İmandan sonra birinci vazifemiz, ana-babanın kalbini kırmamaktır.
Onlar ne kadar kötü olsalar da, yine her şeyin üstünde hakları vardır. Onların kalbini kıranın ibadeti kabul olmaz.
Müslüman doğmamıza ve Müslüman yetişmemize sebep olan ana-babamızın kalbini kırarsak Cennete girmemiz düşünülebilir mi?
Müslüman ana-babamız, bizden razı olmadıkça, Allahü teâlânın sevdiği kulu olmamız çok zordur.
İyilik ederek rızalarını almaya çalışmalıdır!
Allahü teâlâ, ana-babaya iyilik edin buyuruyor. (Nisa 36, Enam 151, Ankebut 8)
Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Ana-babasına hizmet edenin ömrü bereketli ve uzun olur. Onlara karşı gelenin, âsi olanın ömrü bereketsiz ve kısa olur.) [Ey Oğul İlmihali]
(Ana-babası, yanında ihtiyarladığı halde, [onların rızalarını alamayıp] Cenneti kazanamayanın burnu sürtülsün.) [Tirmizi]
(Cihad, fisebilillah [Allah yolunda] sadece kılıç sallamak değildir. Ana-babaya veya evlada bakmak da cihaddır. Ele muhtaç olmamak için çalışmak da cihaddır.) [Deylemi]
(Veysel Karani’nin kavuştuğu bütün ihsan ve dereceler, anasına yaptığı iyilik sebebiyledir.) [R.Nasıhin]