http://www.yeniasya.com.tr/2006/12/15/resim/05c.jpg
Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nükhet Sirman, kamusal alanda başörtülü kad?nlar?n bedeninin farkl? okunmas?ndan dolay? bir çat?şma ç?kt?ğ?n? belirterek, “Bu çat?şma şimdi sürdüğü biçimiyle kad?n?n özgürleşmesine, güçlenmesine yarayacak m?? Bana öyle geliyor ki yaramayacak” dedi.
Boğaziçi Üniversitesi Sosyal Hizmet Kulübü, 5.’sini düzenlediği ?nsan Haklar? Sempozyumu’nda başörtüsü konusunu da gündeme getirdi. Sempozyum kapsam?nda gerçekleştirilen “Bir ‘kamusal alan’ ve ‘özel olan’ endişesi: BAŞÖRTÜSÜ” panelinde konuşan Prof. Dr. Nükhet Sirman, Türkiye’de kamusal alan?n haz?rl?k sürecinin, 1870’lerde Genç Osmanl?lar?n var olan toplumsal düzeni sorgulamalar?yla başlad?ğ?n? ifade etti. Prof. Dr. Sirman, “Türkiye’nin tarihine bakt?ğ?m?z zaman kamu alan?, Habermas’?n dediği dediği gibi insanlar?n toplumsal sorunlar? tart?şabileceği bir ortamdan ziyade Türkiye Cumhuriyeti’nin modernliğinin simgeleyen bir vitrin, görünürlük, özel ise gizlilik, mahremiyet alan? olarak ortaya ç?k?yor” dedi. Kamunun çok ciddî siyasî alan olarak ortaya ç?kmas? sebebiyle kad?n?n bedeni ve duygular?n?n siyasî problem haline geldiğini söyleyen Prof. Dr. Sirman, “Bu siyasî problem çerçevesinde kad?n bedeninin neyi simgelediği çok önemli hale geliyor. Milletin kimliğini mi yans?tacak, yoksa son zamanlarda özellikle başörtülü arkadaşlar?n iddia ettiği gibi bireyin inanc?n?n m? simgesi? Dolay?s?yla burada bir anlaşmazl?k ç?k?yor ve kamudaki bu başörtülü bedenlerin farkl? okunmas?ndan bir çat?şma alan? ortaya ç?k?yor” diye konuştu. Sirman, bu çat?şman?n şimdi sürdüğü biçimiyle kad?n?n özgürleşmesine, güçlenmesine yaramayacağ?n? da vurgulad?.
D?NSEL GÖRÜNÜMÜN OLMAMASI ÜTOP?K
Araşt?rmac?-Yazar Y?ld?z Ramazanoğlu da, başörtüsünün Cumhuriyetten bu yana devam eden bir tart?şma konusu olduğunu ifade ederek, geçmişin birikimlerinin, insani yanlar?n?n bir kenara b?rak?lmas? yönünden Cumhuriyet kad?n? ile Ankara’n?n inşaa öykülerinin birbirine benzediğini vurgulad?. Araşt?rmalar?n yetersizliği sebebiyle başörtüsü yasağ?n?n insanî kayb?n?n tam portresinin ç?kar?lamad?ğ?n? belirten Ramazanoğlu, “Geçtiğimiz 24 Kas?m Öğretmenler Günü’nde Malatya’da Halkeğitim Merkezi’nde ‘Başörtülüler d?şar? ç?ks?n’ anonsu yap?ld?. Gerekçe olarak söylenen de ‘Birazdan bir paşa gelecek. Rahats?z olabilir’ cümlesi idi. Cumhuriyet elitlerinin moralleri bozulmas?n diye binlerce insan?n can? yan?yor” şeklinde konuştu. Ramazanoğlu, sadece başörtüsü değil, her türlü farkl?l?ğa karş? çat?şma dilinin ön plana ç?kar?lmas?n? eleştirirken, toplumsal hayatta dinsel görünümün olmamas? fikrinin de son derece ütopik olduğunu söyledi.
?K? ÜLKEDEK? DE Ş?DDET
Bağ?ms?z feminist Nilgün Yurdalan da k?l?k k?yafete müdahalenin hayata müdahale olduğunu ifade etti. Türkiye’de başörtüsü yasaklan?rken ?ran’da başörtüsünün zorunlu olduğunu hat?rlatan Yurdalan, “Her ikisinde de kad?n bedenine yönelik şiddet var” dedi. Yurdalan, bedene yönelik şiddetin kad?nlar?n birlikte çözebileceğini söylediği konuşmas?nda, feministlerin başörtülü kad?nlara, başörtülülerin de farkl? alanlarda şiddete uğrayan kad?nlara gereken gücü vermediğini ifade etti.
Naciye Kaynak - Yeni Asya - http://www.yeniasya.com.tr/2006/12/15/haber/h9.htm