Seni Överek Tüketmeyeceğim !
http://www.risale-inur.org/haberimaj...pbarsisa_1.jpg “Kişi övgü ile karş?s?ndakini, sövgü ile kendisini tüketir.” der Mustafa ?slamoğlu. Tarih, ‘sena’da ölçüyü kaç?rman?n yol açt?ğ? tahribatlar? s?kl?kla kaydeder.
Bu tahribatlar?n övene de, övülene de bakan yanlar? vard?r.
?slamî öğreti, şahs? yücelten, bireyi haddinden fazla öne ç?karan ve medhetmede aş?r?l?ğa meyleden tasavvurlar? zemmeder. Kezâ Hak Din, her türlü aş?r?l?ğa cephe alm?şt?r.
Bu dinin mübelliği olan Zât da (a.s.m), ümmetini bu mevzuda uyarm?ş; akvâli ve ef’âliyle nice hikmetli dersler vermiştir.
O (a.s.m), ‘kul peygamber’ olmay?, ‘melik peygamber’ olmaya tercih etmiştir; kuru et yiyen bir kad?n?n oğludur. Kendisine bir gün ‘Yâ hayrel beriyye/ Ey yeryüzünün en hay?rl?s?’ diye seslenen birine, “O dediğin ?brahim’dir.” diye karş?l?k vermiştir.
Yine O (a.s.m), “Beni Musa’ya tafdil etmeyin; Yunus b. Metta’ya beni tercih etmeyin.” diyen bir peygamberdir.
Alabildiğine f?trîdir. Dâhil olduğu bir mecliste kendisine özel yer tahsis ettirmez, bunu ümmetine de tavsiye eder.
Bir namaz öncesi, gusül abdesti almas? gerektiğini söyleyecek kadar insanlardan biridir.
Tebliğcisi olduğu Kur’an’da, geçmiş kavimlerin, peygamberlerinin mesaj?na "Siz de bizim gibi bir insans?n?z, bizi babalar?m?z?n tapt?klar?ndan çevirmek istiyorsunuz. O halde bize aç?k bir delil getiriniz!" (14:10) diye mukabele ettikleri bildirilir.
Anlaş?lan Mekkelilerden baz?lar? gibi önceki topluluklardan kimileri de, peygamberin ‘beşer’ oluşuna tak?lm?şt?r. Bekledikleri bir melek suretinde veya eşliğinde vahiy getiren peygamberdir.
Doğal olarak uyamayacaklar? ve uymad?klar? için sorumlu da tutulamayacaklar? bir elçi tasavvuru…
Yüceltmenin bu tür bir zihnî arka plan? vard?r; olgu aş?r? yüceltilerek mistikleştirilir ve örnek al?nmas? imkans?z hale getirilir.
Ayr?ca beşerin eşyây? yorumlama tarz?nda öteden beri liderini efsânevî ve insan üstü bir mahiyette alg?lama itiyad? vard?r. Her toplulukta muvazene unsuru olan fertler olduğu gibi, önderinde adeta yar? tanr?sal bir güç vehmeden aş?r?lar da zuhur etmiştir; etmeye de devam etmektedir.
Din, ferdi topluluğa feda etmemekle, ferdin bireyselliğini ‘tek ve aşk?n adam’ olarak kabartmamak aras?nda muazzam bir denge kurmuştur.
Bu dengeyi hayat?na yans?tamayan her fert ve topluluk faturay? çok ağ?r ödemiştir.
Örneğin takipçileri taraf?ndan ‘tanr?laşt?r?lan’ Ulü’l Azm bir peygamberdir Hz. ?sa (a.s). Ona tanr?sal bir hüviyet izafe edenlerin Nasranîleri getirip b?rakt?ğ? nokta ‘?sa’s?z bir ?sevîlik’ olmuş; onu yüceltenler arkadan gelenleri ondan mahrum etmiştir.
Tüm bunlardan günümüz müslüman?n?n ç?karacağ? dersler olmal?d?r. Zaten el’an yaşanmakta olanlar, yanl?ş? agâh k?lmakta değil midir?
Bugün önde gördüğü şahs?n tüm tasarruflar?n? sorgusuz sualsiz kabullenen, bununla kalmay?p o şahs?n uygulamalar?n? kritik etme teşebbüsünde bulunanlar? tekere çomak sokmakla suçlayan zihniyet sahiplerinin ‘yüceltmeci’ mant?klar?n?n zarar? acaba kimlere dokunmaktad?r?
Sorgulaman?n zemmedildiği, bireysel farkl?l?klar?n boğulduğu, birilerine kay?ts?z şarts?z itaatin telkin edildiği ortamlara ya hiç girmeyen, ya da girmiş olsa da ç?kman?n yollar?n? arayan bu ülkenin yitik çocuklar?n?n dine lakayt bir mevziye savrulmas?nda mezkûr mant?ğ?n pay?na hiçbir şey düşmemekte midir?
Körü körüne bağlanmaya şartland?r?ld?ğ? için râiyetinden de ayn? tav?rlar? bekleyen hazm-? nefs etmemiş tiplere hak ettiğinden fazla pâyeler veriliyor, onlar da kendisine bahşedilen bu sun’î makamlar?n alt?nda eziliyorsa; bunun yan?nda kimileri kendisinde gerçekten üstün nitelikler vehmetmeye başl?yor ve ‘karizmas? kendinden menkul’ tipler ortaya ç?k?yorsa bir değerlendirme yap?lmas? gerekmekte değil midir?
Bu dengesizlik iki yönlü adam öğütmektedir.
Hayat?n doğal seyri içerisinde bir zamanlar sahip olduğu makam ve itibar? kaybeden bireylerin kendisini de kaybetmesi ve bir dönemler omuz verdiği çizgiye cephe alacak kadar z?vanadan ç?kmas?, ‘kişiye taş?yabileceğinden öte rütbeler tak?lmamas? gerektiği’ gerçeği üzerinde düşünmek için yeterli değil midir?
Dostlar, insan kaybediyoruz!
Kimisini aş?r? överek, kimisini de aş?r? övdürerek yitiriyoruz.
Kendi ellerimizle haz?rlad?ğ?m?z meş’um son kap?ya dayan?nca da ‘Brütüs’ edebiyat?na s?ğ?n?yoruz.
Bir kez daha ?hlas düsturlar?na kulak verme zaman?!
14.11.2006
www.karakalem.net
Murat Türker