delailinnur Nickli Üyeden Alıntı
Böyle bir dost insan bütün kâinata karş? sorumludur. Girdiği yere ?ş?k
ve hayat götüren insanlar?n say?s?n? art?r Ya Rabbi. Buna güneşin kadar
ihtiyac?m?z var. Zaman zaman soğukluk ve donukluk oluyorsa hayat?m?zda
hep bu gerçek dostlar?n eksikliğindendir.
?nsan için, hele de sevdiğim bir insan için dua etmek, inan?lmaz ve
tarif edilmez bir zevk veriyor. Onunla birlikte oluyorum. Bazen, bu
kişinin çok yak?n?mda olmas? gerekmiyor. Hiç tan?mad?ğ?m?z, bazen bir
resmini gördüğümüz ya da bir sesini duyduğumuz, bir kitapta, bir
gazetede veya bir haber kanal?nda şöylece bir gözümüz ilişmiş o kişi, o
her kimse onun için de dua edebiliyorum. Zulmün ve savaşlar?n mağdur
ettiği çocuklara, mazlumlara Allah’tan şifa dilerken, ruhen onlar?n
yan?nda buluyorum kendimi. Ac?lar?n? anlamak, hiç olmazsa dua yoluyla
onlarla buluşmak bile, bir nebze sakinleştiriyor ruhumu. Ulu bir görev
bu. ?nsan, yeryüzünün halifesi. Att?ğ? en küçük ad?m, söylediği en
değersiz bir söz bile kaydediliyor. Her hareketine dikkat ediliyor. Bu
kadar önemli bir varl?k. Biliyorum boşa gitmediğini dualar?m?n. Çünkü
bu huzuru en başta içimde ben duyuyorum. Hem başkalar? için dua
etmenin, kendim için ettiğim dualardan daha da etkili olduğunu
hissediyorum bazen. Malum, veren el alan elden üstündür. Gönülden
veriyorsa insan, karş?l?k beklemez. Dua hali budur işte. Kendimiz için
istediklerimizi ve daha fazlas?n? başkalar? için isteyebilmenin gücü
öylesine büyük bir enerji oluşturuyor ki, insan yeniden yarat?l?yor
sanki ve ilahi vas?flarla donat?l?p kâinatla yeniden tan?şt?r?l?yor
gibiyiz. Manzaran?n görünmeyen taraf?n?, eşyan?n ruhunu işte bu anlarda
daha iyi keşfedip, daha iyi sezebiliyorsunuz.
S?Z her şeye dokunabilirsiniz duayla. Ve hiçbir şey sizden uzakta
değildir. Daralman?za, s?k?lman?za gerek yok. Uzaklar yak?nd?r duayla.
Kendimizde olan? vermek de bir çeşit dua değil mi? Bu bazen bir
tebessüm, bazen iyi bir niyet göstergesi olabiliyor, bazen de bir sevgi
sözcüğü. Bazen de bir fakire uzat?lan bir dilim ekmek. Bizde olanlar?
elimizde tutmak yerine, başkalar?na yönelttiğimizde bize ait ne varsa
bize emanet b?rak?ld?ğ?n? anl?yoruz. Hatta bize kötülüğü dokunan
birinden intikam almak yerine, onu Allah’?n yüce takdirine emanet
ederken bile ona rahmet ulaşmas?n? dilersek, ondan bir kötülüğün
kalkmas?n? da istemiş oluyoruz. Şu kâinata, şu köhne dünyaya bir iyilik
de bizden hediye etmiş oluyoruz. Bir duayla ama ne duayla… Hem de en
zor bir zamanda karş?l?ks?z olarak. Merak etmeyin, bu zor zaman?n
iyiliği, gelir sizi içerden kuşat?r bir gün ve merhametinizi kamç?lar.
Zaten, Allah’?n rahmetinin gazab?n? geçmiş olduğu düşünülürse, insan
kendindeki bu affediciliğin ve bağ?şlay?c?l?ğ?n yine ilâhî bir kaynağa
bağl? olduğunu fark edecektir. O dilemezse dileyemeyiz, O affetmezse
affedemeyiz.
“Tek baş?na bir mutluluk, utan?lacak şeydir” diyor bir düşünür. Dua
bizi hakiki bir insan ediyor. Ve ?lahi bir s?rr? paylaşt?r?yor. Hiç
tan?mad?klar?m?zla bile s?rdaş ediyor bizi. Herkesi, her şeyi dua
bağl?yor birbirine. Hiçbir şekilde aç?klanamayacak nice gelişmelere
şahitlik ediyorsunuz bu s?r ortakl?ğ? sayesinde. Nice boyutlarda, nice
nice hay?rl? şeylerin içinde dolaş?yor dualar?n?z. Binlerce âlemlerin
aras?nda ve milyarlarca insanlar?n kalplerinin aras?ndaki perdelerin ne
kadar geçirgen olabildiğini görüyorsunuz. Yarat?lan her varl?ğ?n diğeri
ile ne kadar s?k? bir ilişki içerisinde olduğunu seziyorsunuz. Daha da
ötesi her birimizin iç sesinin, vicdan?n?n ayn? şeyi söylediğini
duyuyoruz. Topyekün kâinat?n zikrini ve tesbihini işitir gibi oluyoruz.
Duan?n yücelttiği ruhlar, Rahman ve Rahim olan Allah’?n o sonsuz
şefkatinin, korumas?n?n alt?nda olduğunu fark ediyor.
Eşyan?n hakikatine yaklaş?lan anlard?r o anlar. Dünyan?n, dualar
üzerinde durduğunu anlar?z işte o zaman. Anlar?z ki, Allah’tan başka
bizi hayata bağlayacak hiçbir şey yoktur. Hayat?m?z, duam?z kadard?r.
Hayata, Allah’la bağlanabiliriz sadece. Bir de O’nun öğrettiği
dualarla. Dünya, dualar üzerinde duruyor. Allah /c.c.), ne olmuş ve ne
olacaksa bilir elbette. Ama insan olan bir insandan beklenen, sadece ve
sadece O’na yalvarmas?, mutlaka ve mutlaka O’ndan istemesidir.
“Duan?z olmasa, Rabbim size ne k?ymet verirdi.” Furkan,77
Bu ayet de, her şeyi anlatmaya yetiyor zaten. Tazarru ve dua, yakar?ş,
boyun büküş, bütün mahlûkat?n Rabbinin huzurunda kendini biliş, bütün
kâinat?n Sultan?n?n huzurunda, kulluğun ruhuna bürünüş duayla. Biz
olacak olanlar? isteyerek, en iyisini talep ederek, hayata kendi
irademizi, akl?m?z?, niyetimizi, kalbimizi de katm?ş oluyoruz. Kendi
seçim ve tercihlerimizin ard?ndaki ilahi tercih ve iradeyle
bütünleşebilmek için duas?n? ettiğimiz her şeyde O’na muhtaç olduğumuzu
görüyoruz ve sadece O’ndan istiyoruz. Ve anl?yoruz ki, Allah
istemedikçe biz asla isteyemeyiz.
Hayat Seninle güzel
Allah’?m. Sana bağlan?nca, yaklaş?nca güzelleşiyor her şey. Senden
uzaklaş?nca güneşten, ?ş?ktan mahrumum. Rahmetin güçlü bir çekim alan?
oluşturuyor. Nerede olursam olay?m, sonsuz şefkat ve rahmetinle
kuşat?ld?ğ?m? görüyorum. Hiç kimseyle değil ve başka hiçbir şeyle
değil, sadece ve sadece Seninle bağlan?yorum hayata. Hayat ki zaten
Senin. Hayat? veren Sensin. Ve onu Sana emanet ediyorum. Güzelleştir
Rabbim hayat?m? ve ahlâk?m? ne olur? Sevgilinin hayat?n?, hayat?ma
örnek k?l. O’nu (s.a.v.) önder ve rehber k?l. Aranan tüm örnekler ve
güzellikler hep onda. Allah’?m ad?n?, dilimden düşürme hiç.
Dilinde her daim “Allah Allah” zikri olan bir adam varm?ş. Bu adam bir
gün “Allah Allah” demeyi terk etmiş. Bir gece rüyas?nda H?z?r
Aleyhisselam? görmüş. Sormuş adama H?z?r: “Niye ‘Allah Allah’ demeyi
terk ettin?” Adam cevap vermiş; “Y?llarca ‘Allah Allah’ dememe rağmen
bir gün olsun Rabbim, bana ‘buyur ey kulum’ demedi ki.” H?z?r, ac?yarak
bakm?ş adam?n yüzüne ve demiş ki:
“Be adam, Allah’?n sana ‘Allah Allah’ diye söyletmesi zaten ‘Buyur ey kulum’ demesiydi.”
Bu öyküdeki adam gibi, senin sonsuz rahmetine rağmen senden uzak
kalmaktan sana s?ğ?n?yorum. Ey nefsim durma, sen de koş Allah la bağlan
hayata. Duam?n özü bu.