Konu: İsm-i Â’zâmını Buldun mu?

Ehl-i hakikatin bir k?sm? nas?l ki ism-i Vedûd'a mazhard?rlar ve âzamî bir mertebede o ismin cilveleriyle, mevcudat?n pencereleriyle Vâcibü'l-Vücuda bak?yorlar.

Öyle de, şu hiç ender hiç olan kardeşinize, yaln?z hizmet-i Kur'ân'a istihdam? hengâm?nda ve o hazine-i bînihayenin dellâl? olduğu bir vakitte, ism-i Rahîm ve ism-i Hakîm mazhariyetine medar bir vaziyet verilmiş. Bütün Sözler, o mazhariyetin cilveleridir.

http://www.risaleara.com/oku.asp?id=728&a=ism-i%20azam

-4-

Sabah ve akşam namaz?ndan sonra tekrar? pek çok fazileti bulunan ve bir rivayet-i sahihada ?sm-i Âzam mertebesini taş?yan şu cümle-i tevhidiyenin on bir kelimesi var. Herbir kelimesinde, hem birer müjde ve beşaret, hem birer mertebe-i tevhid-i rububiyet, hem bir ?sm-i Âzam noktas?nda bir kibriya-i vahdet ve bir kemâl-i vahdâniyet vard?r.

http://www.risaleara.com/oku.asp?id=921&a=ism-i%20azam

lâfzullah(Allah ismi) sair esmâ ve s?fâta câmiiyeti ve ?sm-i Âzam olduğu itibar?yla,

http://www.risaleara.com/oku.asp?id=1085&a=ism-i%20azam

84. ?nsanlarda velî, Cumada dakika-i icabe, Ramazan'da Leyle-i Kadir, Esmâ-i Hüsnâda ?sm-i Âzam, ömürde ecel meçhul kald?kça, sair efrad dahi k?ymettar kal?r, ehemmiyet verilir. Yirmi sene müphem bir ömür, nihayeti muayyen bin sene ömre müreccaht?r.

http://www.risaleara.com/oku.asp?id=1164&a=ism-i%20azam

Allah razı olsun, diyebilirimki ençok beğendiğim paylaşımlardan biri olmuş bu mevzu ,Allah bizleri O'na Kendi isimleriyle giden,yalvaran,dua eden kullarından olmamızı nasib etsin.Amin

visal Nickli Üyeden Alıntı

Allah razı olsun, diyebilirimki ençok beğendiğim paylaşımlardan biri olmuş bu mevzu ,Allah bizleri O'na Kendi isimleriyle giden,yalvaran,dua eden kullarından olmamızı nasib etsin.Amin

benden de amin kardeşim...

Hz. Muhammed, Esma-i ?lahiye’nin En Mükemmel Aynas?d?r!

Gündüz vakti, elimize küçük bir cam parças? al?p güneşe doğru çevirdiğimizde, güneşin yans?malar?n? o cam parças?n?n kapasitesine göre yans?tt?ğ?n? görürüz. O cam parças? biraz daha büyük ve ama bu kez bir ayna olursa, hem güneş ?ş?nlar?n? daha fazla ve daha fonksiyonlu olarak yans?tt?ğ?n? görürüz. Çünkü bu kez elimizde ayna vard?r ve ayna sadece güneşin görüntüsünü değil, güneşin s?cakl?ğ?n? da yine kendi kapasitesi oran?nda yans?t?r. Güneşin aynadaki yans?mas?nda yedi renk ayr? ayr? görülmez ve tamam? birden bir ?ş?k olarak kendisini gösterir. ?şte bu yönüyle ayna, diğer şeffaf cisimlere göre daha geniş kapasiteli, daha büyük meziyetlere sahiptir.
Şimdi bu aynay? daha da büyütelim ve dünya büyüklüğünde bir ayna farzedelim. Bu durumda o aynada yans?yan güneş sadece o aynan?n içinde yans?makla kalmaz, aynan?n yöneldiği cihete de hem ?ş?ğ?yla, hem ?s?s?yla, hem yedi renginin tamam?yla yans?ma yapar.
Asl?nda güneş ?ş?ğ?n? yans?tma özelliği sadece şeffaf cisimlere mahsus değildir. Asl?nda canl?-cans?z bütün varl?klar, sahip olduklar? özellik ve vas?flar?yla güneş ?ş?ğ?n? farkl? şekillerde yans?t?rlar. Örneğin k?rm?z? bir gül, maddî yap?s? itibariyle mükemmel bir san’at eseriyken, güneş ?ş?ğ?ndaki k?rm?z? rengi kendine has bir görüntüyle yans?t?r. Ayn? özellik bütün bitkilerde, bütün hayvanlar?n, kuşlar?n, kelebeklerin, sineklerin hepsinde vard?r. Kimisi tek bir rengi, kimisi onlarca, belki yüzlerce rengi, birbirinden farkl? tonlarla yans?t?rlar. Yans?malar belki say?lamayacak kadar çok çeşit ve mahiyettedir. Bu kadar çokluğa, çeşitliliğe ve farkl?l?ğa rağmen, güneş tektir.
K?rm?z? bir gülün güneşe ayna olmas?yla, say?s?z gül çeşitlerini, nihayetsiz çiçek çeşitlerini, neredeyse s?n?rs?z varl?klar? üzerinde bar?nd?ran yeryüzünün güneşe ayna oluşu aras?nda çok ama çok fark vard?r. Çünkü dünya, tek baş?na güneşin ?ş?ğ?ndan ?s?s?na kadar say?lamayacak kadar çok özelliğini yans?tma özelliğine ve kapasitesine sahiptir.
Bu temsil ve benzetmeden hareketle, as?l konumuza gelelim.
Ezel ve Ebed Güneşi olan Cenab-? Hak, başta da belirttiğimiz gibi, say?s?z ve s?n?rs?z güzellikteki isimlerini ve s?fatlar?n? yans?tacak say?s?z varl?klar yaratm?şt?r. O isim ve s?fatlar?n?n eşsiz güzelliğini şuur sahibi varl?klar yaratm?ş, o görenlerin gözleriyle kendi isim ve s?fatlar?n? görmek istemiştir.
Tam bu noktada, Allah’?n sonsuz güzellikteki ve mükemmellikteki isimleriyle ilgili bir aç?klama yapal?m.
Allah’?n isimlerine “En güzel isimler” mânâs?na gelen “Esmâü’l-Hüsnâ” denilir.
Kur’an-? Kerim’de en güzel isimlerin Allah’a ait olduğu bildirilir.
Evet, Allah’?n isimleri sonsuzdur. Bu isimler, biz insanlar taraf?ndan çeşitli varl?klara verilen isimler gibi değildir. Bu isimler, taş?d?klar? mânâlar? en sonsuz ve nihayetsiz yönlerini de içine al?r. Örneğin “Cemîl” isminin mânâs? “Allah’?n sonsuz ve s?n?rs?z güzelliğe sahip olmas?”d?r. Allah’?n, bu eşsiz ve benzersiz güzelliğini zedeleceyek zerre kadar dahi bir çirkinlik yoktur. Bu güzellik sonradan elde edilmiş değildir. Bu güzelliğin artmas? veya eksilmesi söz konusu değildir. Çünkü sonsuz bir güzellik kastedilmektedir. Sonsuz olan bir şey için herhangi bir s?n?r, eksiklik veya noksanl?k imkans?zd?r.
Cemîl ismi nas?l sonsuz güzelliği ifade ediyorsa, o güzelliği yans?tan aynalar?n da sonsuz ve s?n?rs?z olmas? laz?md?r. ?şte bunun içindir ki, sonsuz güzellik sahibi olan Allah, bu güzelliğini, birbirinden muhtelif yönleriyle, birbirinden farkl? seviye ve derecelerde yans?tan aynalar yaratm?şt?r. Bu isimden hareketle, bir gül aynas?nda yans?yan güzellikten koskoca güneş, gezegenler, y?ld?zlar ve dünya aynas?nda yans?yan güzelliğe kadar say?s?z güzellikler şuur sahibi varl?klar?n gözleri önünde sergilenmiş vaziyettedir.
Cemil isminde olduğu gibi, her bir ismin tecelli ve yans?malar? nihayetsizdir. Hem isimleri, hem isimlerin yans?malar?, nerede ve hangi varl?kta ne kadar, nas?l ve ne şekilde yans?d?ğ? ancak ve ancak Allah taraf?ndan bilinmektedir.
Bütün varl?klar bir şekilde Esmâya mazhar olurken, varl?klar?n en mükemmeli, üstünü ve Cenab-? Hakk?n bir nevi yaveri olan Hz. Muhammed (a.s.m.) elbette bütün kâinat çap?nda değere sahip bir aynad?r. En değerli, en kapsaml? ayna olarak Hz. Muhammed’i (a.s.m.) diğer varl?klardan daha üstün ayna olmas?n? üç ana cihetten değerlendirebiliriz.
Birincisi kâinat içinde en mümtaz ayna olmas?d?r. Zerreden güneşlere kadar bütün varl?klarda, kendi kapasitesine ve potansiyeline göre gerçekleşen tüm yans?ma ve tecellîlerin tamam? Hz. Muhammed (a.s.m.) aynas?nda yans?r ve tecellî eder.
?kincisi, en cami, en kuşat?c?, en kapsaml? bir ayna olmas?n?n yan?s?ra, birer ayna mesabesinde olan bütün varl?klar?n yarat?lmas?na vesile olmas?d?r. Bir diğer ifadeyle, Esmâü’l-Hüsnâ’n?n en yoğun ve en mükemmel şekilde tecelli ettiği Zât-? Muhammedî (a.s.m.) bütün aynalar?n zübdesi ve çekirdeğidir; buna karş?l?k kâinat bu küçük aynan?n aç?l?m?d?r.
Üçüncü olarak Hz. Muhammed (a.s.m.) bütün varl?klar âleminin, bütün şuur sahibi varl?klar?n gözü önünde hem kendindeki sonsuz güzellik ve mükemmellikteki Esmâ yans?malar?n? her haliyle sergilerken, diğer yandan büyütülmüş bir insan misali olan kâinattaki yans?malar? göstermekte, işaret etmektedir. Her bir varl?k ozerindeki ?lahî yans?malar?n? okumakta, anlatmakta ve insanl?ğa öğretmektedir.
Allah’?n isimlerinden birisi “?sm-i Âzam”d?r. “En büyük isim” mânâs?na gelen bu ismin hangisi olduğu kesin bilinmemektedir. Baz? âlimler ?sm-i Azam olarak bir veya daha fazla ?lahî ismi “?sm-i Âzam” olarak ifade etmişlerdir. ?mam-? Âzam, ?mam-? Gazâlî, Celâleddin-i Süyûtî, ?mam-? Rabbânî, Şâh-? Geylânî gibi büyük zâtlar, ?sm-i Âzam? birbirlerinden farkl? olarak tespit etmişlerdir.
Büyük ekseriyetin kanaati, ?sm-i Âzam’?n, lâfza-i Celâl yani Allah ismi olduğudur. Hz. Ali Efendimize göre ?sm-i Âzam tek isim değildir. Ferd, Hayy, Kayyûm, Hakem, Adl, Kuddûs’tan ibaret 6 isimdir. ?mam-? Âzam’a göre ?sm-i Âzam, Hakem ve Adl olmak üzere iki isimdir. Gavs-? Âzam’?n ?sm-i Âzam’?, Hayy ismidir. ?mam-? Rabbânî’ye göre de ?sm-i Âzam, Kayyûm’dur.
Görüldüğü gibi ?slâm büyükleri, ?sm-i Âzam’? farkl? isimlerde bulmuştur. Belki de herbirinin hususi âlemine tecellî eden ?sm-i Âzam değişik olmuştur.
Baz? âlimlere göre ?sm-i Âzam’?, Allah, isimleri içinde gizlemiştir. Bunun da hikmeti, kullar?n?n bütün Esmâü’l-Hüsnâ’ya rağbetini sağlamak, kendisine bütün isimleriyle dua edilmesini te’min etmektir. ?sm-i Âzam belli olsayd?, insanlar yaln?zca o isimle dua ederler, diğer isimleri terk ederlerdi. Çünkü ?sm-i Âzam’?n Allah kat?nda çok büyük bir değeri vard?r. Bu isimle yap?lan dualar?n mutlaka kabul edildiği rivayet olunmuştur.
Esmâ-i Hüsnâ içinde bir ?sm-i A’zam olduğu gibi, her isim için de âzamî bir mertebe vard?r. Bazan bir ismin âzamî mertebesi, ?sm-i Âzam ile kar?şt?r?l?r; o isim âzamî mertebedeki tecellîsi sebebiyle ?sm-i Âzam san?l?r. ?sm-i Âzam’?n her âlime göre değişik olmas?n?n bir sebebi de budur.
Bediüzzaman’a göre, Hz. Muhammed’in (a.s.m.) ve Muhammedî hakikat, bütün esmân?n en âzam mertebelerine mazhar olmuştur. Bunun da ötesinde ?sm-i Âzama mazhard?r. ?sm-i Âzam?n en âzamî ve en yüksek tecellilerine mazhard?r.
?sm-i Âzama mazhar olan Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm?n bütün varl?klar?n en üstünü ve en yüksek makâma sahip olma vasf?, onu takip eden mü’minlerin derecesini de yüceltmiştir.
Allah-u Teâlâ eşsiz, s?n?rs?z ve mükemmel s?fatlara sahiptir. Dolay?s?yla, Yüce Yarat?c?m?z?n kendisine ait kemâl s?fatlar?n? aksettiren, yans?tan bütün varl?klar? sevmesi, hem de çok sevmesi çok rahat anlaş?l?r. Bu aç?dan, örneğin bir tek çiçekte tecelli eden, kendisini gösteren ?lahî güzellikler ve isimlerin tecellisini, bu küçün varl?ğa olan ?lahî muhabbetin bir tezahürü olarak değerlendirebiliriz. Nas?l bir çiçekte tecelli eden ?lahi güzellikler ?lahi muhabbetin birer tezahürü ise, ?lahî cemalin ve güzelliğin en zirve naktada tecelli ettiği Seyyidü’l-Mürselîn (bütün peygamberlerin efendisi) ve Sultânü’l-Evliyâ (bütün velîlerin sultan?) olan Habib-i Ekremin bu ?lahî muhabbete ne derece nail olduğu rahatl?kla anlaş?labilir. O halde, Allah-u Teala kendi cemâlini sevmesiyle, o cemâlin ve güzelliğin aynas? olan Habibini çok sevmektedir. Kendi güzel isimlerini sevmesiyle, o ?lahî isimlerin en geniş çapl? mazhar? olan Habbini ve onun yak?nlar?n? da sever. Kendine ait bütün san’atlar?n? sevmesiyle, o san’at?n dellâl? ve teşhircisi olan Habibini ve ona benzeyenleri de sever. Bütün san’at eserlerini sevmesiyle, o eserleri görüp, tefekkür edip “Maşaallah, bârekallah, ne kadar güzel san’at eserleri” diyerek takdir eden o Habibini ve onun ard?ndan gidenleri de sever. Yaratt?ğ? bütün varl?klardaki güzellikleri sevmesiyle, her türlü maddi ve manevî güzellikleri, suret ve siret güzelliğini üzerinde bar?nd?ran Habib-i Ekremini ve ona tabi olan insanlar? da sever.
Demek, Cenab-? Hakk’?n rahmeti nas?l bütün alemi kuşatm?şsa, muhabbeti ve sevgisi de bütün kâinat? ihata etmiştir. ?lahi muhabbete mazhar olan say?s?z varl?klar içindeki en yüksek makam ise Hz. Muhammed’e (a.s.m.) mahsustur ki, bu yüzden ona “Habîbullah” lakab? verilmiştir.
Kâinat?n Kemalat?n? Keşfeden Canl? Bir Güneştir
Güneş ile ayd?nl?k birbirinin ayr?lmaz iki kavramd?r. Güneş olup da karanl?ğ?n olmas? veya karanl?ğ?n olduğu bir yerde güneşin bulunmas? imkans?zd?r. Böyle bir ihtimali düşünmek ak?l ve mant?k esaslar?yla taban tabana z?tt?r.
Karanl?k, güneşin ?ş?klar?n? göndermeye başlad?ğ? andan itibaren zay?flamaya, yerini ayd?nl?ğa b?rakmaya başlar. Güneşin bütün ayd?nl?ğ?yla, parlakl?ğ?yla, görkemiyle kendini gösterdiği bir ortamda ise karanl?k söz konusu olamaz. Sadece gözlerini s?k?ca kapay?p, etraf?n karard?ğ?n? veya gece olduğunu söyleyebilecek kadar ahmakça bir tav?r sergileyenler müstesna.
T?pk? bu örnekte olduğu gibi, Hz. Muhammed (a.s.m.) varl?klar âlemine doğan, ?ş?ğ?yla bütün kâinat?n karanl?klar?n? ayd?nlatan, kâinattaki her bir varl?ğ?n yarat?l?ş hikmetlerini, özelliklerini ve vazifelerini şuur sahibi varl?klar?n görmesini sağlayan bir güneştir. O güneş sayesindedir ki, bütün varl?klar bir değer taş?yabilmiştir. O güneş sayesindedir ki, gezegen ve y?ld?zlar misali, bütün varl?klar onun etraf?nda halkalar halinde s?ralanm?şlard?r.
Onun hürmetine bütün âlemler yokluk karanl?klar?ndan varl?k ayd?nl?ğ?na ve nuruna kavuşmuştur. Onun hürmetine, bütün varl?klar say?s?z ?lahî isimlere birer ayna olma şerefine nail olmuştur. Onun nuruyla başta insanlar olmak üzere bütün şuur sahibi varl?klar, kâinat üzerindeki ?lahî isimlerin tecellilerini görebilir, Kur’an-? Kebîr üzerindeki âyetleri okuyabilir, kulluğun gereklerini yerine getirebilirler. Onun hürmetine bütün kâinat ve varl?klar ebedî âlemlere namzet olma imkân?na kavuşmuştur.


kaynaklar,
En’am Sûresi, 180; Kehf Sûresi, 110; Tâhâ Sûresi, 8; Haşir Sûresi, 24.
Barla Lâhikas? - Mektup No: 246 - s.1541.
Sözler / Yirmi Dördüncü Söz s.144, 256.
Sözler / Yirmi Dördüncü Söz - s.147.
Emirdağ Lâhikas? (1) - Mektup No: 123 -s.1752.
Sözler, 282
Mektubat, 490
Şuâlar / Yedinci Şuâ - s.910.



veli s?r?m

Allah’?n isimlerinden birisi “?sm-i Âzam”d?r. “En büyük isim” mânâs?na gelen bu ismin hangisi olduğu kesin bilinmemektedir. Baz? âlimler ?sm-i Azam olarak bir veya daha fazla ?lahî ismi “?sm-i Âzam” olarak ifade etmişlerdir. ?mam-? Âzam, ?mam-? Gazâlî, Celâleddin-i Süyûtî, ?mam-? Rabbânî, Şâh-? Geylânî gibi büyük zâtlar, ?sm-i Âzam? birbirlerinden farkl? olarak tespit etmişlerdir.
Büyük ekseriyetin kanaati, ?sm-i Âzam’?n, lâfza-i Celâl yani Allah ismi olduğudur. Hz. Ali Efendimize göre ?sm-i Âzam tek isim değildir. Ferd, Hayy, Kayyûm, Hakem, Adl, Kuddûs’tan ibaret 6 isimdir. ?mam-? Âzam’a göre ?sm-i Âzam, Hakem ve Adl olmak üzere iki isimdir. Gavs-? Âzam’?n ?sm-i Âzam’?, Hayy ismidir. ?mam-? Rabbânî’ye göre de ?sm-i Âzam, Kayyûm’dur.

?SM? AZAMIN G?ZLENMES?N?N SEBEPLER?;

Baz? âlimlere göre ?sm-i Âzam’?, Allah, isimleri içinde gizlemiştir. Bunun da hikmeti, kullar?n?n bütün Esmâü’l-Hüsnâ’ya rağbetini sağlamak, kendisine bütün isimleriyle dua edilmesini te’min etmektir. ?sm-i Âzam belli olsayd?, insanlar yaln?zca o isimle dua ederler, diğer isimleri terk ederlerdi. Çünkü ?sm-i Âzam’?n Allah kat?nda çok büyük bir değeri vard?r. Bu isimle yap?lan dualar?n mutlaka kabul edildiği rivayet olunmuştur.
Esmâ-i Hüsnâ içinde bir ?sm-i A’zam olduğu gibi, her isim için de âzamî bir mertebe vard?r. Bazan bir ismin âzamî mertebesi, ?sm-i Âzam ile kar?şt?r?l?r; o isim âzamî mertebedeki tecellîsi sebebiyle ?sm-i Âzam san?l?r. ?sm-i Âzam’?n her âlime göre değişik olmas?n?n bir sebebi de budur.

Haşr-i Âzam, İsm-i Âzamın tecellîsiyle olduğundan, Cenâb-ı Hakkın İsm-i Âzamının ve her ismin âzamî mertebesindeki tecellîsiyle zâhir olan ef'âl-i azîmeyi görmek ve göstermekle, haşr-i âzam bahar gibi kolay ispat ve katî iz'an ve tahkikî İmân edilir.
Şu Onuncu Sözde, feyz-i Kur'ân ile, öyle görülüyor ve gösteriliyor."Haşir Risalesi

Demek haşir risalesine vakıf olan biri, hem İsm-i Azam'a, hem de kendinin İsm-i Azam'ına muhatap olur..