+ Konu Cevaplama Paneli
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 8 ve 8

Konu: Son Yolculukta Görevlerimiz

  1. #1
    Ehil Üye muhibbülkurra - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Mar 2007
    Mesajlar
    4.304

    Standart Son Yolculukta Görevlerimiz

    Süleyman KÖSMENE
    Son yolculukta görevlerimiz


    Rusya Nartkala KBR’den Recep Mavlyudov: “Bir Müslüman ölünce, onu toprağa koyuncaya kadar onun için Kur’ân ve sünnete uygun olarak ne yapılmalıdır?”


    Topraktan yaratılan insanın, ölünce yeniden toprağa tevdî edilmesi mükerrem oluşu ve kerâmeti sebebiyledir. Nitekim insan topraktan yaratılmıştır.
    Ölen bir Müslüman’ı yıkamak, cenaze namazını kılmak, onu kabre kadar sükûnetle ve tefekkürle taşımak ve onu yeniden dirileceği güne kadar, kendisinden yaratıldığı toprağa iâde etmek; yani toprağa defnetmek farz-ı kifayedir.
    Cenazeyi kabre kıbleye dönük olarak koymak vaciptir. Sağ yanı üzerine koymak ise sünnet-i seniyyedir. Cenazeyi kabre indirenler, “Bismillâhi ve alâ milleti resûlillâhi Sallallahü Aleyhi Vesellem” demelidir; bu müstehaptır. Cenaze kabre başka bir yönde yatırılmış ve üzerine toprak atılarak kabir kapatılmış ise artık bir daha kabir açılmaz; ama eğer henüz toprak atılmadan hatâ yapıldığı anlaşılmış ise düzeltilir. Ancak Hanbelî ve Şafiî mezheplerine göre; cenazenin başı kıble tarafından başka bir yönde konulmuş ise, kabir kapatılmış bile olsa açmak ve başını kıbleye çevirmek vaciptir. Kabir içinde ölünün baş ve ayaklarını, toprak ve taş gibi şeylere dayamak müstehaptır. Yer nemli ve yumuşak ise sanduka içinde konulabilir; aksi halde sanduka içinde koymak, beraberinde yastık ve örtü gibi şeyleri bulundurmak dört mezhebe göre mekruhtur.
    Cenaze kabre konulduktan sonra orada hazır bulunanların her birisinin, iki avucuyla üçer def’a toprak atmaları; toprak atarken birinci atışta, “Minhâ halaknâküm” (Sizi topraktan yarattık); ikinci atışta, “Ve fîhâ nu’îdüküm” (Ve sizi oraya iâde edeceğiz); üçüncü atışta ise, “Ve minhâ nuhricüküm târaten uhrâ” (Ve sizi bir kez daha topraktan çıkaracağız) 1 âyetini okumaları müstehaptır. Bu durumda üç atışta Tâ-hâ Sûresinin 55. Âyet-i kerîmesini okumuş olmaktadırlar. Bundan sonra, kabir tamamen kapatılıncaya kadar kürekle veya mümkün olan araç-gereçlerle toprak atılır. Cenazenin gündüz defnedilmesi müstehaptır. Gece defnedilmesi ise, câizdir. Kabrin üzerine toprak atılırken tefekkür edilmesi için susulabileceği gibi, bu esnada Kur’ân-ı Kerîm’den âyetler veya sûreler de okunabilir.
    Resûlullah Efendimiz (asm) definden sonra kabrin başında bir müddet durur; etrafında bulunanlara, “Kardeşiniz için Allah’tan mağfiret isteyin; sorguyu şaşırmadan cevaplandırmasını dileyin; o şu anda hesaba çekilmektedir” 2 buyururdu. Cenazeyi defnettikten sonra hemen oradan ayrılmayıp, bir müddet duâ ve istiğfar ile meşgul olmak sünnet-i seniyyedir.
    Telkin mes’elesine gelince; Resûlullah Efendimiz’in (asm); “Ölülerinize lâ ilâhe illallah'la telkin ediniz” 3 hadis-i şerifi bazı âlimler tarafından “ölmek üzere olanlar için telkin yapılacağı, yani yanında yumuşak ve tatlı bir sesle lâ ilâhe illallah söylenerek ona hatırlatılacağı” şeklinde yorumlanmış; bazı Hanefî âlimlerince de defnedildikten sonra telkin vermenin yasaklanmadığı dikkate alınarak, telkin vermek meşru’ görülmüştür.
    Ölen kimsenin yakınlarının, imkânları nispetinde, sevabını ölene bağışlamak üzere fakirlere sadaka vermeleri sünnettir. Yemek vereceklerse, yemeği fakirlere tahsis etmeli ve sevabını ölüye bağışlamalıdırlar. Sadaka veya yemek vermeye güçleri yetmezse, kendilerini zorlamamalıdırlar. Sevabını bağışlamak üzere nafile namaz kılınabileceği gibi, ölü için duâ, tövbe ve istiğfar da edilebilir.
    Ölen kişiyi iyilikleriyle anmak ve ona duâ etmek, kötülükleriyle anmamak ve ona bedduâ etmemek sünnet bulunmaktadır.
    Peygamber Efendimiz (asm) buyurdu ki: “Ölülerinizin iyiliklerini anın, kötülüklerini anmayın.” 4
    Enes bin Malik (ra) bildirmiştir: “Bir cenaze geçirildi ve hayırla anıldı. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (asm): ‘Vâcip oldu. Vacip oldu. Vacip oldu’ buyurdu. Bir cenaze daha geçirilmişti. Bu da şerle anıldı. Bunun için de Peygamber Efendimiz (asm) tekrar: ‘Vacip oldu. Vacip oldu. Vacip oldu’ buyurdu. Hazret-i Ömer (ra):
    “Anam babam sana feda olsun yâ Resûlallah! Bir cenaze geçirildi ve hayırla anıldı. Siz üç defa ‘vacip oldu’ buyurdunuz. Bir cenaze daha geçirildi. Bu da şerle anıldı ve siz tekrar üç defa ‘vacip oldu’ buyurdunuz. Bunun sebebi nedir?” diye sordu. Resûl-i Ekrem Efendimiz (asm):
    “Hayırla andığınız kimseye Cennet vacip oldu. Şer ile andığınız kimseye de Cehennem vacip oldu. Çünkü sizler yeryüzünde Allah’ın şahitlerisiniz. Sizler yeryüzünde Allah’ın şahitlerisiniz. Sizler yeryüzünde Allah’ın şahitlerisiniz” buyurdu.5
    Cenâb-ı Hak, ölenlerimize rahmetiyle muâmele buyursun; âmin.
    Kâinat mescid-i kebîrinde, Kur’ân, kâinatı okuyor. Onu dinleyelim. O nur ile nurlanalım. Hidâyetiyle amel edelim. Ve onu vird-i zebân edelim. Evet, söz odur ve ona derler. Hak olup, Haktan gelip, Hak diyen ve hakikati gösteren ve nurânî hikmeti neşreden odur.
    Kur’ân’a ve imana ait herşey kıymetlidir; zâhiren ne kadar küçük olursa olsun kıymetçe büyüktür. Evet, saadet-i ebediyeye yardım eden, küçük değildir.

  2. #2
    Ehil Üye YıldızMisal - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Mar 2008
    Yaş
    42
    Mesajlar
    2.694

    Standart

    Alıntı muhibbülkurra Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Cenâb-ı Hak, ölenlerimize rahmetiyle muâmele buyursun; âmin.
    Amin..El Fatiha...

  3. #3
    Ehil Üye Khan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jun 2009
    Mesajlar
    1.015

    Standart

    Alıntı YıldızMisal Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Amin..El Fatiha...
    Elhamdü lillâhi rabbil'alemin. Errahmânir'rahim. Mâliki yevmiddin. İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în, İhdinessırâtel müstakîm. Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn. amin
    They may take our lives,
    but they'll never take,
    our FREEDOM!

    Mel Gibson...


  4. #4
    Müdakkik Üye NİSANUR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Mar 2009
    Mesajlar
    604

    Standart

    Alıntı Önden Giden Atlı Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Elhamdü lillâhi rabbil'alemin. Errahmânir'rahim. Mâliki yevmiddin. İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în, İhdinessırâtel müstakîm. Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn. amin
    amin...

  5. #5
    Vefakar Üye büşra58 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2009
    Yaş
    32
    Mesajlar
    352

    Standart

    Alıntı Önden Giden Atlı Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Elhamdü lillâhi rabbil'alemin. Errahmânir'rahim. Mâliki yevmiddin. İyyâke na'budü ve iyyâke neste'în, İhdinessırâtel müstakîm. Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn. amin
    amin..
    SENDEN BAŞKA HİÇ BİRŞEYİ OLMAYAN BEN,SENDEN BAŞKA HERŞEYİ OLANLARA ACIYORUM YA RAB!!

  6. #6
    Vefakar Üye enginemm - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Sep 2009
    Bulunduğu yer
    Havf İle Reca Arası
    Yaş
    41
    Mesajlar
    546

    Standart

    Amin

    Üstadım !

    Ben O Nurlarla Tanış Olalı,
    Doya Doya Gülemez Oldum.
    Kana Kana Yiyemez Oldum.
    Gözüm Dikip Semaya..
    Korkumdan Bakamaz Oldum.


  7. #7
    Ehil Üye yakaza - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2008
    Mesajlar
    2.467

    Standart

    Amın...




    ''Madem ben de bu vatanın evlâdıyım,bu vatanın saadetine hizmet etmek benim için farzdır.''

    Emirdağ Lahikası

    ...EN GÜZELİ SİNELERDE BİR YAD-I CEMİL OLARAK KALIP GİTMEK...


  8. #8
    Ehil Üye muhibbülkurra - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Mar 2007
    Mesajlar
    4.304

    Standart

    Osman ZENGİN
    Bakmayın siz takvimin kalınlığına



    Her yeni yılın başlangıcında, aynı duyguya kapılırım. Günlük yapraklı (namaz vakitlerini görmek için kullandığımız) takvimi duvarıma asıp, ”Bismillah” diyerek, ilk yaprağını açığa çıkartınca, değişik hislere kapılırım.
    Daha dünkü takvim, geçen senenin son yaprağıydı. O da bundan bir sene önce, şimdiki takvim gibi kalındı. Duvardaki duruşuna göz attığımda; hiç bitmeyecek, eksilmeyecek, kopmayacak bir edayla bana bakıyordu.
    Fakat, heyhat! Her fani ve geçici şey gibi, o da geçecekti, bitecekti ve bitti. Peşinden de bir çok şeyi götürerek, sürükleyerek... Bazılarımızın da yakınlarını, yaprakları arasında ahiret âleminin ilk menzili olan kabre taşıyarak... Bir düşünün şöyle, kimler dünyasını değiştirdi bu sene. Akrabalarımızdan gidenler olduğu gibi, nur dâvâsının mümeyyiz şahsiyetlerinden de, öbür âleme yolcu ettiğimiz bir çok kimse oldu.
    Dün duvardaki son yaprağı varken takvimin, bugün esamesi bile okunmuyordu. Onun yerini alan yeni takvime bakınca aynı şeyleri hatırladım. İçimden de “Ey takvim, kasılma öyle! Senin de akıbetin, o takvim gibi olacak. Kalınlığına güvenip taht kurduğun o duvardan, incele incele bitip giderek, sen de fani olacaksın.”
    Evet, bir yılı bitirip, eskitip, yeni bir yıla girdiğimizde seviniyoruz. Halbuki bir düşünsek, hayatımızın takvim yaprağından biri daha koptu. Yaşlılık alâmetleri çoğalmaya başladı. Vücudumuzu kendine ev yapan, ölümün keşif kolları olan hastalıklar başladığı gibi; gençlerimizin de saçlarına aklar düşmeye başlayarak, o beyaz kıllar onlara hatırlatmalarda bulunmaya başladı.
    Sür'atle, menzilimize; kabre, haşre, sırata, ahirete gitmekteyiz. Artık oradaki elekten geçtikten sonra da, cennete veya cehenneme doğru olan yolculuk devam etmekte. Allah, yolculuğu cennette bitenlerden eylesin hepimizi İnşaallah!
    Fani dünyanın, böyle geçici ve aldatıcı işlerine kapılmamak lâzım! Lezzeti gidip elemi kalan sahte zevklerle değil, elemi gidip lezzeti kalan bâkî ve hakikî zevklerle muhatap eylesin Cenâb-ı Hak, bizleri İnşaallah!
    Konu muhibbülkurra tarafından (01.01.10 Saat 16:40 ) değiştirilmiştir.
    Kâinat mescid-i kebîrinde, Kur’ân, kâinatı okuyor. Onu dinleyelim. O nur ile nurlanalım. Hidâyetiyle amel edelim. Ve onu vird-i zebân edelim. Evet, söz odur ve ona derler. Hak olup, Haktan gelip, Hak diyen ve hakikati gösteren ve nurânî hikmeti neşreden odur.
    Kur’ân’a ve imana ait herşey kıymetlidir; zâhiren ne kadar küçük olursa olsun kıymetçe büyüktür. Evet, saadet-i ebediyeye yardım eden, küçük değildir.

+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. Yolculukta Vasıta İçinde Namaz Nasıl Kılınır?
    By terennüm in forum İslami Konular ve İman Hakikatleri
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 10.01.07, 15:54

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0