+ Konu Cevaplama Paneli
2. Sayfa - Toplam 4 Sayfa var BirinciBirinci 1 2 3 4 SonuncuSonuncu
Gösterilen sonuçlar: 11 ile 20 ve 31

Konu: Nefis Terbiyesi Nasil Yapilir??

  1. #11
    Vefakar Üye karuban - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2007
    Yaş
    55
    Mesajlar
    486

    Standart

    Mürşid-i Kamilsiz nefis terbiyesi olmaz efendim. Mümkün değildir. Kendi kendini terbiye edebilseydi insan, zaten Peygamberlere ve varislerine gerek olmazdı.

    Peygamber efendimizden için Ayet-i Kerimede "Nefislerinizi tezkiye eden (temzileyip terbiye eden) bir Peygamberdir" ifadesi varid olmuştur.

    Mesela Hz. Ebu Bekir Efendimiz için Peygamberimiz buyurmuşlardır: "Bütün insanlık bir kefeye Ebu Bekir yar-ı garım öbür kefeye..." Böyle bir imanın ve sadakatin sahibidir Saddık-ı Ekber Efendimiz... Hatta hakkında yine Allah Tealanın tavsifidir: "ikinin ikincisi..." Peki Ashab arasından, Peygamberler hariç insanlık içinden bu mertebeye nasıl ulaştı Ebu Bekri Sıddık efendimiz? "Rabbım benim sadrıma ne aktardı, kalbime ne verdiyse; yar-ı garım Ebu Bekir'in sadrına da (kalbine de) onu aktardım" buyuruyor Peygamberimiz. Bakınız bu dereceye nasıl çıkmış: Kur'an okumakla, ilim tahsiliyle, ibadet u taatla vs. ile değil; bizzat Peygamber Efendimizin kalbinden kendi kalbine aktarılanlarla... Amenna ve saddakna.

    Peki Mürşid nasıl terbiye eder? Kapısına varmadan, teslim olmadan ne kadar anlatılırsa anlatılsın bilinemez.

    Şu kadarı söylenmelidir ki: Ebu Bekir Sıddık Efendimiz kendi kalbinde olanı Selman-ı Farisi Hz.lerine, o kendi kalbine aktarılanı Kasım Bin Muhammed Bin Ebu Bekir hz.lerine, ila ahir ... silsileler halinde zamanımıza kadar aktarıla aktarıla gelmiştir. Hak bir Mürşdi-i Kamil silsile olarak kalben ta Peygamber Efendimize kadar bağlanır. Mürşidin kalbinden gelen Ebu Bekir Sıddık Efendimizin sadrına aktarılanın aynısıdır. Kıyamete kadar da bu emanet aktarıla aktarıla ehline verilecektir. Kim talib olur ise, kim hak ve ehliyet kazanır ise... Ona da bu aktarılacaktır. Sadece Mürşid olan Velilere değil, isteyen ve ihsan edilen ve say eden bütün Müslümanlara... Allah Teala adalet ve merhamet sahibidir.

    Bir başka delili de Musa As... Cenabı Hakk onun macerasını Kehf Suresinde anlatmıştır:

    Tevrat-ı Şerif levhalar halinde indirilmişti. Musa As. gece gündüz aşk ile Tevrat'ı okuyup duruyordu. Sonra bir dem geldi, İlmi Ledun için Kelimullah, Allah ile konuşabilmesine rağmen Musa As. Allah katından ilim sahibi, kalb ilimlerine vakıf Hızır As'a sipariş edildi... Dikkat ediniz, kendisi Tevrat okuyup dururken... Dikkat ediniz kendisi Allah Tealayla doğrudan konuşabilmesine rağmen... Kim sevk etti: Allah Teala... Hızır As. ne yaptı, bir müddet arkadaşlık ederek ona o kalb ilimlerinden öğretti. Bu macera Kur'an-ı Kerimde kayıtlıdır.

    Olmak ister isen Musa, bul Hızrı'nı mübarek...

    Olmak ister isen Sadık, Peygamber Efendimizin sadrına bir yol, bir kanal bul kardaşım... El ele bağlıdır, el de kola...

    Bu iş kendi başına olmaz. Hangi eser olursa olsun, Kitap okuyarak da olmaz. İlim ve amelle de olmaz. Nefis terbiyesi özel bir ehliyet ve uzmanlık işidir.

    Kendi başına nefsimi terbiye edeceğim diye Allah korusun iyiden hastalanmak ve bitap düşmek tehliken vardır.

    Tıpkı Hasta olduğunda bir Hazık Tabibe müracat etmeyip kendi kendine perhizler yapan, kendi kendine ilaçlar devşiren biri gibi olabilirsin. İyi olacağım derken, Allah korusun hastalık derinleşebilir. Hepten ölümcül bir hale düçar ve mahkum olursun. Hafazan Allah.
    Konu karuban tarafından (09.12.09 Saat 05:35 ) değiştirilmiştir.

  2. #12
    Ehil Üye Khan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jun 2009
    Mesajlar
    1.015

    Standart

    çok uzun be şöyle her uzun yazıyıda özetlerseniz okurum yani okumaktan sıkıldığım anlaşılmasın fakat herlşeyin kısası daha makuldur kısa ve öz lafı dolaylamaya gerek yoktur gibime geliyor
    They may take our lives,
    but they'll never take,
    our FREEDOM!

    Mel Gibson...


  3. #13
    Pürheves evran - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2009
    Mesajlar
    198

    Standart

    "biz onların içinden kendilerine kitabı ve hikmeti öğreten ve onların nefs lerini teskiye eden bir peygamber gönderdik" cuma suresi 2. ayetinin meali.
    Nefs teskiyesi peygamberlere verilmiş özel bir manevi güçtür. Bu manevi güç 2 koldan günümüze kadar gelmiştir...1. si hz. ebubekr ra 2.si hz. ali kv.dir..Zaman içinde bu 2 güzide insanın yetiştirdiklerine icazet vermeleriyle ,silsile halinde günümüze kadar gelmiştir bu manevi irşad .Her işin ehli vardır diplomalı icazetli.Bu nefs teskiye işininde ehli vardır icazetli,diplomalı.Bir alimden çok şeyler öğrenebilirsiniz ancak silsile yoluyla icazet almış manevi irşad gücü verilmiş bir mürşide uğramadan nefis teskiyesi olması çok ama çok güç bir meseledir.Bediüzzaman hz.leri birçok mürşidden istifade etmiştir.Hatta risalei gavsiyesinde seyyid abdulkadir geylani hz.lerinin himmetinden çok bahseder.Bazı insanlar çok kabiliyetlidir herhangi bir mürşidle 1 saaat bile bulunsa nefsi teskiye olabiliyor.bediüzzaman hz.lerinin durumu buna benziyor.bediüzzaman hz.lerinin ilk şeyhi şamda idi.o zamanlar 15 yaş civarında idi said nursi hz.leri.o zaman ki mürşidinin ifadesi"said nursiye ledün ilmi bu kapıda nasib oldu"buyuruyor.

  4. #14
    Pürheves Sürur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Nov 2009
    Mesajlar
    179

    Standart

    İbadetle set çekmek haramlardan çekinmekle muhafaza edilebilir

  5. #15
    Pürheves garip nurcu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2009
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    267

    Standart

    Alıntı evran Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    "biz onların içinden kendilerine kitabı ve hikmeti öğreten ve onların nefs lerini teskiye eden bir peygamber gönderdik" cuma suresi 2. ayetinin meali.
    Nefs teskiyesi peygamberlere verilmiş özel bir manevi güçtür. Bu manevi güç 2 koldan günümüze kadar gelmiştir...1. si hz. ebubekr ra 2.si hz. ali kv.dir..Zaman içinde bu 2 güzide insanın yetiştirdiklerine icazet vermeleriyle ,silsile halinde günümüze kadar gelmiştir bu manevi irşad .Her işin ehli vardır diplomalı icazetli.Bu nefs teskiye işininde ehli vardır icazetli,diplomalı.Bir alimden çok şeyler öğrenebilirsiniz ancak silsile yoluyla icazet almış manevi irşad gücü verilmiş bir mürşide uğramadan nefis teskiyesi olması çok ama çok güç bir meseledir.Bediüzzaman hz.leri birçok mürşidden istifade etmiştir.Hatta risalei gavsiyesinde seyyid abdulkadir geylani hz.lerinin himmetinden çok bahseder.Bazı insanlar çok kabiliyetlidir herhangi bir mürşidle 1 saaat bile bulunsa nefsi teskiye olabiliyor.bediüzzaman hz.lerinin durumu buna benziyor.bediüzzaman hz.lerinin ilk şeyhi şamda idi.o zamanlar 15 yaş civarında idi said nursi hz.leri.o zaman ki mürşidinin ifadesi"said nursiye ledün ilmi bu kapıda nasib oldu"buyuruyor.
    Nefis tezkiyesi konusunda Nur mesleğinde el alma vs gibi bir durum söz konusu değil, ozaman tezkiye-i nefis olmasa da olur mu?

    Peki Risale-i Nurlar Üstad hazretlerinin ledün ilminin sonucu mu Yazılmıştır, ya da yazdırılmıştır?
    ''İNNA LİLLAHİ VE İNNA İLEYHİ RACİUN'' söyle ve merci-i hakikiye dön, imana gel mükedder olma. O seni senden daha ziyade düşünür.
    Mesnevi-i Nuriye

  6. #16
    Pürheves evran - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2009
    Mesajlar
    198

    Standart

    Alıntı garip nurcu Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Nefis tezkiyesi konusunda Nur mesleğinde el alma vs gibi bir durum söz konusu değil, ozaman tezkiye-i nefis olmasa da olur mu?

    Peki Risale-i Nurlar Üstad hazretlerinin ledün ilminin sonucu mu Yazılmıştır, ya da yazdırılmıştır?
    Kırmızı cümleniz için yazıyorum;nefs teskiye olmadan hakiki iman yani hakikat ehli olunmaz.Nefs mutmain olacakki hakiki iman sahibi olabilesiniz.Hiçbir kitap yoktur ki okunmasıyla nefs teskiye olabilsin,bu mümkün değildir.İlle cuma suresi 2 ayette Allahın habibine verilen nefsleri teskiye kabiliyetinin icazet yoluyla ehil bir kamil insanla beraber olunmalıdır.,arkadaş olunmalıdır.Bir ilim öğrenmek için dahi öğrenmek istediğiniz ilim sahibi, ile arkadaş olmalısınız.Aynı z. musa as ın ledün ilmini öğrenmek istediğinde hızır as a arkadaşlık yapması emredildiği gibi.Nefsi mutmain olmuş insanla beraber olunursa ruhunuz onun ruhundan inikas olur ve ona benzersiniz,onun gibi olursunuz.Yalnız bu beraberliğin zahiren de mevcut olması gerekmektedir.,inikasın olabilmesi için.Risalei nur okumakla ancak imanınızın ilmel yakin derecesini yükseltmiş olursunuz.aynel yakin ve dahi hakkel yakin iman sahibi olabilmek için nefsi mutmain olmuş ehil bir kamil insanla arkadaşlık şarttır.
    Turuncu cümleleriniz için yazıyorum;risalei nur külliyatının tamamı ilhamla yazılmamıştır.Evet bediüzzaman hz.leri kendisine ilham geldiğini söyler,doğrudur.ilhamla yazılmış olsa dahi ilham vahy olmadığından okunması kuran okunması gibi ruha derece bakımından aynı tesiri vermez.Kuranı okumak başkadır beşeri kitapları okumak başkadır.İnsanımız maalesef vahy ile ilhamı karıştırmaktadır.Vahy arı duru Allahın kelamıdır.İnsan Allahın kelamını okudukça ruhunun her duyu organı alacağını alır lakin yinede nefsi mutmain olmuş insanı kamil olan bir zatla arkadaşlığın sana kazandıracağı nefs teskiyesidir.kuranı dahi sadece okumakla nefs teskiye olmuyor.İlle kuranı pratiğe dökeceksin.İşte kuranın pratiği cuma suresi 2. ayetinde bildirilende var.Risaleler bir kısmı ilham yoluyla yazdılmış olsada ilhama muhatap olan beşerin beşeri sıfatlarıyla boyandıktan sonraki şekliyle kitaba dökülmüştür.Yani vahy gibi direk Allahın kelamı değildir.

  7. #17
    Ehil Üye seyyah_salih - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2007
    Bulunduğu yer
    Şan(S)lıUrfa'DaN
    Yaş
    55
    Mesajlar
    15.435

    Standart

    Eskiden nefis terbiyesi için insanlar inzivaya çekilir, dağlarda nefisni terbiye ederdi insanlar..
    Şimdilerde her koldan hücumat var..
    Sokağa çıktığınızda haramlara, iltifat etmeden yevmi işlerinizi yaptığınızda...
    Haramlardan Allah için yüz çevirdiğinizde, işinizde ve sokakta bu niyetle evinize geldiğinizde başka zamanlarda 10 senede yetişilemeyen makamlara gelirisniz...
    Haramlardan ALLAH için yüz çevirin..ilmin izzeti, marifet-i ilahiye baktırmıyor dediğinizde..ve marifetteki lezzet nefisn isteklerine iltifat ettirmiyorsa...
    o zaman Nefsimiz Rububiyyetin tecellisine mazhar olmuştur..yoksa bu asırda nefis terbiyesi diye diye nefsin desiselerine kulak verilirse, nefis terbiyesinde bir adım merhale katedilimez..Dileyen bu hakikatlerin tümünü risale-i nurda bulur..Ve Allahın izni ile kalbi ve aklı nefsine hakim kılar..bu sırlar risale-i nurlarda var..Hakikate talip olan bulur..olmayanda boşa kürek çeker..Sizlere küççük bir örnek ..herkes bu noktada kendin(m)i kontrol etsin bakalım kaç ayarız...Sanal da yazmak hoşş..ohhh gel keyfim gel...

    Meselâ göz bir hassedir ki, ruh bu âlemi o pencere ile seyreder. Eğer Cenâb-ı Hakka satmayıp belki nefis hesabına çalıştırsan, geçici, devamsız bazı güzellikleri, manzaraları seyirle şehvet ve heves-i nefsaniyeye bir kavvad derekesinde bir hizmetkâr olur. Eğer gözü, gözün Sâni-i Basîrine satsan ve Onun hesabına ve izni dairesinde çalıştırsan, o zaman şu göz, şu kitab-ı kebir-i kâinatın bir mütalâacısı ve şu âlemdeki mucizât-ı san’at-ı Rabbaniyenin bir seyircisi ve şu küre-i arz bahçesindeki rahmet çiçeklerinin mübarek bir arısı derecesine çıkar. 6.söz

    Hadi gelin gözümüzü kontrol edelimm...
    Gözümüzü Ne kadar Allaha satıyor..
    ne kadarını nefse satıyoruz..
    Bu farkı nurlar ziyadesi ile veriyor..
    Risale-i nurlardaki marifet lezzeti..günahlara baktırmıyor keyfiyeti veriyor..
    hadi bakalım bakalım..
    Gözlerimiz marifeti ilahaiyenin bir arısımıdır..
    Yoksa nefse bir kavvadmı?
    Kendimizi yoklayalım hele..


    Konu seyyah_salih tarafından (10.12.09 Saat 02:30 ) değiştirilmiştir.
    Marifet ufku....

    Muhabbet denizinde çalan bir melodi gibidir

  8. #18
    Pürheves garip nurcu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2009
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    267

    Standart

    Özel bir yardımla öğrendim, Üstad hazretlerinin nefis terbiyesiyle ilgili nurlara aksettirdiği bölümü.. Bendeki bütün soru işaretleri silindi şöyleki;

    Birinci Hatvede: فَلاَ تُزَكُّوا اَنْفُسَكُمْ âyeti işaret ettiği gibi: Tezkiye-i nefs etmemek. Zira insan, cibilliyeti ve fıtratı hasebiyle nefsini sever. Belki evvelâ ve bizzât yalnız zâtını sever, başka herşeyi nefsine feda eder. Mabud'a lâyık bir tarzda nefsini medheder. Mabud'a lâyık bir tenzih ile nefsini meayibden tenzih ve tebrie eder. Elden geldiği kadar kusurları kendine lâyık görmez ve kabul etmez. Nefsine perestiş eder tarzında şiddetle müdafaa eder. Hattâ fıtratında tevdi edilen ve Mabud-u Hakikî'nin hamd ve tesbihi için ona verilen cihazat ve istidadı, kendi nefsine sarfederek مَنِ اتَّخَذَ اِلهَهُ هَوَيهُ sırrına mazhar olur. Kendini görür, kendine güvenir, kendini beğenir. İşte şu mertebede, şu hatvede tezkiyesi, tathiri: Onu tezkiye etmemek, tebrie etmemektir.

    İkinci Hatvede: وَلاَ تَكُونُوا كَالَّذِينَ نَسُوا اللّهَ فَاَنْسَيهُمْ اَنْفُسَهُمْ dersini verdiği gibi: Kendini unutmuş, kendinden haberi yok. Mevti düşünse, başkasına verir. Fena ve zevali görse, kendine almaz. Ve külfet ve hizmet makamında nefsini unutmak, fakat ahz-ı ücret ve istifade-i huzuzat makamında nefsini düşünmek, şiddetle iltizam etmek, nefs-i emmarenin muktezasıdır. Şu makamda tezkiyesi, tathiri, terbiyesi; şu haletin aksidir. Yani nisyan-ı nefs içinde nisyan etmemek. Yani huzuzat ve ihtirasatta unutmak ve mevtte ve hizmette düşünmek.

    Üçüncü Hatvede: مَا اَصَابَكَ مِنْ حَسَنَةٍ فَمِنَ اللّهِ وَمَا اَصَابَكَ مِنْ سَيِّئَةٍ فَمِنْ نَفْسِكَ dersini verdiği gibi: Nefsin muktezası, daima iyiliği kendinden bilip fahr ve ucbe girer. Bu hatvede: Nefsinde yalnız kusuru ve naksı ve aczi ve
    #478
    fakrı görüp; bütün mehasin ve kemalâtını, Fâtır-ı Zülcelal tarafından ona ihsan edilmiş nimetler olduğunu anlayıp, fahr yerinde şükür ve temeddüh yerinde hamdetmektir. Şu mertebede tezkiyesi, قَدْ اَفْلَحَ مَنْ زَكَّيهَا sırrıyla şudur ki: Kemalini kemalsizlikte, kudretini aczde, gınasını fakrda bilmektir.

    Dördüncü Hatvede: كُلُّ شَيْءٍ هَالِكٌ اِلاَّ وَجْهَهُ dersini verdiği gibi: Nefs, kendini serbest ve müstakil ve bizzât mevcud bilir. Ondan bir nevi rububiyet dava eder. Mabuduna karşı adavetkârane bir isyanı taşır. İşte gelecek şu hakikatı derketmekle ondan kurtulur. Hakikat şöyledir ki: Herşey nefsinde mana-yı ismiyle fânidir, mefkuddur, hâdistir, madumdur. Fakat mana-yı harfiyle ve Sâni'-i Zülcelal'in esmasına âyinedarlık cihetiyle ve vazifedarlık itibariyle şahiddir, meşhuddur, vâciddir, mevcuddur. Şu makamda tezkiyesi ve tathiri şudur ki: Vücudunda adem, ademinde vücudu vardır. Yani kendini bilse, vücud verse; kâinat kadar bir zulümat-ı adem içindedir. Yani vücud-u şahsîsine güvenip Mûcid-i Hakikî'den gaflet etse; yıldız böceği gibi bir şahsî ziya-yı vücudu, nihayetsiz zulümat-ı adem ve firaklar içinde bulunur, boğulur. Fakat enaniyeti bırakıp, bizzât nefsi hiç olduğunu ve Mûcid-i Hakikî'nin bir âyine-i tecellisi bulunduğunu gördüğü vakit, bütün mevcudatı ve nihayetsiz bir vücudu kazanır. Zira bütün mevcudat, esmasının cilvelerine mazhar olan Zât-ı Vâcib-ül Vücud'u bulan, herşeyi bulur.
    sözler 479
    ''İNNA LİLLAHİ VE İNNA İLEYHİ RACİUN'' söyle ve merci-i hakikiye dön, imana gel mükedder olma. O seni senden daha ziyade düşünür.
    Mesnevi-i Nuriye

  9. #19
    Pürheves garip nurcu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2009
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    267

    Standart

    Allah senden de razı olsun Seyyah Ağabey pek rahatladım
    ''İNNA LİLLAHİ VE İNNA İLEYHİ RACİUN'' söyle ve merci-i hakikiye dön, imana gel mükedder olma. O seni senden daha ziyade düşünür.
    Mesnevi-i Nuriye

  10. #20
    Ehil Üye seyyah_salih - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2007
    Bulunduğu yer
    Şan(S)lıUrfa'DaN
    Yaş
    55
    Mesajlar
    15.435

    Standart

    Alıntı garip nurcu Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Allah senden de razı olsun Seyyah Ağabey pek rahatladım
    Nurcu kardeş nurun marifetinin sırrı nurların satırlarında var..
    Nefis mi? Nurlarla nefsimizi nekadar zalim olduğunu biliyoruz..

    ْبِسْمِ اللهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ

    اِنَّ اللهَ اشْتَرٰى مِنَ الْمُؤْمِنِينَ اَنْفُسَهُمْ وَاَمْوَالَهُمْ بِاَنَّ لَهُمُ الْجَنَّةَ

    Marifet ufku....

    Muhabbet denizinde çalan bir melodi gibidir

+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. Ibadet emir olduğu için yapilir
    By fanidünya... in forum İslami Nitelikli Yazılar
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 06.06.20, 04:00
  2. Kadir gecesi'nde ne yapilir?
    By Mesrure in forum Fıkıh
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 23.07.14, 02:18
  3. Nefis Terbiyesi
    By kayhan1 in forum Kıssadan Hisseler, İbretli Öyküler
    Cevaplar: 9
    Son Mesaj: 16.08.11, 03:40
  4. Yeni Arkadaslara Okuma Programını Nasil Anlatiriz Nasil Daha Verimli Olabilir?
    By oskar38 in forum Risale-i Nur'u Yeni Tanıyanlara
    Cevaplar: 8
    Son Mesaj: 05.02.09, 01:09
  5. Nefsin Terbiyesi Nasil Olur?
    By HUZURA DOĞRU in forum İslami Nitelikli Yazılar
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 27.08.08, 11:49

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0