+ Konu Cevaplama Paneli
2. Sayfa - Toplam 3 Sayfa var BirinciBirinci 1 2 3 SonuncuSonuncu
Gösterilen sonuçlar: 11 ile 20 ve 30
Like Tree11Beğeni

Konu: İhlas nedir?

  1. #11
    Ehil Üye *AHMET* - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2016
    Mesajlar
    3.440

    Standart

    Birinci Misal: Ehl-i dünya, büyük bir servet ve şiddetli bir kuvvet elde etmek için, hattâ bir kısım ehl-i siyaset ve hayat-ı içtimaiye-i beşeriyenin mühim âmilleri ve komiteleri, iştirak-i emval düsturunu kendilerine rehber etmişler. Bütün sû'-i istimalât ve zararlarıyla beraber, hârika bir kuvvet, bir menfaat elde ediyorlar. Halbuki iştirak-i emvalin çok zararlarıyla beraber, iştirakle mahiyeti değişmez. Herbirisi umuma -gerçi bir cihette ve nezarette- mâlik hükmündedir, fakat istifade edemez.

    Her ne ise.. bu iştirak-i emval düsturu a'mal-i uhreviyeye girse; zararsız azîm menfaate medardır. Çünki bütün emval, o iştirak eden herbir ferdin eline tamamen geçmesinin sırrını taşıyor. Çünki nasılki dört beş adamdan iştirak niyetiyle biri gazyağı, biri fitil, biri lâmba, biri şişe, biri kibrit getirip lâmbayı yaktılar. Herbiri tam bir lâmbaya mâlik oluyor. O iştirak edenlerin herbirinin bir duvarda büyük bir âyinesi varsa, herbirinin noksansız, parçalanmadan birer lâmba oda ile beraber âyinesine girer. Aynen öyle de: Emval-i uhreviyede sırr-ı ihlas ile iştirak ve sırr-ı uhuvvet ile tesanüd ve sırr-ı ittihad ile teşrik-ül mesaî.. o iştirak-i a'malden hasıl olan umum yekûn ve umum nur herbirinin defter-i a'maline bitamamiha gireceği ehl-i hakikat mabeyninde meşhud ve vaki'dir ve vüs'at-i rahmet ve kerem-i İlahînin muktezasıdır.

    İşte ey kardeşlerim! Sizleri İNŞÂALLAH menfaat-ı maddiye rekabete sevketmeyecek. Fakat menfaat-ı uhreviye noktasında bir kısım ehl-i tarîkat aldandıkları gibi, sizin de aldanmanız mümkündür. Fakat şahsî, cüz'î bir sevab nerede; mezkûr misal hükmündeki iştirak-i a'mal noktasında tezahür eden sevab ve nur nerede?


    Ehl-i dünya: Dünya ehli, yanlız dünya hayatını kabul edip onun için çalışanlar.
    Ehl-i siyaset: Siyasettekiler, siyasetçiler.
    Hayat-ı içtimaiye-i beşeriye: İnsanların toplum hayatı.
    Âmil: Yapan, işleyen, sebep.
    İştirak-i emval: Malların ortaklığı, malları ortak etme.
    Sû'-i istimalât: Kötüye kullanmalar, yanlış yerde kullanmalar.

    A'mal-i uhreviye: Ahirete ait ameller, ahiretle ilgili işler.
    Emval: Mallar.
    Mâlik: Sahip. Mal sahibi.
    Emval-i uhreviye: Ahirete ait mallar, öbür dünya yaşantısıyla ilgili mallar.
    Sırr-ı uhuvvet: Kardeşlikteki gizli gerçek.
    Tesanüd: Dayanışma.
    Sırr-ı ittihad: İttihad sırrı, birlikteki derin mana ve gizli gerçek.
    Teşrik-ül mesaî: Çalışmaların ortak edilmesi
    İştirak-i a'mal: Yapılan işlerde ortak olma.
    Yekûn: Toplam.
    Defter-i a'mal: Herkesin bütün yaptıklarının meleklerce yazılıp kayıt edildiği manevî defter.
    Bitamamiha: Tamamen, bütünüyle.
    Meşhud: Görünen, görülen.
    Vüs'at-i rahmet: Allah'ın (cc) merhametinin genişliği.
    Kerem-i İlahî: Allah'ın (cc) ikramı, Allah'ın (cc) iyilik ve yardımı.
    Mukteza: İktiza eden, gereken.

    Menfaat-ı maddiye: Maddî menfaat.
    Menfaat-ı uhreviye: Uhrevî menfaat, ahiretle ilgili fayda.
    Ehl-i tarîkat: Tarikata bağlı olanlar.
    Mezkûr: Bahsedilmiş, zikredilmiş, belirtilmiş.
    Tezahür: Görünme, belirme, ortaya çıkma.

  2. #12
    Ehil Üye *AHMET* - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2016
    Mesajlar
    3.440

    Standart

    İkinci Misal: Ehl-i san'at, netice-i san'atı ziyade kazanmak için, iştirak-i san'at cihetinde mühim bir servet elde ediyorlar. Hattâ dikiş iğneleri yapan on adam, ayrı ayrı yapmağa çalışmışlar. O ferdî çalışmanın her günde yalnız üç iğne, o ferdî san'atın meyvesi olmuş. Sonra teşrik-ül mesaî düsturuyla on adam birleşmişler. Biri demir getirip, biri ocak yandırıp, biri delik açar, biri ocağa sokar, biri ucunu sivriltir ve hâkeza herbirisi iğne yapmak san'atında yalnız cüz'î bir işle meşgul olup, iştigal ettiği hizmet basit olduğundan vakit zayi' olmayıp, o hizmette meleke kazanarak, gayet sür'atle işini görmüş. Sonra, o teşrik-i mesaî ve taksim-i a'mal düsturuyla olan san'atın semeresini taksim etmişler. Herbirisine bir günde üç iğneye bedel üçyüz iğne düştüğünü görmüşler. Bu hâdise ehl-i dünyanın san'atkârları arasında, onları teşrik-i mesaîye sevketmek için dillerinde destan olmuştur.

    İşte ey kardeşlerim! Madem umûr-u dünyeviyede, kesif maddelerde böyle ittihad, ittifak ile neticeler, böyle azîm yekûn faideler verir; acaba, uhrevî ve nuranî ve tecezzi ve inkısama muhtaç olmayarak ve fazl-ı İlahî ile herbirisinin âyinesine umum nur in'ikas etmek ve herbiri umumun kazandığı misil sevaba mâlik olmak, ne kadar büyük bir kâr olduğunu kıyas edebilirsiniz! Bu azîm kâr, rekabetle ve ihlassızlık ile kaçırılmaz.


    Ehl-i san'at: Sanatkârlar, sanatla uğraşanlar.
    Netice-i san'at: Sanatın neticesi.
    İştirak-i san'at: Sanat ortaklığı, sanat kabiliyetinin ortaklığı.
    Ferdî: Tek başına, tek kişiyle ilgili.
    Teşrik-ül mesaî: Çalışmaların ortak edilmesi, ortaklaşa çalışma.
    Hâkeza: Bunlar gibi, bunun gibi.
    Meleke: Tecrübelerin veya tekrarlamaların sonucu kazanılan bilgi ve beceri alışkanlığı.
    Taksim-i a'mal: Amellerin taksimi, yapılacak işlerin paylaştırılması.
    Ehl-i dünya: Yanlız dünya hayatını kabul edip onun için çalışanlar.

    Umûr-u dünyeviye: Dünyaya ait işler, dünya ile ilgili işler.

    İttihad: Birleşme, birlik.
    Azîm: Büyük, yüce.
    Uhrevî: Ahirete ait, ahiretle alakalı, öbür dünya ile ilgili.
    Tecezzi: Bölünme, parçalara ayrılma, ufalanma.
    İnkısam: Kısımlara ayrılma.
    Fazl-ı İlahî: Allah'ın (cc) iyiliği, yardımı ve ikramı.
    İn'ikas: Aksetme, yansıma.

  3. #13
    Ehil Üye *AHMET* - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2016
    Mesajlar
    3.440

    Standart

    İhlası kıran ikinci mani: Hubb-u câhtan gelen şöhretperestlik saikasıyla ve şan ü şeref perdesi altında teveccüh-ü âmmeyi kazanmak, nazar-ı dikkati kendine celbetmekle enaniyeti okşamak ve nefs-i emmareye bir makam vermektir ki, en mühim bir maraz-ı ruhî olduğu gibi "şirk-i hafî" tabir edilen riyakârlığa, hodfüruşluğa kapı açar, ihlası zedeler.

    Ey kardeşlerim! Kur'an-ı Hakîm'in hizmetindeki mesleğimiz hakikat ve uhuvvet olduğu ve uhuvvetin sırrı; şahsiyetini kardeşler içinde fâni edip, {(Haşiye): Evet bahtiyar odur ki; kevser-i Kur'anîden süzülen tatlı, büyük bir havuzu kazanmak için, bir buz parçası nev'indeki şahsiyetini ve enaniyetini o havuz içine atıp eritendir.} onların nefislerini kendi nefsine tercih etmek" olduğundan, mabeynimizde bu nevi hubb-u câhtan gelen rekabet tesir etmemek gerektir. Çünki mesleğimize bütün bütün münafîdir. Madem kardeşlerin şerefi umumiyetle her ferde ait olabilir; o büyük şeref-i manevîyi, şahsî, hodfüruşane, rekabetkârane, cüz'î bir şerefe ve şöhrete feda etmek; Risale-i Nur şakirdlerinden yüz derece uzak olduğu ümidindeyim.

    Evet Risale-i Nur şakirdlerinin kalbi, aklı, ruhu; böyle aşağı, zararlı, süflî şeylere tenezzül etmez. Fakat herkeste nefs-i emmare bulunur. Bazı da hissiyat-ı nefsiye damarlara ilişir. Bir derece hükmünü; kalb, akıl ve ruhun rağmına olarak icra eder. Sizlerin kalb ve ruh ve aklınızı ittiham etmem. Risale-i Nur'un verdiği tesire binaen itimad ediyorum. Fakat nefs ve heva ve hiss ve vehim bazan aldatıyorlar. Onun için, bazan şiddetli ikaz olunuyorsunuz. Bu şiddet, nefs ve heva ve hiss ve vehme bakıyor; ihtiyatlı davranınız.

    Evet eğer mesleğimiz şeyhlik olsa idi, makam bir olurdu veyahut mahdud makamlar bulunurdu. O makama müteaddid istidadlar namzed olurdu. Gıbtakârane bir hodgâmlık olabilirdi. Fakat mesleğimiz uhuvvettir. Kardeş kardeşe peder olamaz, mürşid vaziyetini takınamaz. Uhuvvetteki makam geniştir. Gıbtakârane müzahameye medar olamaz. Olsa olsa, kardeş kardeşe muavin ve zahîr olur; hizmetini tekmil eder. Pederane, mürşidane mesleklerdeki gıbtakârane hırs-ı sevab ve ulüvv-ü himmet cihetiyle çok zararlı ve hatarlı neticeler vücuda geldiğine delil: Ehl-i tarîkatın o kadar mühim ve azîm kemalâtları ve menfaatleri içindeki ihtilafatın ve rekabetin verdiği vahîm neticelerdir ki; onların o azîm, kudsî kuvvetleri bid'a rüzgârlarına karşı dayanamıyor.


    İhlas: İçten, gönülden, samimi, Allah'ın (cc) emirlerini Allah (cc) emrettiğinden dolayı ve rızası için yapmak.
    Hubb-u câh: Makam sevgisi.
    Şöhretperest: Şöhret düşkünü, şöhret tutkunu.
    Saika: Sürükleyici sebep, götürücü sebep, sevkeden sebep.
    Teveccüh-ü Âmme: Halkın yönelişi, halkın ilgi göstermesi.
    Nazar-ı dikkat: Dikkatli bakış, dikkatle bakıp inceleme.
    Enaniyet: Benlik, kendine güvenmek ve kendine dayanmak. Kişinin üzerinde görünen iyi ve güzel sıfatları kendinden bilmesi.
    Maraz-ı ruhî: Ruha ait hastalık, ruhsal hastalık.
    Şirk-i hafî: Gizli şirk olarak Allah'a (cc) ortak koşma.
    Riyakârlık: Gösteriş, iki yüzlülük.
    Hodfüruş: Kendini beğendirmeye çalışan, öğünen.

    Kur'an-ı Hakîm: Hikmetlerle dolu Kur'an.

    Uhuvvet: Kardeşlik.
    Fâni: Geçici, gelip geçici, kaybolan.
    Kevser-i Kur'anî: Kur'ana ait kevser, Kur'anın bitmez ve tükenmez manevî havuzu.
    Mabeynimizde: Aramızda.
    Münafî: Zıt, ters, aykırı.
    Şeref-i manevî: Manevî şeref.
    Hodfüruşane: Kendini beğendirmeye çalışırcasına, öğünür şekilde.
    Rekabetkârane: Rekabet edercesine.kıskanırcasına, öne geçmeye çalışırcasına.
    Risale-i Nur şakirdleri(talebeleri): Risale-i Nuru okuyup yaşamaya ve başkalarına ulaştırmaya çalışanlar.

    Süflî: Alçak, aşağı, bayağı, adi.
    Nefs-i emmare: Kötü istek ve düşünceleri uyandırıp yapmaya kuvvetli şekilde zorlayan nefis.
    Hissiyat-ı nefsiye: Nefse ait hisler, zevk ve menfaat, gurur ve inad gibi duygular.
    Rağmına: Aksine, zıttına, istememene karşı.
    İttiham: Suçlama.
    Heva: Boş istek, gelip geçici heves, zararlı ve günaha iten istek ve özenti.
    İhtiyat: Tedbirli olmak, ileriyi düşünerek önlemler alma.

    Mahdud: Sınırlı, hudutlu, az sayıda.
    Müteaddid: Çok sayıda, birçok, çeşitli.
    İstidad: Kabiliyet, yetenek.
    Namzed: Aday.
    Gıbtakârane: İmrenircesine.
    Hodgâmlık: Kendi keyfini düşünen, bencil.
    Mürşid: İrşad eden.
    Müzahame: Zahmet, zahmet verme, sıkıntı, sıkıştırma, itişip kakışma.
    Medar: Sebep, vesile.
    Muavin: Yardımcı, yardım eden.
    Zahîr: Arka çıkan, yardımcı, destekleyen.
    Tekmil: Tamamlama, eksiğini giderme.
    Mürşidane: Mürşidcesine.
    Hırs-ı sevab: Sevab hırsı, sevab kazanma hırsı.
    Ulüvv-ü himmet: Gayretin yüceliği.
    Ehl-i tarîkat: Kalb ve ruhu geliştirip iman ve islâm hakikatlarına yönlendiren manevî terbiye yoluna bağlı olanlar.
    Kemalât: Kemaller, mükemmellikler, olgunluklar, üstünlükler.
    İhtilafat: Anlaşmazlıklar, farklılıklar.
    Bid'a: Dine aykırı olarak sonradan uydurulan âdet ve davranışlar, anlayışlar ve hareketler. İbadetle ilgili hükümlerde yani uydurmalar.

  4. #14
    Ehil Üye *AHMET* - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2016
    Mesajlar
    3.440

    Standart

    Üçüncü Mani: Korku ve tama'dır. Bu mani diğer bir kısım manilerle beraber Hücumat-ı Sitte'de tamamıyla izah edildiğinden ona havale edip, Cenab-ı Erhamürrâhimîn'den bütün esma-i hüsnasını şefaatçı yapıp niyaz ediyoruz ki: "Bizleri ihlas-ı tâmme muvaffak eylesin... Âmîn..."

    ﺍَﻟﻠَّﻬُﻢَّ ﺑِﺤَﻖِّ ﺳُﻮﺭَﺓِ ﺍﻟْﺎِﺧْﻠﺎَﺹِ ﺍِﺟْﻌَﻠْﻨَﺎ ﻣِﻦْ ﻋِﺒَﺎﺩِﻙَ ﺍﻟْﻤُﺨْﻠِﺼِﻴﻦَ ﺍﻟْﻤُﺨْﻠَﺼِﻴﻦَ ﺍَﻣِﻴﻦَ ﺍَﻣِﻴﻦَ
    ﺳُﺒْﺤَﺎﻧَﻚَ ﻟﺎَ ﻋِﻠْﻢَ ﻟَﻨَٓﺎ ﺍِﻟﺎَّ ﻣَﺎ ﻋَﻠَّﻤْﺘَﻨَٓﺎ ﺍِﻧَّﻚَ ﺍَﻧْﺖَ ﺍﻟْﻌَﻠِﻴﻢُ ﺍﻟْﺤَﻜِﻴﻢُ

    Allahım! İhlâs Sûresinin hakkı için, bizi ihlâs sahibi olan ve ihlâsa eriştirilen kullarından eyle. Âmin, âmin.
    "Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bilgimiz yoktur. Muhakkak ki ilmi ve hikmeti herşeyi kuşatan Sensin." Bakara Sûresi, 2:32.)


    Tama': Doymazlık, açgözlülük, hırsla isteme.
    Hücumat-ı Sitte: Altı hücum manasına gelen ve altı hücum yolunu gösterip susturan, Risale-i Nur'dan 29.Mektub'un 6.bölümünün adı.
    Esma-i hüsna: En güzel isimler.
    İhlas-ı tâmm: Tam ihlas.

  5. #15
    Ehil Üye *AHMET* - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2016
    Mesajlar
    3.440

    Standart

    Bazan bir adamın ihlası, yirmi adam kadar faide verir. Şuâlar

  6. #16
    Ehil Üye *AHMET* - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2016
    Mesajlar
    3.440

    Standart

    Ubudiyetin dâîsi emr-i İlahî ve neticesi rıza-yı Hak'tır. Semeratı ve fevaidi, uhreviyedir. Lem'alar

  7. #17
    Ehil Üye olabilir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2017
    Mesajlar
    1.109

    Standart

    Amelinizde rıza-yı İlahî olmalı. Eğer o razı olsa, bütün dünya küsse ehemmiyeti yok. Eğer o kabul etse, bütün halk reddetse tesiri yok. Said Nursi
    *SAHRA* bunu beğendi.

  8. #18
    Ehil Üye olabilir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2017
    Mesajlar
    1.109

    Standart

    Tarafgirlik damarı, ihlâsı kırar, hakikatı değiştirir. - Mektubat

  9. #19
    Ehil Üye olabilir - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2017
    Mesajlar
    1.109

    Standart

    İhlas dairesinde, hizmet noktasında çok hırs ve kanaatsizlik gösterdiğimiz halde, neticelerine ve semeratına karşı kanaatla mükellefiz. - Emirdağ L.

  10. #20
    Ehil Üye Ahmet.Ramazan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Sep 2017
    Mesajlar
    1.255

    Standart

    Allah için işleyiniz, Allah için görüşünüz, Allah için çalışınız. O vakit sizin ömrünüzün dakikaları, seneler hükmüne geçer. Lem'alar
    *SAHRA* bunu beğendi.

+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. İhlâs, İhlas Nedir
    By muhsin iyi in forum İslami Konular ve İman Hakikatleri
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 11.06.14, 10:14
  2. Sure-i İhlas'ın İsmi Neden İhlas ?
    By gulsah in forum Beyin Fırtınaları
    Cevaplar: 39
    Son Mesaj: 21.05.11, 15:48
  3. İhlas nedir?
    By myd38 in forum Açıklamalı Risale-i Nur Dersleri
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 23.12.09, 01:47
  4. Risale-i Nur Mesleği Nedir? Meşreb Nedir? Mizac Nedir?
    By MuM in forum Risale-i Nur Talebeliği
    Cevaplar: 10
    Son Mesaj: 28.07.09, 15:35
  5. İhlas Nedir? Ve Nasıl Anlaşılır, Görülür ?
    By aczmendi reşha in forum Risale-i Nur Talebeliği
    Cevaplar: 40
    Son Mesaj: 20.01.09, 15:54

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0