+ Konu Cevaplama Paneli
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 1 ve 1

Konu: Risale-i Nur'da Çocuk

  1. #1
    Ehil Üye Meyvenin Zeyli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2006
    Bulunduğu yer
    Ankara
    Mesajlar
    3.341

    Standart

    Alıntı hizanurs Nickli Üyeden Alıntı
    "Bir çocukla konuşup söz anlatmak, bir filozofla konuşmaktan aşağ? değildir" der Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri. (?şârâtü’l-?’câz, s. 209.) Filozofla konuşabilmek üstün bir zekâ, k?vrak düşünebilme yeteneği, iyi bir genel kültüre sahip olma becerisi gerektirir. Çocuklarla konuşurken, çocukça tabirler kullan?larak onlar?n seviyesine inilmesi gerektiğini, onlar?n özel davran?lmas? gereken varl?klar olduğunu risâlelerinde her f?rsatta tekrarlar. Çocuk psikolojisinin temelinde de çocuklar?n seviyesine inebilmek, onlarla ayn? dili konuşabilmek yatar.
    Bediüzzaman Hazretlerinin eserlerini incelediğimizde çocuklardan bahsederken her f?rsatta onlar?n nazik, nazenin, nazl? yavrular olarak nitelendirildiğine şahit oluruz. Risâlelerde çocuklar? özellikle ele alm?ş, onlar?n şefkat beklediklerini, dünyan?n ürkütücü hâllerinde nazik ruhlar?na iman çekirdeği yerleştirmekle, huzur bulup yeteneklerini geliştireceklerinden bahsetmiştir. Eğer insan sadece fizikî görünüşünden oluşsayd? ona bilgi, görgü ve hayat?n çeşitli eğlenceleri yetecekti. ?nsan olman?n gereği olarak bu masum çocuklar ilerde hayat?n türlü zorluklar?na katlanacaklar, küçük kalplerinde çok uzun arzular? olacak ve küçük kafalar?nda büyük amaçlar taş?yacaklar. Bu durumda dayanma noktalar?n?n ve yard?m isteyecekleri bir yerin olmas? gerekir. Bunu çocuğuna veremeyen bir anne-baba onu manevî olarak öldürmüş gibidir. Bu mânâlar, günümüzde çocuğunu en güzel şeylerle yedirip, içirip giydirip bununla çocuğunu tatminsizliğe itmiş ailelere güzel bir mirast?r. Risâlelerde çocuk k?ymetini bulmuş, özel bir yere konmuş, ihtiyaçlar?ndan bahsedilmiş, sevgi ve şefkat konusuna lây?k olduğu değer verilmiştir.
    Eserlerinde, insanlar?n çocukla ilgili olarak ak?llara gelebilecek önemli baz? sorular?n cevaplar? da verilmiştir. Çocuklar?n baş?na gelebilecek baz? hastal?klar?n onlar için zulüm olmad?ğ?, aksine, dünyan?n zorluklar?na karş? antrenman yerine geçeceğini, anne-babas?n?n sevap kazanacağ?n? söyleyerek onlar? rahatlatm?şt?r. Çocuğun günahs?z olmas? sebebiyle, ileride işleyebileceği büyük günahlara kefaret olacağ?, manevî ilerlemesine de yararlar? bulunacağ? belirtilmiş, annesinin o anki şefkat ve üzüntülerinin annenin lehine işleyeceğine yer verilmiştir (Hastalar Risâlesi). Mant?ken düşünecek olursak, şöyle bir çevremize bakt?ğ?m?zda olgun ruhlar?n birçok üzüntüden geçerek bu hâle ulaşt?ğ?n? görürüz. Zorluk görmeden büyüyen çocuklar yetişkinliğe eriştiklerinde çocuksu tabiatlar? vard?r, en ufak bir olay y?k?lmalar?na sebep olur. ?nsana düşen baş?na gelenlere şikâyet etmek değildir, çözüm yollar? aramak, gerektiği anda sab?r göstermektir. Bu tür durumlarda manevî dayanak olmasa insan zorluklara dayanmakta çok güçsüz kalabilir.
    Psikolog olarak bazen, 'çocuklar?m?za ölümü nas?l anlatmal?y?z' tarz?nda sorulara muhatap oluyoruz. Ailelerin yanl?ş yaklaş?mlar? çocuklar?n ruhlar?nda derin yaralar açabiliyor. Sürekli ölen arkadaş?ndan, büyüklerinden bahseden, bu üzüntüsünü dile getiren çocuklar oluyor. Oysa ki, bu konuda risâlelerin bak?ş aç?s? çocuğun ruhunu incitmeyen bir anlat?ma sahip. Çocuklar?n nazik ak?llar? ve dayan?ks?z ruhlar?nda yara açmamak için ahiret inanc?n? yerleştirmemiz gerekir. Yoksa sürekli oyunla, haylazl?kla kendini meşgul edecek, üzüntülerini bast?r?p bilinçalt?na itecek, bilince ç?kt?ğ?nda ise s?k?nt? ve huzursuzluk çekecektir. Ahirete iman, endişe ve huzursuzluk yerine sevinç ve ferahl?k verir. Ölen arkadaş?n?n Cennette ondan daha rahat olduğunu düşünür rahatlar, ölen annesinin Cennette onu kucağ?na alacağ?n?, ona kavuşacağ?n? düşünerek mutlu olur. (9. Şuâ) Küçücük bir çocuğun, ölümün yükünü minik ruhunda taş?mas?n? beklemek insafs?zl?k olur ve onu derinden yaralar. Böyle çocuklar ileride hayata ve insanlara nefret besleyebilirler. Bediüzzaman bu konuya gereken önemi vermekle kalmam?ş, aylarca karn?nda bebeğini taş?y?p, onu büluğa ermeden kaybeden annelere teselli olarak, risâlelerinde özel bir bölüm ay?rm?şt?r. Olaylara sadece maddî boyutundan bakmak s?ğ bir bak?ş aç?s?d?r ve risâlelerde bu dar alandan ç?k?p soyut düşünebilme becerisi vard?r. (Çocuk Taziyenamesi, Han?mlar Rehberi)
    Said Nursî Hazretleri, cinsiyet ayr?m? konusunda gelenekçi değil, mant?kç? ve sağduyuludur. Peygamberimizin "Oğlan çocuğunu seviniz" ifadesinin bir hikmetini “K?zlar kendi kendini sevdirirler, onlar doğuştan sevimlidirler” diye aç?klam?şt?r. Bediüzzaman, k?z çocuğunun şefkat ve cemalin mazhar? olduğundan, erkek çocuğundan daha fazla sevileceğini, bu zamanda anne-baba hakk?nda k?z çocuğunun daha hay?rl? olduğunu, çünkü dinî tehlikelere daha az maruz kald?ğ?n? belirtmiştir. (Kastamonu Lâhikas?)
    O, çocuklara karş? çok merhametli idi; sokakta gördüğü çocuklar? sever, okşar, güzel sözler söylerdi. Hizmet etmek için evlenememişti, kendini topluma adam?ş olduğundan, çocuk sahibi olmaktan mahrum kalm?şt?. Fakat bu masumlardan binlercesinin ileride Risâle-i Nur’un iman gerçeklerinden haberdar olacağ? onu bir nebze rahatlat?yordu. Onlar? manevî evlâd? kabul ederek, kendine dayanma noktas? yapm?şt?. Emirdağ’da olsun kald?ğ? başka yerlerde olsun çocuklar arkas?ndan “Bediüzzaman Dede!” diye çağ?r?r yak?nl?k gösterirlerdi. Üstad Bediüzzaman çocuklar? pek sever, böyle etraf?nda topland?klar?nda, “Masum olduğunuz için duâlar?n?z makbuldür, bana duâ ediniz” diye onlara iltifat ederdi.
    Bir beldede çocuklar? kendisine karş? k?şk?rtm?şlar ve onu çocuklara taşlatm?şlard?. O çocuklara asla k?zmam?ş, öfkelenmemiş hatta “Bunlar, Sûre-i Yâsin’den mühim bir âyetin nüktesini keşfime sebep oldular” diye onlara duâ etmişlerdi. (Tarihçe-i Hayat, 4. k?s?m, s. 287.) Sonra bu çocuklar, onun duâlar? bereketiyle öyle bir hâle döndüler ki, onu uzak-yak?n nerede görürlerse, koşarak yan?na gelirler, mübarek elini öperler, duâs?n? al?rlard?. Onlara “Evlâtlar?m, siz masumsunuz, daha günah?n?z yoktur. Ben çok hastay?m, bana duâ ediniz, sizin duân?z makbuldür” derdi. Günümüzde anne babalara bak?yorum, çoğu, çocukla ayn? yaştaym?şças?na onlar?n hareketine daha büyük şiddette karş?l?k veriyorlar. Çocuklara yaklaş?m tarz?n? irdelemek aç?s?ndan bu olay çok anlaml? geldi bana doğrusu…
    “Kuvvetsizlikte, dokuz yaş?ndaki çocuk, doksan yaş?ndaki ihtiyara benzer. Fakat o kabre müteveccihen iner, eğilir, girer; şu ise, doğrulur, şebabe (gençlik) yükselir” der. (Beyânât ve Tenvirler, s. 75.) Risalelerde Üstad Hazretleri çocuklara geleceğin tomurcuklar? hükmünde bakmay? bilmiştir ve değer vermiştir. Ona göre bir evde yüz cani bir masum olsa, o masuma k?y?lmaz. (22. Mektub) Düşmanl?ğa da son derece karş?d?r. Anne ve babas?na, ceddine düşmanl?k yüzünden çocuğuna karş? tarafl? davranmay? şiddetle k?nar. Bu konular basit gibi görünse de, Doğu'nun bağr?ndan ç?kagelmiş bir kişi olarak, kendi kültürümüzü hesaba al?p düşünürsek, Bediüzzaman’?n bak?ş aç?s?n? daha gerçekçi bir şekilde değerlendirmiş oluruz san?r?m.
    Bediüzzaman Hazretlerinin çocuklara yaklaş?m tarz?n? görenler, onun öncelikle hâliyle çok güzel bir örnek teşkil ettiğini, çocuklar?n sorular?n? lâtife ile cevaplad?ğ?ndan bahsederler. Ayr?ca onlara hediyeler verdiğinden, iltifat ve ikramda bulunduğundan, her zaman üzerine basarak risâlelerinde anlatt?ğ? gibi, çocuklar?n seviyelerine uygun anlat?mlar yapt?ğ? ifade edilir.
    Çocuklara, dinî terbiye yerine, sadece medenî terbiye verilirse, anne baban?n göstermiş olduğu şefkat ve merhametine karş?l?k, hak ettikleri sevgi ve hürmeti görememe ihtimali daha yüksektir. Küçüklüğünde iman dersi almayan bir çocuk, daha sonra pek zor bir şekilde iman ve ?slâm?n esaslar?n? ruhuna sindirebilir. Bu, bir gayr-i Müslimin ?slâmiyeti kabul etmesi kadar zor olur. (Han?mlar Rehberi) Risâle-i Nur’da çocuk, yarat?c?n?n, anne ve babalara emanet verdiği sevimli ve nazl? bir varl?k olarak tan?mlanm?şt?r. Tertemiz kalbiyle, verilecek her şeyi almaya yeteneği vard?r.
    Anne-babalar, emanetlerinizi hakk?yla gözetiniz! (Bizim Aile Dergisi, Mart-2006 say?s?ndan al?nm?şt?r)
    Psikolog Betül Art?ş
    Çocuğumuz hastaysa...


    Mâsum çocuklar?n hastal?klar?n?, o nazik vücutlar?na bir idman, bir riyazet ve ileride dünyan?n dağdağalar?na mukavemet verdirmek için bir ş?r?nga ve bir terbiye-i Rabbâniye gibi, çocuğun hayat-? dünyeviyesine ait çok hikmetlerle beraber ve hayat-? ruhiyesine ve tasaffî-i hayat?na medar olacak büyüklerdeki keffâretü'z-zünub yerine, mânevî ve ileride veyahut âhirette terakkiyât-? mâneviyesine medar ş?r?ngalar nevindeki hastal?klardan gelen sevap, peder ve validelerinin defter-i amâline, bilhassa s?rr-? şefkatle çocuğun s?hhatini kendi s?hhatine tercih eden validesinin sahife-i hasenât?na girdiği, ehl-i hakikatçe sabittir. Lem'alar, 25. Lem'a, 24. Deva
    Konu MuhammedSaid tarafından (27.05.07 Saat 01:34 ) değiştirilmiştir.

    Ve sen yine denendiğinde.. Ve yine kalbin daraldığında.. Ve yine bütün kapılar kapandığında.. Ve yine ne yapman gerektiğini bilemediğinde.. Uzun uzun düşün.. Ve hatırla yaratanını!.. "ALLAH kuluna kafi değil mi?" [Zümer Suresi - 36]


+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. Çocuk ve Risale-i Nur
    By Meyvenin Zeyli in forum Bediüzzaman ve Risale-i Nur Çalışmaları
    Cevaplar: 16
    Son Mesaj: 30.11.09, 12:40
  2. Çocuk ve Risale-i Nur
    By slim in forum Bediüzzaman ve Risale-i Nur Çalışmaları
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 02.08.08, 13:23
  3. Çocuk ve Risale-i Nur
    By ayseguL in forum Açıklamalı Risale-i Nur Dersleri
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 31.07.08, 21:48

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0