Şefkat



Şefkat, kendi acz ve fakrından sonra bütün mevcudatın da acz ve fakr içerisinde bulunduğunu farkeden bir insanda belirecek bir histir. Kendi gibi yardıma muhtaç mahlukata acıyıp merhamet duyan insan, Cenab-ı Hakk’ın bütün mevcudata yönelmiş mukaddes şefkatinin bir gölgesini taşır. Şefkat bir çeşit muhabbettir, fakat aşktan ayrı ondan daha keskindir. Aşk karşılık bekleyerek sevmektir, ancak şefkat karşılık beklemeden muhabbet beslemektir. Bu yüzden şefkat, aşka nispetle daha ulvi bir histir. Birinci Söz’de şefkatten aleni bir şekilde bahsedilmemiştir, ancak bahsedilmemesi şefkatin göz ardı edilip kullanılmadığı anlamına gelmez. Şefkat hakikati baştan sona Birinci Söz’e hakimdir. Bunu farketmemizi sağlayan önemli bir nokta, mücerret hakikatlerin avamın anlamasını kolaylaştırmak için temsillerle anlatılmış olmasıdır. Hakikatler pekala diğer bazı alimlerin yaptığı gibi oldukça teorik bir şekilde, lafı uzatmadan anlatılabilirdi. Fakat böyle yapılmamış. Kur’ân usulü takip edilerek en mücerret hakikatler herkesin anlayabileceği örnekler ve temsili hikayeler içinde sunulmuştur ki insanlar içerisinde büyük bir çoğunluğu oluşturan avam kesimi onlara bigane kalmasın.
Temsil, bilinmeyen bir şeyin bilinen bir şey vasıtasıyla veya bilinen bir şey üzerinden anlatılmasıdır. Mesela, insanın kendi gerçekliğini farketmesinde çok önemli bir yeri olan acz, fakr hakikatleri “bedevi çöllerinde seyahat eden bir adamın” şahsında akla yaklaştırılmıştır. Yiyeceklerimizi bize ulaştıran tablacılar, bir diğer tabirle nakliyecilerin üzerinde nimetten nimeti verene yani Mün’im’e geçişin kavratılması da başka bir misaldir. Bediüzzaman Hazretleri’nin temsil kullanımı; Kur’ân’da hakikatleri herkesin gördüğü bildiği şeylerle anlatmaya, temsillere ve kıssalara verilen ehemmiyetten nebean etmiştir. Bediüzzaman tarafından “tenezzülat-ı İlahiye” şeklinde ifade edilen ‘Cenab-ı Hakk’ın muhatapların seviyesine tenezzül ederek hakikatleri anlatması’, Allah’ın mukaddes şefkatinin bir göstergesidir. Kur’ân üslubundaki bu şefkat Risale-i Nurlara da yansımış, “Birinci Söz” dahil pek çok risale içerisinde görülen, muhatapların seviyesine göre şekillenen bir anlatım tekniğinin kaynağı olarak varlığını sürdürmüştür. Şefkat hakikatini gösteren bir diğer mühim nokta da Sözler’e “Ey kardeş” hitabıyla başlanmasıdır. Bediüzzaman, muhatabını şefkat, sevgi, ve tevazuyla kucaklayarak “ey kardeş” ifadesini kulanmıştır ki bu bir nevi şefkatin göstergesi aynı zamanda da irşat erlerinin takip etmesi gereken bir hizmet usulüdür.



tefekkür dergisi