kardeşlerimm.. malum zamanımızın en kötü sonuçlarından biri taklid-i iman.
başlıkta dediğim gibi hiç alakasız bi insana iman hakikatlerini islamın gereklerini ve risale-i nuru nasıl anlatabilirim???
basamak basamak nası anlatılabilir??
Printable View
kardeşlerimm.. malum zamanımızın en kötü sonuçlarından biri taklid-i iman.
başlıkta dediğim gibi hiç alakasız bi insana iman hakikatlerini islamın gereklerini ve risale-i nuru nasıl anlatabilirim???
basamak basamak nası anlatılabilir??
Kardeşim, bu konuda birinci öncelik "Lisan-ı hal" dedir. Öncelikle bir Müslüman'ın nasıl olması gerektiğini hal ve hareketlerinizle, tavırlarınızla göstermelisiniz. Üstadımızın "Eğer biz ahlak-ı İslamiyenin ve hakaik-ı îmaniyenin kemalatını ef'alimizle izhar etsek, sair dinlerin tabîleri elbette cemaatlerle İslamiyete girecekler; belki küre-i arzın bazı kıt'aları ve devletleri de İslamiyete dehalet edecekler." sözünü kendimize birinci düstur edimeliyiz. Ki bu en kuvvetli nasihatten daha tesirlidir diye düşünüyorum.
İkinci olarak, onu ürkütmeden, fazla sıkmadan; hattâ onun hoşuna giden konulardan bahsederek zihnini gayr-i ihtiyarî iman hakikatlerini düşünecek kıvama getirmeye çalışmalı. Ancak bunu yaparken kesinlikle bilgiç bir tavırla hareket etmemeli. Ona nasihat eder havası takınmamalı.
Kısacası önce kendimizi hazırlamalıyız. Başkalarına yardımcı olabilmek için bunun şart olduğunu düşünüyorum.
Diğer teknik konuları da ehil kardeşlerimiz belirtirler inşaallah.
Muhabbetlerimle...
Risale-i nur çalışmaları ile ilgili bölümde paylaştığımız bu yazıyı mütalaaya bir giriş babında nakl ederek,kardeşlerimizin iştirakiylede diğer boyutlarıyla ele almak niyetiyle...
Risale-i Nur Nasıl anlatılmalı ;
selamunaleyküm
Kendimizin nasıl istifade ettiğine nazar gezdirirsek,nasıl istifadeli olacağımızı da görmek mümküm oluyor.
Üstadımız,Mühim bir dersinde şöyle ifede etmiş;
CENÂB-I HAKKA vâsıl olacak tarikler pek çoktur. Bütün hak tarikler Kur'ân'dan alınmıştır. Fakat tarikatlerin bazısı, bazısından daha kısa, daha selâmetli, daha umumiyetli oluyor. O tarikler içinde, kàsır fehmimle Kur'ân'dan istifade ettiğim "acz ve fakr ve şefkat ve tefekkür" tarikidir.
Evet, acz dahi, aşk gibi, belki daha eslem bir tariktir ki, ubudiyet tarikiyle mahbubiyete kadar gider.
Fakr dahi Rahmân ismine isal eder.
Hem şefkat dahi, aşk gibi, belki daha keskin ve daha geniş bir tariktir ki, Rahîm ismine isal eder.
Hem tefekkür dahi, aşk gibi, belki daha zengin, daha parlak, daha geniş bir tariktir ki, Hakîm ismine isal eder.
Şu tarik, hafî tarikler misilli, "letâif-i aşere" gibi on hatve değil; ve tarik-i cehriye gibi "nüfus-u seb'a" yedi mertebeye atılan adımlar değil; belki Dört Hatveden ibarettir. Tarikatten ziyade hakikattir, şeriattir.
Yanlış anlaşılmasın; acz ve fakr ve kusurunu Cenâb-ı Hakka karşı görmek demektir. Yoksa onları yapmak veya halka göstermek demek değildir.
Tarikattan ziyade hakikattır,şeriattir derken;
"Şeriat, doğrudan doğruya, gölgesiz, perdesiz, sırr-ı ehadiyet ile rububiyet-i mutlaka noktasında, hitab-ı İlâhînin neticesidir."
Şeriatın Hakikatini beyan etmiş...Bizim bu dersten ettiğimiz istifadeye nazaran,İcraati Rabbaniye alemde koyduğu kanunlar perdesinde işlemektedir...Aynen bu kanunların insan fıtratıyla ilgili merkezleri de vardır...
İşte acz ve fakrın Halika olan yanı gibi...Tefekkürün Hakim ismine yönlendirmesi gibi...
Şefkatin ise Rahim ismine yönlendirmesi ve kainata da bu nazarla bakmanın penceresini nazarımıza yaklaştırmaktadır...
Çok geniş açılımları içerir konumunu şimdilik bırakarak,meslek bölümünde "Şefkat"hizmetin ruhunu oluşturmaktadır...
Derslerimiz de sadece aklımıza bir hitabın olmadığı,görünüşte anlamıyor görünsekte hal ve hareketlerimizdeki düzelmeler,fıtraten istifademizi göstermektedir...
Bu şefkatli doktor;Hastalığımızın ciddiyetini bize ikinci bir nazara yönlendirerek baktırırken,moralimizi yüksek tutarak mücadelemizi kolaylaştırıyor...Ve kendini ayine yaparak,kendimizi kendi aynasında göstererek,nefsimizle olan terbiye sürecini,merak hastalığından kurtararak,fark etmediğimiz bir şekilde iyileşmemize sebep olmaktadır...
Hatta bazı soruları sormadan cevapları verilen konularda vardır...Bu eğitim metodu,direkt maksat ve maslahat endeksli bir sistemdir.
"Evvela Saniin azametinin zihinlerde tesbiti lazımdır"diyerek kudreti kainat lisanıyla tanıttıracak tefekkürü delilleriyle ders verdiği gibi...Kendi mahiyetimizle Rabbimizin Kudretini oranlıyarak ona mutlak itaat ve ilticaya mecbur olduğumuzu hakikaten kabul ettirerek,o iki yaramızı bize şefaatçi hükmüne getirmektedir...
Kısaca biz insanlara;bize davranıldığı gibi davranarak,göz önündeki alışkanlık perdelerini aralıyarak,icraat sahibinin Hilkat delilleriyle,dünyalarını hakikate meyil ettirmekten ibarettir.
Çünkü;İstifade bir ikramın eseridir...Biz zamanla bize ihsan edilmiş neticeyi,tebliğimizde delil kullanırsak,nasihatları tesir etmez insanlardan farkımız kalmaz...İnsanları kitaplarla buluşturana kadar olan süreç,kendi istifademizin fiili ve kavli tercümanı olacaktır...
Üstadımız;biz islamiyetin güzelliğini efalimizle göstersek,diğer milletler topluca islamiyete girecektir,meyanında ifadesi vardır...
"Ata et,aslana ot atmadığımız müddetçe istikametten de ayrılmayız inşallah...
Evet biz kendi istifademizi tesbit ettiğimizde,şefkatle muamele gördüğümüzü görerek,ve o ihtiyaç şuurumuzla hep şefkate muhtaç olduğumuzu anladığımızda,hizmetimizide o açıdan yapabiliriz...
Bir anlamda da;"İman aklın ihtiyariyledir"denilmekle hizmetinde şekli tarif edilmektedir.Tefekkürü ders vererek aklı Hikmete yönlendirir.Ve takdir,tasdik emaresiyle
itaat meyli oluşur,Hidayeti İlahiye bu meyle terettüp eder...
Selam ve dua
m_safiturk
Evvela İslamın selim oluşunu, gönül diliyle belli etmek lazım..
saniyen, karşı taraftan ziyade kendimizin ıslaha muhtaç olduğunu düşünerek, o selim oluşun gayesini ve neticelerini lisan-ı hal ile göstermek lazım..
zaten karşı tarafta uyandırılan bu hoş intiba, buna sebep olan hakikatlere kendiliğinden rehberlik edecektir..
denmek istenene kendi rızasıyla müteveccih olup, kabul de kolaylaşacaktır..
Arkadaşlar Selamunaleykum. Yeni kat?ld?m b? foruma. Cok guzel tart?şmalar oluyor, Alllah raz? olsun hepinizden. Ben Yurtd?ş?nday?m ve Ustad?m?z?n "bir talebem bir beldede vars oray? fethedilmiş sayar?m" dusturuna lay?k olmak istiyorum. demek ki hala talebe olamam?ş?m ki bu soze lay?k olam?yorum. Tavsiyesi olan arkadaş olursa cok memnun olurum. Nas?l dinimizi en guzel şekilde anlatabilirim burdakiler?
demişsin osmanoğlu,Alıntı:
?kinci olarak, onu ürkütmeden, fazla s?kmadan; hattâ onun hoşuna giden konulardan bahsederek
Bence yanl?ş bir aç?klama olmuş. Onu ürkütmeden, fazla s?kmadan, hoşuna giden konular demek bunlar?n tam tersinin olduğunu varsaymak demektir. Yani k?sacas? ürkeceği ne olabilir, onu s?kabilecek, hoşuna gitmeyecek ne olabilir ki? Sanki bunlar varm?şta sen güzel taraf?n? söyle der gibisin.
Kardeş ben önce Allah c.c den bahsediyorum.Bunu yaparken marifetullahdan ilmi delillerle açıklıyorum.Mesela yaradılıştan bahs ediyorum.Kainatı yalnızca tek bir kuvvetin var edeceğini izah ediyorum.Tabiki bütün izahatlar Risale-i nur ile oluyor.
Arkadaşı evine davet et.Yemek yedir.Ama İslama ait şeair bulundur.Sonra hep şevkat fikri ile onun meşrebinin, içinde bulunduğu dalalatin bu dünyada bile karanlık olduğunu açıkla.
Kulaklar doydu; gözlerin göreceğe ihtiyac? var..
Hal olanda tesirde olur.
halde olmayan?n kal!ide tesir etmez.
Hak Bir gönül verse gerektir
Hak Bir Gönül Verdi Bana
Hak bir gönül verdi bana
Ha demeden hayrân olur
Bir dem gelir şâdân olur
Bir dem gelir giryân olur
Bir dem sanas?n k?ş gibi
Şol zemheri olmuş gibi
Bir dem beşâretden doğar
Hoş bağ ile bostân olur
Bir dem gelir söyleyemez
Bir sözü şerh eyleyemez
Bir dem dilinden dür döker
Dertlilere dermân olur
Bir dem ç?kar arş üzere
Bir dem iner taht-es-serâ
Bir dem sanas?n katredir
Bir dem taşar ummân olur
Bir dem cehâletde kal?r
Hiç nesneyi bilmez olur
Bir dem dalar hikmetlere
Câlînus u Lokmân olur
Bir dem dev olur yâ peri
Vîrâneler olur yeri
Bir dem uçar Belkîs ile
Sultân-? ins ü cân olur
Bir dem var?r mescidlere
Yüz sürer anda yerlere
Bir dem var?r deyre girer
?ncil okur ruhbân olur
Bir dem gelir Îsâ gibi
Ölmüşleri diri k?lar
Bir dem girer kibr evine
Fir'avn ile Hâmân olur
Bir dem döner Cebrâil'e
Rahmet saçar her mahfile
Bir dem gelir gümrâh olur
Miskin Yunus hayrân olurYunus Emre
lisan-? hal çok önemli bu konuda.. bir abi vard? arkadaş? onu görmüş namaza başlam?ş.. halleri haraketleriyle herşey anlat?l?yor..