"Hidayetin neticesi, semeresi ve hidayetteki lezzet ve nimet nedir?" diye sual eden sâile cevabdır. Yani hidayette saadet-i dareyn vardır. Hidayetin neticesi, nefs-i hidayettir. Hidayetin semeresi, ayn-ı hidayettir. Zira hidayet haddizâtında büyük bir nimettir ve vicdanî bir lezzettir, belki ruhun cennetidir (nasıl ki dalalet, ruhun cehennemidir); ve bilâhere âhiretin felâh ve saadetini intac eder.

Said Nursi


Hidayet: Doğruluk. Hakkı hak, bâtılı da bâtıl olarak görüp doğru yola girmek. Dalâletten ve bâtıl yoldan uzaklaşmak.
Semere: Meyve, netice, sonuç.
Nimet: İyilik, ihsan, lütuf. *Rızık, yiyecek.
Sual: Soru.
Sâil: Soru soran.
Saadet-i dareyn: İki dünya saadeti, dünya ve ahiret mutluluğu.
Nefs-i hidayet: Hidayetin kendisi, tam hidayet.
Ayn-ı hidayet: Doğruyu ve gerçeği göstermenin ta kendisi.
Zira: Çünkü.
Haddizâtında: Aslında, gerçekte.
Vicdanî: Vicdana ait.
Dalalet: Sapıtma, doğru yoldan ayrılma, iman ve İslam yolundan sapmak.
Bilâhere: Sonra, sonradan, sonunda.
Âhiret: Ölümsüz olan öbür dünya.
Felâh: Kurtuluş, selamet.
Saadet: Mutluluk.
İntac: Netice verme, doğurma, meydana getirme.