sual:Yirmi üçüncü Sözde; “Eğer nuru iman içine girse üstündeki manidar nakışlar o ışıkla okunur. O mü’min şuur ile okur ve o intisabla okutur” denmiş. Buradaki okutmaktan maksat nedir? Kime okutuyor? Mesela; bunlar semavat ehli olsa, o nur ile nurlanmış bir zatın onların nazarındaki durumu nedir? Yani başka bir insan ile bunun arasındaki fark nedir?
Elcevap; Semavat ehli her şeyi Allah hesabına ve iman nuru ile baktıkları için onların nazarında bütün insanlar eşittir. Kafirde aynen mü’min gibi esma-i İlahiye-yi okutan bir mektup, bir kasidedir. Semavat ehli Cenab-ı Hakkın nazarıyla mahlukata nezaret ederler. Onların nazarında bütün mevcudat, esma-i İlahiye-yi ilan eden bir kasidedir. Bu sebeple gerek kafir, gerek mü’min olsun o semavat ehlinin nazarında birdirler. Fakat iman nuruyla nurlanmamış olan insan okumadığından o sevaptan mahrumdur. O kadar fark var. Hem iman nuruyla nurlanmamış olan insan kendi iradesiyle onlara okutmuyor ve onların okuduklarını anlamıyor.