Ey Rahmanürrahîm! Ey Sadık-ul Va'd-il Emin! Ey Mâlik-i Yevmiddin! Senin Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmının talimiyle ve Kur'an-ı Hakîminin irşadıyla anladım ki: Madem kâinatın en müntehab neticesi hayattır.. ve hayatın en müntehab hülâsası ruhtur.. ve zîruhun en müntehab kısmı zîşuurdur.. ve zîşuurun en câmii insandır.. ve bütün kâinat ise, hayata müsahhardır ve onun için çalışıyor.. ve zîhayatlar, zîruhlara müsahhardır, onlar için dünyaya gönderiliyorlar.. ve zîruhlar, insanlara müsahhardır, onlara yardım ediyorlar.. ve insanlar fıtraten Hâlıkını pek ciddî severler ve Hâlıkları onları hem sever, hem kendini onlara her vesile ile sevdirir.. ve insanın istidadı ve cihazat-ı maneviyesi, başka bir bâki âleme ve ebedî bir hayata bakıyor.. ve insanın kalbi ve şuuru, bütün kuvvetiyle beka istiyor.. ve lisanı, hadsiz dualarıyla beka için Hâlıkına yalvarıyor; elbette ve herhalde, o çok seven ve sevilen ve mahbub ve muhib olan insanları dirilmemek üzere öldürmekle, ebedî bir muhabbet için yaradılmış iken, ebedî bir adavetle gücendirmek olamaz ve kabil değildir. Belki başka bir ebedî âlemde mes'udane yaşaması hikmetiyle, bu dünyada çalışmak ve onu kazanmak için gönderilmiştir. Ve insana tecelli eden isimlerin, bu fâni ve kısa hayattaki cilveleriyle âlem-i bekada onların âyinesi olan insanların, ebedî cilvelerine mazhar olacaklarına işaret ederler.
Evet, ebedînin sadık dostu, ebedî olacak. Ve Bâki'nin âyine-i zîşuuru, bâki olmak lâzım gelir.
Said Nursi
Rahmanürrahîm: Çok şefkatli, çok merhametli olan Allah(cc).
Sadık-ul Va'd-il Emin: Verdiği sözü yerine getiren sonsuz güven sahibi Allah(cc).
Mâlik-i Yevmiddin: Din gününün sahibi, herkesin dünyâda yaptığının mükâfat ve cezasını göreceği yer olan âhiretin mâliki, sahibi olan Allah(cc).
Resul-i Ekrem: Cömert, kerim peygamber, Hz. Muhammed (asm).
Aleyhissalâtü Vesselâm: Salat ve selam O’nun üzerine olsun.
İrşad: Doğru yolu gösterme, doğru yola yöneltme, gafletten uyandırma, uyarma.
Müntehab: Seçilmiş, intihab edilmiş.
Hülâsası: Özeti.
Zîruh: Ruh sahibi, ruhlu.
Zîşuur: Şuurlu, bilinç sahibi.
Müsahhar: İsteneni yapmaya hazır.
Fıtraten: Yaratılışça, yaratılış bakımından.
Hâlık: Yaratıcı Allah(cc).
İstidad: Kabiliyet, yetenek.
Cihazat-ı maneviye: Manevi duygular, güçler ve yetenekler.
Bâki: Ebedî, sonsuz, ölümsüz olan.
Beka: Sonsuzluk, devamlılık.
Hadsiz: Sınırsız, sayısız.
Mahbub: Sevilen, sevgili.
Muhib: Seven.
Adavet: Düşmanlık.
Kabil değil: Olamaz, mümkün değil.
Belki: Şüphesiz. * Hattâ. *Umulur, olabilir.
Mes'udane: Mutluluk içinde, mutlu olarak.
Âlem-i beka: Ölümsüz sonsuz dünya.
Âyine: Ayna.
Mazhar: Sahip olma, ulaşma, kazanma.
Âyine-i zîşuur: Şuurlu ayna.