntı insirah Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Alain'in proposlarini okuyorum. Birden irkildim.
    Babaannemi hatırladım. Alain, bir insan yerde bir iğne görüp de
    eğilip almazsa, bütün uygarlığa karşı ihanet etmiş olur diyordu.
    İlave ediyordu. Bir iğnenin üretiminde binlerce insanin alın teri, göz
    nuru, el emeği vardır diyordu.
    hem emeği vardır ama daha önemlisi birinin ayağına battığını düşünmek dahi istemiyorum(kızmayın kendim gibi Türk tipi olaya yaklaşım gösterdim)
    Sath-ı arz bir mescid, Mekke bir mihrab, Medine bir minber... O bürhân-ı bâhir olan Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselâm bütün ehl-i îmânâ imam, bütün insanlara hatib, bütün enbiyaya reis, bütün evliyaya seyyid, bütün enbiya ve evliyadan mürekkeb bir halka-i zikrin serzâkiri...

  6. #6
    Ehil Üye elff - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2006
    Bulunduğu yer
    Kocaeli
    Mesajlar
    4.016

    Standart

    Alıntı HASAN- Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Günümüz dünyasında inananlar için en büyük imtihan, hayat tarzları üzerinden gerçekleşiyor.

    Gelişine yaşanıyor artık hayatlar. Çok fazla sorgulama ihtiyacı hissetmeden.

    Bir yazarın belirttiği gibi artık ehl-i dünya, ehl-i iman ayrımı, anlamını hemen hemen yitirmiş durumda. Çünkü herkes bir şekilde dünyevîleşmiş durumda malesef.
    Önemli bir hakikat yansıtılmış yazıda.

    Bir yerde durup nereye sürüklendiğimizi sorgulamak zorundayız.

    Sorgulamalıyız ki büyük çoğunluğun koştuğu yere değil, varmamız gereken yere yönelelim.
    İmân, insanı insan eder; belki, insanı sultan eder. Öyle ise, insanın vazife-i asliyesi İmân ve duâdır.

    ***


    ....Sevgili Üstâdım, evvelce arz ettiğim vech ile, ben artık birşey için yaşadığımı zannediyorum.


    O da, üstâdım olan dellâl-ı Kur'ân'ın vazife-i memuriye-i mânevîsini îfâ etmekle kendilerine pek cüz'î bir yardım ve Kur'ân hesâbına cüz'î bir hizmetkârlıktan ibârettir....



    ***


  7. #7
    Yasaklı Üye Cennetâsâ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2007
    Mesajlar
    5.827

    Standart

    herkesin yapt?ğ?n? yapan, herkesin gittiği yere gider..
    narün haviye..
    hem deme ben de herkes gibiyim..herkes sana kabir kap?s?na kadar arkadaşl?k eder!

+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0