+ Konu Cevaplama Paneli
1. Sayfa - Toplam 2 Sayfa var 1 2 SonuncuSonuncu
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 10 ve 16

Konu: Ey Ölüm!..

  1. #1
    Pürheves nurender - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Sep 2008
    Mesajlar
    212

    Standart Ey Ölüm!..



    ebemkuşağıdır ölüm,
    Yalnız geçilir altından devcesine…

    Ölüm, Yaradana çıkan yollarda iki Cihan Efendisini arayıştır, buluştur. Kavuşmanın ılıman heybeti,oradaki gerçek hayata iklim olacaktır.
    Geride kalanların gönderdiği kalb sıcaklığında
    Fâtihalar, tebessüm yüklü gerçek saadeti taşır dururlar: Bu, oğlumun Fâtihası, bu kızımın.Bunlar da can ciğer dostlarımın Elham Sûreleri…

    Gelecektim efendim. İşte geldim. İyiliklerimle, sevincimle, bitip tükenmez hasretimle.
    Geldim efendim.
    Dünyada senin için seivnmiş, senin için gülmüş, senin
    için karanlıklar hacminde usul yanan mum gibi sessizce tükenmiştim. Ne kendim utandım,ne dostlarımı utandırdım, ne seni Efendim.

    İşte geldim
    İşte geldim
    Yüreğim yalansız, bedenim haramsız ve yanımda
    Fâtihalarla…

    Seccade kadar mülküm, seccade kadar masam ve seccade kadar toprağımla öylesine zengindim ki… Hepsini kucak dolusu şükürlerle değiştim…

    Geldim Efendim
    Döndüm Efendim

    Ay, hilalken şahittirErikler çiçek açarken, civciv avucumu ararken şahittir. Bayram sabahlarında üç ayağını bağlayıp da toprağa yatırdığım güzelim kurbanlıkların gözlerime bakan gözleri şahittir.
    Çektiğim ilk tespihin ilk tanesi, içtiğim son zemzemin
    son damlası,gördüğüm ilk elif şahittir. Üzerine basmadığım karıncalar, öptüğüm toprak, kokladığım ilk fesleğen şahittir. Yediğim ilk kardaki serinlik, selam verdiğim ilk komşum, yazdığım ilkyazı, çizdiğim ilk
    çizgi şahittir.Âmentü şahittir Ancak Yaradana kul olmaya çalıştım, Efendime hizmetkar…
    Geldim Efendim
    Döndüm Efendim

    Bir ebemkuşağıdır ölüm
    En haşmetli gerçek, en müzeyyen hakikat Ve ancak dünyayı tanıyabilenlerin tadabileceği son

    armağan lezzet.” Şu dünyada herkese yer ayıran “âdik adalet”!
    Hayret… Zindandakine de “Merhaba” diyor, zindancıya da.
    Doktora da, hastasına da Çırağa da gülüyor, ustasına da…Bu vatan için şehit olan cana da diyor şehit olmaya çalışanlara da…

    Bir ebemkuşağıdır ölüm
    O kadar uzak ve o kadar yakın, hem o kadar büyük Bütün güller onun dizi dibinde. Ağaçlar, ülkeler,
    yeryüzü ve kâinat dizi dibinde.
    Biz onun dizi dibindeyiz. Uyurken, uyanıkken, yolculukta, sevinirken,
    üzülürken, kızarken hep yanımızda ve yakınımızda.

    ÖLÜM HİÇ UNUTMAYAN EN BÜYÜK VEFÂ…
    Yorgunluğun tükenişinde o var O, hırsa fren, bitmişliğe sigorta. Ebedî yarınların
    aralık duran davetkar kapısı. Karanlıktan aydınlığa ve aydınlıktan
    aydınlıklara uzanan yegâne yön.

    Ey ölüm, sana hayranlığım tükenmeyecek… !
    Risale-i Nur' un neşri için, mümkün olsa derimizi kağıt, kanımızı mürekkep yapacağız!......................

  2. #2
    Pürheves aktarcı - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2007
    Mesajlar
    162

    Standart

    çok güzel bir paylaşım. Allah razı olsun nurender kardeşim

  3. #3
    Ehil Üye Şahide - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jan 2008
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    9.193

    Standart “Gün eksilmesin penceremden”



    “Gün eksilmesin penceremden”



    Bir nehirde bir kez yıkanılır” diyen filozofun sözünü bir başkası şöyle karşılıyor, “Yok hayır! Bir kez bile yıkanamazsın.” Biz bu sözü, hep nehrin akıp gidişiyle mânâlandırırdık. Oysa akıp giden insandır, insanın hayatıdır.

    Her gün bir başka insanız, değişiyoruz ve bir şeyler kaybetmekteyiz. Doğduğumuz andan beri, ölüme doğru gidiyoruz. Uzayın uçsuz bucaksızlığına bakıp da, ebediyyen yaşayacakmışız zannedip, bu fâni âlemden nefsimize bir pay çıkarmayalım. Şu pırlanta yüzlü semânın altından kimler geldi, kimler geçti...

    Ömür ağacının yaprakları zamanın dallarından bir bir koparken, biz yine en küçük işimizde, bu en büyük meselemizi unutmuş olarak yaşar dururuz.

    İnsan bu, çok kolay hatırladığı gibi, çok çabuk unutmak da ona mahsus.
    Herkes ondan nasibini alacağı ve bir kısmının aldığı halde kimsenin üzerinde görmek istemediği bir beyaz elbisedir ‘kefen’...

    Uzay çağında, gündelik koşuşturmalar, araba klaksonları, zıpçıktı şarkılar ve çağın bütün gürültüleri içinde biz, televizyonun uzaktan kumandasının tuşları arasında gezinirken parmaklarımız, unuttuğumuz bir âkıbettir ölüm...

    Yine de akıl, ölümü(nü) düşünmekten alıkoyamaz kendini. Ancak nefsimiz, hilesini yapmaktan da geri durmaz, bütün insanların ölümünü kabul ettiği hâlde kendi sonunu, hep en sona saklar. Daha doğrusu sıranın en sonuna!
    Şimdi acaba ömrümüzün neresindeyiz?

    Sıranın sonu bize kaç adım, kaç insan, kaç ayrılık, kaç acı, kaç Fatiha uzaklıktadır acaba? Hangi insan için olursa olsun meraka değer bir soru.

    Cahit Sıtkı Tarancı, sanki o kapıları tıklıyor:

    “Ve gönül Tanrısına der ki;
    Pervam yok verdiğin elemden
    Her mihnet kabulüm yeter ki,
    Gün eksilmesin penceremden.”

    Ruh; her acıya rağmen yine ışık, yine hayat, yine de yaşamak istiyor. Çünkü dünya o kadar tatlı ki, bir gün ondan ayrılacağımıza inanmak bile insana zor geliyor. Acaba gideceğimiz yer, şu yerini bir türlü dolduramadığımız dünyadan kötü bir yer midir?

    Ölüm bir bitiş mi, bir yok oluş mu? Elbette hayır. Her bahar çiçeklerle dirilen yeryüzü ve her sabah yeniden yaratılan hayatlar da buna hayır diyor. Ölüm bir bitişin, bir sona erişin ifadesi değildir. Aksine ölüm, yeni ve ebedî hayata geçişin ilk basamağıdır. Toprağa atılan bir tohumun çürüyüp açılması, gülümseyen bir çiçek olarak karşımıza çıkmasını netice verir. Tohum için hep tohum olarak kalmak, bir çiçek olup açmaya, baharda yeniden doğmaya tercih edilmez mi dersiniz?

    Evet, ölüm bir diriliştir; ayrılmak değil, kavuşmaktır; bir mekân değişikliğidir.
    Bir evden diğer eve geçiştir ölüm.

    Demek ki ölüm, yepyeni bir hâle ve hayata geçişi ifade etmektedir.
    Dünyaya sığmayan binlerce duyguları olan insan, cismen ve ruhen bu duygularının da tatmin edileceği daha mükemmel bir âlemde ebediyen yaşamaya namzettir.

    Bediüzzaman Hazretleri bu noktaya şöyle işaret ediyor: “Şu dâr-ı dünya, beşerin ruhunda mündemiç (dercedilmiş) olan hadsiz istidatların sünbüllenmesine müsait değildir. Demek, başka âleme gönderilecektir. Evet, insanın cevheri büyüktür. Öyle ise, ebede namzettir.” (Sözler)
    Ruh sonsuzluğu istediği gibi, beden de sonsuzluğu ister. İkisinin bir arada, sonsuza dek rahat edebileceği tek yer orasıdır.

    Uyumak bir nevî ölüm,
    Uyanmak güzel be gülüm.
    ***
    “Hem, anlarsın ki, şu dünyadaki tezyinât, yalnız telezzüz veya tenezzüh için değil. Çünkü, bir zaman lezzet verse, firâkıyla birçok zaman elem verir. Sana tattırır, iştihânı açar, fakat doyurmaz. Çünkü ya onun ömrü kısa, ya senin ömrün kısadır; doymaya kâfi değil. Demek kıymeti yüksek, müddeti kısa olan şu tezyinât ibret içindir,Haşiye şükür içindir, usûl-ü dâimîsine teşvik içindir, başka gayet ulvî gâyeler içindir.

    “Hâşiye: Evet, mâdem herşeyin kıymeti ve dekâik-ı san'atı gayet yüksek ve güzel olduğu halde, müddeti kısa, ömrü azdır. Demek, o şeyler numûnelerdir, başka şeylerin sûretleri hükmündedirler. Ve mâdem müşterilerin nazarlarını asıllarına çeviriyorlar gibi bir vaziyet vardır; öyle ise, elbette ‘Şu dünyadaki o çeşit tezyinât, bir Rahmân-ı Rahîmin, rahmetiyle, sevdiği ibâdına hazırladığı niâm-ı Cennetin numuneleridir’ denilebilir ve denilir ve öyledir.


    Selim GÜNDÜZALP





    Şudur cihanda benim en beğendiğim meslek
    Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek!

    Mehmed Akif Ersoy


  4. #4
    Pürheves müzeyyen - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Nov 2008
    Mesajlar
    161

    Standart

    ÖLÜM HİÇ UNUTMAYAN EN BÜYÜK VEFÂ…
    Yorgunluğun tükenişinde o var O, hırsa fren, bitmişliğe sigorta. Ebedî yarınların
    aralık duran davetkar kapısı. Karanlıktan aydınlığa ve aydınlıktan
    aydınlıklara uzanan yegâne yön.

    Ey ölüm, sana hayranlığım tükenmeyecek...


    çok hoş şiir emeğinize sağlık

    Uzay çağında, gündelik koşuşturmalar, araba klaksonları, zıpçıktı şarkılar ve çağın bütün gürültüleri içinde biz, televizyonun uzaktan kumandasının tuşları arasında gezinirken parmaklarımız, unuttuğumuz bir âkıbettir ölüm...

    Devamı olmayan birşeyde lezzet yoktur. Sen zâilsin. Dünya da zâildir. Halkın dünyası da zâildir. Kâinatın şu şekl-i hâzırı da zâildir. Bunlar saniye ve dakika ve saat ve gün gibi birbirini takiben zevale gidiyorlar(risale-i nur)


    Tarife kalkma bizi;

    Ne şuyuz, ne de buyuz

    Adem denen denizi

    Arayan birer suyuz

    Döner, kıvrılır fakat

    Daire olmaz bu hat

    Ne kadar sürse hayat,

    O yolun yolcusuyuz

    ...


  5. #5
    Dost MİRZA - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Feb 2009
    Mesajlar
    13

    Standart

    slm

  6. #6
    Yasaklı Üye Lebid24 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Bulunduğu yer
    alem-i muhabbet
    Mesajlar
    2.298

    Standart

    Aleyküm selam..

  7. #7
    Gayyur SergeanTiM - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2006
    Mesajlar
    96

    Standart Ölüm

    Ölüm ciddi bir mesele.
    Her ciddi şeyden daha can sıkıcı.
    Olur da aklımıza gelirse, “daha var, düşünme” diyor şeytan.
    Biz de öyle yapıyoruz…




    Hayata hakkettiğinden fazla güvenmemeli insan.
    Ölümün kol gezdiği bir dünyada, hayata güven olur mu ?
    Gülün âdeti solmak, insanın âdeti ölmek değil mi ?
    Ölüm Son Değil Adlı kitaptan alıntı
    Selam ve Dua ile

  8. #8
    Vefakar Üye Mutella - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jan 2008
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    372

    Standart




    Ey Nefsim Anla artık! Ne olur anla!

    Anla ki, cennet ucuz değil, cehennem dahi lüzumsuz değil!

    Anla ki; cennete giden yol asfaltla döşenmemiş!

    Anla ki; bedelini ödemediğin hiçbir şeye sahip olamazsın!

    Anla ki; dünyayı bize bizler zindan ediyoruz ihmallerimiz,
    enaniyetimiz, samimiyetsizliğimiz

    Anla ki; Eyüp gibi sabır erbaini doldurmadan, Yusuf gibi kuyu
    diplerinde yıllarca çile çekmeden, Yakuplar gibi gözlerini hasrete kurban
    etmeden ,olmaz!

    Anla ki; İsmail ler gibi bıçak altına yatmadan, İbrahimler gibi
    YA Allah deyip kendine ateşlere atmadan olmaz Sefine-i Nuh gibi
    tufanları yara yara hedeflere gitmeden olmaz!

    Ve Anla ki; bir ömür boyu gözyaşlarını ceyhun edip alın teriyle mecz
    ederek ümmeti için an be an, dem be dem, çile çeken Hz MUHAMMED (sav)
    gibi çekmeden olmaz!

    Ve şunu çok iyi anla ki; başkalarının hayata Aşık olduğu kadar Ölüme
    Aşık olmadan Olmaz!!!!!!
    Eşhâsın keyfine tebaiyet edilmez
    ve etmeyiz!


  9. #9
    Pürheves nurkahramanı - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2008
    Bulunduğu yer
    sefine-i rabbaniye
    Mesajlar
    167

    Standart

    SESSİZ GEMİ


    Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
    Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.

    Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
    Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.


    Biçare gönüller. Ne giden son gemidir bu.
    Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu.

    Dünyada sevilmiş ve seven nafile bekler;
    Bilmez ki, giden sevgililer dönmeyecekler.

    Bir çok gidenin her biri memnun ki yerinden.
    Bir çok seneler geçti; dönen yok seferinden.



    (alıntı)

    WHAT DOES WHO HAS FOUND ALLAH MISS

    AND

    WHAT DOES WHO HAS MISSED ALLAH FIND?


  10. #10
    Ehil Üye Enfâs - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2008
    Bulunduğu yer
    ..Ankara Kulvarları..
    Mesajlar
    1.090

    Standart


    Var git mezarını açmaya artık
    Hayatı bırak hayattan
    Güller, koklaşmayalı ağlayacaksa da arkandan
    Kuşlara selam ver son defa
    Tüm müştekîlerden kaçarak
    Teslimiyet limanına demir at ruhundan…


    Hayret! Ne çok ölümü unutan var
    Gassallar nerede heyhat!






    Allah’ım! Her zaman lütfunun aydınlığını bana yol gösterici et! Ucu Sana ulaşmayan yolu bana gösterme


+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. ölüm
    By karolin in forum Açıklamalı Risale-i Nur Dersleri
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 18.12.13, 10:56
  2. Ölüm Var Ölüm, Ölünde Görün...
    By Beste-i Rana in forum İslami Konular ve İman Hakikatleri
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 24.01.09, 20:19
  3. Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 21.02.08, 15:03
  4. Ölüm
    By Abdullah Ubeydullah in forum İslami Konular ve İman Hakikatleri
    Cevaplar: 4
    Son Mesaj: 21.08.07, 12:52
  5. Ölüm..
    By süraka in forum İslam'a Göre Kadın ve Aile
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 19.02.07, 15:12

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0