+ Konu Cevaplama Paneli
1. Sayfa - Toplam 2 Sayfa var 1 2 SonuncuSonuncu
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 10 ve 11

Konu: Allah'a Havale Etmek.

  1. #1
    Gayyur **nuriye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2008
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    141

    Standart Allah'a Havale Etmek.

    Suâl:

    Birine beddua için,
    ( Seni Allah'a havale ediyorum) demek,

    uygun olur mu?

    Cevab:

    Söyleyen şahsa ve niyetine göre değişir.

    İbni Mesud hazretleri buyurdu ki:

    Ebu Cehil ve arkadaşları, Resulullah a.s.m. Kâbe’nin yanında

    namazda secdede iken,

    üstüne deve işkembesi attılar.

    Resulullah, namazını tamamlayınca, yüksek sesle,

    "Allahım,

    Ebu Cehil’i, Ukbe bin Rebia’yı,

    Şeybe bin Rebia’yı, Velid bin Utbe’yi,

    Ümeyye bin Halef’i, Ukbe bin Muayt’ı

    sana havale ediyorum" buyurdu.

    Bedir savaşında, Resulullahın ismen zikrettiği bu kimselerin,

    hepsinin yere serilmiş cesetlerini gördüm.

    (Buhari, Müslim, Nesai)


    Allah'a havale ediyorum sözü,

    senin yaptığın bu kötülüğe karşı sabrediyorum,

    buna karşılık vermiyorum,

    yaptığının cezası ne ise,
    Allahü teâlâ versin,

    anlamında söylenirse, mahzuru olmaz.

  2. #2
    Vefakar Üye .zemzemi. - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Nov 2008
    Bulunduğu yer
    Berzahistan
    Mesajlar
    405

    Standart

    Güzel bir husus aslında:

    Eğer o adamın tahkiratı, benim imana ve Kur'ân'a hizmetkârlığım sıfatıma ait ise, o bana ait değil. O adamı, beni istihdam eden Sahib-i Kur'ân'a havale ediyorum. O Azîzdir, Hakîmdir.
    Eğer sırf beni sövmek, tahkir etmek, çürütmek nevinden ise, o da bana ait değil. Ben menfi ve esir ve garip ve elim bağlı olduğundan, haysiyetimi kendi elimle düzeltmeye çalışmak bana düşmez. Belki misafir olduğum ve bana nezaret eden şu köye, sonra kazaya, sonra vilâyete hükmedenlere aittir. Bir insanın elindeki esirini tahkir etmek, sahibine aittir; o müdafaa eder.
    Madem hakikat budur. Kalbim istirahat etti,
    "Ben işimi Allah'a havale ediyorum. Muhakkak ki Allah kullarını hakkıyla görür." (Mü'min Sûresi: 40:44)
    dedim. O vakıayı olmamış gibi saydım, unuttum. Fakat maatteessüf sonra anlaşıldı ki, Kur'ân onu helâl etmemiş." Mektubat
    Allah (c.c) hep 12'den vurur.

  3. #3
    Gayyur **nuriye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2008
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    141

    Standart

    Usulca sokulur derviş, gülün dibine… Susmak güzeldir.

    Uzanır yalnız elleri pınara... Susmak güzeldir.

    Dokunur bakışları sıdk ile -ezelî- bakışlarına… Susmak güzeldir.

    Kirpiklerinde süzülür gün ışığı rengârenk… Susmak güzeldir.

    Gözyaşı yükselir, pırıl pırıl aydınlanır gözleri acının… Susmak güzeldir.

    Öfkeyle kıvrılan dudaklarına bir bûse kondurur rüzgâr… Susmak güzeldir.

    Kervânlar, arabalar, trenler, uçaklar, bir şeyler alır götürür sevgiliyi; elleri asil, başı dimdik, ama yürek alev alev, bir kibrit çöpü gibi kıvrılır… Susmak güzeldir.

    Nurlar iner her bereketli toprağa... Vahiy nasıl sularsa gönlü, ilhamlar öylece yeşertir insanın bilge yanını. Artık az önceki, bir önceki insan değildir, ama idrak edemez bunu... “Mal bulmuş mağribi…” Anlaşılmamak bir şeydir yine de; yanlış anlaşılmak ise iyi bir cezâdır emâneti heder edeneSusmak güzeldir.

  4. #4
    Gayyur **nuriye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2008
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    141

    Standart

    Gayb bahçelerinden kokular getirir bazen nesîm-i seher, bâd-ı sabâ... Rüyalara girer altın taçlı sultanlar. Bazen kapı açılır, Hızır girer içeri… Her aşk paylaşılmak için sabırsızlanır. Paylaşılınca tükenir bereketi... Ucub ve kibir, riyâ ve varlık hissi sızar pencerelerden… Susmak güzeldir.

    Yahya Kemal örnek kişilik tipi çizer. “Şarkın velî çehresi” diye anlatıp durduğu zâtı, câmi kürsüsünde görür bir gün... Hevesle kulak kabartır. Bozulur büyü…
    Susmak güzeldir.

    Nice câzip duruşların, konuşma başlayınca dökülüverir yaldızları… İmaj ve asıl arasındaki dev aynasıdır mükâleme… Susmak güzeldir.

    Öfkeyle üzerimize salınan kelimelere karşılık, hangi kelimeyi cepheye sürersen sür yenilecektir iz’an, kabaracaktır öfke... Susmak güzeldir.

    Tesellî, birinin acısına söz ile ortak olmakmış Arapça’da; bir anlamı yokmuş acıyla kavrulan bir yürek için… Müsâvât imiş, o anda acısını dindirecek olan her neyse onu sunabilmek, onunla çare olabilmek, devâ bulmak... Bunun için, “Yâ Vâsî”, “Yâ Müvâsî” kıymetli yakarışlardır. Mavinin koyuya çaldığı anlarda… İnsanlar çok ilginç; acı çektiğimizi görürlerse anlamlı-anlamsız pek çok sözle teselliye kalkışırlar, acınızı içine gömüp Allah (c.c.) için susarsanız, canınızı acıtmak, illâ ki, bir feryat duymak için kanırtırlar bağrınızdaki hançeri… Susmak güzeldir.

    Susmak güzel. Susmak hayırlı. Susmak dostluk alâmeti, yakınlık ve tanıdıklık işâreti… Yabancıya hâl anlatma sıkleti yok dostların yanında, dost hâlden anlar, dostların yanında rahatça susulur. Sâmi Efendi Hazretleri benim dünyama “susmak sohbetleri” ile girmiştir. Hani o, hâl lisânıyla bazı dostlarına:
    “-Haydi bir saat susmak sohbeti yapalım.” demiş de başlarını kalplerine eğip bir saat sükût ederlermiş. Susmak güzeldir.

    Yanında susabildiğin dostlara şükür!
    Yanımda susan dostlara şükür!..

  5. #5
    Gayyur **nuriye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2008
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    141

    Standart

    Rahmân’ın sözü sözüne değmiş, Kelîmullah olmuş, Mûsâ -aleyhisselâm-… Deniz ikiye ayrılmış işaret edince… O müthiş mûcizenin vecdi içinde konuşunca karşı yakada, biri:

    “-Ne güzel konuştun!..” deyivermiş. Susmak güzeldir.


    Sözden açılmış ilm-i ledün yolculuğunun kapısı:

    “-Güzel konuştun ya, güzel susmayı da öğren Kelîm’im!”
    Gemiye binerler, gemi delinir. Çocuk öldürülür. Duvar tamir edilir. Üç tuhaf hadise üç hırçın soru…

    “-Sen benimle olmaya sabredemezsin mîrim!Susmak güzeldir…

    Derler ki, Mevlânâ Hâlid-i Bağdadî Hazretleri, Hızır makamında, sormamayı başardığı için hâlâ sürmekteymiş yolculukları... Zaman ve mekânın ötesinde, Allâh’ın ilminde… Susmak güzeldir…

    Zekeriyyâ peygambere -aleyhisselâm-, bir evlâdın anne-baba için en makbul iki sıfatı ile, “cebbâr ve anîd olmamakla muttasıf” Yahya -aleyhisselâm-’ın müjdesi verildiğinde, üç gün “susmak orucu” emredilmişti. Cebr ve inada karşı susmak… Susmak güzeldir.


    Îsâ -aleyhisselâm-; Allâh’ın “kelimesi” idi. Doğduğunda Meryem vâlidemize de üç gün “susmak orucu” emredilmişti. Ağır ithamlara karşı kundaktaki bebeği işaret ediyordu. Anne susuyordu, İsâ’sı konuşuyordu. Susmak güzeldir…

  6. #6
    Gayyur **nuriye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2008
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    141

    Standart

    Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- ile Hazret-i Ebûbekir -radıyallâhu anh- birlikte iken bir adamın hakâretlerine mâruz kalırlar. Peygamber Efendimiz susar.

    Hazret-i Ebûbekir -radıyallâhu anh- bir susar, iki susar, üçüncüde dayanamaz cevap verir adama!.. Peygamber -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in yüzü değişmiş bir hâlde oradan uzaklaşır. Sıddîk-ı Ekber koşar peşinden, bin telaş!


    “-Biz susarken bir melek o adama aynen cevap veriyordu. Ama sen konuşunca melek sustu.”

    Susmak güzeldir…

    “Kur’ân okunurken susun ki, merhamet olunasınız!..” buyuruyor Cenâb-ı Hak.

    Kelime “ensitû”; susmanın en uysal, en kaliteli hâli… Susmakla merhamet arasındaki en güzel köprü Kur’ân sesi. Susmak güzeldir.

    Su gibi dingin ve usulca… Su gibi lâtif ve azîz… Susmak güzeldir.

    Sessizce gelip oturur derviş, eşiğe. Yüzü tâzîmle yönelir göğe… Sükût kıvrım kıvrım yükselir dergâh-ı hâcâta…

    Sevda söze dökülünce perişan…
    Muhabbet arz olununca yalın…
    Aşk ilan edilince arsız…
    Susmak güzel…

    Yunus Emre başı eşikte… Üveys, Karen’de bir vahada… Hz. Ebûbekir bi’sette, Miraç dönüşünde… Hz. Îsâ, son akşam yemeğinde… Hz. Zekeriyyâ, ağacın içinde… Hz. Ömer b. Hattab diriliş seferinde... Leyla çadırda... Hz. Âişe bekleyişte…

    Ve bütün “susmak güzellikleri”, şükür size!..

    Uysal bir denize dönük yüzümüz, kapattığımız gözlerimizle… Fonda Itrî’nin segâh yürük semâisi… Susmak güzeldir.

    ??

  7. #7
    Vefakar Üye .zemzemi. - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Nov 2008
    Bulunduğu yer
    Berzahistan
    Mesajlar
    405

    Standart

    Üstadımızın müdafaalarını bir taraftan aklımızda tutarken, diğer taraftan da hakkını herkeze helal etmesindeki espiriyi de iyi analiz etmemiz gerekir.
    Allah (c.c) hep 12'den vurur.

  8. #8
    Gayyur **nuriye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2008
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    141

    Standart

    Mesnevî:

    “Bu gönül evinin içinde kimin bulunduğunu biliyorsanız,

    bu gönül sahibinin kapısı önünde ettiğiniz terbiyesizlik nedendir?”

    “Ahmaklar, insan yapısı mescide saygı gösterirler de,

    gönül sahiplerine bîgâne kalarak onların gönüllerini kırarlar.

    (c.2, 3108-3109)


    Gönül, Cenâb-ı Hakk’ın nazargâhıdır.

    Nefsin en büyük cinâyeti bir gönül kırmaktır.

    Bundan dolayı Mevlânâ hazretleri başka bir beytinde:

    Kâ’be bünyâd-ı Halîl-i Âzer est

    Dil, nazargâh-ı Celîl-i Ekber est
    ” buyurmaktadır.

    Yani Kâ’be, Âzer’in oğlu Halil İbrâhîm’in inşâ ettiği bir yapıdır.

    Gönülse o yücelerin yücesi olan Cenâb-ı Hakk’ın nazargâhıdır.

    Binâenaleyh nazargâh-ı ilâhî olan gönlü yıkmak,

    Kâ’be’yi yıkmaktan daha büyük bir cürüm olarak görülmüştür.

    Yûnus Emre hazretleri de:

    Ak sakallı pîr hoca

    Bilemez hâli nice

    Emek yimesün hacca

    Bir gönül yıkar ise


    buyurarak, aynı gerçeğe işaret etmişlerdir.
    Konu **nuriye tarafından (23.01.09 Saat 15:02 ) değiştirilmiştir.

  9. #9
    Gayyur **nuriye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2008
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    141

    Standart

    İnsan, eşref-i mahlûkât, yani yaratılmışların en mükemmelidir.

    Onun kalbi ise nazargâh-ı ilâhîdir.

    Hadîs-i kudsî olarak nakledilen bir rivâyette,

    Ben yere göğe sığmam. Bir mü’min kulumun kalbine sığarım.

    buyrulmaktadır.

    (Aclûnî, Keşfu’l-Hafâ, II, 195)

    Bütün bunlar, insanın muhterem mevkiini ifâde etmekte

    ve onun hatırını veya kalbini kırmanın,

    ne derece ağır bir cürüm olduğunu ifâde etmektedir.

    Kalbi kırık insanların, Cenâb-ı Hak nezdindeki îtibar ve mevkileri yüksektir.

    Rızâ-yı ilâhîye kavuşmak isteyenler, böyle mahzûn gönülleri sevindirmelidirler.

    Nitekim Hazret-i Mûsâ -aleyhisselâm- birgün:

    “–Yâ Rab! Seni nerede arayayım?” diye niyazda bulunmuştu. Allâh Teâlâ da:

    “–Beni kalbi kırıkların yanında ara!..” buyurdu.

  10. #10
    Gayyur **nuriye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2008
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    141

    Standart

    Zulme mâruz kalmış, gönlü incinmiş her kulun duâsı,

    imân veya küfür ehli olduğuna bakılmaksızın,

    Cenâb-ı Hakk’a arzolunur ve en kısa zamanda kabul olunur.

    Zîrâ mazlûmun duâsı ile Cenâb-ı Hak arasında perde yoktur.

    Peygamber Efendimiz, ashâb-ı kirâma

    böyle makbul olan mazlûmların duâsından sakınmalarını şöyle öğütlemişlerdir:

    “Mazlûmun duâsından sakınınız. Zîrâ onun duasıyla Allâh Teâla arasında perde yoktur.” (Müslim, Îmân, 29)

    “Üç kişi vardır ki, Allâh onların duâlarını reddetmez:

    1- İftar edinceye kadar oruçlunun duâsı,

    2- Mazlûmun duâsı,

    3- Adâletli devlet reîsinin duâsı.” (Tirmîzî, Deavât, 48; İbn Mâce, Duâ, 2)


    Cenâb-ı Hakk’ın, kullarının istihkar edilmesine râzı olmadığını,

    şu hadîs-i şerîf ne güzel ifâde eder:

    Rasulullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem- buyurdular ki:

    “–Bir adam: «Vallâhi, Allâh falancayı mağfiret etmeyecek!» diye kestirip attı.

    Allâh Teâlâ Hazretleri de:

    «Falancayı mağfiret etmeyeceğim husûsunda, yemin eden de kim?

    Ben onu mağfiret ettim, senin amelini de iptal ettim!..» buyurdu.”

    (Müslim, Birr, 137)

+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. Allah muhsinlerle -Allah'ı görür gibi ibadet eden mücahidlerle- beraberdir.
    By fanidünya... in forum Risale-i Nur'dan Vecize ve Anekdotlar
    Cevaplar: 4
    Son Mesaj: 17.03.21, 18:20
  2. Allah İçin Sevmek-Buğz Etmek(Nefret Etmek)
    By Ene-Zerre in forum Hadis-i Şerifler
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 29.06.09, 12:54
  3. Tekfir Etmek (Küfürle İtham Etmek) Meselesi...
    By gulsah in forum Açıklamalı Risale-i Nur Dersleri
    Cevaplar: 16
    Son Mesaj: 05.09.08, 07:54
  4. Allah Şaşırtmasın İİfadesini Kullanmak Doğru mudur. Allah İnsanı Şaşırtır mı?
    By Asrisaadete-Hasret in forum İslami Konular ve İman Hakikatleri
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 10.08.08, 10:18
  5. Allah Azze ve Celle'nin Rahmetini Ümit Etmek
    By merkür in forum Hadis-i Şerifler
    Cevaplar: 6
    Son Mesaj: 14.09.07, 13:42

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0