+ Konu Cevaplama Paneli
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 2 ve 2

Konu: Huzurlu Hayat İçin Huzurlu Aile

  1. #1
    Ehil Üye elff - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2006
    Bulunduğu yer
    Kocaeli
    Mesajlar
    4.016

    Standart

    Alıntı BeNiN Nickli Üyeden Alıntı

    Aile kurumu, kad?n ve erkeğin meşru kurallar çerçevesinde, yani nikâh akdiyle bir araya gelmeleriyle oluşur. Resulullah (a.s.) Efendimiz de; “Evlenin çoğal?n, k?yamet günü ümmetimin çokluğuyla iftihar edeceğim.” (Nesai, Nikah 11; ?bn Mâce, Nikah 8) buyurarak ümmetini evlenmeye, aile kurmaya teşvik ediyor.

    ?slâm, evlilik ve aile kurumuna öncelikle, kad?n ve erkeğin haram yollara sapmas?n? önlemek, toplumu şekillendiren sosyal üniteyi oluşturmak ve birçok peygamberin “Soyumdan inanan ve hay?rl? işler yapan bir nesil ver.” duas?nda olduğu gibi hay?rl? nesiller yetiştirme hedeflerini yükler. Allah Tealâ, mü’minlerin mü’minlerle evlenmesini emir buyurarak (Bakara, 2/221), bizlere ailenin oluşmas?ndaki temel kural? bildirir. Yani Müslüman aile, Müslüman anne ve babadan meydana gelmektedir. Ayr?ca Peygamber Efendimiz de bu konuda bizlere şöyle bir tavsiyede bulunur: “Kad?nlar ile dört özellik için evlenilir: Mal?, hasebi (şerefi), güzelliği, dindarl?ğ? için. Sen dindar olan?n? seç, bereket görürsün” (Ebû Davud, Nikah 2; ?bn Mâce, Nikah 6)

    Hem dünya hem de ahiret mutluluğunu talep edenlerin, Efendimiz’in koyduğu bu ölçüye riayet etmelerinde hayati bir önem vard?r. Çünkü evlilik olay?n?n sadece bu dünya ile ilgili bir boyutu yoktur, bilakis ahiretle de alakal? bir özelliğe sahiptir. Hadis-i şerifte işaret edilen dindar bir han?mla evlenen erkeğin bereketlenmesindeki murad?n, aile saadeti, huzuru ve mutluluğunun bu dünyayla alakal? olmas?n?n ötesinde, ebedi hayatla da alakal? bir husus olmas? da kuvvetle muhtemeldir. Ahiretin tarlas? olarak kabul edilen bu dünyada s?n?rlar? çizilmiş olan ideal evliliği gerçekleştirenlerin, birlikte yaşamalar? muhtemel ebedi hayatlar? için çok önemli bir ad?m att?klar?n? söylemek mümkündür.

    Binalar?n sağl?kl? olarak ayakta durabilmesi için temelinin sağlam olmas? gerektiği gibi, toplumlar?n da sapasağlam dimdik ayakta durabilmeleri için aile kurumunun çok sağlam olmas? gerekir. Yar?nlara güvenle bakabilmenin en temel şart? budur.

    “Sağlam aile” kavram?ndan ne anlamaktay?z? Yayg?n anlay?şta çocuklar, torunlar, gelinler ve yak?n akrabalar aile kavram?n?n içinde yer almaktad?r. Ancak bu geniş yelpazenin temelini kar? ve koca oluşturur. Bu ikili ailenin çekirdeğidir. ?şte sağlam aile, çekirdeği sağlam olan ailedir. Yani faziletli kişilik sahibi; kendini, dünya hayat?n? ve bu hayat?n sonras?n? gereğince kavrayabilmiş ve bu kavray?şa göre hayat?n? şekillendirebilmiş kad?n ve erkeğin oluşturduğu ailedir.

    Böylesine faziletli özelliklere sahip erkek ve kad?n aras?ndaki ilişki ve iletişim de sağlam olacak ve bu durum ailenin geneline de doğrudan yans?yacakt?r. Böylece “huzurlu” ve “mutlu” olarak vas?fland?r?lan aile ortaya ç?kacakt?r. Tabii, genel manada ahlakl?, sağlam karakterli olumlu özelliklere sahip çocuklar?n da ancak böyle bir aile ortam?nda yetişeceğinde hiç şüphe yoktur.

    Aile kurumunun temeli, evlenmek üzere olan iki insan?n birbirini seçmesiyle, tercih etmesiyle at?lmaktad?r.. Eş seçiminde en isabetli yol Efendimiz’in yoludur. Zaten Allah Resulü bizim için her hususta en ideal modeldir. Bunun yan? s?ra, bizim yap?m?z?, bize uygun olan?, tecrübeleriyle ve feraset nazar?yla görebilen büyüklerimizin de katk?lar?n? unutmamak gerek. Sağlam bir aile kurabilmek için onlar?n tavsiye ve yönlendirmeleri de büyük önem taş?maktad?r.

    Ailenin temeli olan eşlerin birlikteliği, esas olarak kalpte, gönülde başlar. Evlenecek olan iki insan, her şeyden önce birbirlerini gönüllerinde kabul ederler. Ne var ki, evliliğin en kritik noktas? budur. Kendisine ve hayata dair tecrübesi çok s?n?rl? olan iki insan?n, zamanla değişme ihtimali bulunan beğeniler ve arzular üzerine att?klar? bu temel gerçekten sağlam olabilir mi?

    Gerçekten de hayat?n bir döneminde fazlaca öne ç?kan bir istek, zamanla önemini yitirebiliyor. Karş?m?zdaki insanla ilgili bugünkü beklenti ve talebimiz, yaşad?ğ?m?z sosyal, kültürel, maddî vb. değişiklerle birlikte tamamen değişebiliyor. Özellikle kad?na da erkeğe de zengin k?yaslama imkân? ve ortam? sunan modern hayat, bu değişmeyi adeta kaç?n?lmaz k?l?yor. Bugünkü Bat?’da yaşanan ve art?k ülkemizde özellikle büyük şehirlerde kendini göstermeye başlayan ailevî çözülmenin temelinde, ilerde zikredeceğimiz çeşitli sosyal ve kültürel etkinin yan? s?ra bu ve buna benzer sebepler yatmaktad?r.

    Peki, bunca değişikliğe rağmen kal?c? bir evlilik nas?l olabilir? Sağlam bir aile nas?l kurulabilir?

    Mü’minin aile ve evliliğe bak?ş?, her şeyden önce ibadet nazar?ylad?r. O, rabbinin haklar?nda; “Onlar ki, ey Rabbimiz derler. Bize zevcelerimizden ve nesillerimizden gözbebeğimiz olacak (salih insanlar) ihsan et. Bizi takva sahiplerine rehber k?l” (Furkan, 25/74) buyurduğu övülmüş kullardan olmak için evlenir. O, Peygamberin, ‘Evlenin, çoğal?n.” tavsiyesinin bir gereği olarak ve “Allah, kendisine Saliha bir eş lutfettiği bir erkeğe dininin yar?s?nda yard?m etmiştir. Diğer yar?s? için de Allah’tan korksun ve takva dairesinde yaşas?n” (Keşfu’l-Hafâ, 2/313) hadis-i şerifi mucibince evlenir. Yani evlenip yuva kurmay? Rabbinin r?zas?na bir yol, bir ibadet olarak alg?lar; “Âdet yerini bulsun.” kabilinden değil.

    Bu niyetle yola ç?kan mü’min şunu bilir ki, eş seçimi kişinin kendi iradesindedir, ama bizim irademizi kuşatan bir de mutlak irade olduğunu unutmamak gerekir. Doğduğumuz ülke, içinde yaşad?ğ?m?z kültürel doku, ebeveynimizden devrald?ğ?m?z özellikler vs. bu külli iradenin birer tezahürüdür. Yani bizim d?ş?m?zda seçimimizi etkileyen büyük etkenler de var. Dolay?s?yla mü’min, yaşad?ğ? aile hayat?nda kendi nefsî isteklerine göre karar vermeden önce ilahi program?n cilvelerini arar. ?çinde bulunduğu durumdan kendi hayat? için ibretler ç?kar?r. Çünkü “kader” ve “k?smet”e inan?r.Bir yuva kurduktan sonra onu korumak, öncelikle Allah’?n: “Mü’min erkek ve kad?nlara söyle: Gözlerini haramdan sak?ns?nlar ve ?rzlar?n? korusunlar.” (Nur, 24/30-31) emrine uymakla mümkündür. Bu ayetten anlaş?lan odur ki, günümüz toplumundaki “Kad?nda mazi, erkekte istikbal aran?r.” anlay?ş?n?n isabetli ve doğru değildir. Mazisi ve istikbali temiz olmas? gereken sadece kad?nlar değil, bilakis erkeklerdir de. Kendimizi iffet ve namusu koruma emrinin d?ş?nda tutamay?z. Ayr?ca “Erkeğin çapk?n? makbuldür” gibi gayri örfi ve dini anlay?şlar bat?l?lar?n bize empoze ettiği bir durumdur ve aileyi bozmak için sinsice kültürümüze sokulmuş bir anlay?şt?r. Unutmamak gerekir ki erkeğin çapk?nl?k yapt?ğ? kad?n, bir başkas?n?n k?z?, kar?s?, anas? veya gelinidir. Yani kendisine dinen haram k?l?nm?ş olan kimsedir. ?slâm’da kişinin kendi helalinin d?ş?ndakiler haramd?r. Bu temel ilkeyi unutmamak gerekir. Bu, hem aile hem de toplum hayat?n?n huzuru, güveni ve geleceği için temel şartt?r. Sonra eşler, birbirlerine karş? güvenlerini yerine getirmeye çal?şmal?, sorumluluklar? Allah ve Resulünün bildirdiği şekilde paylaşmal?d?r.

    Mü’min eşine sad?kt?r. Eşinde hoşuna gitmeyen baz? haller olsa da sad?kt?r. Peygamber efendimizin, “Zevcenizden her hangi bir fenal?k görürseniz ondan nefret etmeyiniz. O zaman ona daha başka, daha güzel, daha iyi sözler söyleyiniz” (Müslim) tavsiyesine uyar?z. Baz? durumlarda kalbi eşinden soğuyan kişi de “Onlara hoşça, güzelce muamele edin. Şayet onlardan nefret edecek olursan?z (tahammül edin). Belki Allah sizin nefret ettiğiniz şeyi büyük hay?rlarla donatm?şt?r.” (Nisa. 4/18) ilahi emri doğrultusunda hareket etmelidir.

    Mü’min bilir ki, rabbinin onun elinin alt?na verdiği her şey bir emanet ve imtihan vesilesidir. O sebeple kendi haklar?n? da, emanetlerin haklar?n? da öğrenmek ve gözetmek mecburiyetindeyiz. Allah elçisinin şu sözünü rehber edinmeliyiz: “Her biriniz eli alt?ndakilerden sorumludur. Erkek kar?s?ndan ve çocuklar?ndan sorumludur. Onlar?n sorumluluğu erkeğin boynundad?r. Kad?n da kocas?ndan ve çocuklar?ndan sorumludur.” (Buhari, ahkam 1). Bu anlay?ş neticesinde taraflar, ?slâm’?n öngördüğü vazifeleri ibadet anlay?ş? ve şevkiyle yerine getirirler. Bunlara riayet eden Müslüman ailelerde ihmal ve boş vermişlikten kaynaklanan çözülmeler yaşanmaz.

    Mü’min erkek ve han?mlar, huzur ve mutluluğun yerinin kalp olduğunu; birtak?m manevî rahats?zl?klarla malûl insanlar?n hiçbir şeyle, hiçbir kimseyle tatmin olamayacağ?n? da bilmektedirler. Kalb, Rasulullah (s.a.s.) Efendimiz’in bildirdiğine göre Allah’?n elindedir. Allah, kalbi dilediği yöne çevirendir. Bundan dolay? Efendimiz (s.a.s.) Allah’a yak?nlaşmak için çaba göstermemizi ve şöyle dua etmemizi tavsiye ediyor: “Ey kalbleri evirip çeviren Allah’?m! Kalbimi dinin üzerine sabit k?l!” (Tirmizi, kader 7).

    Ailenin temelini, yani kar? ile kocay? bir arada tutan hamur sevgidir. Sevgi ise kalptedir. Sevgi de, kalp de manevidir ve insan gücü kullan?larak müdahale edilemez. ?şte mü’minler, sevginin de kalbin de sahibi olan Yüce Allah’a samimi yönelirse, Allah onlar?n kalplerini birbirine sevdirir. Kalpler ne ölçüde Allah’a teveccüh ediyorsa o ölçüde istikamet kazan?r. Ne kadar istikametli oluyorsa aile hayat? da o kadar huzur ve dengeli olur.

    Bir ailenin mutluluk içinde hayat?n? sürdürmesi eşler aras?ndaki karş?l?kl? emniyet, güven, samimi hürmet ve sevgiye bağl?d?r.

    Kalpleri, gönülleri kudreti alt?nda tutan Allah, bu yönelişin ve neticede huzura kavuşman?n yolunu da tarif ediyor: “Dikkat ediniz! Kalbler sadece Allah’? anmakla huzur bulur” (Ra’d, 13/28). Allah’? anmaktan murad ondan gafil olmamakt?r. Aile hayat?nda da, hayat?n diğer bütün alanlar?nda da huzura kavuşman?n başka yolu yoktur.

    Aile saadeti için sevgiyi pekiştirici davran?şlar çok önemlidir. Nitekim Hz. Peygamber Efendimiz’in aile hayat?nda bunun çok canl? örnekleri bulunmaktad?r:

    Hz. Peygamber, han?mlar?yla aralar?ndaki sevgi bağlar?n? pekiştirecek, yak?nl?ğ? art?racak tarzda senli-benli olurdu. Bunun en güzel örneklerinden biri, Hz. Âişe ile evliklerinin ilk y?llar?nda yapt?klar? koşudur. Validemizin anlatt?ğ?na göre, Resûl-i Ekrem (s.a.s), bir sefere giderken, yan?na Hz. Âişe’yi alm?şt?. Yolda yürüyorlard?. Hz. Peygamber yan?ndaki sahabilere, siz yürüye durun, buyurdu. Sahabiler, bir hayli gittikten sonra Hz. Aişe’ye ‘Yar?şal?m m??’ diye sordu. Hz. Âişe de bu teklifi severek kabul etti. Yar?şt?lar; genç ve enerjik Hz. Âişe yar?ş? kazand?.

    Aradan y?llar, geçtikten sonra, yine bir seferde beraberdiler. Hz. Peygamber yine; ‘Yar?şal?m m??’ diye sordu. Hz. Âişe, bir zamanlar yapt?klar? yar?ş? hat?rlayarak teklifi memnuniyetle kabul etti. Yar?şt?lar, bu defa da Hz. Âişe kaybetti. Çünkü kendi ifadesiyle söyleyecek olursak, kilo alm?ş ve biraz şişmanlam?şt?. Hz. Peygamber gülerek, ‘Bu, vaktiyle kazand?ğ?n müsabakan?n rövanş?d?r.’ buyurdu” (Müsned 6/39, 264; Ebû Dâvud, cihad 61)

    Sonuç olarak söylemek gerekirse, günümüzde aile kavram?na verilen değerin ve duyulan sayg?n?n yerini, bat?l?larda olduğu gibi ailesiz, bir hayat anlay?ş? almaya başlam?şt?r. Kad?n-erkek birlikteliğinin yaln?zca cismani tatmin arac? olduğu düşüncesi topluma empoze edilmeye çal?ş?l?yor. Her gün TV’lerin magazin programlar?nda sahte birliktelikler ve suni aşklara dair haberler sunuluyor. Adeta bu sahte sevgiye ve gayri meşru ilişkilere toplum özendirilmeye çal?ş?lmaktad?r. Aile ocağ? gibi, sevgi de kutsal ve ciddiyet ister. Bak?n?z “Kerem ile Asl?n?n sevgisine”, “Ferhat ile Şirininkine” ilk günkü gibi saf ve temizler. Aradan as?rlar geçmiş olmas?na rağmen, sevgilerindeki o samimiyet sebebiyle Allah, isimlerini hâlâ yaşatmaktad?r onlar?n ve yaşatacakt?r da.

    Yayg?nlaşt?r?lmaya çal?ş?lan yeni anlay?şta evlenip aile kurmak, sorumluluk almak, gelecek temiz nesillerin devam?na katk?da bulunmak gereksiz bir yük olarak kabul ediliyor. Nikâhs?z beraberliklerden çocuk sahibi olmak adeta özendiriliyor. Aile külfetine girmeksizin çocuk edinmenin sonuçlar? ile o çok özendiğimiz veya özendirilmeye yönlendirildiğimiz Bat?’n?n baş? ciddi anlamda dertteyken, bizim magazin dünyam?z bunu çözüm olarak sunuyor.

    Neticede kültürel bozulma ve çözülme o düzeye vard? ki, tamamen Bat? hayat tarz?n?n bir ürünü olan flört, kendilerini çok dindar diye vas?fland?ran gençlerimizi bile etkisi alt?na alm?ş durumda. Oysa bizim inanc?m?z, hayat tarz?m?z, kültürümüz, geleneğimiz, ne nikâhs?z beraberliği kabul ediyor, ne de geçici nikâha izin veriyor.

    Uzunca bir zamand?r Müslümanlar?n çok dikkatli olmas? gereken bir dönemi yaş?yoruz. Savaş meydanlar?nda mağlup olanlar, huzur ve mutluluk vaatleriyle bugün aram?zda kuzu postunda dolaş?yorlar. Teknolojinin bütün imkânlar?n? kullanarak kültürümüzün can damarlar?n?, bizi biz yapan her şeyi tahrip etmeye çal?ş?yorlar.

    Bilmeliyiz ki, Müslüman aile Müslüman toplumun temel direğidir. Bu direk y?k?l?rsa toplumumuzun ayakta kalmas? mümkün değildir. Televizyonuyla, sinemas?yla, müziğiyle, edebiyat?yla, içimize s?z?p bizi yok etmeye çal?şanlara karş? bütün gayretimizle bu nezih aile kurumumuzu korumak ve yaşatmak zorunday?z. Bu yolda asla y?k?lmadan dimdik ayakta kalarak, insanl?ğ?n huzur ve mutluluk ümitlerini kendi huzur ve mutluluğumuzla yeşertmek zorunday?z.

    Prf.Dr.Ali Rafet ÖZKAN-Atatürk Üniv. ?lahiyat Fak. Öğrt. Üyesi
    ..
    İmân, insanı insan eder; belki, insanı sultan eder. Öyle ise, insanın vazife-i asliyesi İmân ve duâdır.

    ***


    ....Sevgili Üstâdım, evvelce arz ettiğim vech ile, ben artık birşey için yaşadığımı zannediyorum.


    O da, üstâdım olan dellâl-ı Kur'ân'ın vazife-i memuriye-i mânevîsini îfâ etmekle kendilerine pek cüz'î bir yardım ve Kur'ân hesâbına cüz'î bir hizmetkârlıktan ibârettir....



    ***


  2. #2
    Dost kar34delen - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2007
    Mesajlar
    11

    Standart doğru

    gerşektende doğru kardeşim...

+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. Saygılı yararlı ve huzurlu iletişim
    By *SAHRA* in forum Serbest Kürsü
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 07.02.14, 22:58
  2. Mutlu Bir Hayat İçin Altın Prensipler
    By Meyvenin Zeyli in forum İslam'a Göre Kadın ve Aile
    Cevaplar: 8
    Son Mesaj: 10.09.09, 23:23
  3. Aile Saadeti İçin Ramazan'la Gelen "Sihirli Reçete"
    By Meyvenin Zeyli in forum İslam'a Göre Kadın ve Aile
    Cevaplar: 7
    Son Mesaj: 29.09.08, 18:44
  4. Sağlıklı Hayat İçin Hareket
    By edep in forum Sağlık
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 19.09.07, 14:25
  5. Dünyanın Huzurlu ve Huzursuz Ülkeleri
    By SeRDeNGeCTi in forum Serbest Kürsü
    Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 30.05.07, 18:29

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0