Selam aleykum arkadaşlar
Başlıklar uzun ve çok karışık olduğu için elimden geldiğince özetleyip bilgi sahibi arkadaşlarla fikir/görüş alış-verişinde bulunmak istiyorum.
Bilgi sahibi olmadan, sorgusuz sualsiz mezhebinin getirdiklerini kabul edip fikir sahibi olan kişiler lütfen o fikirlerini sunarken karşısındaki kimseleri rencide etmemeye dikkat etsin. Kaldıki bu konuyu açmaya çekinmemin en büyük sebebide budur.
Kur'ân el-Kerîm ve Resulullah (SAV)'in sünneti, bu dünyadaki ölümün insan ruh ve bedeninin sonu değil, yeni bir hayata açılan bir pencere olduğuna işaret etmektedir.
Nitekim Allah şöyle buyurmaktadır:
İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanır? (36) O, (döl yatağına) akıtılan meninin içinden bir nutfe (spermatozon) değil miydi? (37) Sonra bu, álaka (embriyo) oldu da, (Allah) onu (insan biçiminde) yaratıp şekillendirdi. (38) Ondan da iki eşi, erkek ve dişiyi var etti. (39)
Peki bunları yapan Allah'ın, ölüleri tekrar diriltmeye gücü yetmez mi? (40)“ 1
Sa'd bin Abdullah el-Eş'ari, Büreyde el-Eslemî'den senet ile rivayet eder ki:
Resulullah (SAV) (bana) dedi ki: "Ümmetim Mehdi'den ümidini kestiği zaman, Mehdi, güneşin boynuzu (doğarken ilk görünen tepesi) gibi onlara gelince ve onunla gök halkı ve yeryüzü halkı müjdelenince ne yapacaksın?“ Ben, "Ya Resulullah (SAV)! Ölümden sonra mı (olacak bu dediğin)?“ diye sordum.
Dedi ki: „Vallahi, ölümden sonra hidayet, iman ve nur var.
Dedim ki: „Ya Resulullah (SAV)!
İki ömürden hangisi (ölümden önceki mi,yoksa sonraki mi) daha uzun sürecek?“
Dedi ki: „Sonuncusu kat kat uzun sürecek.“ 2
Emir el-Mu'minîn (AS) buyurdu ki:
„Ey insanlar! Biz ve siz bâki kalmak için yaratıldık, fani olmak için değil. Fakat siz bir yurttan başka bir yurda intikal edeceksiniz. O halde döneceğiniz yer için azık edinin.“3
Ölümden sonra bir diriliş olacağına yönelik birçok ayet ve hadis mevcuttur. Bu bakımdan "diriliş“ inancı İslam içinde tartışmasız bir konuma sahiptir ve hiçbir fırka tarafından red edilmez. Asıl tartışma konusu olan, ahiretteki diriliş dışında dünya yüzünde de bir diriliş olup olmayacağıdır. Bunun yanında, böyle bir dönüşün nasıl adlandırılacağı konusunda da ayrılıklar mevcuttur.
Ahiretten önce dünyaya dönüşü tanımlayan en doğru terim "Ricat“ yani „dönüş“ tür. "Kerre“ ( كرة )terimi de ricat ile eş anlamlıdır
Ricatın Delilleri
Yüce Allah Kur'ân el-Kerim'de şöyle buyurmaktadır:
„O gün her ümmetten bir topluluk haşrederiz ki onlar ayetlerimizi yalanlarlar. Ve onlar (hep bir araya getirilip) tutuklanırlar.“ 4
Ayeti ayetten anlaşıldığı kadari ile bütün inkarcıların değil, bunların belli kriterlere haiz belli bir kısmının haşredileceği sonucuna varırız. Oysa ahiretteki dirilişte sadece bir topluluk değil, gelmiş geçmiş bütün ölüler diriltilerek hesaba çekilecek ve bundan sonra başka bir diriliş de gerçekleşmeyecektir. Surenin devamında yer alan şu ayet ise, bu dirilişin kronolojik olarak ahiretten önce gerçekleşeceğine delalet etmektedir:
„Sûr'a üfürüldüğü gün – Allah'ın diledikleri müstesna – göklerde ve yerde bulunanlar hep dehşete kapılır. Hepsi boyunları bükük olarak O'na gelirler.“5
Bu ayetleri birlikte, tek bir tablo dahilinde incelediğimizde ahiretten önce, kıyametin bir alameti olarak, inançsız insanlardan bir topluluğun tekrar dünyaya döndürüleceği sonucu çıkarılır. Kıyamet Suresi [LXXV] 36- 40. ayetlerden de anlaşılacağı üzere ve inanan herkesin mantığı gereği, yüce Allah'ın bunu yapmaya gücü yeter. Asıl soru Allah'ın buna gücü yetip yetmediğinden ziyade, ricatin gerçek olup olmadığıdır. Yüce Allah indirdiği ayetlerde, tartışma veya değişik yorumlara yer vermeyecek şekilde, geçmiş ümmetlerde ricatin gerçekleştiğini bildirmektedir. Bunlardan birisi de şu ayet-i kerimedir:
„Binlerce oldukları halde, ölüm korkusundan dolayı yurtlarından çıkıp gidenleri görmedin mi? Allah onlara "Ölün!" dedi (öldüler). Sonra onları diriltti. Şüphesiz Allah insanlara karşı lütufkârdır. Lâkin insanların çoğu şükretmez.“6
Diğer yandan Resulullah (SAV)'ın şu buyruğu, ricatin geçmiş zamanlarda yaşayan ümmetler ile sınırlı olmadığına işaret eder:
„Sizden öncekilerin izlediği yolukarış-karış, adım-adım izleyeceksiniz; hatta eğer onlardan biri kertenkelenin deliğine bile girse siz de oraya gireceksiniz.“ 7
Bu bağlamda ricatin sadece inkarcılar ile sınırlı kalmayıp, doğru yol üzere olan halis bir topluluğun da dünyaya döndürüleceği ve Allah'ın onlara, batıl üzere olanlara karşı yardım edeceği sonucuna varılabilir.
Dünyaya döndürülecek kişiler, imanda en üstün olanlar ile küfürlerinde en aşağı derecede olanlardır. İlk hayatlarında inkarcı olup da tekrar dünyaya dönenler ise sonra tekrar ölecek ve ikinci hayatlarındaki amelleri ile kıyamet koptuğunda, kendilerine verilen fırsatı değerlendirmiş olarak sevaba kavuşacak ya da sonsuz bir azaba uğrayacaklardır. Bu gerçeği Allah şu ayetiyle bildiriyor:
Dediler ki: Rabbimiz, bizi iki defa öldürdün, iki defa dirilttin. Biz de günahlar ımızı itiraf ettik. Bir daha (bu ateşten) çıkmaya yol var mıdır?“8
Ki bu ayetin hükmü gereğince kendilerine verilen fırsatı değerlendiremeyenler Allah'ın huzuruna çıktıklarında bir kez daha dünyaya döndürülmeyi dileyecekler, ancak bu istekleri red edilerek sonsuz ateşe atılacaklardır.9
Ricatin bütün insanları kapsamayıp belli kriterlere haiz şahıslara has olduğuna dair bir hadis de Cafer es-Sadık (AS)'dan rivayet edilmektedir:
"Ric'at genel değildir; ric'at özeldir; ancak imanlarında halis olanlarla şirklerinde halis olanlar ric'at edeceklerdir." 10
Bu iki grubun dışındakiler kıyamete kadar ric'at etmeyeceklerdir.
Seyyid Murtaza demektedir ki:
„İmamiyye'nin ric'at hakkında söylediklerinde, Müslümanlar arasında –hatta Allah'a inanan bütün insanlar arasında bile – hiçbir ihtilaf yoktur; şüphesiz Allah'ın buna gücü yeter; ancak tartışma konusu, ric'atin kesinlikle vuku bulup bulmayacağıdır.
Ölülerin ri'cat edebileceğine ancak tevhidi inancı olmayan muhalefet edebilir. Çünkü Allah Teala varlıkları yok ettikten sonra tekrar var etmeye gücü yeter; Allah'ın buna gücü yettiğine göre onu istediği zaman var etmeside mümkün olur.“ 11
Ricatın delilleri Hürr'ul Amili tarafından bir kaç ana başlık altında toplanarak incelenmiştir. 14
1 Kıyamet Suresi, 36-40. ayetler
2 Allâmet'ül Meclisî: Bihar'ül Envar, c. 53, ss. 65-66
3 Şeyh Mufid: el-İrşad, c. 1, s. 338
4 Neml Suresi, 83. ayet
5 Neml Suresi, 87. ayet
6 Bakara Suresi [II], 243. ayet
7 Muttaki Hindi: Kenz'ul Ummal, c. 11, s. 134
8 Mü'min Suresi [], 11. ayet
9 Muzaffer: Akaid'ul İmamiyye, s. 108
10 Hasan bin Süleyman: Muhtasar Besair'ud Deracat, s. 34-Allâmet'ül Meclisî: Bihar'ül Envar, c. 53, s. 39
11 Seyyid Murtaza: Resail Şeyh Murtaza, c. 3, s. 135
12 El-İykaz min el-Hic'at bi'l Burhan ala'r Ric'at“ (Ricatın kanıtları
üzerine uyurlardan ikaz)