Her sevdiğimizden hoşlanırız ama
her hoşlandığımızı sevmeyebiliriz...

Hoşlandığımız ve hoşlanmadığımız herkese
tutarsa kan verebiliriz....ama

ancak sevdiklerimizin
yoluna can verebiliriz!

Bir insana kan verebilmemiz için kan gurubumuzun tutması gerekir.
Anne veya baba, yavrusu için canını vermeye can atar ama kan gurubu
tutmazsa yavrusuna
kan veremez.

Kan verebilmek için gurupların tutması gerektiği gibi

bir insanı sevebilmek için de...

can guruplarının tutması gerekir...!


Can gurupları uyuşmayanların ihtilaf edeceklerini,
can gurupları tutanların ülfet edeceklerini sevgili peygamberimiz şöyle ifade etmiş:
“Ruhlar toplanmış ordular gibidirler. Tanışanlar ülfet ederler,
tanışmayanlar ihtilaf ederler.”
(Buhari Enbiya 3, Müslim birr 159 160 ,Ebu Davud edep 16, Ahmet, Müsned 2/295,527,537)
Beyhaki’nin Şuab-ül İman’ında (Cilt 6, sayfa 497)

Abdullah bin Mesud rivayetinde
“bir mümin, mescide gelse, mescide yüz kişi olsa,
o yüz kişiden yalnız biri Mümin olsa,
o bir kişiyi tanımadığı halde onun yanına oturur.

Bir münafık, bir mescide gelse o yüz kişiden bir tanesi münafık olsa
o bir tek münafığı tanımadığı halde onun yanına oturur” ilavesi vardır.

Hz. Aişe validemiz, Mekke’nin şakacı kadını,
Medine’ye gelip Medine’nin şakacı kadınıyla dost olduğunu duyduğunda bu
hadisi okumuş. (Ebu Yala, Müsned 7/344)


Hz. Ömer, Hz. Ali’ye sorar “Ya Ali, bir adam hiçbir iyilik görmediği bir adamı severken,
hiçbir kötülük görmediği bir adamı da sevmiyor, acaba bu nedendir?”
dediğinde Hz. Ömer bu yukarıdaki hadisi okur. (Taberani, Mucemi evsad 5/247)
.


Rabbimiz : “Deki :
“Herkes kalıbına/şahsiyetine/yaratılışına göre hareket eder.

O halde Rabbiniz kimin doğru yolda olduğunu daha iyi bilir” buyurmuş. (İsra 89)

Ten ve can birleşince “Ben” olur. “ Gözüm, gönlüm, evim, elim” deki “im”
eki bu “ben” in varlığına işaret eder.

Aklımız, parmak çizgilerimiz, yüz hatlarımız, ses tellerimiz birbirinden nasıl ayrı ise
benliklerimizde ayrıdır.

Bu benliğimizi Rabbimiz, iyilik yapmaya da kötülük yapmaya da uygun yaratmıştır. (Şems

Onun içindir ki şeytana pabucu ters giydirenlerden,
melek gibi tavırlar görürüz..
Bazen melek gibi insanlardan
şeytanın bile yapmaktan korkacağı işler görürüz...


Helâl süt emmekle,
kulağına ezan okumakla,
İslâm ahlâkı üzerine yetiştirmekle
benliğimizde doğuştan getirdiğimiz iyilik, takva ve İslâm fıtratını korumuş oluruz.
“Alnımızın akıyla” tabiri birçok özellik ve güzelliklerimizin doğuştan
geldiğini ifade ederken
ayeti de tefsir eder.

Alnımızın akıyla geldik,

akıyla gidebilmek için

canımızda inkârdan,

isyandan, eser olmasın.

Tenimizde haramdan,

yalandan eser olmasın !...

Yeni dünya dergisi