BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM


Ey Müslümanlar!., islâm Dâvasının baştan sona kadar yegâne gayesi: insanların kalplerini temizleyen, ruhlarını yücelten bir bağla; Allah ile insanlar arasında hakikî bir irtibat kurmaktır. Beşeriyete yaratıcısını doğrudan doğruya tanıtmaktır.

Göklerin ve yerin yaratılmasının, Peygamberlerin gönderilmesinin asıl gayesi de budur. Salih zâtlar da. ancak bu gayenin peşindedirler.
Bütün insanlar ve onların hareketleri ancak Allah'ıbilmekle düzelecektir. Günümüzde bütün islâm Ümmeti geçmiş milletleri helak eden şeyleri yapmaktadır.
Bunun içindir ki biz Müslüman Kardeşler, islâm ümmeti'nin Allah'ın emirlerine boyun eğen bir millet olmasını istiyoruz. Bu da ancak müslümanların Allah'ı bilmeleriyle kalplerinin Allah'a tamamen bağlanmasiyle gerçekleşecektir.

Allah'ı hakkıyle bilme hissi kulun kalbine sızınca, jnsan eski halinden bambaşka hale döner. Kalp yepyeni bir hale çevrilince insan da yönünü Hakk'a çevirir, ferf Hakk'a dönünce aile de döner. Aile Hakk'a yönelince millet te yönelir. Zira millet cemiyetten, aileden ve fertten başka bir şey değildir.
Bizler, «Gayemiz: Allah»tır diye haykırdığımızda Allah'ın kelâmının her nizamdan üstün tutulmasını ve bütün müslümanların «Allah'ıhakkıyle tanıyan» kimseler olmalarını kasdediyoruz.
Gayemiz: «Allah»tır. Çünkü insanları Allah'a davet ediyoruz. Onların Allah için birleşmelerini istiyoruz. Onlara Allah'ıtanıtıyoruz. Kur'an-ı Kerimin de ifade buyurduğu gibi, sadece Allah'a ibâdet etmek için yaratıldığımızı çok iyi biliyoruz...
«Ben insanları ve cinleri sadece bana ibâdet etsinler diye yarattım.»!')
Allahü Teâlâ bir hadis-i kudsîde şöyle buyuruyor: «Ey Kullarım!.. Ben sizi az olan mahlûkatı çoğaltayım diye değil, veya ıssızlıktan dolayı sizinle ülfet edeyim diye değil, yahut âciz kaldığım bir işte sizinle yardım-laşayım diye değil, yada bana bir menfaat sağlamanız, bir zararı önlemeniz için değil; sizi ancak uzun zaman bana ibâdet edesiniz, çokça beni zikredesiniz, sabah-akşam teşbih edesiniz diye yarattım.»
Biz Müslüman Kardeşler, Allahü Teâlâ'nın Resulüne bildirdiği yüce emrine uymak istiyoruz. Allahü Teâlâ Peygamberine şöyle buyuruyor:
«Resulüm de ki: Şüphesiz ki benim namazım, iba^ detlerim, hayatım ve ölümüm âlemlerin Rabb-ı olan Allah içindir.»(-')
Biz Resuiüllah (S.A.V.)'ın, amcasının oğlu Abdullah b. Abbas (R.A.)'a yaptığı nasihati tutmak istiyoruz. Peygamber Efendimiz (S.A.V.)şöyle buyurmuştur:
«Sen Allah'ın dinini koru ki, Allah ta seni korusun. Allah'ın dinini koru, O'nu yanında bulursun. Bir sey istediğinde Allah'tan iste. Bir yardım dilediğinde Allah'tan düa. iyi bil ki, bütün insanlar sana bir fayda temin etmek için bir araya gelseler, Allah'ın sana yazdığından başka hiçbir menfaat sağlayamayacaklardır. Yine bütün insanlar sana bir zarar vermek için birleşse, Allah'ın takdir ettiğinden başka hiçbir zarar veremeyeceklerdir. Kalemler kurudu. Sayfalar dürüldü.»
Biz sadece Allah'a tevekkül ederiz. Sadece O'n-dan yardım isteriz. Yalnız Allah'tan korkarız. Allah bi-


Bİzimle beraber oldukça elbette ki bize kimsenin zulmü dokunamayacaktır. Bütün dünyanın musibetleri başımıza gelse de devamlı huzur ve refah içerisinde olacağız:
«Bunlar hakkıyle -iman edenler ve Allah'ın zikri ile kalpleri huzura kavuşanlardır. İyi bilin ki kalpler ancak Allah'ı zikretmekle huzura kavuşur.»