Ukbe İbnu Âmir radıyallahu anh anlatıyor: "Üzerimizde develeri gütme işi vardı, bunu sırayla yapıyorduk. Bir gün gütme nöbeti bana gelmişti. Günün sonunda develeri kıra ben çıkarıyordum. Bir gün, nöbetimden dönüşte Resulullah aleyhissalâtu vesselâm'a geldim, ayakta halka hitabediyordu. Söylediklerinden şu sözlere yetiştim:"Güzelce abdest alıp, sonra iki rek'at namaz kılan ve namaza bütün ruhu ve benliği ile yönelen hiç kimse yoktur ki kendisine cennet vâcib olmasın!"Bunları işitince kendimi tutamayıp: "Bu ne güzel!'' dedim. Bu sözüm üzerine önümde duran birisi:"Az önce söylediği daha da güzeldi!'' dedi. Bu da kim? diye baktım. Meğer Ömer İbnu'I-Hattâb'mış. O, sözüne devam etti:"Seni gördüm, daha yeni geldin. Sen gelmezden önce şöyle demişti:"Sizden kim abdestini alır ve bunu en güzel şekilde yapar, sonra da: "Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abduhû ve Resûlühü. (Şehâdet ederim ki Allah'tan başka ilah yoktur ve yine şehadet ederim ki Muhammed Allah'ın kulu ve Resûlüdür)" derse, kendisine cennetin sekiz kapısı da açılır; hangisinden isterse oradan cennete girer."Ebu Davud, Taharet 65, (169); Tirmizi, Taharet, 41, (55).