Süleyman KÖSMENE
Dâbbetü'l-Arz nedir?
Eyüp Bey: “Dâbbetü’l-Arz nedir? Ne zaman, nas?l ve niçin ç?kar? Bu konudaki rivâyetler nelerdir?”
Dabbetü’l-arz kavram?na girmeden evvel, teklif s?rr?n? kavramam?z gerekiyor. Teklif s?rr?; teklifin ve kabulün, tamamen hür iradeye bağl? olarak yap?lmas? esas?d?r ve bütün hak dinlerde korunmuştur. Yani Cenâb-? Hak dinini bütün insanl?ğa teklif eder. Bunun için peygamberlerini tebliğci olarak gönderir. Peygamberler delil ve burhan gösterirler, dinin hakkaniyetini ve doğruluğunu ispat ederler, fakat kabulü, iman? ve teslimi insanlar?n kendi iradelerine b?rak?rlar. ?nsanl?ğa dini kabul hususunda icbar ve zor kullanmazlar. Çünkü esas olan içten kabuldür, hasbî imand?r, samimiyetle teslimiyettir. Bir tak?m kehanetlere dayal? bir teslimiyet, makbul ve muteber değildir. Dolay?s?yla dabbetü’l-arz? teklif s?rr?na zarar verecek bir boyutta ve biçimde beklemek gerçeklerle örtüşmez.
Bedîüzzaman Saîd Nursî Hazretlerinin de ifade ettiği gibi, gelecekle ilgili haberler müteşâbih, örtülü, kapal?, yoruma aç?k ve doğru yorumlamaya muhtaç bir üslûp içinde bildirilmiştir. Çünkü bunlar nihayet nazarî meselelerdir, tamamen teferruatt?r, alabildiğine detayd?r. Böyle teferruat meseleler apaç?k cümlelerle bildirilmez; şayet bildirilmişse, bildirildiği gibi ç?kacağ? beklenmez. O aç?k ifadelerin, bir tak?m gaybî haberleri insanlar?n zihinlerine yaklaşt?rmak için birer temsil ve teşbih olmak üzere söylendiği düşünülür ve teklif s?rr?na uygun biçimde tevil edilir. Hakikat? ise Allah’?n ilmine ve iradesine b?rak?l?r. ?lmin ve realitelerin izzeti bunu gerektirir.1
Bir defa Kur’ân, yeryüzünün yürüyen bütün canl?lar?na “dâbbe” diyor. Kanaatimizce, önce şu dâbbe kelimesinin gizeminden ve esrar?ndan bir kurtulmam?z lâz?m. ?şte örnekler:
“…Allah’?n gökten indirip yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiği suda, her türlü dâbbeyi (canl?y?) yeryüzünde yaymas?nda, rüzgârlar? ve yerle gök aras?nda emre amade duran bulutlar? döndürmesinde, düşünen kimseler için (Allah’?n kudretini gösteren) deliller vard?r.”2
“Yerde yürüyen dâbbeler (canl?lar) ve kanatlar?yla uçan kuşlardan ne varsa, hepsi ancak sizin emsaliniz topluluklard?r (türlerdir).”3
“Yeryüzünde yaşayan hiçbir dâbbe yoktur ki, r?zk? Allah’a ait olmas?n!”4
“Hiçbir dâbbe yoktur ki Allah ona el koymam?ş olsun!”5
“Göklerde ve yerde dâbbe (canl?) ve melek ad?na ne varsa hepsi büyüklük taslamaks?z?n Allah’a secde ederler.” (Dikkat: Secde âyetidir)6
“Allah insanlar? haks?zl?klar?ndan ötürü yakalayacak olsayd?, yeryüzünde tek bir dâbbe b?rakmazd?. Fakat onlar? belirli bir süreye kadar erteler. Süreleri dolunca onu ne bir saat geciktirebilirler, ne de öne alabilirler.”7
“Nice dâbbeler vard?r ki, r?zklar?n? kendileri elde edemezler. Onlar?n da, sizin de r?zklar?n?z? Allah verir. Allah işitir ve bilir.”8
“Allah gökleri gördüğünüz gibi direksiz yaratm?ş, sizi sarsmas?n diye yere de ulu dağlar koymuş ve orada her türlü dâbbeyi (canl?y?) yaym?şt?r. Gökten su indirip orada bitkileri çifti çift (erkekli dişili) faydal? bir biçimde yaratt?k.”9
“Gökleri, yeri ve o ikisinde yayd?ğ? her bir dâbbeyi yaratmas? Allah’?n varl?ğ?n?n delillerindendir. O dileyince bunlar? bir araya toplamaya da kadirdir.”10
“Ey insanlar! Sizin yarat?lman?zda ve her bir dâbbenin yeryüzünde yay?lmas?nda kesin olarak inanan kimseler için ibretler vard?r.”11
Biz bu örnekleri, Kur’ân’?n canl?lar için çok s?k kulland?ğ? “dâbbe” kelimesinin esrar?ndan kurtularak, sağl?kl? düşünmemize daha çok yarayacağ?n? düşünerek verdik. ?nşallah yar?n devam edeceğiz.
Dipnotlar: 1- Saîd Nursî, Şuâlar, s. 498 2-Bakara Sûresi, 2/164 3- En’âm Sûresi, 6/38 4-Hûd Sûresi, 11/6 5-Hûd Sûresi, 11/56 6- Nahl Sûresi, 16/49 7- Nahl Sûresi, 16/61; Kezâ bak?n?z: Fât?r Sûresi, 35/45 8- Ankebût Sûresi, 29/60 9- Lokman Sûresi, 31/10 10- Şûrâ Sûresi, 42/29 11- Câsiye Sûresi, 45/4
http://www.yeniasya.com.tr/2007/05/2...r/skosmene.htm