İnsanın Allah'a karşı ubudiyet, vazifesidir. Terk-i kebair takvasıdır. Nefis ve şeytanla uğraşması, cihadıdır. Mesnevî-i Nuriye
Takvâ, menhiyattan ve günahlardan içtinâb etmek ve amel-i sâlih, emir dâiresinde hareket ve hayrât kazanmaktır. Kastamonu Lâhikası
Ey nefis! Eğer takva ve amel-i salih ile Hâlıkını râzı etti ise, halkın rızâsını tahsile lüzûm yoktur. Mesnevî-i Nuriye
Her zaman def'-i şer, celb-i nef'a racih olmakla beraber; bu tahribat ve sefahet ve cazibedar hevesat zamanında bu takva olan def'-i mefasid ve terk-i kebair, üssü'l-esas olup büyük bir rüçhaniyet kesbetmiş. Bu zamanda tahribat ve menfî cereyan dehşetlendiği için takva, bu tahribata karşı en büyük esastır. Kastamonu Lahikası
TAKVÂ: Bütün günahlardan kendini korumak. Dinin yasak ettiğinden veya haram olduğundan şüphesi olan şeylerden çekinmek. (Bak: Amel-i sâlih, İttika ve Vicdan.)
AMEL-İ SÂLİH: Allah rızâsına uyan hayırlı amel. Günahlardan uzak olan iş, fiil. Maddi veya mânevî, hukuk-u ibâdı ifâ etmek. (Bu günlerde Kur'ân-ı Hakîmin nazarından, îmândan sonra en ziyade esas tutulan takvâ ve amel-i sâlih esaslarını düşündüm. Takvâ, menhiyattan ve günahlardan ictinab etmek ve amel-i sâlih: Emir dâiresinde hareket ve hayrat kazanmaktır. Her zaman def-i şer, celb-i nef'a râcih olmakla beraber, bu tahribat ve sefahat ve cazibedâr hevesat zamanında bu takvâ olan, def-i mefasid ve terk-i kebâir uss-ül esas olup, büyük bir rüchaniyyet kesbetmiş. Bu zamanda tahribat ve menfi cereyan dehşetlendiği için, takvâ, bu tahribata karşı en büyük esasdır. Böyle kebâir-i azime içinde amel-i sâlihin ihlâsla muvaffakiyeti pek azdır. Hem az bir amel-i sâlih bu ağır şerait içinde çok hükmündedir. Hem takvâ içinde bir nev'i amel-i sâlih var. Çünkü, bir haramın terki vacibdir. Bir vacibi işlemek, çok sünnetlere mukabil sevabı var. Takvâ, böyle zamanlarda, binlerce günahın tehacümünde bir tek ictinab, az bir amelle, yüzer günah terkinde, yüzer vacib işlenmiş oluyor. Bu ehemmiyetli nokta; niyet ile, takvâ namıyle ve günahdan kaçınmak kasdiyle menfi ibadetten gelen ehemmiyetli âmâl-i sâlihadır.) (Mek).
İTTİKA: (A, uzun okunur). Sakınmak. Çekinmek. Günahlardan ve bütün kötülüklerden kendini çekmek. Takvâ ile amel etmek. (İttika imândan sonra hâsıl olur, ona bağlıdır. S). (Bak: Amel-i sâlih)
Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)