Evradlardan ve Okumalardan Niye Uzaklaştık?
Saff-? evvellerin güzel adetlerini devam ettiremeyişimizin sebebleri...
Gazetemizi okuyor muyuz? http://www.saidnursi.de/tr2/template...rintButton.png http://www.saidnursi.de/tr2/template...mailButton.png Yazar: Şükrü Bulut 31.03.2008 http://www.saidnursi.de/tr2/images/s...ukru_bulut.jpg
Dünya medenîleşiyor ve biz medenileştik derken kap?m?za dayanan büyük felaketlerden bazen kalabiliyoruz. Elektronik medyan?n hayat?m?z? işgale kalk?şt?ğ? şu günleri, 1970´li y?llar? yaşayanlarla konuşarak mukayese edenler, hakikaten dehşetli tablolarla karş?laşacaklard?r.
1970´li y?llardaki insan?n; okumaya, tefekküre, sohbete ve duaya ay?rd?ğ? zamanlar?, günümüz insan?n ayn? unsurlara sarfettiği zamanlarla karş?laşt?ranlar?n karş?laşacaklar? tablonun hakikaten yürek burukturan bir levha olacağ?n? tahmin ediyoruz. Günlük dünyevî mesailerden evlerine s?ğ?nan insanlar?n ertesi sabahlara kadar geçirdikleri zamanlardaki okumalar, mütaalalar, tefekkürler ve muhabbetlere ay?rd?klar? saatlerin mahiyetini az?c?k bilenlerin, bazen zulmetten gelen korkuyu dağ?tmak üzere şark? söylediklerine şahit oluyoruz. Zira hakikat hem korkutuyor ve hem de ac?t?yor.
Medya devriminden önceki zamanlarla mukayesede ortaya ç?kan dehşeti küçümseyenler de var. Dünyan?n dört bir yan?ndaki hadiselerden haberdar olmay?, sihirbaz politikac?lar?n küresel konuşmalar?n? say?klamay?, bizi ve ailemizi birinci derecede ilgilendirmeyen cazip olaylar? taakib etmeyi maharet addedenler, kesretteki şu boğulmam?z? fazilet de kabul edebilirler. Fakat netice değişmiyor. Bahar ayn? bahar… Ölüm ayn? ölüm...Güneş hâlâ doğudan bat?ya seyrediyor.
Ve etraf?m?zda bizi sevdikleri halde “Allaha ?smarlad?k” diyemeyip istikbale uçanlar var. Kanaatimizce buradaki en büyük musibet; musibetin mahiyetinden haberdar olamay?ş?m?z olmal?. Okuman?n bize; ekmek, su ve hava kadar lüzumlu olduğunu söyleyen papağanlaşm?ş dilimize rağmen okuyamay?ş?m?z?n fark?na varamamam?z musibet değil mi? Bizi “huzur”da huzursuz eden şeyler nelerdir, acaba… Tefekkür ve münacatlardan bizi al?koyan şey… Manialar? saymakla bitiremeyiz. Bir de sözü “bektaşi nefis” kaparsa elimizden… Teşhis yine kaybolur, ufkumuzdan…
Evet okumuyoruz veya okuyam?yoruz. Mecbur olduğumuz cemiyetin tesirini ancak bir – iki saatte üzerimizden atmadan başka gulyabanîler yakal?yor bizi yuvam?zda. Kesrete tutsak ruh hallleriyle ellerimize ald?ğ?m?z kitaplarla ruhlar?m?z bar?şmaya f?rsat vermiyor. 1970´li y?llardaki gençliğe öğretmenleri sinema ve kahvehane yasağ? koymuşlard?… Kominikasyon devrini kullanan dinsizliğin “koruma” amaçl? tüm setleri aşt?ğ?n? evlerimizde yaş?yoruz. Çok cazip ve macera dolu bir filmi izlemiş öğrenci, ders psikolojisinden kopacağ?ndan dolay? öğretmenlerimiz endişeleniyorlard?. Her gece onlarca sinema ve filmin seyredildiği evlerde Risale-i Nur gibi eserlerin okunup anlaş?lmas? ne kadar mümkün olabilir ki… Hele her akşam; heyecanl? ruhlar? azab içinde b?rakan “Haberler” proğram?n? seyredenlerin dünyalar? alabora olmaz m?? Binlerce pis üfürükçü, hipnotizmac? ve sihribaz?n derslerinden kalk?p Kur´ân´a ve Kur´ân´?n asr?m?zdaki dersi olan Risale-i Nur´a muhatab olman?n ağ?rl?ğ?n?, yaşayanlar hissetmiş olmal?lar. 1970´li y?llarda kafam?za isabet eden yanl?ş fikirler, kulaklar?m?zdan kalb ve ruhlar?m?za hücum eden zararl? düşünceler, elbetteki günümüzle boy ölçüşemezdi. Buna rağmen nur talebeleri dört elle kitaplara sar?l?yor, çoğu akşamlar medreseye koşuyor ve ictimaî şirazemizdeki tahribat? gidermek için “Yeni Asya”y? taakibediyordu. Korku ve tebessümle havf ile reca ortas?nda koşuşturuyorlard?.
Bizi hakikatten uzaklaşt?ran “Sanal hayatlar?n” kimlerce organize edildiğini de az - çok biliyoruz. Okumam?z?n, Risale-i Nur´lardan ders almam?z?n ve gazetimizi taakib etmemizin kimlerin tezgâh?n? bozacağ?n? da az – çok tahmin edebiliyoruz. Bütün bunlara rağmen bizi okumaktan, tefekkürden, muhabbett ve münacattan al?koyan hususlar üzerinde fevkalade bir ciddiyet ile durmak zorunday?z. Yaln?z baş?m?za olmuyor… Mağlup düşüyoruz. Sevdiklerimizle, cemaatle, Gazete ve neşriyat?m?z? kucaklam?ş şahs-? manevî ile… Okunmayan gazetenin bir eve girmesi yaln?zca davaya küçük bir yard?md?r. Belki de önemli bir dua… Ekranlar?n manyetik alan?nda kendisini “Nur Talebesi” olarak görenlerin çoğu, Risale-i Nur´un ölçüleriyle düşünüp – konuşamazlar. Belki de tenkid ettiğini zannettiği kişinin üslubu ile konuşur ve olaylar? onun adesesinden inceler. Zira, ekranlardan haber, yorum, tart?şma veya belgesel formatlar?yla verilen fikirlerin yüzde doksan beşi “Risale-i Nur” çerçevesi d?ş?ndad?r. TV kanallar?n?n ekseriyetle küresel tahripçi cereyanlar?n güdümünde olduğunu kabullenemeyenler, aksisini isbat edemezler. Fakat lanse edilen düşüncelerin; dünya bar?ş?n? bozucu, ahlâkî prensipleri tahrip edici, insaniyeti ve islâmiyeti d?şlay?c? olduğunu da itiraf ediyorlar. Ekranlar?n serapa bizi hakikatlerden kopard?ğ? şu zamanda, kitaba, okumaya, tefekküre ve bunlar? paylaşmaya ne kadar yak?n olduğumuzu gözden geçirmemiz gerekiyor.
Üfrükleriyle fitneyi uyand?r?p dünyay? ateşe verenlerin ekranlar?n? bizim ad?m?za gazetemiz zaten taakib ediyor. Efkâr?-? amme ile Risale-i Nur´lar aras?ndaki irtibatlar? kuruyor ve bunlar? ruhlar?m?z? incitmeyecek şekilde bize takdim ediyorlar. Gazetemizi küçümseyenlerin ne kadar mahcup olduklar?n? zaman mütemadiyen gösteriyor. Küçümsedikleri gazete de değil, onlar?n… Belki de bir cemaat?n şahs-? manevisini küçümsediler… Gazetemizde yazanlar?n yanl?şlar?n? tashihe, eksiklerini hat?rlatmaya ve Nurun prensipleriyle uyuşmayan davran?şlar? ikaza okuyucu olarak hakk?m?z vard?, yapt?k ve bu minval üzre devam ediyoruz. Medyan?n bu denli kirlendiği, ekranlar?n bu kadar zarar verdiği ve efkâr-? ammenin yalan – yanl?ş bilgilerle bu derece iğfal edildiği bir zamanda, gazetemizi geçmiş gün ve senelerden daha fazla okumal?y?z, diye düşünüyoruz.
http://www.saidnursi.de/tr2/index.ph...yor-muyuz.html