+ Konu Cevaplama Paneli
1. Sayfa - Toplam 2 Sayfa var 1 2 SonuncuSonuncu
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 10 ve 14

Konu: Mecazî Aşk Tuzağı

  1. #1
    Ehil Üye Meyvenin Zeyli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2006
    Bulunduğu yer
    Ankara
    Mesajlar
    3.341

    Standart Mecazî Aşk Tuzağı

    Başlarına çok ciddi bir imtihan açılan gençler, mecazî aşk tuzağına düşmemek için kararlı olmalıdırlar. Mecazî aşk, hakiki olmayan aşktır. Gerçek aşk, başta Allah’a, daha sonra Onun sevmemize izin verdiği kişi ve değerlere, Onun izin verdiği ölçüde duyulan coşkun sevgidir.

    Onun izni dışında gerçekleşen, çoğunlukla karşı cinse yönelen ve birçok dinî sınırın çiğnendiği aşka, “mecazî aşk” diyoruz. Başlangıçta çok cazip ve lezzetli görünen bu tuzak, sizi öylesine içinden çıkılmaz sorunlarla karşılaştırır ki, içine düştüğünüze bin pişman olursunuz. Eğer üzerinden fazla zaman geçmiş ve geri dönülmesi zor bir şekilde güçlü duygularla bağlanmışsanız, ne yapacağınızı şaşırırsınız.

    Hani çocuk babasına, “Bahçede hırsız var” diye bağırmış.
    Babası da:
    “Al getir oğlum” demiş.
    “Gelmiyor.”
    “Bırak gitsin öyleyse.”
    Çocuk çaresiz bir şekilde:
    “Gitmiyor” demiş.

    İşte Allah’ın rızası olmayan bir yolda böylesine çıkmazlar vardır. Bıraksanız bir türlüdür, sürdürseniz bir türlü. “Nereden başıma belâ ettim” diye çırpınır durursunuz.

    Özellikle evlenme yaşından çok önce başlayan karşı cinsler arası duygusal ilişkiler, tam bir fecaattir. Ne getirip ne götüreceği daha baştan bellidir. 15 yaşlarında bir delikanlı vardı. Birisine tutulmuş. Bir çay ısmarladım. Gençlik Rehberi’ndeki hakikatları anlatarak, mecazî aşkın zararlı olduğunu söyledim. “Önünde daha uzun yıllar var. Bunu sürdüremezsin. Bir yerde tıkanır. Üstelik sadece ahiret açısından değil, dünyada da mutlu olamazsın” dedim. Elbette burnu kaf dağındaydı. Aşkın gözü kördü ve o her şeyi görmek istediği gibi görüyor, hak veriyor gibi yapıp bildiğini okuyordu.

    Aradan birkaç hafta geçti. “Hocam bir daha tövbeler olsun” diyerek yanıma geldi. “Hayrola, ne oldu?” dedim. “Benim o mesele vardı ya. Geçenlerde bir grup gençle kavga ettim. Kızın teyzesinin oğlu beni dövdü. Bana ne yahu, canımdan değerli mi?” diyerek olayı anlattı. “Sana anlattım, ama dinletemedim. Umarım aklın başına gelmiştir” dedim.
    Evet, mecazî aşkın sadece küçük bir zararı bu. Baştan sona sorundur, acıdır, derttir.

    Bilindiği gibi, aşk, "şiddetli sevgi" demektir.

    Aşk,
    bir şeyi aşırı derece sevmek, ona tutulmak, onsuz yapamamak, hep onu düşünmek, onunla gülmek, onunla ağlamak, ancak onunla sevinip üzülmek, onsuz mutlu olamamak, sevdiğini her şeyin merkezine koymaktır.

    Seven bir genç için her şeyden önce "sevgili" vardır. En değerli, en önemli, en vazgeçilmez odur. Her şeyi "o"nun uğruna feda eder, "o"nun için her şeye katlanabilir. Sevdiğinin bir bakışı, bir teveccühü, bir iltifatı onu belki günlerce mutlu edebileceği gibi, bir ilgisizliği, hayal kırıklığına uğratan bir davranışı da onu günlerce mahzun eder.

    Oysa mecazî aşk, gençlerimizi birçok konuda aldatmaktadır.

    Meselâ, seven genç, her şeyin sevgilisinden ibâret olduğunu düşünür. Sevdiği her şeyin merkezindedir. Hayat, sevgi, mutluluk, huzur onun etrafında dönmekte, diğer varlıklar sanki ona hizmet etmektedir. Sanki ondan ayrılsa dünya duracak, hayat bitecek, kıyâmet kopacaktır.

    Oysa gerçek, hiç de öyle değildir. Hayatta ondan başka, hattâ ondan değerli çok güzellik, mutluluk, huzur vardır. O olmayınca hayat bitmez. Dünya dönmeye devam eder, yağmur yine yağar, kuşlar yine öter.

    İşte duygularını îman ve İslâmla doyuran bir genç, her şeyden önce bu gerçeği görür. Her şeyin hakkını verir. "Sevgili"nin "her şey" olmadığı gibi, "hiçbir şey" de olmadığını bilir. Onun meşrû dâirede olmak kaydıyla kıymeti nisbetinde bir değeri olduğuna inanır.

    Bu gerçekleri bilmeyen veya bildiği halde uygulamayan bir genç ise, karşı cinsten birisine âşık olur. Henüz çok gençtir. Evlenecek yaşa gelmesine 5-10 sene vardır. Henüz okulu bitmemiş, işyeri kurmamıştır. Sevdiğini doğru dürüst tanımamıştır bile. Sadece bir hevesle yola çıkmıştır.

    Artık her geçen gün ayrı bir dert, ayrı bir sorundur. Sevdiğiyle arasında çıkan problemler yetmezmiş gibi, bir de ailelerin durumu vardır. Böyle bir ilişki evlilik aşamasına geldiğinde ailelerin ikisi veya birisi “Olmaz” diye dayatmaktadır. Sonuçta ya ilişki bitmekte veya sorunlar zinciri acı ve ıztırapla uzayıp gitmektedir.

    Bunun için kesinlikle mecazî aşk tuzağına düşmemek için kararlı olmak gerekir. Böylece, aceleciliğin verdiği yanlışlıklardan, tecrübesizlikten kaynaklanan hatalardan kurtulursunuz. Nasıl olsa, meşru bir evlilik yapma imkânınız olacak ve sağduyuyla doğru kararı vereceksiniz. Rıza dairesinin dışına çıkıp uhrevî sorumluluklarının yanında dünyanızı da berbat etmeye değer mi?

    Cemil Tokpınar
    Konu Meyvenin Zeyli tarafından (27.05.07 Saat 00:10 ) değiştirilmiştir.

    Ve sen yine denendiğinde.. Ve yine kalbin daraldığında.. Ve yine bütün kapılar kapandığında.. Ve yine ne yapman gerektiğini bilemediğinde.. Uzun uzun düşün.. Ve hatırla yaratanını!.. "ALLAH kuluna kafi değil mi?" [Zümer Suresi - 36]


  2. #2
    Pürheves fbsamet - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2006
    Bulunduğu yer
    Kütahya
    Yaş
    37
    Mesajlar
    264

    Standart

    Allah raz? olsun kardeş..Çok güzel bir konuya işaret etmişsiniz..Teşekkür ederiz..

    Peki tüm kardeşlere soruyorum..Gönül eğlendirme,heves veya tabir-i caizse flört manas?nda değil de,ciddi bir evlilik için düşünülen ilişkileri,günümüz ilişkilerini,olmas? gerekenleri; kardeşlerimizin şahsi düşünceleri ve Sünnet'e ,Kur'an'a, ?slam'a göre izlenmesi gerektiğini bildikleri noktalara göre fikirlerini öğrenebilir,meşveret edebilirmiyiz?Ne dersiniz?(Hatta uygun görülürse bununla alakal? konu varm? bilmiyorum ama,aç?labilir de..)

    Selam,sevgi,dua ile..
    www.facebook.com/RisaleOfis
    Takip etmenizi öneririm.

  3. #3
    Ehil Üye Meyvenin Zeyli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2006
    Bulunduğu yer
    Ankara
    Mesajlar
    3.341

    Standart

    Dinimizde niyet ne olursa olsun, yani ister ciddi ister gayri ciddi flörte cevaz yoktur. Ama evlilik öncesi taraflar?n birbirini tan?mas? Peygamberimiz Aleyhissalatü vesselam?n şiddetle tavsiye ettiği bir sünnettir. Bu tan?man?n elbette bir adab? vard?r. Bu konuda kardeşlerimizden görüşler alabiliriz nass çizgisinde.

    Ve sen yine denendiğinde.. Ve yine kalbin daraldığında.. Ve yine bütün kapılar kapandığında.. Ve yine ne yapman gerektiğini bilemediğinde.. Uzun uzun düşün.. Ve hatırla yaratanını!.. "ALLAH kuluna kafi değil mi?" [Zümer Suresi - 36]


  4. #4
    Pürheves fbsamet - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2006
    Bulunduğu yer
    Kütahya
    Yaş
    37
    Mesajlar
    264

    Standart

    Hakl?s?n?z kardeş,kat?l?yoruz..
    www.facebook.com/RisaleOfis
    Takip etmenizi öneririm.

  5. #5
    Ehil Üye Meyvenin Zeyli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2006
    Bulunduğu yer
    Ankara
    Mesajlar
    3.341

    Standart

    Aşk? k?saca sevgide ifrât, şiddetli muhabbet, şiddetli gönül verme, içten kuvvetlice sevme sözcükleriyle tan?mlayabiliriz. Üstad Bedîüzzaman Hazretleri aşk?, diğer duygular?m?zda olduğu gibi iki ayr? kavramla zihinlerimize aktar?r: 1- Aşk-? mecâzî, 2- Aşk-? hakîkî.1

    Aşk-? mecâzî: Allah’?n yaratt?ğ? varl?klardan herhangi birisine aş?r? tutkunluktur. Meselâ dünyay?, paray?, serveti, bir insan?, gençliğini... vs. aş?r? sevmektir. Sevdalanmakt?r. Buna, gözleri kör ettiği ve akl? elden al?c? güçte olduğundan kara sevdâ da denmiştir.

    Aşk-? hakîkî: Şiddetli Allah sevgisi, Allah’? derinden ve içten sevmek, Allah’?n d?ş?nda hiçbir güzelliği görmeyecek ve değer vermeyecek derecede sadece Allah’? sevmek ve yaln?zca Allah’a muhabbet duymakt?r.

    Yunus Emre’yi: “Cennet Cennet dedikleri, Birkaç hûrî birkaç g?lman, ?steyene ver onlar?, Bana Seni gerek Seni...” sözleriyle, Allah’?n güzellikler ülkesi olan Cennet’ten bile geçirten ve sadece Allah’a bağlayan duygu aşk-? hakîkîdir. Yani Allah aşk?d?r.

    Aşk duygusuyla ancak Allah sevilir. Ve ancak Allah şiddetlice, yani gözleri kör edercesine sevilmeye lây?kt?r. ?nsan veya başka şeyler ise sevilirken aşk?n gözleri kör etmemesine ve ölçüyü, dengeyi, ahlâk? yok saymaya götürmemesine dikkat etmelidir.

    Çünkü insan zaaflardan uzak değildir. Aşk ise bu zaaflar? yok sayd?racak derecede insan?n gözlerini bağlar ve insan?n sağl?kl? düşünme yeteneğini elinden al?r.

    Aşk-? mecâzîde şu esaslara dikkat etmelidir:

    1- Duygular?m?z akl?m?z?n, irâdemizin ve ahlâk?m?z?n önüne geçmemelidir.

    2- Evlenilmesi mümkün olmayan veya uygun olmayan kişilere karş?, böyle bir his ve ilgi taş?nmamal?d?r.

    3- ?nsan zaaflarla maluldür, hatâlardan berî değildir, eksiklikleri ve noksanl?klar? vard?r, iyi huylar?n?n yan? s?ra sevilmeyen taraflar? vard?r ve bu beşeriyetinin gereğidir. Aşk ise insan?n gözlerini ve gönlünü bağlar, insan?n makul düşünebilme melekesini elinden al?r, karş? taraf? s?f?r hatâs?z, noksans?z, eksiksiz ve zaafs?z gösterir. Bu da, büyük bir yan?lg? demektir. Bu yan?lg?n?n ileride evlilikte şiddetli geçimsizliklere ve anlaşmazl?klara sebebiyet vereceği muhakkakt?r. Bundan dolay? “aşk evlilikle biter” sözü çok söylenmiştir.

    Oysa eğer aşk varsa, Müslümanl?kta bu, evlilikle başlamal? ve karş? taraf?n hatâlardan masum olduğu kuruntusuna değil; insan olduğu ve her an kendisi gibi hatâlar da yapabileceği gerçeği üzerine kurulmal?d?r.

    4- Aşk?n, fânî sevgililere karş? taş?nmas?n? bir zaaf olarak kabul etmeli; kalbin bu derece şiddetli sevgisi ve muhabbeti, mümkünse kâinât?n Sahibi olan Cenâb-? Hakk’a karş? yönlendirilmelidir. Yani, aşk-? mecâzî yerine, aşk-? hakîkî tercih edilmelidir. Ya da aşk-? mecâzî, aşk-? hakîkîye dönüştürülebilmelidir.

    5- Eğer aşk-? mecâzî yaşanmak isteniyorsa, bu duygular kesinlikle evlendikten sonraya b?rak?lmal? ve nikâhl? eşine karş? beslenmelidir. Ki, nikâhl? eşini şiddetle sevmeyi Resûlullah (asm) tavsiye ve emir buyuruyor; hattâ bunda mühim bir sadaka sevab? bulunduğunu haber veriyor.2 Çünkü o art?k senin hayat arkadaş?n olmuştur ve Rahmet-i ?lâhiyenin mûnis, sevimli ve latîf bir hediyesi hüviyetindedir.3 Bu bak?mdan eşlerin, birbirlerinin sevgilerini, aşklar?n?, şevklerini karş?l?kl? olarak paylaşmalar?; lezzetlerde ortak, gam ve kederde ise yek diğerine yard?mc? olmalar?n? sağlayan mukaddes nikâh kurumunu aşk-? mecâzî ile sürdürmek hem sevapt?r, hem mutluluklar?n kaynağ?d?r, hem de ahlâk?n, iffetin ve terbiyenin özünü teşkil eder.4

    D?PNOTLAR:
    1- Mektûbât, s. 37;
    2- Müslim;
    3- Sözler, s. 584;
    4- ?şârâtü’l-?’câz, s.196

    http://www.saidnursi.de/fikih/fikih_351_400/364.html

    Ve sen yine denendiğinde.. Ve yine kalbin daraldığında.. Ve yine bütün kapılar kapandığında.. Ve yine ne yapman gerektiğini bilemediğinde.. Uzun uzun düşün.. Ve hatırla yaratanını!.. "ALLAH kuluna kafi değil mi?" [Zümer Suresi - 36]


  6. #6
    Gayyur kaancay38 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jun 2007
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    92

    Standart

    mecazi aşk için ben şöyle birşey söylesem yanl?ş m? söylemiş olurum.
    mecazi aşk. bir okyanusu bir bardağa s?ğd?rma uğraş?d?r. d?şar? dökülen her bir damla ac? verir okyanusa
    kendini tanı

  7. #7
    Ehil Üye Meyvenin Zeyli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2006
    Bulunduğu yer
    Ankara
    Mesajlar
    3.341

    Standart

    Yüce Rabbimiz, gayri meşru şehvetini Allah yolunda terkeden gençleri çok beğeniyor, onlarla meleklerine karş? övünüyor.

    Ve sen yine denendiğinde.. Ve yine kalbin daraldığında.. Ve yine bütün kapılar kapandığında.. Ve yine ne yapman gerektiğini bilemediğinde.. Uzun uzun düşün.. Ve hatırla yaratanını!.. "ALLAH kuluna kafi değil mi?" [Zümer Suresi - 36]


  8. #8
    Gayyur şehrayin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Feb 2007
    Bulunduğu yer
    Artvin
    Mesajlar
    82

    Standart

    evet kardeşler doğru sölüyor tamamen zehirli bir bal oluyor mecazi aşklar insan?n kalbi ruhu perişan oluyor
    insan risalei nurlar? okudukça kalbi tevhid akidesinden dolay? saflaş?yor merkezinde cenab? haktan başka bir şeyi kabul edemiyor ama mecazi aşklarda kalbin merkezine giren sanem misal dünyevi mahbublar insana s?k?nt? veriyor
    kalp ruh perişan oluyor cenab? hak bizi muhafaza etsin amin
    Her şey kader ile takdir edilmiştir kısmetine razı ol ki rahat edesin

  9. #9
    Müdakkik Üye vakti_nehar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2007
    Mesajlar
    969

    Standart

    Aşk-? hakîkî: Şiddetli Allah sevgisi, Allah’? derinden ve içten sevmek, Allah’?n d?ş?nda hiçbir güzelliği görmeyecek ve değer vermeyecek derecede sadece Allah’? sevmek ve yaln?zca Allah’a muhabbet duymakt?r.

    rabb?m boyles? b?r sevg?y? nas?p ets?n b?zlere cok guzel oneml? b?r yaz?yd? hak raz? olsun kardes?m .....

    " Eğer şu fânî dünyada bekâ istiyorsan, bekâ fenâdan çıkıyor, nefs-i emmâre cihetiyle fenâ bul ki, bâkî olasın...."

    Anlam demek, Allah demektir.

    Sonuç, sevgi Allah demektir.

    "İnşallah" derse Yakaran...

    "İnşa" eder YARADAN.

    SaFLaRı eZeNi aSLaN SaNMA aSıL NeFSiNi eZeBiLeN aSLaNDıR
    MEVLANA


  10. #10
    Pürheves sarı-beyaz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2006
    Bulunduğu yer
    Rize
    Mesajlar
    162

    Standart

    Allah razı olsun merak ettiğim bu konuyu güzel açıklamışsınız. Ben biraz daha mahiyetini öğrenmek isterim. Rabbul alemin neden bu hissi(karşı cinse karşı şiddetli sevmeyi) insana vermiştir acaba? Bir çoklarını bu duygu bir anda esir alır ve hakikaten dünya sanki onun etrafında dönüyordur.

    Geçende (ya bir şiirdi ya da bir ilahi) dinlerken Peygamberimize övgüler vardı ve bu övgüler ve benzetme sanatı yapılırken bazı sözlerin abartılmış olduğunu düşündüm. İçimden şöyle bir vesvese geçti: Bak nasılki karşı cinse aşk beslenildiğinde akıldan ve mantıktan vazgeçiliyor, o kişi sanki dünyanın en kusursuzu, en değerlisi gibi abartılıyor ve öyle görünüyor, işte peygambere aşık olanlarda da bu aşk sebebiyle gözleri kararabiliyor, onu hak ettiğinin üstünde tasavvur ve tahayyül ediyor. 'Acaba gerçekte bize anlatılan o yüce peygamber aşk büyüsüne tutulanların abartıla geldiği bişey midir' e kadar vardı bu vesvese.

    Eüzübillahimineşşeytanirracim deyip üzerinde fazlaca durmamaya çalıştım. Beni aydınlatırsanız sevinirim.
    Kimki canı için cananı sever canı sever, kimki cananı için canı sever cananı sever.

+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. Maymun Tuzağı
    By yasemenn in forum Serbest Kürsü
    Cevaplar: 5
    Son Mesaj: 22.01.12, 22:39
  2. Haliliye Mesleği ve Enaniyet Tuzağı
    By aşur in forum Bediüzzaman ve Risale-i Nur Çalışmaları
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 14.10.11, 09:51
  3. İnternette Şeytan Tuzağı
    By elips in forum Gündem
    Cevaplar: 9
    Son Mesaj: 08.02.09, 15:33
  4. Mecazi Aşk Tuzağı
    By nurlu dağ in forum İslam'a Göre Kadın ve Aile
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 14.11.08, 18:50
  5. Evliyanın Tuzağı Olan Hayaller...?
    By Lika in forum Açıklamalı Risale-i Nur Dersleri
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 25.06.08, 18:24

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0