+ Konu Cevaplama Paneli
1. Sayfa - Toplam 17 Sayfa var 1 2 3 11 ... SonuncuSonuncu
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 10 ve 168

Konu: İlim, Cehalet, Zann, Şekk Vehim Nedir ?

  1. #1
    Vefakar Üye Hakkâni - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2008
    Bulunduğu yer
    Alemi Lahut
    Mesajlar
    515

    Standart İlim, Cehalet, Zann, Şekk Vehim Nedir ?

    Her fen ve makamda sık kullanılan İlim, cehalet, zann, vehim ve şekk (şüphe) ne demektir Kısa ve öz tarif edermisin ?

    Bütün bunlar eşya hakkında zihnin yargılarıdır, şimdi bir meselde zihnin yargısı ya kesindir yada değilidr.

    Kesin olursa;

    Vakıaya ya mutabıktır yada değildir: İlki ilim ikincisi cehil

    Zihnin kesin olmayan yargısı...

    Eğer tereddüdün tarafları eşitse: şekk

    Terddüdün galip tarafı : zann, düşük tarafı ise vehimdir.

    Mesela: Dünya fanidir,

    Bu yargı vakıaya mutabıktır, şimdi Zeyd bu yargısında tereddüt etmiyorsa dünyanın fani olduğunu biliyor. (ilim)

    Tereddüdü var velakin dünyanın baki olabileceğine verdiği ihtimal düşükse demekki Zeyd dünyanın bekasını vehmediyor, fani oluşunu ise zannediyor.

    Zeyd tereddüdünde karar veremiyor yüzde elli ihtimal dünyanın baki, yüzde ellide fani olabileceğine hükmediyorsa şu halde Zeyd şekediyor (şüphe)

    Hans ise dünyanın baki olduğuna kesin hükmediyorsa hans cahildir, zira bu kesin yargısı vakıaya mutabık değidir.

  2. #2
    Vefakar Üye Hakkâni - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2008
    Bulunduğu yer
    Alemi Lahut
    Mesajlar
    515

    Standart

    ilmi (gerçeğe mutabık yargıyı) elde etmenin yolu üçtür*

    1. Duyular: soba sıcak, su tatlı, çiçek güzel, ezan okunuyor, pamuk yumuşak...gibi


    2. Akıl : parça bütünden küçüktür, sonu olanın başıda olmalı, hareket varsa ettirende var...gibi

    3. sağlam haber:

    ...a) mütevatir haber; yalanda birleşmeleri mümkün görünmeyen toplulukların aktardıkları: Kuranı ilk Muhammed aleyhisselam okudu, çin ülkesi var, Sultan Muhammed Fatih istanbulu fethetti...gibi

    ...b) Mucizeyle teyit edilmiş peygamberin haberleri : Kuran Allahın kitabıdır insanlığa hitabıdır, Ben Muhammed size Allahın elçisiyim, Hakka itaat edene cennet, isyan edene cehennem var, öğlenin farzı dört rekat...gibi.

    Doğruya yani sebebi olan ilme bu üç yoldan biriyle ancak kavuşulur.

    *Akaidi Nesefi / Ömer Nesefi rh.a.

  3. #3
    Vefakar Üye Hakkâni - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2008
    Bulunduğu yer
    Alemi Lahut
    Mesajlar
    515

    Standart


    Arapçada,

    0.Konuşmak: Mükaleme (diyalog)

    1.Belirli bir konu gözetmeden öylesine konuşmalar : Muhavere

    2.Bir konu üzerinde karşılıklı fikir alışverişi: Mübahase

    3.Eksiğini tamamlamak,unuttuğunu hatırlama amaçlı konuşmalar: Müzakere

    4. Hakkın ve doğru olanın kalbe gelmesi için bir konu üzerinde tek taraflı veya karşılıklı bilgi paylaşımına: Müşavere (istişare)

    5.Hak olanı açığa çıkarma amacıyla delillerle iddasını isbat etmeye çalışmak: Münazara

    6.Kendi görüşünü dayatıp galip gelmeye matuf mükalemeler: Mücadele

    7.Karşı tarafı dinlemeksizin mücerret onu susturma maksatlı muhavereye: Münakaşa

  4. #4
    Ehil Üye Bilal-i Sivasi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Apr 2007
    Bulunduğu yer
    İzmir
    Mesajlar
    1.298

    Standart

    Güzel bir konu açmışsınız Allah Razı Olsun.

    Burada ilimden kasıt yakin olmak gerektir. Risale-i Nurlardan bir iki yerden iktibas yapayım sonra sorularım olacak inşallah.
    -------------------



    " İlm-i kelâm ve ilm-i usûlün düsturlarındandır ki, denilir:



    Yani, "Bir delilden, bir emâreden neş'et etmeyen bir ihtimâlin ehemmiyeti yok; katî ilme şek katmaz, yakîn-i hükmîyi sarsmaz." Sözler

    ....

    "İmandaki şek meselesi ise, imkân-ı zâtîden gelen ihtimaller, o yakîne münâfi değil ve o yakîni bozmaz. İlm-i usul-i dinde kavâid-i mukarreredendir ki,

    Meselâ, Barla Denizi su olarak yerinde bulunduğuna yakînimiz var. Halbuki, zâtında mümkündür ki, o deniz, bu dakikada batmış olsun. Ve batması mümkinattandır. Bu imkân-ı zâtî, madem bir emâreden neş'et etmiyor; zihnî bir imkân olamaz ki, şek olsun.

    Çünkü, yine ilm-i usul-i dinde bir kaide-i mukarreredir ki, Yani, "Bir emâreden gelmeyen bir ihtimal-i zâtî ise, bir imkân-ı zihnî olmaz ki şüphe verip ehemmiyeti olsun." Lemalar
    Ey muhataplarım!
    Ben çok bağırıyorum. Zîra, asr-ı salis-i aşrın, yani on üçüncü asrın minaresinin başında durmuşum,

    sûreten medenî ve
    dinde lakayd ve
    fikren mazinin en derin derelerinde olanları
    camie davet ediyorum.


  5. #5
    Ehil Üye Bilal-i Sivasi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Apr 2007
    Bulunduğu yer
    İzmir
    Mesajlar
    1.298

    Standart

    " Mesâil-i İslâmiyenin tabakâtı vardır; biri bürhan-ı katî istese, diğeri bir zann-ı gâlibî ile iktifâ eder, başkası yalnız bir kabul-ü teslimî ve reddetmemek ister. Öyle ise, esâsât-ı imâniyeden olmayan mesâil-i fer'iye veya vukuât-ı zamâniyenin herbirinde bir iz'ân-ı yakîn ile bir bürhan-ı katî istenilmez. Belki, yalnız reddetmemek ve teslimiyetle ilişmemektir. " 24. Söz

    ....

    Bir suâl: Diyorsunuz ki: "Sen, Sözlerde kıyas-ı temsilî çok istimâl ediyorsun. Halbuki fenn-i mantıkça, kıyas-ı temsilî, yakîni ifade etmiyor. Mesâil-i yakîniyede bürhan-ı mantıkî lâzımdır. Kıyas-ı temsilî, usûl-ü fıkıh ulemâsınca zann-ı gâlip kâfi olan metâlibde istimâl edilir. Hem de, sen, temsilâtı bâzı hikâyeler sûretinde zikrediyorsun. Hikâye hayalî olur, hakiki olmaz, vâkıa muhâlif olur?"
    Elcevap: İlm-i mantıkça çendan "Kıyas-ı temsilî, yakîn-i katî ifade etmiyor" denilmiş; fakat kıyas-ı temsilînin bir nevi var ki, mantığın yakînî bürhanından çok kuvvetlidir ve mantığın birinci şeklinin birinci darbından daha yakînîdir. O kısım da şudur ki:
    Bir temsil-i cüz'î vâsıtasıyla bir hakikat-i küllînin ucunu gösterip, hükmü o hakikate binâ ediyor; o hakikatin kanununu, bir hususi maddede gösteriyor. Tâ o hakikat-i uzmâ bilinsin ve cüz'î maddeler, ona ircâ edilsin. Meselâ "Güneş, nurâniyet vâsıtasıyla, birtek zât iken, her parlak şeyin yanında bulunuyor" temsiliyle bir kanun-u hakikat gösteriliyor ki; nur ve nurânî için kayıt olamaz, uzak ve yakın bir olur, az ve çok müsâvi olur, mekân onu zapt edemez.
    Hem meselâ, "ağacın meyveleri, yaprakları, bir anda bir tarzda kolaylıkla ve mükemmel olarak birtek merkezde, bir kanun-u emrî ile teşkili ve tasviri" bir temsildir ki, muazzam bir hakikatin ve küllî bir kanunun ucunu gösterir; o hakikat ve o hakikatin kanununu gayet katî bir sûrette ispat eder ki, o koca kâinat dahi şu ağaç gibi o kanun-u hakikatin ve o sırr-ı ehadiyetin bir mazharıdır, bir meydân-ı cevelânıdır. İşte, bütün Sözlerdeki kıyâsât-ı temsiliyeler bu çeşittirler ki, bürhan-ı katî-yi mantıkîden daha kuvvetli, daha yakînîdirler. 32.Söz.
    ---------------
    Bakınız Üstad-ı Muhterem yukarıda aldığım yerde mantığın genel düsturlarına zıd olarak temsili kıyasın bazen bürhandan daha kuvvetli olduğunu beyan ve isbat etmiş. Oysa sizin aldığınız yerde doğru bilgiye ulaşmada kıyasdan hiç bahsedilmemiş.
    Ey muhataplarım!
    Ben çok bağırıyorum. Zîra, asr-ı salis-i aşrın, yani on üçüncü asrın minaresinin başında durmuşum,

    sûreten medenî ve
    dinde lakayd ve
    fikren mazinin en derin derelerinde olanları
    camie davet ediyorum.


  6. #6
    Ehil Üye seyyah_salih - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Dec 2007
    Bulunduğu yer
    Şan(S)lıUrfa'DaN
    Yaş
    55
    Mesajlar
    15.435

    Standart

    İlim ilme kuvvet verir. Tahakküm etmemek şarttır. Şöyle müsellemattandır ki: Hendese gibi bir san'atta mahir olan zat, tıp gibi başka san'atta âmî ve tufeylî ve dahil olabilir. Ve kavaid-i usuliyedendir ki: Fakih olmayan, velev ki usûlü'l-fıkıhta müçtehid olsa, icmâ-ı fukahada muteber değildir. Zira o, onlara nispeten âmîdir.
    Hem de hakaik-i tarihiyedendir ki: Bir şahıs çok fenlerde meleke sahibi ve mütehassıs olamaz. Ancak ferid bir adam, dört veya beş fenlerde mütehassıs olabilir. Umuma el atmak, umumu terk etmek demektir. Bir fende meleke, o fennin suret-i hakikiyesidir. Onunla temessül etmek gerektir. Zira bir fende mütehassıs ve malûmat-ı sairesini mütemmime ve medet verici etmezse, malûmat-ı perişanından bir suret-i acîbe temessül edecektir.muhkemat
    Marifet ufku....

    Muhabbet denizinde çalan bir melodi gibidir

  7. #7
    Vefakar Üye Ninja Kedi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2008
    Mesajlar
    491

    Standart

    Bismillah...

    Muhterem Bilal kardeşim...

    "2. Akıl : parça bütünden küçüktür, sonu olanın başıda olmalı, hareket varsa ettirende var...gibi"

    vesselam

  8. #8
    Vefakar Üye Hakkâni - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2008
    Bulunduğu yer
    Alemi Lahut
    Mesajlar
    515

    Standart

    Alıntı Ninja Kedi Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Bismillah...

    Muhterem Bilal kardeşim...

    "2. Akıl : parça bütünden küçüktür, sonu olanın başıda olmalı, hareket varsa ettirende var...gibi"

    vesselam
    Sanırım Ninja Kedi bu kısmı anlamamış, veya anladı bu vesileyle açıklık getirelim:

    İlmin sebeplerinden biride mücerred akıldır, akılla bazı zorunlu malumat elde ederiz mesela cüz küllünden küçükdür, bir şey fani oluyor zevale gidiyorsa demekki ilk var olma anıda var yani hâdistir. dünyanın yaratılışına şahit olmadık ama aklımızla hudüsüne bu yolla hükmedebiliyoruz, hemde vahiyden kat'ı nazar ederek..vs.

    Umarım mesele anlaşılmıştır.

  9. #9
    Ehil Üye Bilal-i Sivasi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Apr 2007
    Bulunduğu yer
    İzmir
    Mesajlar
    1.298

    Standart

    Alıntı Hakkâni Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    1. Duyular: soba sıcak, su tatlı, çiçek güzel, ezan okunuyor, pamuk yumuşak...gibi

    Sual: Duyular ne derece güvenilirdir?

    Soruyu açalım: İnsanın duyularının sınırlı olduğunu bilim isbatlamıştır. Mesela gözler 3500 ila 7000 angstron dalga boyu arası seçebilir kulaklar belli frekansın altını üstünü duyamaz. Soğuğu ve sıcağı hissetmeyen insanlar biliyorum.

    Saniyen:göz elden yavaştır. Bazen bir ilizyonist el çabukluğuyla bizi yanıltır. İlizyon olmadığını bilmeyan bir kişi duyusuyla yakin elde ettiğini sanır oysa yanılmış olur? Algı yanılması vakidir

    Salisen: Hisler izafi olarak şeçicidir. Algıda seçicilik de vakidir.

    Kat' bilgiyi elde etmek mahz duyularla mümkün müdür? Öyle olsa materyalistler haklı olmak gerekmez mi? Çünkü algı dediğimiz şey dış dünyadan gelen verilerin sinirler vasıtasıyla beyne aktarılarak orada işlenmesi ile ortaya çıkan analiz sonucu. Ne dersiniz?
    Konu Bilal-i Sivasi tarafından (23.10.08 Saat 14:12 ) değiştirilmiştir.
    Ey muhataplarım!
    Ben çok bağırıyorum. Zîra, asr-ı salis-i aşrın, yani on üçüncü asrın minaresinin başında durmuşum,

    sûreten medenî ve
    dinde lakayd ve
    fikren mazinin en derin derelerinde olanları
    camie davet ediyorum.


  10. #10
    Ehil Üye Fehim - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Yaş
    61
    Mesajlar
    1.866

    Standart

    "İdrak âleti olan akıl, felsefî anlamda, insana has düşünme ve eşyanın sebeplerini yakalama melekesidir. Diğer duygularımız gibi, aklın da çeşitli tanımları yapılabilir. Bediüzzaman aklı; şuurdan ve histen süzülmüş şuurun bir özeti;1 insanın en kıymetli cihazı;2 nurânî bir cevher;3 kâinatın sırlarını açan bir anahtar;4 âlemde tecellî eden Allah’ın isim ve sıfatlarını inceleyen bir âlet; tabiattaki sırları çözen bir keşşaf; insanı sonsuz hayatın mutluluğuna hazırlayan Rabbânî bir mürşid, yol gösterici;5 delil üzere giden;6 insana yüksek maksatlar ve bâkî meyveler gösteren hikmetli bir hediye;7 zâtıyla maddeden mücerret (soyut), fiiliyle maddeyle ilgili bir cevher, şeklinde tanımlar. "

+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. Cehalet Ağa İnad Efendi Garaz Bey İntikam Paşa Taklit Hazretleri Mösyö Gevezeliği
    By karatoprak1975 in forum Açıklamalı Risale-i Nur Dersleri
    Cevaplar: 4
    Son Mesaj: 15.05.09, 01:10
  2. Bizi Mahveden, Cehalet Ağa ve Torunu Husumet Bey'dir
    By 1kul in forum Risale-i Nur'dan Vecize ve Anekdotlar
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 06.05.09, 08:39
  3. Vehim, Farz, Hayal?
    By zisangul in forum Açıklamalı Risale-i Nur Dersleri
    Cevaplar: 7
    Son Mesaj: 08.03.09, 14:46
  4. İlim Nedir?
    By Ehl-i telvin in forum İslami Nitelikli Yazılar
    Cevaplar: 6
    Son Mesaj: 26.01.08, 03:02
  5. Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 15.01.07, 15:49

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0