+ Konu Cevaplama Paneli
1. Sayfa - Toplam 11 Sayfa var 1 2 3 ... SonuncuSonuncu
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 10 ve 103

Konu: Dinde Zorlama Var mı?

  1. #1
    Ehil Üye Meyvenin Zeyli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2006
    Bulunduğu yer
    Ankara
    Mesajlar
    3.341

    Standart Dinde Zorlama Var mı?

    Dinin ruhunda ve özünde zorlama yoktur. Çünkü zorlama dinin ruhuna zıttır. İslâm irade ve ihtiyarı esas alır ve bütün muâmelelerini bu esas üzerine kurar. İkrah ile yapılan bütün amel ve fiiller ister inanç, ister ibâdet ve isterse muamele açısından kat'iyyen makbul ve muteber kabul edilemez. Zaten böyle bir durum, "ameller niyetlere göredir" prensibine de uygun düşmez.

    Din, kendi mes'eleleri için ikrahı caiz görmediği gibi başkalarının İslâm'a girmelerini de ikrah esasına dayandırmayı hoş karşılamaz. O, muhatabını tamamen serbest bırakır. Meselâ zımmîler cizye ve haracı kabul ettikten sonra, İslâm dini onların hayatlarını garanti eder. Evet, İslâm'da musamaha ufku bu derece geniştir.

    Zaten din, zorla kabul edilebilecek veya zorla kabul ettirilebilecek bir sistem değildir. O'nda herşeyden önce îmân esastır. Îmân ise, tamamen vicdanî ve kalbe ait bir mes'eledir. Hiçbir ikrah teşebbüsü kalb ve vicdana tesir edemez. Dolayısıyla insan ancak içinden geliyorsa ve gönlü imana yatkınsa îmân edebilir. Bu ma'nâda da dinde zorlama yoktur.

    Hz. Adem'den günümüze kadar, din hiç kimseyi dehâlete zorlamamıştır. Bu mevzûda zorlama daima küfür cephesinin ahlâkı olmuştur. Onlar insanları dinlerinden çıkarmak için zorlamışlardır; fakat hiçbir mü'min bir kâfiri zorla müslüman yapmaya çalışmamıştır.

    Burada akla, şöyle bir soru daha gelebilir. Kur'ân-ı Kerim'de kıtâl ve cihadın farziyetiyle alâkalı birçok âyet mevcuttur. Peki bunlar bir ma'nâda zorlama değil midir?


    Hayır, değildir. Çünkü, cihad, karşı cepheye ait zorlamayı bertaraf içindir. Böylece insanlar, İslâm'ın değişmeyen bir kâidesiyle girdikleri İslâm dinine kendi arzu ve iradeleriyle gireceklerdir. İşte İslâm'ın farz kıldığı cihadla, böyle bir anlayışa zemin hazırlanmış olacaktır. İrade hürriyeti, İslâm'ın cihad emriyle yerleşmiştir.

    Bu meseleyi bir başka açıdan da şöyle bir değerlendirmeye tâbi tutabiliriz:

    Bu âyetin hükmü belli devrelere aittir. Belki her kemal ve zeval fâsılalarının da birbirini takibinde bu devreler yine bulunacaktır; ama, hüküm sadece o devreye münhasır kalacaktır. Nitekim Kâfirûn sûresinde bildirilen "Sizin dininiz size, benim dinim de bana" hükmü de aynı şekilde belli bir devreye mahsustur.

    Bu devre ve bu dönem, meseleleri çözme ve anlatma dönemidir. Mes'eleler sözle anlatılacak ve kabulde muhatap kat'iyyen zorlanmayacaktır. Ve yine bu dönem, başkalarının dalâlet ve sapıklığıyla ilgilenmeme, onları tahrik etmeme ve kendi hidayetini muhafaza ile ferdî hayatında dini tatbik etme dönemidir.Bu dönem ve devrelere ait hükümler ise, bütün zaman dilimlerine şamil değildir; tabiî bu ma'nâda şamil değildir. Yoksa bu hüküm artık hiçbir zaman tatbik edilmeyecek demek yanlış olur. İslâm'ın her devresinde böyle bir zaman parçası -realite olarak- yaşanmıştır ve günümüzde de yaşanmaktadır.

    Ancak aynı âyetin bütün zaman dilimlerini kuşatan bir hükmü daha vardır ki, bu hüküm her zaman ve zeminde geçerliliğini devam ettirecektir. O da İslâm diyarındaki azınlıklara ait hükümlerdir ki, hiç kimse İslâm dinine girme mevzuunda zorlanmayacaktır. Herkes kendi dinî inancında serbest olacaktır.

    Tarihe bir göz attığımızda açıkça görürüz ki, bizim aramızda daima Yahudi ve Hristiyanlar bulunmuştur. Batılıların bu mevzûdaki itiraflarına göre, Hristiyan ve Yahudiler kendi devletlerinde bile, bizim içimizde yaşadıkları kadar aziz yaşayamamışlardır. Onlar zimmetimizi kabul ederek cizye ve haraç ödemişler; müslümanlar da onları teminat altına alıp korumuşlardır. Fakat hiç bir zaman onları İslâm dinine girmeye zorlamamışlardır. Düne kadar bunların hususi mektepleri vardı ve kendilerine ait hususiyetlerin hepsini, dinî âyin ve yortularına varıncaya kadar muhafaza ediyorlardı. Bizim en muhteşem devirlerimizde dahi onların yaşadığı muhite girenler, kendilerini Avrupada zannederlerdi. Hürriyetleri bu kadar genişti. Sadece bizi iğfal etmelerine imkân ve fırsat verilmemiştir. Evet, gençlerimizi ve kadınlarımızı saptırmalarına göz yumulmamıştır. Bu da bizim kendi toplumumuzu korumamızın gereğidir.

    Bu kabil dinin caydırıcı bazı hükümleri, hiçbir zaman dinde zorlama değildir ve sayılmamalıdır da. Bu gibi hükümler, serbest iradeleriyle dine girenlere aittir ki, onlar da zaten bu hükümleri kabul etmekle İslâm'a girmişlerdir.Meselâ, bir insan, İslâm dininden irtidat ederse ona mürted denir ve verilen süre içinde tevbe etmezse öldürülür. Bu tamamen daha önce yapılmış bir akde muhâlefetin cezasıdır. Ve tamamen sistemin muhafazasıyla alâkalıdır. Devlet, belli bir sistemle idare edilir. Her ferdin hevesi esas alınacak olursa devlet idaresinden söz etmek mümkün olmaz. O'nun içindir ki bütün müslümanların hukukunu muhafaza bakımından, İslâm, mürtede hayat hakkı tanımamıştır.

    Ayrıca İslâm dinine giren insanlar bazı şeyleri yapmakla bazılarını da yapmamakla mükellef kılınırlar. Bunun da zorlama ile bir alâkası yoktur. Nasıl ki, namaza duran bâliğ bir insan namaz içinde, sesli olarak gülecek olsa ceza olarak hem namazı hem de abdesti bozulur. Ve yine ihramlı bir insan, üzerindeki haşeratı öldürse veya dikişli bir elbise giyse çeşitli cezalara çarpıtırılır. Halbuki aynı insan namazın dışında gülse veya ihramsız bir zamanda bunları işlese hiçbir cezası yoktur. Aynen bunun gibi, İslâm, dine girme mevzuunda kimseyi zorlamamakla birlikte, kendi iradesiyle dehâlet edeni de başıboş bırakacak değildir. Elbette onun kendine göre emir ve nehiyleri olacak ve müntesiplerinden, bunlara uygun hareket etmelerini isteyecektir. Bu cümleden olarak, namazı, orucu, zekatı ve haccı emredecek; içki, kumar, zina ve hırsızlığı da yasaklayacaktır. Bu yasakları ihlal edenlere de suçlarının cinsine göre ceza verecektir ki, bütün bunların zorlama ve ikrahla hiçbir alakası yoktur.

    Esasen biraz düşünüldüğünde, bu türlü caydırıcı tedbirlerin de, insanların yararına olduğu idrak edilecektir. Çünkü ferd ve cemiyet böyle müeyyidelerle, dünya ve ukbalarını korumuş olacaklardır. İşte bu ma'nâda dinde bir zorlama vardır. Bu da insanları zorla Cennet'e koymak istemekle aynı anlamda bir zorlamadır...


    Sorularlaİslamiyet.com

    Ve sen yine denendiğinde.. Ve yine kalbin daraldığında.. Ve yine bütün kapılar kapandığında.. Ve yine ne yapman gerektiğini bilemediğinde.. Uzun uzun düşün.. Ve hatırla yaratanını!.. "ALLAH kuluna kafi değil mi?" [Zümer Suresi - 36]


  2. #2
    Dost poyraz_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2007
    Bulunduğu yer
    viyana
    Yaş
    38
    Mesajlar
    49

    Standart

    Alıntı Meyvenin Zeyli Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    , namazı, orucu, zekatı ve haccı emredecek; içki, kumar, zina ve hırsızlığı da yasaklayacaktır. Bu yasakları ihlal edenlere de suçlarının cinsine göre ceza verecektir ki, bütün bunların zorlama ve ikrahla hiçbir alakası yoktur.




    Sorularlaİslamiyet.com


    Ne Gibi Cezalar Mesala


  3. #3
    Ehil Üye Meyvenin Zeyli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2006
    Bulunduğu yer
    Ankara
    Mesajlar
    3.341

    Standart

    K?sas ve had cezalar?...

    Ve sen yine denendiğinde.. Ve yine kalbin daraldığında.. Ve yine bütün kapılar kapandığında.. Ve yine ne yapman gerektiğini bilemediğinde.. Uzun uzun düşün.. Ve hatırla yaratanını!.. "ALLAH kuluna kafi değil mi?" [Zümer Suresi - 36]


  4. #4
    Dost poyraz_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2007
    Bulunduğu yer
    viyana
    Yaş
    38
    Mesajlar
    49

    Standart

    Bunun icin darul islam Bir Ülke Olmasi Gerekmiyormu

  5. #5
    Ehil Üye Abdulbaki - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2006
    Yaş
    60
    Mesajlar
    3.610

    Standart Dinde Zorlama Yoktur.(Ölüçüsü nedir?)

    "Dinde zorlama yok diyorlar " Dinde zorlama yok" cümlesi doğrudur. Fakat doğruyu yanlış ve batıl bir şekilde kullanmak da doğru değildir."

    Muhterem kardeşim,yukarıdaki "Dinde zorlama yoktur." şeklinde " "Dinde zorlama yoktur; doğruluk sapıklıktan, îman küfürden iyice ayrılmıştır." Bakara Sûresi, 2:256." ayetine dayalı hükmün sınırları nelerdir?

    Evet bu hüküm gereğince müslüman olmayan kişilerin İslama zorlanmaması ve müslümanların ise islamı yaşamak için zorlanılması gerektiği yönünde fıkıh ulamasının ve ameli imamların içtihadi hükümleri olduğu biliniyor.

    Öyleyse bu konuda bu zamanımıza uygun olarak sorulan sorulara muhatap olunduğunda nasıl bir izah yolunu takip etmek gerekir?

    Ayrıca zorlanılarak yaptırılan ibadetlerin ihlas sırrı gereği mahiyeti nasıl olabilir?

    İbadetin ruhu niyet ve ihlas olduğuna göre zorlama hükümleri bunlarla nasıl bağdaştırılabilir?

    Özellikle bu zamnımızda zaaf-ı iman sahibi birisine ibadetleri zorlamanın aksül amel durumu nasıl olabilir?

    Özellikle Risale-i Nur hakikatleri veçhesinde de konuya açıklık getirilerek yakın ve uzak çevremizden sorulan sorulara mukni tarzda ehliyetli kardeş ve ağabeylerin izahlarını bekliyoruz.Zaman zaman inşallah bizlerde özellikle Risale-i Nurlardan eklemelerle katılacağız.

    Biz ise hem insancasına, hem Müslümancasına yaşamak istiyoruz. (Bediüzzaman)


  6. #6
    Vefakar Üye sitem - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2007
    Mesajlar
    306

    Standart

    ?çinde geçtiğimiz dönem itibariyle asl?nda tam da ihtiyaç an?nda gelmiş bir soru ve konu. Gelecek cevaplar? okumay? iştiyakla bekliyorum.

  7. #7
    Yasaklı Üye yatağanlı - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Nov 2007
    Mesajlar
    1.014

    Standart

    ?nsanlar iman etmek için zorlanamazlar. Zorla müslüman yap?lamazlar. Amma müslüman olduktan sonra dinin emir ve yasaklar?na uyma noktas?nda zorlan?rlar, hatta suç işlerse dine göre cezalar?da verilir.
    Mesela namaz? isterse k?lar isterse k?lmaz diyemezsin. K?lmayana uygulanacak cezalar bellidir. ?çki içene verilecek cezalar bellidir.

  8. #8
    Ehil Üye Abdulbaki - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2006
    Yaş
    60
    Mesajlar
    3.610

    Standart

    Alıntı yatağanlı Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    İnsanlar iman etmek için zorlanamazlar. Zorla müslüman yapılamazlar. Amma müslüman olduktan sonra dinin emir ve yasaklarına uyma noktasında zorlanırlar, hatta suç işlerse dine göre cezalarıda verilir.
    Mesela namazı isterse kılar isterse kılmaz diyemezsin. Kılmayana uygulanacak cezalar bellidir. İçki içene verilecek cezalar bellidir.
    Bütün mesele burada zaten.Bu cezayı kim uygulayacak?
    Mesela "Hırsız erkeğin ve hırsız kadının da elini kesin." Mâide Sûresi, 5:38." ayeti var.Ancak bu ayetin uygulamasını Hz.Ömer(ra) kıtlık dönemlerinde uygulamamıştır.

    Ayırca şu da bir hakikattir ki İslamiyet sosyal ciheti gereğince önce hırsızlığa giden bütün yolları ortadan kaldırır sonra el kesme had cezasını uygular.Hz.Ömer(ra) efendimiz de kıtlık şartlarında o kıtlık kalkana kadar bu had cezasını uygulamamıştır.

    Burada en çok üzerinde durulan konu şudur.Bu zamanda bu cezayı kim uygulayacak.Yoksa şartları mı beklenecek?(Bu sorular cevabı beklenen ve bizlere de sorulan sorulardır.Onun için ekleme gereği duydum.Biz sadece konunun vuzuha kavuşması için vasıtayız.)

    Biz ise hem insancasına, hem Müslümancasına yaşamak istiyoruz. (Bediüzzaman)


  9. #9
    Pürheves NURUN ALA NUR - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jan 2008
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Mesajlar
    240

    Standart

    dinde asla zorlama yoktur.ama dine girenin de bazı zorunlulukları vardır.
    elhamdülillah müslümanız diyosak gerekleri var
    Gönlünde hararet olanın gözünde yaş olur..

  10. #10
    Yasaklı Üye yatağanlı - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Nov 2007
    Mesajlar
    1.014

    Standart

    Alıntı Abdulbaki Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Bütün mesele burada zaten.Bu cezayı kim uygulayacak?
    Mesela "Hırsız erkeğin ve hırsız kadının da elini kesin." Mâide Sûresi, 5:38." ayeti var.Ancak bu ayetin uygulamasını Hz.Ömer(ra) kıtlık dönemlerinde uygulamamıştır.

    Ayırca şu da bir hakikattir ki İslamiyet sosyal ciheti gereğince önce hırsızlığa giden bütün yolları ortadan kaldırır sonra el kesme had cezasını uygular.Hz.Ömer(ra) efendimiz de kıtlık şartlarında o kıtlık kalkana kadar bu had cezasını uygulamamıştır.

    Burada en çok üzerinde durulan konu şudur.Bu zamanda bu cezayı kim uygulayacak.Yoksa şartları mı beklenecek?(Bu sorular cevabı beklenen ve bizlere de sorulan sorulardır.Onun için ekleme gereği duydum.Biz sadece konunun vuzuha kavuşması için vasıtayız.)
    Kardeşim, bunlar fıkhi meselelerdir. İslamiyetin toplum hayatında nasıl tatbik edileceğine dair kütüphaneler dolusu eser vardır. zaten dört hak mezhep dediğimiz zaman bunu kasdediyoruz. Yoksa herkes kafasına göre tatbikat yapacak değildir. Malesef günümüzde fıkıh konusunda çok yetersiziz. En dindarımız bile hatta önde gelenler bile bu konuda çok yetersiz!...

+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. Dinde harec yoktur. (Dinde zorluk, sıkıntı yoktur.)
    By fanidünya... in forum Açıklamalı Risale-i Nur Dersleri
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 17.02.14, 09:26
  2. İslamda Zorlama Yoktur? Doğru mu?
    By ademyakup in forum İslami Nitelikli Yazılar
    Cevaplar: 11
    Son Mesaj: 02.08.11, 13:08
  3. Şimdi Obama’yı zorlama zamanı
    By Bîçare S.V. in forum Gündem
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 04.02.09, 08:55
  4. Dinde Reform
    By mardynli in forum Gündem
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 07.11.06, 20:43

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0