Hİdayet Nedİr?
Bismillahirrahmanirrahim
Elif, Lâm, Mîm.
İnsanlar, imtihandan geçirilmeden,
sadece "İman ettik" demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar?
Do men think that they will be left alone on saying,
"We believe", and that they will not be tested?
?lk mesaj olabilir. Tan?şal?m k?sm?nda ilk olarak kendinizi tan?t?n isterseniz kardeşim. Daha sonra b konyu islami konular k?sm?nda veya genel kürsü gibi bir ana forum başl?ğ?nda paylaş?rsan?z. Daha doğru yönlendirilirsiniz.
Hidayet için:
?rşat etmek, doğru yolu göstermek, rehberlik yapmak. Z?dd?; Sapt?rmak, yan?ltmak, dalâlete düşürmektir. Hidâyet kelimesi (HDY) kökünden bir mastar olup terim olarak; küfür, şirk ve sap?kl?klardan kurtularak, ?slâm'?n ayd?nl?k yoluna girmektir.
Kişinin bât?l yolu b?rak?p, hidâyete yönelmesi Cenab-? Hakk'?n dilemesi ve yard?m? ile olur. Kur'ân-? Kerîm'in çeşitli âyetlerinde hidâyet ve dalâletten söz edilmiştir!
"Ey Muhammed de ki: Ey insanlar, size Rabbiniz taraf?ndan bir hak geldi. Kim doğru yola giderse, kendi lehine doğru yola gitmiş olur. Kim de saparsa, kendi aleyhine sapm?ş olur. Ben üzerinize vekil değilim" (Yûnus, 10/108). "Allah kimi sapt?r?rsa, art?k onu doğru yola sevk edecek, hiç bir kimse bulunmaz" (er-Ra'd, 13/33).
"Biz, her Peygamberin kar?s?na, böylece mücrimlerden bir düşman ç?karm?ş?zd?r. Yol gösterici ve yard?mc? olarak sana Rabbin yeter" (el-Furkân, 25/31).
?slâm'?n hidâyet yolunu gizleyip aç?klamayanlar âyette şöyle uyar?l?r:
"?ndirdiğimiz delilleri ve hidâyeti, biz insanlara kitapta aç?klad?ktan sonra onlar? gizleyenlere, işte onlara, Allah lânet eder. Hem de bütün lânet edebilenler lânetler. Ancak tevbe edip kendilerini düzelten ve Allah'?n indirdiğini aç?klayanlar müstesna. ?şte onlar?n tevbelerini kabul ederim. Ben, tevbeleri çokça kabul eden ve çok merhamet edenim" (el-Bakara, 2/159, 160).
Cenab-? Hakk'?n baz? kimselere hidayeti nasip etmemesinin sebepleri âyetlerde şöyle aç?klan?r: "Yalanc?l?k ve küfürde ?srar etme" (ez-Zümer, 39/3). "Âş?r? yalanc?l?k" (el-Mü'min, 40/28). "Zâlim ve fâs?k olma" (el-Âhkâf, 46/10, es-Saf, 61/5,7; el-Cum'a, 62/5; el-Münâf?kûn, 63/6).
Bir kimsenin, Allah dilemedikçe, Peygamber'in istemesiyle hidayete kavuşamayacağ? ayetlerde şöyle ifade edilir: "Ey Muhammed şüphesiz sen, sevdiğini hidayete erdiremezsin. Fakat Allah, dilediğini hidâyete erdirir. O, hidayete erecekleri çok iyi bilir" (el-Kasas, 28/56). "Onlar? hidâyete erdirmek sana düşmez. Allah dilediğini hidâyete erdirir" (el-Bakara, 2/272),
"Sen ne kadar h?rs göstersen de yine insanlar?n çoğu inanmazlar" (Yûsuf, 12/103).
Buhârî ve Müslim'in naklettiği bir hadise göre, yukar?daki ilk ayet Allah Rasûlünün amcas? Ebû Talib, Rasûlullah (s.a.s)'i korur, ona yard?m eder, bu yüzden Hz. Peygamber onu tabiî bir sevgi ile severdi. Vefat?na yak?n, yan?na gelerek şöyle demişti: "Ey amca, Allah kat?nda kendisiyle senin lehinde şehadette bulunabileceğim bir kelimeyi; Allah'tan başka ilâh yoktur kelimesini söyle" Ancak, Ebû Talib, bu kelimeleri söyleyemedi (bkz. ?bn Kesîr, el-Kasas 56. âyet tefsîrî). Vefat?ndan sonra, Hz. Peygamber'in, onun hakk?nda istiğfarda bulunmas? üzerine hidayete ermeyenler için yap?lacak duan?n geri çevrileceği şu âyetle bildirilmiştir: "Ne Peygamberin ne de Mü'minlerin, cehennemlik olduklar? belli olduktan sonra, yak?n h?s?mlar? da olsa, müşrikler için af dilemeleri asla doğru olmaz" (et-Tevbe, 9/113).
Sonuç olarak, bir kimse hidâyeti yüce Allah'tan istemeli ve bu hali ömür boyu korumak için, salih amel işlemelidir. Allahu Teâlâ, irade-i cüz'iyesini hak yola dönmek için kullanan ve iyi hal gösteren kimselere ayd?nl?k yolu gösterir.
Şâmil ?A
Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)