+ Konu Cevaplama Paneli
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 2 ve 2
Like Tree2Beğeni
  • 1 tarafından SeRDeNGeCTi
  • 1 tarafından ıslak seccadem

Konu: Hoşgeldin Ramazan - Senai Demirci

  1. #1
    Yönetici SeRDeNGeCTi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jun 2006
    Bulunduğu yer
    Ankara
    Yaş
    38
    Mesajlar
    5.901

    Standart Hoşgeldin Ramazan - Senai Demirci

    Hoşgeldin Ramazan


    Hoş geldin ateşim, yangınım, külüm. Ateş oldun. Avucumda tutamadım seni. İçime düştün. Kalbimin karasına çaldım kor yüreğini. İbrahim[as] gibi gülden ateşlere düşürdün canımı. Ey kavurucu ateşim akla beni, yak kirlerimi. Ey yangınım, sen başkalarına sakla serinliğini, küle çevir bedenimi, benliğimi.

    Bir yangın yeridir Ramazan. Yüreğinin taraçalarına ötelerden kıvılcımlar sıçratır. Alnına göklerin sıcağını düşürür. Secdelerce ısınır yüreğin. Ilık yağmurlar üşüşür tenine. Rahmetle ıslanırsın. Merhamet denizinde yıkanırsın. Ezelde ruhuna dokunan kutlu sesin yankısı yeniden erişir kulağına.

    Hoş geldin yolum, yoldaşım, menzilim. Yol oldun ruhuma. Dünyanın telaşından çekip aldın beni. Kalbimin serin vadisine taşıdın nefsimi. Beni benimle yeniden tanıştırdın. Yûnus[as] gibi denize attın, geceye bıraktın, balığın karnına soktun nefsimi. Kuraların hepsi bana çıktı. Nasıl da tanıdın efendisinden kaçmış köleyi?

    Ey yoldaşım, kötülerden sakla beni. Yolda bırak nefsimi. Bedenine konuktur Ramazan. Tenine yeniden ruh üfler gibi sessizce gelir, sessizce gider. Derin bir nefes gibi dudağından kalbine müjdeler yollar. Benliğin kabuğunu kırar, bencilliğin göğsünde yaralar açar. Seni sana bitiştirir. Maddenin labirentlerinde kaybolmuş ruhunu kardeş ruhlarla yeniden buluşturur, yeniden barıştırır.

    Hoş geldin ay yüzlüm, hilâl kaşlım, sevgilim. Can oldun tenime. Yeryüzünün cezbesinden kopardın beni. Göklerin temâşasına kaptırdım gözlerimi. Yüzümü kutlu aynalarda seyrettim. Rüyânı görmek için Yûsuf[as] gibi kuyulardan topladım hücrelerimi. Ey göklüm, yanına al beni. Yüz üstü bırak kibrimi, bencilliğimi. Zamanın kutsanışıdır Ramazan. Hilâlin dokunuşuyla zaman mekana galip gelir. Kutsallık yörene gelir, yanına varır, eline doluşur. Sen onu arayıp bulmazsın, o seni bulur ve kucaklar. Sanki kıble sana yönelir. Sanki seccaden alnını öper. Sanki Kâbe sana yanaşır. Sanki En Sevgili[asm] evine konuk olur. Nereye gidersen git, yanında kalır Ramazan.

    Hoş geldin bahar kokulum, çiçek tenlim, deniz gözlüm. Kabrimden kaldırdın beni. Adımı kazıdığım taşları kırdın. Sesimi yutan uçurumları uçuruma attın. Beni bana kattın yeniden. Sonsuzluğun müjdesini dokundurdun tenime. Bir İsâ[as] nefesi gibi dürttün kalbimi uykulardan. Ey gülüm, kokunu ver ruhuma. Uzaklara at cesedimi. Bir uyanıştır Ramazan. Açlığın incelttiği bedeninde ruhuna daha çok yer kalır. Benliğin kabından çıkarsın, kutsiyetin Kâbe'sine varırsın. Bencilliğin kafesinden kurtulursun, meleklerin kanatlarına tutunursun. Yetimlerin gözlerindeki eşsiz sevince mimar olursun. Yoksulların gönlünde taş üstüne taş koyarsın. Ellerin kalbine diğer ilk kez. Mûsa[as] gibi göğsünde yedi beyza taşırsın. Aklanırsın, arınırsın, kutsanırsın.

    Hoş geldin tatlı sözlüm, gül yüzlüm, sultanım. Bak, nasıl da uslandım. Sözüne kandım. Bakışınla yıkandım. Hamdım, piştim, yandım. Huzuruna vardım. Yaralarımın hepsini kanattım. Hasretlerimin hepsini avuttum. Teselline susadım. Yüzüne acıktım. Orucunu tuttum. İftarına muntazırım. Yâkub[as] gibi gömleğinin kokusuyla açtın gözlerimi. Ey âl yanaklım, hümeyrâm, yüzünü değdir yüzüme. Sözünün meltemine savur benliğimi. Ne güzel terbiyedir oruç. Seni nefsinin karşısına koyar. Bedeninin kabuğuna derin çizikler atar. Teninde gül kokulu yaralar açar. Yüreğine fısıldar: Sen sana ait değilsin! Mideni boşalttıkça, kalbini doyurur. Ötelerden gelen kutlu bir kervan olur; seni kuyuda bulur, cennet karşılığı Sahibine satar.

    Hoş geldin bi tanem, nur tanem, nar tanem. Tut saçlarımdan kor gözlerinle. Ellerimi yu ellerinin ateşinde. Yüreğimi rehin tut sevdânın tenhasında. Yanımda kal, benimle kal, bana kal bütün bayramların arefesinde. Seni sana çağırıyor Ramazan.

    Senai Demirci


    ecma bunu beğendi.
    Anlamını Bilmediğiniz Kelimelerin Üzerine Çift Tıklayınız...

    Sual: Belki onlar eski hali istiyorlar?
    Cevap: Size kısa bir söz söyleyeceğim; ezber edebilirsiniz: İşte, eski hal muhal; ya yeni hal veya izmihlâl...
    (Bediüzzaman Said Nursi)


    Ne hayal, ne kuruntu hakikat istiyorum.
    Hakikat, hakikat, hakikat istiyorum!.. (Osman Yüksel SERDENGEÇTİ)




  2. #2
    Ehil Üye ıslak seccadem - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Apr 2011
    Bulunduğu yer
    Bolu
    Mesajlar
    1.908

    Standart

    Maah ey! (Hoş geldin!)







    Oruç kalkandır.

    Muvatta I, 310; Müsned I, 195; Sünen (Darimî) I, 347; Sünen (Ebu Davud) II, 412


    Susuzlukların ırmak olduğu günümüze kutla geldin, hoş geldin ey! Zamanlar güzeli ey, kut yağdırmaya bahçemize hoş geldin! Mü’minleri handân; mücrimleri giryan edendin sen! Ve şeytanı sûzân; inkarcıyı perişân edendin!.. Hoş geldin!..Çağlar vardı, zamanlar akmıştı, yaratıkların en şereflisi üzerine fazilet aydınlığıyla doğarak gelirdin; hem acıları sevince boğarak gelirdin… Hoş geldin!..

    Gufranımızdın, bağışlanmamızdın… Hoş geldin!.. Kitab’ımız, sadakamızdın… Hoş geldin!.. Selamımız ve salavatımızdın… Hoş geldin!..Gel ey, yeniden gel eskisi gibi… Yol çatını bekleyen çobanlar çeşmesi gibi ak yolumuza; şehrin sebillerinden süzülen inkisarlarımızı yıka bir bir. Aydınlığında terk edelim şaşırmışlığımızı, ve ışığında arayalım kaybettiğimiz cevherleri incimercan. Işıt içimizi ve bir pula satılan dilberlerimiz geri dönsün artık. Rakkase kasidelerde vatan tutalım biraz ve vatan kasideleri rakkaselerce dönsün meydanları akşam, sabah. Sersefil mahmurluklarda yitirilen alnı açık mahkumlar kurtulsun prangalarından, hücreleri aydınlatsın maaheyler (mahyalar) bir bir ve infazını bekleyen beyaz karanfiller kaldırsın yüzlerini masum sahurlara. Canevinden vurulan medhiyeler karışsın imsaklara ve ipeksi kaldırımlarda ölen sokaklara iftar çadırları kurulsun.

    Gel ey, gel de, erteye gün ışığı bırakmayan gecelerin hâtimesi, günlerin girizgahı ol. Yâdı dudaklarımızı kanatan hasretleri bitir içimizde ve falcılar kırsın fincanlarını artık, çalgıcılar tellerini koparsın sazlarının. Siyah perdelerini kapatarak hasretin, nihavendi meftun eden ruhlarımızda sabâlar okunsun. Zulmeti aşıp gelen bengisu pınarlarından içelim zigguratlarda mumyalanıp kalan doludizgin muradlarımızı ve bermurad kalalım bir nefesçik olsun. Büyülü akvaryumlarda mestane balıklar dönsün kutlu gelişin aşkına, ve kadir kıymet bilenlere aşk olsun.

    Cihânârâ cihân içindedir arâyı bilmezlerO mâhîler ki derya içredir deryâyı bilmezler

    Hatırası kora dönmüş uzak bayramların gülümseyişleriyle tutup ellerimizden iftar sevinçlerine karıştır aminlerimizi; çoğalttıkça çoğalt tazarruları gül dudaklarda. İki sevinç arasında, bunda ve ötede müjdelenen iki sevinç arasında bir alev gibi yak ruhumuzu ve bir anda yansın amel defterlerimizin kara sayfaları. Azrail tabaklarımıza bırakmadan ölümü hakiki oruçların iftarına ulaştır bizi. Terk ettiğimiz nimetlerini iftar sofrasında melekler koysun önümüze ve gönül kandilinin pasını temizlesin feriştehler. Riya desenlerinden arındırdığın nur hil’atlerini giydir seherlerde bize de, isterse ramazan hilalince arıklaşsın bedenlerimiz, gel ey!..

    Fecirden başlayarak ta güneş batıncaya kadar sevda seherinden aşk pazarlarına düşelim çiçeksiz balların arısı gibi; ve güzeller zülfünün perçem tellerinde açalım gönül nergislerinin sarısı gibi. Tenha sokaklarda oruçsuz ve neşesiz koyma zamanı ve dağların yamaçlarında eserken gurub, uyuyan yelkenlilerimizi uyandır. Yakınında duralım zeytin dallarının ve bir zeytin ile varalım kırkıncı kapıya. Aynı dakikada düğümlenen zamanı paylaştır aramızda; aynı düğümde bağlanalım İrem denklemlerine. Süzülmüş benizlerle çarşıdan dönen şehzadeler söylesin son şarkısını özlemle kadirlerin ve nefesi gül kokan çocuklar okusun son medhiyesini hasretle bayramların. Gülabdanlardan dökülsün ellere cedlerin bereketi ve Var Eden’e ulaşsın ıtırlar iklim iklim, kuşak kuşak.Onbir ayın sultanı, onikincim; muradım, mutluluğum, hoş geldin!.. Çifte sevince tek nimet; iki güzele bir âşık; gel, iyileştir içimizdeki yarayı…

    Maah ey! Aydınlat kara düşüncelerimizi, barış getir, esenlik serp dünyamıza. Çığlıklar feryâda karışmasın çağında, mazluma imdâd, mü’mine dâd erişmesin hem!.. Gülümse bize.


    İskender Pala

    SeRDeNGeCTi bunu beğendi.
    Kalbim Son Kez Atsın Secde Yerinde...

+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. Senai Demirci'den Bir Dua.......
    By lasiyyema in forum Dualar
    Cevaplar: 13
    Son Mesaj: 02.10.09, 09:33
  2. Senai Demirci--Sen Ve Son
    By LaLeTuTKuNu in forum İslami Nitelikli Yazılar
    Cevaplar: 7
    Son Mesaj: 29.09.09, 21:35
  3. Hoşgeldin Ramazan-senai Demirci
    By Leyfunnur in forum İslami Nitelikli Yazılar
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 01.09.08, 10:50
  4. Senai Demirci
    By ayine-i samed in forum Kitap, Dergi, Albüm Tanıtımları ve E-Kitap Paylaşımları
    Cevaplar: 10
    Son Mesaj: 16.08.08, 17:16
  5. Senai Demirci'den...
    By lasiyyema in forum Kıssadan Hisseler, İbretli Öyküler
    Cevaplar: 6
    Son Mesaj: 14.08.07, 22:02

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0