+ Konu Cevaplama Paneli
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 2 ve 2

Konu: Aşk-ı Mecazi den Aşk-ı Hakikiye

  1. #1
    Pürheves sohbet-i canan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Sep 2008
    Mesajlar
    264

    Standart Aşk-ı Mecazi den Aşk-ı Hakikiye

    Aşk-ı Mecazi den, Aşk-ı Hakikiye
    Aşk-ı mecazi, aşk-ı hakikiye nasıl inkılab eder? Bunun sırrı nedir?

    Aşk, fart-ı muhabbet demektir Muhabbet, bilmenin ve tanımanın veyahut mutlak kemale muttali olmanın; karşı tarafta da kemal, cemal -mecazi aşk açısından- melahet, müşakele gibi hususların bulunmasıyla bazen meydana gelen insandaki fıtrî bir haldir İnsan, tanımadığını ve bilmediğini sevmez; sevebileceğini tanıyıp bilirse sever Kafirlerin Allah'ı sevmemesi ve Rasulü Ekrem'e karşı saygısız olmaları tanımama ve bilmemeden kaynaklanmaktadır

    Muhabbetin ifrat derecesine aşk denir Normal muhabbette olmasa da aşkta bazen muvazenesizce tavırlar görülebilir Bir diğer manada aşk, mahbubundaki kusurları görmemezlik, gözüne ondan başka hayalin girmemesi ve onu her şeyin ve herkesin üstünde kabul etme halidir Mesela kişinin, güneşin güzelliğini mahbubunun güzelliği yanında sönük görmesi, 'Mahbubum benim yanımda olursa cennetin hurilerini istemem' demesi veya 'Cennet başkalarının olsun Bana mahbubum yeter' gibi iddialar, aşık mırıltıları ve mecazi aşk açısından da akıl ve mantıkla telif edilemeyecek pervâsızca iddialardır İşte bu aşktır ki, Mecnun'u sahraya salmış ve Ferhat'ı da koca dağı delme macerasına itmiştir

    Allah'tan başkasına -ne olursa olsun- gönül vermek, onu sevmek, aşık ve müptela olmak mecazi aşktır Mesela Mecnun'un, Ferhat'ın ve Zeliha'nın muhabbeti, birer mecazi muhabbettir Bir de fart-ı muhabbetin fıtri garazsız, ivazsız olanı vardır ki, buna da anne ve babada bulunan şefkati misal verebiliriz Esasen şefkat, Allah'ın Rahman ve Rahim isimlerinden gelmektedir Allah'ın insanlara ve mahlukata karşı olan mukaddes ve münezzeh sevgisinin, değişik malûl yanlarıyla insanlarda olanına şefkat denir

    Evet, Mabud-u Mutlak'tan gayrıya gönlün kaptırılması, sevilip aşk u alaka gösterilmesi mecazi aşktır Hakiki aşk ise gönlün Allah'a verilmesi ve Allah'ın deli gibi sevilmesidir Burada hemen şunu da ifade etmeliyim ki, Allah'ı sevmek, bir pâye meselesidir Müminler, Rasulü Ekrem'i severlerse, müminlik mertebesinde, daha doğrusu müminlikteki muhabbet mertebesinde önemli bir noktaya ulaşmışlar demektir Fakat bu, en kamil mertebe değildir Mesela Rasulü Ekrem'i andığınız zaman kararınız kalmayabilir; ama bu zirvenin ötesinde bir de şâhika vardır Rasulü Ekrem'i, O'na ait hatıraları ve Ashab-ı Kiram'ı sevme mertebesi, muhabbetin ilk mertebelerindendir Çünkü bunlar beşerî kıstaslarla anlaşılan, duyulan, takdir edilen ve ölçülen şeylerdendir Demek ki, sizin kabınız hissedilen şeyleri ölçüp değerlendirerek size bir fikir verebiliyor Siz bu fikirle o mahbubu gönülden seviyorsunuz Onun halkasına tam girip ve onun gözüyle ötelere, ötelerin de ötesine bakınca, aşk u muhabbetinizde daha derin lâhûti bir buuda ulaşıyorsunuz

    Allah'ı sevmek, her türlü alakanın ötesindedir Bu sevgiyi vicdanında biraz olsun hisseden neler neler duyar Cenab-ı Hakk'ı sevmenin başladığı andan itibaren her sevgi dolaylılık rengine bürünür Ayrıca Allah'ı sevdiğiniz nispette mâsivâya karşı aşk u alakanız yavaş yavaş küsuf tutmaya yönelir Siz artık her şeyi O'ndan dolayı sevmeye başlarsınız Mesela Hz Ali'yi, damad-ı Rasulullah, O'nun Haydar-ı Kerrarı, Şah-ı Merdanı, muharebe meydanlarının kükreyen aslanı olduğu için seversiniz Allah'ı sevme zirvesine ve şâhikasına yükseldiğiniz zaman Rasulü Ekrem'i Allah'ın elçisi olduğu için seversiniz O'nun karşısında yeri, konumu ve risaletini daha iyi görüp okudukça bu derinlikten ötürü sevgi bir hayranlığa dönüşür Bu bir zevk ve hal meselesidir Bunu tadan bilir; tatmayan bilmez (Eski Erzurum müftüsünün ifadesiyle 'men lem tadmaz lem bilmez' O, 'Men lem yezuk lem ya'rif - Tatmayan bilmez' sözünü yarı Arapça yarı Türkçe bu şekilde ifade ederdi.)

    İnsanın Allah'ı sevmesi iyi bir şeydir Hususiyle insan, vicdan sistemiyle Allah'ı tam bilebiliyorsa O'nu delice sever Çünkü sevginin biricik mahalli vicdandır Vicdanın rükünlerinden biri olan zihin bildirir, latife-i Rabbaniye gösterir, irade O'nun muradına yönlendirir, akıl, sevgi esbabı üzerinde muhakeme eder, yürek ona önemli derinlikler kazandırır
    Bir insan, bütün bütün mecazi aşkla meşbu ve aşk-ı hakikiden mahrumsa mutlak bir şeyler yapılarak onun yüzü hakiki aşka döndürülmelidir Bu, fani mahbubların fena ve zevalini göstermek suretiyle, onların içlerinde Baki-i Hakiki ve beka arzusu uyararak iman ve marifet hususunda derinleştirerek sözü-sohbeti hep evirip çevirip O'nunla irtibatlandırarak kalbin kiri-pası sayılan günahlardan, hatalardan uzak durarak Hak'la alaka kurabilir; alakasını güçlendirerek her şeyden elini eteğini çekip 'Lâ uhibbu'l-âfilin - Ben, batıp gidenleri sevmem' (En'am, 6/76) 'Baki bir yâr isterim' deyip O'na yönelebilir Hz İbrahim (aleyhissalatu vesselam) gibi yıldız, ay, güneş hepsini tulû', gurub ve mahiyetleriyle okur, bunların zeval bulup gitmelerini, bir doğup bir batmalarını ve batıp giden bu şeylerin kalbin alakasına değmediğini haykırır, herkese duyurur Zaten bunlar, câmid ve cansız nesnelerdir; ne insanı duyar ne dinler ne de ihtiyaçlarına cevap verebilirler Oysaki insan, öyle birine yönelmeli ki, her zaman O'nu görsün, duysun, dinlesin ve isteklerine cevap versin Hatırat-ı kalbimi bilsin, dualarıma icabet etsin dünyevi-uhrevi taleplerimi yerine getirsin yalnızlığımı giderip bana enis olsun ebed arzularıma cevab-ı savap verip gönlümü şad etsin benim gibi bütün dost, ahbab, yârân ve yakınlarımı da âbâd etsin- Evet, bana işte böyle bir Mabud, Sevgili, Yâr-ı vefâdâr ve her halime nigehban bir Dost lazım Öyleyse bana aşk u alaka kurmak gerekir

    Molla Cami, bu hususu anlatırken, 'Sadece biri sev, başkaları sevmeye değmez Çünkü görünmüyorlar Biri iste, başkaları istemeye değmez Çünkü derde derman olamıyorlar Biri söyle, başkalarını söylemek fuzulidir Çünkü senin işine yaramaz' demek suretiyle hakiki aşkın Allah'a karşı olan aşk olduğunu, insan Allah'tan gayri neye gönlünü verirse versin, bunların içinde bir burkuntu ve üzüntü bırakıp gideceğini vurgular ki, bu, herkesin meşk edip tekrarlaması icap eden bir husustur
    Hülâsa-i kelam, fâni ve zâil şeyler, gelip gidişi ile kalbin alakasına değmediğini göstermekte ve hakiki mahbub arıyan gönle 'Allah sevilmelidir' ihtarını yapmaktadır

    M.Fethullah Gülen
    Konu yasemenn tarafından (06.10.08 Saat 15:06 ) değiştirilmiştir.
    ...kalbinden geçmeyeni diline değdirme...

  2. #2
    Ehil Üye Selim Akif - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2007
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    2.965

    Standart

    Evet, hepimiz dünyayı ve içindeki güzellikleri seviyoruz. Hem bekâya âşık ve hakiki aşkı arayan, fâni ve geçici olanın sevgisi ile yetinmek kendisine çok ağır gelir bir fıtratta da yaratılmışız. Öyle ise, dünya fâni olduğundan çelişkili görünen bu durumda kendimize nasıl bir yol bulmalıyız? Sevilen şeylere karşı olan mecâzi aşkın hakiki aşka dönüşmesi gerektiği gibi, acaba çoğumuzda bulunabilen dünyaya karşı olan mecâzi aşkı nasıl hakiki aşka dönüştürebiliriz?

    Sevgili üstadımızın güzel tefekkürüyle Risale-i Nur'da ifâde ettiği şekli ile dünyanın üç yüzü var.
    Birincisi kendine bakar, fâni ve kararsızdır.
    İkincisi Esmâ-i Ìlahiyeye bakar, onun âyinesidir.
    Üçüncüsü ise âhirete bakar, onun tarlası ve fidanlığıdır.

    Birincisi zâhiri ve mecazidir, mânâ-i ismi ile bakmaktır.

    Diğer iki yüzü ise bâtıni ve hakikidir, mânâ-i harfi ile bakmaktır.


    Aslında sevmek duygusunu verene şükür...ibrenin yönü önemli.

    Bismillahirrahmanirrahim


    Elif, Lâm, Mîm.
    İnsanlar, imtihandan geçirilmeden,
    sadece "İman ettik" demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar?


    Do men think that they will be left alone on saying,
    "We believe", and that they will not be tested?


+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. İttihad-ı Hakikîye Muhtacız ve Mecburuz
    By Bîçare S.V. in forum Risale-i Nur'dan Vecize ve Anekdotlar
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 26.02.09, 07:50
  2. Aşk-ı Mecaziden, Aşk-ı Hakikiye
    By SeRDeNGeCTi in forum Edebiyat
    Cevaplar: 4
    Son Mesaj: 19.01.09, 20:34
  3. Mecazi Aşk Tuzağı
    By nurlu dağ in forum İslam'a Göre Kadın ve Aile
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 14.11.08, 19:50
  4. Mecazî Aşk Tuzağı
    By Meyvenin Zeyli in forum İslami Konular ve İman Hakikatleri
    Cevaplar: 13
    Son Mesaj: 05.08.07, 01:05

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0