Sual: Haşiye36 Taaddüd-ü zevcat ve esir ve köle gibi baz? mesâili, baz? ecnebîler serrişte ederek, medeniyet nokta-i nazar?nda şeriata baz? evham ve şübehât? irad diyorlar.
Cevap: Şimdilik mücmelen bir kaide söyleyeceğim. Tafsilini müstakil bir risale ile beyan etmek fikrindeyim.
?şte, ?slâmiyetin ahkâm? iki k?s?md?r:
Birisi: şeriat ona müessestir, bu ise hüsn-ü hakikî ve hayr-? mahzd?r.
?kincisi: Şeriat-? muaddildir. Yani, gayet vahşî ve gaddar bir suretten ç?kar?p, ehven-i şer ve muaddel ve tabiat-? beşere tatbiki mümkün ve tamamen hüsn-ü hakikîye geçebilmek için zaman ve zeminden al?nm?ş bir surete ifrağ etmiştir. Çünkü, birden tabiat-? beşerde umumen hükümferma olan bir emri birden ref etmek, bir tabiat-? beşeri birden kalb etmek iktiza eder. Binaenaleyh, şeriat vâz?-? esaret değildir; belki en vahşî suretten böyle tamamen hürriyete yol açacak ve geçebilecek surete indirmiştir, tâdil etmiştir.
Hem de, dörde kadar taaddüd-ü zevcat tabiata, akla, hikmete muvaf?k olmakla beraber; şeriat bir taneden dörde ç?karmam?ş, belki sekiz-dokuzdan dörde indirmiştir. Bâhusus taaddütte öyle şerait koymuştur ki, ona müraat etmekle hiçbir mazarrata müeddî olmaz. Baz? noktada şer olsa da ehven-i şerdir. Ehven-i şer ise bir adalet-i izafiyedir. Heyhât! Âlemin her halinde hayr-? mahz olamaz. (Münazarat 121)
Haşiye36
Bir Arnavut taraf?ndan vuku bulan sualdir.