Gurur ile insan maddî ve manevî kemalât ve mehasinden mahrum kalır. Eğer gurur saikasıyla başkaların kemalâtına tenezzül etmeyip, kendi kemalâtını kâfi ve yüksek görürse, o insan nâkıstır. Böyle insanlar, malûmat ve keşfiyatlarını daha yüksek görmekle, eslaf-ı izamın irşadat ve keşfiyatlarından mahrum kalırlar. Ve evhama maruz kalarak bütün bütün çizgiden çıkarlar. Halbuki eslaf-ı izamın kırk günde yaptıkları bir keşfiyatı, bunlar kırk senede bulamazlar.

Said Nursi


Gurur: Boş şeylerle böbürlenme. *Kibir, kurum, kurulma. *Kendini yüksek ve değerli tutma hissi.
Kemalât: Faziletler, iyilikler, kemâller, olgunluklar, mükemmellikler. *İnsandaki ahlâk ve huy güzellikleri.
Mehasin: Güzellikler, hüsünler, iyilikler. *İnsana verilen güzelikler.
Saika: Sevk eden, götüren, sürükleyen, sebep olan, sebep. (bkz. sâik.)
Nâkıs: Noksan, eksik, tam olmayan. *Kusûru olan, kusurlu.
Malûmat: Bilinen şeyler, bilinenler. *Bir iş veya mevzu hakkındaki bilgiler.
Keşfiyat: Keşifler, bulup meydana çıkarılan şeyler, yeni bulunan şeyler.
Eslaf-ı izam: Evvelce geçmiş olan büyük zâtlar.
İrşadat: Uyarmalar, doğru yolu göstermeler.