Şeytanın hilesi varsa mü’minin de tövbesi var


Hayat bir yol. İnsan bir yolcu. Kimi yeri dardır, kimi yeri geniş hayat yolunun... Yokuş da ağır, düzde temkin gerek. Her işin başı sağlık... İman ve sağlık olmadan, ne varlık olur, ne dirlik, ne de birlik...

Yürüme bilmeyen yolu bozar, söyleme bilmeyen sözü. İçimizde bir dost, bir düşman vardır. Nefstir adı. Ateş gibidir. Sobanın içine koyarsan ısıtır. Lâmbaya koyarsan ışıtır. Dilini bilen çözer, üstüne biner nefsinin. Binmesine izin vermez nefsinin kendisine. Nefse ibadet dedin mi, ayak sürer, akıl hocası şeytandır; ondan ders alır.

Ağır yük, serkeş eşeği nasıl yola getirirse, güzel işler, Allah için çalışmalar da ne kadar artarsa, nefs elinden o kadar rahat eder insan. Boş kalınca felâket başlar; araba sağa sola yalpalar. İyisi mi işi baştan sıkı tutup, yolunu yolcusunu iyi bilmeli, bellemeli insan. Tâ ki, büyük bir kayıpla karşılaşmasın hayat yolunda. Büyüklerin sözleri de büyük, dinlemeli, öğrenmeli...

Yarını bekleyen bu günü yaşayamaz. Nefsin ve şeytanın işi, acelede ve yarınlarda oyalamada gizli. Gözünü açmalı ki insan, sermayesini sinsi düşmanına kaptırmasın. Kabiliyetin okulu yoktur. Ama insan, tecrübe ile, akıl sahiplerinden istifade ile, bunu elde edebilir.

Ümitsizlik, en büyük hastalığı bu asrın. İçten kemirir kurt gibi insanı. Günahlarla beslenir, vehimle güçlenir. Allah’ı bilen, şeytana karşı durur. Aklı başında olan, bir elini tövbe ve istiğfara, bir elini duâ ve tevekküle

verir. Huzuru bulur.

>> Dev. 20.12.2008 Ta. YA Gz.<<


Selim Gündüzalp

***