Garabet bunun neresinde?
Ömer Sevinçgül
“Müslümanlar keşif yapmıyor” diye eleştiriyor bazı kimseler.
Kim bilir, belki de niyetleri kötüdür bu eleştiriyi yapanların.
“Din ilerlemeye engeldir, terk edilmelidir” demek istiyor da olabilirler.
Evet, bu niyeti sorgulayalım, ama bunu yaparken kendi durumumuzu da gözden geçirelim.
Bir bakalım hangi noktadayız diye.
...
Ne yapar bilim?
İlim, alemi inceler, örtülü kanunları bulur, anlar, tanıtır.
Alem ise bir ilahi kitaptır.
Rabbimizi tanıtan iki kitap var önümüzde.
Biri ötekini açıklıyor, tanıtıyor, yorumluyor.
Mümin ikisini de okumak zorunda.
Biri bile ihmal edilse sonu hüsran olur.
Biz ikisini de ihmal ettik.
Kur’an-ı Kerimi kulak ardı eden ahiret cehenneminde yanar, kainat kitabını okumayan da dünya cehenneminde...
İşte son asırlardaki perişan halimiz!
Ayaklar altında hor ve hakiriz.
...
İslam, ilmi araştırmayı ya engelleyecek, ya ilgisiz kalacak, ya da teşvik edecekti.
Üçüncüsü olmuştur.
Kur’an, “Hiç düşünmüyor musunuz? Hiç akıl etmiyor musunuz?” diye sorar hep; bizim semaya, yeryüzüne bakmamızı ister.
Kur’an-ı Kerim’deki surelerin isimleri bile insanın dikkatini kainata çekmek içindir adeta. Bakılması, incelenmesi, üstünde düşünülmesi gereken isimler konmuştur önümüze. Arı, örümcek, karınca, güneş, ay, insan, zaman ve benzeri kavramlar derin düşünce üretiminin ana başlıkları gibidir. Kainat kitabındaki surelerin ve ayetlerin de başlıklarıdır bunlar.
Çünkü alem kitabı da ustasını anlatıyor durmadan.
Kuşkusuz, ilim kanunlar dizgesidir. Kanunlar bir düzenin neticesidir. Düzen, bir düzenleyicinin alametidir.
Sevdiği üstadının eserini anlamak için gece gündüz çalışan biri gibi, halis bir kul da kainatın sırlarını anlamaya ve Rabbini tanıtmak için anlatmaya çalışır.
...
Kur’an, peygamber mucizelerini anlatmakla sadece tarihi bilgi vermek gayesini gütmüyor, aynı zamanda bugünün insanlarını o mucizelerin benzerlerini yapmaya teşvik ediyor, hatırlatıyor.
Müminler, birer ilahi eser olan varlıklar üstünde düşünmüyor, inceleme yapmıyor, ilim üretmiyorlarsa, bu onların noksanı.
Bir keşif, bir buluş yapıldığı zaman, “Kur’an-ı Kerim bu konuya işaretler etmiştir” dememizi yadırgıyor kimileri.
Ben de onların yadırgamalarını yadırgıyorum!
Zira, Allah kelamı “Ey insanlar!” hitabıyla bütün insanları muhatap alır.
İnanan da bu hitaba dahildir, inanmayan da.
Kur’an, bütün asırlara bakar.
Ayetleri zamana ve zemine göre yeniden yorumlanır.
İlim ilerledikçe kapalı bazı hakikatler ortaya çıkar.
İslam alimleri de bunu gösterir. Garabet bunun neresinde?