Herşey Kur'an'da olduğuna göre âlimlere ne ihtiyaç var?
BU SORUNUN ne derece mant?ks?z olduğuna baz? misâllerle bakmaya çal?şal?m:
Bizler, kudret kalemiyle yaz?lm?ş kâinat kitab?ndan kendi akl?m?zla çok az şeyler anlayabildiğimiz gibi, sadece okumakla da Kur’ân-? Kerîm’in âyetlerinden çok az anlayabiliyoruz.
Kâinat kitab?n? farkl? yönleriyle bizlere ders veren araşt?rmac? kimseler ve kâşif zatlar olduğu gibi elbette ki, Kur’ân-? Kerîm’i de bizlere ders verecek âlimler ve müçtehidler olacakt?r.
Âmi bir insan, güneşi bir elma kadar zannederken, bir astronom, o güneşin bu dünyadan bir milyon defadan daha fazla büyük olduğunu görebilmektedir.
Yine, okuma yazma bilmeyen bir adam, kan?, k?rm?z? bir su olarak görürken, bir doktor o kan içindeki milyarlarca alyuvar ve akyuvara nazar edebilmektedir.
Bir insan, bir nehre bakt?ğ?nda sudan başka birşey göremezken, bir elektrik mühendisi o nehrin arkas?nda şelâleleri ve o şelâlelerin arkas?nda ise elektrik cereyan?n? görebilmektedir.
Kimya ilminden bîhaber olan kimse bir bitkinin yüzüne suretâ bakarken, o fende terakki etmiş bir zât, nebatatta gizli olan birçok hazineleri ortaya ç?karmakta ve bir eczac? ise onlardan ilâç yapmaktad?r.
Şimdi, bir adam eczaneden ilâç almay?p, “madem ki bütün ilâçlar çeşitli bitkilerden yap?l?yor; o halde bu ilâçlar? bir eczac?ya başvurup almak yerine bunlar?n menba?ndan istifade edeceğim” diyerek, dağlara ç?k?p ot toplasa ne derece divanelik etmiş olur; k?yas ediniz.
?şte, Kur’ân-? Kerîm’in her bir âyetinde ne derece azametli nurlar, ne gibi eczalar ve nas?l ince mânâlar bulunduğunu ve her necm-i âyetin ne kadar azîm ve büyük olduğunu anlayabilmemiz için de elbette ki, onun mütehass?s?, eczac?s? ve mühendisi olan zatlar?n ilimlerinden faydalanmam?z lâz?md?r.
Aksi halde, ne kadar sathî nazarl? kalacağ?m?z ve ne derece cahil olacağ?m?z yukar?daki misâllerden anlaş?lmaktad?r.
Mehmet K?rk?nc?