+ Konu Cevaplama Paneli
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 2 ve 2

Konu: İslamcıların ‘sistem’ tutkusu

  1. #1
    Yasaklı Üye YİĞİDO - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2011
    Mesajlar
    1.075

    Standart İslamcıların ‘sistem’ tutkusu

    İslamcıların ‘sistem’ tutkusu
    28 Eylül 2011 Çarşamba 05:48
    Onyıllarını Risale-i Nur hizmetine adamış dostlarla bir sohbetteydim geçenlerde. Konu, Türkiye’deki İslamcı düşünceye geldi. Dostlardan biri, “90’lı yıllardan beri çok şey değişti” dedi ve hatırlattı: “O zamanlar biz Avrupa Birliği’ne girmeyi savunuyorduk; bazı İslamcılarsa bize ‘siz dinden çıkmışsınız, tevbe edip nikah tazeleyin’ diyordu.”
    Durum böyle idi, çünkü söz konusu “İslamcılar”, Müslümanların her alanda nevi şahsına münhasır “sistemler” kurmaları gerektiğine inanıyordu. İslam’ın bir siyasi sistemi, ekonomik sistemi, ortak pazarı, dinarı, “NATO”su, ve hatta “bilimi” olmalıydı. En büyük “İslami dava” da, “ilahî” olduğu varsayılan bu sistemlerin “beşerî” olanların yerine geçirilmesiydi.
    Bu düşünce, 2000’lerde geriledi ve AK Parti’nin “muhafazakâr” vizyonuna alan açtı. Ancak tümüyle ortadan kalkmadı. Başbakan’ın laiklik müdafaasına yönelik bazı itirazlarda da sanki kendini yeniden gösteriyor.
    Benimse bu İslamcı ideolojiye iki temel eleştirim var; kısaca belirteyim.
    Sistem mi, ahlâk mı?
    Birincisi, bu ideolojinin temelinde yatan “ilahî sistem”, “beşerî sistem” ayrımına dair. Bu ayrım bence hayalidir; çünkü İslamcıların “ilahî sistem” dedikleri şeyler de aslında “beşerî”dir. Çünkü, Kur’an’da ve Sünnet’te ne bir devlet yapısı ne de bir ekonomik sistem tarifi vardır; sadece bu alanlara bakan ilkeler vaz’edilir. İslamcıların yaptığı ise, bu ilkelerden türettikleri (ama aslında üstüne pek çok subjektif yorum kattıkları) kurguları “ilahî” sanıp kutsamaktır.
    Aynı sebeple, İslamcılık, İslamî ilkelerinin bazen gayrımüslimler eliyle de hayata geçebildiğini görmez. Mesela İmam Şatibi’nin saydığı “şeriatın beş maksadı”nın (dinin, canın, malın, aklın ve neslin korunması) bugün Batılı demokratik ülkelerde pekâlâ sağlandığını es geçer.
    İslamcılık’taki ikinci ve daha da büyük problem, sistem tutkusunun Müslüman zihni siyasi bir ütopyacılığa hapsetmesi, iman, ahlak ve kültür gibi kritik meseleleri atlamasıdır.
    Mesela, son 20-30 yılda “İslam ekonomisi”nin nasıl olacağına dair binlerce sayfa teori üretilmiştir. Ama “serbest ekonomi içinde Müslüman bireyin para kazanma ve kullanma ahlâkı” üzerine çok az kafa yorulmuşİslamcıların ‘sistem’ tutkusu tur. (MÜSİAD’ın bu konudaki olumlu yayınlarını teslim edeyim.)
    Aynı şekilde “İslam devleti”nin nasıl olacağına dair tonlarca kitap ve makale vardır. Ama “demokratik bir düzende İslamî ilkelere uygun siyaset nasıl yapılabilir” sorusu üzerine eğilen yok gibidir.
    ‘İddiasız’ kalmak
    Kısacası İslamcılık, “hak düzen”i kurunca her sorunu çözeceğini sandığından, “sivil” alanla, örneğin bireylerin imanı ve toplumun kültürüyle fazla ilgilenmez. Hilal Kaplan’ın yerinde tespitiyle, sekülerleşmeden (dinden uzaklaşmadan) şikayet eder, ama onun “toplumsal dinamikler üzerinden giderek nasıl bertaraf edilebileceği üzerine” kafa yormaz. Zaten bu dinamiklere kafa yoran, mesela “bilimsel materyalizm”e karşı duran Nurcu geleneğe “çiçekle, böcekle” uğraştığı için hep dudak bükmüştür.
    Bu eleştirileri getirdiğimizde ise, İslamcılardan “ne yani, İslam’ın tüm iddialarından vazgeçip küresel sisteme entegre mi olalım” tepkisi gelir. “Sistem kurmak”tan başka bir “iddia” gelmemektir ki akıllarına...
    Aynı sebeple, İslamcı ideolojiden vazgeçenler sahiden de “iddiasız” kalabilmekte, eskinin “mücahitleri” bugünün “müteahhitleri”ne dönüşünce “battı balık yan gider” havasına girebilmektedir.
    Oysa, 21. yüzyılın en büyük İslamî meselesi, açık, demokratik ve küresel bir dünyada nasıl iyi Müslümanlar olunacağı ve İslam adına hangi değerlerin nasıl savunulacağıdır. Buna eğilmenin vakti de çoktan gelmiş ve hatta geçmektedir.
    Star

  2. #2
    Ehil Üye aşur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2006
    Mesajlar
    1.446

    Standart

    Mustafa Akyol'un bugünkü yazısı çok ilginç. Üstad'ın feraseti ve Risale-i Nur metodunun doğruluyuğu her geçen gün daha bariz bir hale geliyor. Dün nurculara dudak bükenler bugün aynı noktaya geliyor. Elhamdulillhil haza min fadli Rabbi.
    GÖNÜL SARAYLARINDA SEVGİ HÜKÜMDAR OLSUN.
    ADALET ORDA VEZİR, HİKMET İSE YAR OLSUN

    AKM

+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. Windows'a Alternatif Bir Sistem : Pardüs
    By akıncı in forum Bilişim Haberleri ve Bilimsel Makaleler
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 01.05.08, 16:10
  2. İş Arayan Arkadaşlara Farklı Bir Sistem
    By ece_tekinbas in forum Serbest Kürsü
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 03.12.07, 20:34
  3. Övülme Tutkusu ve Karakteristik Narsistler
    By Ehl-i telvin in forum İslami Konular ve İman Hakikatleri
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 09.05.07, 03:38
  4. Üniversitede Sistem Değişti Yasak Değişmedi
    By Ebu Hasan in forum Eğitim
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 27.02.07, 20:23
  5. Risale-i Nur'da Sistem Kavramı
    By SeRDeNGeCTi in forum Bediüzzaman ve Risale-i Nur Çalışmaları
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 29.07.06, 17:05

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0