+ Konu Cevaplama Paneli
3. Sayfa - Toplam 17 Sayfa var BirinciBirinci 1 2 3 4 5 13 ... SonuncuSonuncu
Gösterilen sonuçlar: 21 ile 30 ve 168

Konu: İlim, Cehalet, Zann, Şekk Vehim Nedir ?

  1. #21
    Vefakar Üye Hakkâni - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2008
    Bulunduğu yer
    Alemi Lahut
    Mesajlar
    515

    Standart

    Alıntı Ene-Zerre Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Mesela bazı insanlar ufo diye tesmiye edilen varlıkları çıplak gözle gördüklerini söylüyorlar(ben de dahil).Bu ilmi bir kanı oluşturur mu abi?
    Salim bir görüş, görülenin sübûtunu gerektirir. ancak görülen şeyin ne olduğu ne işe yaradığı kişinin mafsalasındaki birikimlerle ifade edilir. işte bu ifadede müttefik olmamız gerekmez.

    Şu halde tam olarak ne gördüğünüzü anlatırsanız belki ilmi daha kuşatıcı olanlar en münasip bir ismi ona verebilirler.. (burda değil, konu bu değil zira)

  2. #22
    Vefakar Üye Ninja Kedi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2008
    Mesajlar
    491

    Standart

    Bismillah....

    Bir nesneyi görmek,"gördüm" demek için tanımını bilmek gerekir. "Elma"nın ne olduğunu,nasıl bir nesne olduğunu bilmeyen birisi "elma gördüm" diyemez. Zira "elma" nedir bilmiyor. Bunun gibi "ufo gördüm" de denilemez. Zira "ufo" denilen nesne bilinen bir nesne değildir. Bu nedenle UFO(Undefined Fly Object) adını almıştır:Tanımlanamayan uçan nesne...

    "Uzaylıların yolculuk aracı" olarak kastedilen "ufo" hep teoride kalmıştır. Ne ufonun ne de uzaylıların varlığı hiçbir zaman somut bir şekilde ortaya konulamamıştır.

    Meselenin bir de psikolojik yönü var.Ufo iddiaları ve uzay/uzaylıları konu edinen filmler farkında olmadan izleyiciyi manipüle etmektedir. Bu iddiaların,filmlerin neticesinde kişi asumana ufo görmek uzaylı görmek için bakıyor. Psikoloji bu olunca bazen bir uçağı bazen bir yıldızı uzay gemisi(ufo) zannetmektedir.

    Duyularla elde edilen bilgi ilmi bir kanı oluşturur mu?

    Bu noktada devreye kardeşimizin ifade ettiği "sağlam haber" kaidesi girmektedir. Zira beyan ettiğiniz gibi duyular yanıltıcı olabilir. Bu nedenle duyularla elde edilen bilginin ilimin olabilmesi için mütevatir olması gerekir. Birden fazla kişinin aynı olayı "gördüm" diye nakletmesi "yanlış görme" ihtimalini ortadan kaldırır. Bu birden fazla kişinin "doğruluk" vasfına sahip olmaları yani yalan söylemesi mümkün olmayan insan olmaları "yalan söyleme" ihtimalini de ortadan kaldırır. Bu durumda "kanı" değil "sağlam haber"e dayanan bilgi ortaya çıkar. Sahih hadisler, mütevatir haberlerdir.

    Bununla birlikte Üstad hzlerinin ifade ettiği mantık çerçevesinde gidersek; bir şeyin varlığını ispat için bir tek numune göstermek yeterlidir. "Gördüm,var" diyen kişi gördüğü nesnenin bir tek numunesini gösterebilirse iddiasını isaptlamış olur.Gösteremez ise iddiası hakkında tevatur söz konusu mu buna bakılır. Tevatur da söz konusu değil ise bilgi/ilim olarak kabul edilmez.

    vesselam

  3. #23
    Vefakar Üye Hakkâni - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2008
    Bulunduğu yer
    Alemi Lahut
    Mesajlar
    515

    Standart

    Alıntı yalnız_seyyah Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    İlim ilme kuvvet verir. Tahakküm etmemek şarttır. Şöyle müsellemattandır ki: Hendese gibi bir san'atta mahir olan zat, tıp gibi başka san'atta âmî ve tufeylî ve dahil olabilir. Ve kavaid-i usuliyedendir ki: Fakih olmayan, velev ki usûlü'l-fıkıhta müçtehid olsa, icmâ-ı fukahada muteber değildir. Zira o, onlara nispeten âmîdir.
    Hem de hakaik-i tarihiyedendir ki: Bir şahıs çok fenlerde meleke sahibi ve mütehassıs olamaz. muhkemat
    Soru: Üstadın bu sözlerini nasıl anlamalıyız, bir müçtehit nasıl fakih olamıyor ?

    Cevap: Evvela ıstılahların manasını bilelim:

    Usulu Fıkh : Ahkamı ilahiyeyi, Kitap Sünnet İcma ve Kıyastan istinbat etme yolları.
    Usulu Fıkhta müçtehid : Bu yol ve kaideleri çok iyi bilen, bu alanda otorite sayılacak derecede alim olan zat (dikkat: bu ifade de kullanılan müçtehit, bilnen manasıyla değil alim manasında lullanıldı)
    Fakih: Bu usulu bihakkın istiğmal ve tatbik etmiş ve Kuranın ve Sünnetin künhüne vakıf, muradı ilahiyeyi asıllarından bilen fıkıh alimi. Müçtehit dendiğinde asıl akla gelen zat.
    İcam-i fukaha : fakihlerin (mezhebde görüş sahibi derin alimlerin) bir meselede ittifakı.

    Hülasa: Fıkhı kaynağından elde etme yollarını layıkıyla bilmek bu alanda müçtehit olmak Fakih olmayı gerektirmez, zira Fakih bu üsulu bilmekle beraber başarılı bir şekilde bütün kitaba ve bütün sünnete tatbik eden ve daha bir çok ilmi hususiyete sahip olan gerçek Müçtehittir

    Mesela, Usulu fıkıhda içtihat derecesinde alim olan,bu kaidelerin tesbitinde ve tefsirinde söz sahibi olan mesela Fahrul İslam İmam Pezdevi, olanca haşmeti ve dirayetiyle Fakihlerin derecesine çıkamamıştır, Müçtehit değildir.
    Bir şahıs çok fenlerde meleke sahibi ve mütehassıs olamaz

    Şu halde mesela akaid ve kelamda uzman ve eser sahibi bir Zat fıkıhta da mercii olmak iktiza etmez. Veya bir kişiyi ilmiyle yüceltirken mutlaklık vermek ilme zulumdür. Diğer cihetler var ve bir kişi her alanda mütehassıs olamaz.

    Hazreti İmam: Allah nezdinde çok bakımlar var, biri bir bakımdan üstün olur diğer öbür bakımdan.. Her bakımdan üstün olan ancak Rasulullahtır. sallallahü aleyhi ve sellem.

  4. #24
    Yasaklı Üye abdussamedfani - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jan 2008
    Bulunduğu yer
    kayseri
    Yaş
    50
    Mesajlar
    1.195

    Standart

    Alıntı Hakkâni Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Soru: Üstadın bu sözlerini nasıl anlamalıyız, bir müçtehit nasıl fakih olamıyor ?

    Cevap: Evvela ıstılahların manasını bilelim:

    Usulu Fıkh : Ahkamı ilahiyeyi, Kitap Sünnet İcma ve Kıyastan istinbat etme yolları.
    Usulu Fıkhta müçtehid : Bu yol ve kaideleri çok iyi bilen, bu alanda otorite sayılacak derecede alim olan zat (dikkat: bu ifade de kullanılan müçtehit, bilnen manasıyla değil alim manasında lullanıldı)
    Fakih: Bu usulu bihakkın istiğmal ve tatbik etmiş ve Kuranın ve Sünnetin künhüne vakıf, muradı ilahiyeyi asıllarından bilen fıkıh alimi. Müçtehit dendiğinde asıl akla gelen zat.
    İcam-i fukaha : fakihlerin (mezhebde görüş sahibi derin alimlerin) bir meselede ittifakı.

    Hülasa: Fıkhı kaynağından elde etme yollarını layıkıyla bilmek bu alanda müçtehit olmak Fakih olmayı gerektirmez, zira Fakih bu üsulu bilmekle beraber başarılı bir şekilde bütün kitaba ve bütün sünnete tatbik eden ve daha bir çok ilmi hususiyete sahip olan gerçek Müçtehittir

    Mesela, Usulu fıkıhda içtihat derecesinde alim olan,bu kaidelerin tesbitinde ve tefsirinde söz sahibi olan mesela Fahrul İslam İmam Pezdevi, olanca haşmeti ve dirayetiyle Fakihlerin derecesine çıkamamıştır, Müçtehit değildir.

    Şu halde mesela akaid ve kelamda uzman ve eser sahibi bir Zat fıkıhta da mercii olmak iktiza etmez. Veya bir kişiyi ilmiyle yüceltirken mutlaklık vermek ilme zulumdür. Diğer cihetler var ve bir kişi her alanda mütehassıs olamaz.

    Hazreti İmam: Allah nezdinde çok bakımlar var, biri bir bakımdan üstün olur diğer öbür bakımdan.. Her bakımdan üstün olan ancak Rasulullahtır. sallallahü aleyhi ve sellem.

  5. #25
    Vefakar Üye Hakkâni - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2008
    Bulunduğu yer
    Alemi Lahut
    Mesajlar
    515

    Standart

    Alıntı Ninja Kedi Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Duyularla elde edilen bilgi ilmi bir kanı oluşturur mu?

    Bu noktada devreye kardeşimizin ifade ettiği "sağlam haber" kaidesi girmektedir. Zira beyan ettiğiniz gibi duyular yanıltıcı olabilir
    ....
    Bununla birlikte Üstad hzlerinin ifade ettiği mantık çerçevesinde gidersek; bir şeyin varlığını ispat için bir tek numune göstermek yeterlidir. "Gördüm,var" diyen kişi gördüğü nesnenin bir tek numunesini gösterebilirse iddiasını isaptlamış olur.
    Bak kardeşim, yukarda Bilal kardeş Sözlerden bir bölüm aktardı, Üstad orda bir kaideyi hatırlatıyor ve diyorki: Delilden neş'et etmeyen ihtimal gerçekliğe zarar vermez."

    Duyuların yanılması bir ihtimaldirki eğer bir delile dayanmıyorsa mücerred bu ihtimal görülenin nesenin sübutu gerçeğine zarar vermez.Bak yukarda alıntıladığım ikinci parağrafta bu gerçek bir misalle açıklanmış.

    tevatür bambaşka bir durum. Ufo hakkındaki bilgiler gerçekten çok faydalı oldu. Teşekkür ederim

  6. #26
    Vefakar Üye Ninja Kedi - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2008
    Mesajlar
    491

    Standart

    Bismillah....

    Usul-u Fıkıhta Müçtehid: Kur'an ve sünnette hükmü açıkca beliritilmeyen meseleler hakkında hüküm verilirken takip edilecek yol ve yöntemleri "bilen" değil bu usül ve kaideleri tespit edendir. Her ne kadar "müçtehid" sıfatının "alim" manasında kullanıldığını zikretseniz de "her alim müçtehid olamayacağından" ve dahi "alim" ve "müçtehid" ıstılahlarının farklı manalar ihtiva etmesinden dolayı bu noktada "müçtehid" tabirinin kullanılması hata olmuş.Burada verilen tanım "usul-u fıkıhta alim"in tanımıdır.

    "Murad-ı ilahiyeyi" müçtehidlerin dahi tam olarak bilmesi mümkün değildir. Murad-ı ilahiye tam olarak bilinmediğinden mezheblerin farklı görüşleri doğru olarak kabul edilmektedir. Misal kadının dokuması durumunda abdestin kaçması mevzusunda Maide 5. ayetteki "lamestümun nisa" kısmındaki "lems" fiilini İmam Şafi "elle dokunmak" olarak ele alırken İmam Azam "cinsel ilişki" manasında ele alınmaktadır. İki şekilde de anlamak mümkündür.Murad- ı ilahi tam olarak bilinmediğinden ikisi de doğru kabul edilir.

    İcma-i Fukaha: "Aynı dönem"deki ulemanın bir meselede aynı görüşte olmalarıdır.

    Beyan ettiğiniz önemli bir noktadır. Mütehassıs ancak ihtisas sahibi olduğu konuda söz sahibidir.

    Kişinin duyuları ile elde ettiği mücerred bilgi ilim olamaz. Bu bilginin ilim olması için ya o kişi duyuları ile elde ettiği bilgiyi sair nassında duyuları ile algılayabileceği şekilde göstermelidir yada duyular ile elde edilen bilgi hakkında tevatür söz konusu olmalıdır.

    Misal;şakk-ı kamer hadisesi. Bu ya görme ile sübut bulur yada tevatur ile. Biz bu bilgiyi duyularımız ile değil tevatür ile elde ediyoruz.Zira biz şakk-ı kameri görmedik. Lakin mütevatir bir hadise olduğundan doğrudur,ilimdir.

    Mefhum-u muhalif misali ufo hadisesidir. Ya görme ile sübut bulur yada tevatür ile. Biz görmedik. Hakkında tevatür bir haber de yok.Bu ilim değildir. Nazariyedir.

    vesselam

  7. #27
    Ehil Üye Fehim - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Yaş
    61
    Mesajlar
    1.866

    Standart

    “Bir sene bu risâleleri ve bu dersleri anlayarak ve kabûl ederek okuyan, bu zamânın mühim, hakìkatli bir âlimi olabilir.”

  8. #28
    Ehil Üye Fehim - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Yaş
    61
    Mesajlar
    1.866

    Standart

    "Âlim, lugat ma’nâsı i’tibâriyle ilmin ism-i fâilidir ve “bilen”, “ilim sâhibi olan” ma’nâsınadır. İstîlâhî ma’nâda ise âlim; ulûm-i şer’ıyye olan tefsîr, hadîs, akìde ve fıkhı bilen kişilere denir. Bu ilimleri bilmeyen kişilere, başka mevzû’larda ne kadar ma’lûmât sâhibi olursa olsunlar âlim denilmez. "

  9. #29
    Ehil Üye Fehim - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Yaş
    61
    Mesajlar
    1.866

    Standart

    “Âlimler, şer’ì ilimler olan tefsîr, hadîs ve fıkıh ilmini bilen kişilerdir. Mukri’, edîb, muabbir ve tabîb âlim sayılmazlar. Ekser ulemâya göre mütekellim de âlim sayılmaz.”

  10. #30
    Ehil Üye Fehim - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Oct 2007
    Yaş
    61
    Mesajlar
    1.866

    Standart

    “Risâletü’n-Nûr sâir te’lîfât gibi ulûm ve fünûndan ve başka kitâblardan alınmamış. Kur’ân’dan başka me’hazı yok, Kur’ân’dan başka Üstâdı yok, Kur’ân’dan başka mercii yoktur. Te’lîf olduğu vakit hiçbir kitâb müellifinin yanında bulunmuyordu. Doğrudan doğruya Kur’ân’ın feyzinden mülhemdir ve semâ-i Kur’ânîden ve âyâtının nücûmundan, yıldızlarından iniyor, nüzûl ediyor.”

+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. Cehalet Ağa İnad Efendi Garaz Bey İntikam Paşa Taklit Hazretleri Mösyö Gevezeliği
    By karatoprak1975 in forum Açıklamalı Risale-i Nur Dersleri
    Cevaplar: 4
    Son Mesaj: 15.05.09, 00:10
  2. Bizi Mahveden, Cehalet Ağa ve Torunu Husumet Bey'dir
    By 1kul in forum Risale-i Nur'dan Vecize ve Anekdotlar
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 06.05.09, 07:39
  3. Vehim, Farz, Hayal?
    By zisangul in forum Açıklamalı Risale-i Nur Dersleri
    Cevaplar: 7
    Son Mesaj: 08.03.09, 13:46
  4. İlim Nedir?
    By Ehl-i telvin in forum İslami Nitelikli Yazılar
    Cevaplar: 6
    Son Mesaj: 26.01.08, 02:02
  5. Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 15.01.07, 14:49

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0