+ Konu Cevaplama Paneli
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 5 ve 5
Like Tree3Beğeni
  • 3 tarafından Şahide

Konu: Aşına, İşine, Eşine Sahip Çık

  1. #1
    Ehil Üye Şahide - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jan 2008
    Bulunduğu yer
    İstanbul
    Mesajlar
    9.193

    Standart Aşına, İşine, Eşine Sahip Çık



    Aşına, İşine, Eşine Sahip Çık

    “Kadınlar bilirim ülkeme ait
    Yürekleri Akdeniz gibi geniş, soluğu Afrika gibi sıcak
    Göğüsleri Çukurova gibi münbit
    Dağ gibi otururlar evlerinde
    Limanlar gemileri nasıl beklerse
    Öyle beklerler erkeklerini
    Yaslandın mı çınar gibidir onlar, sardın mı umut gibi.”
    diyordu rahmetli Erdem abi…
    “Sana, Bana, Vatanıma, Ülkemin İnsanlarına Dair” yazdığı şiirinde.
    O kadınlar ki bin yıllık geleneği yaşatırlardı hanelerinde.
    Fatma Bacı geleneğini.
    Hayme Ana töresini.
    Melike Hatun örfünü.
    Çağları aşan sesine kulak verirlerdi bacıların.
    “Aşına, işine, eşine sahip çık” diyen sesine.
    Verir de sarıp sarmalardı yuvalarını.
    Kızları eşkin verir.
    Dal budak salar, meyveye dururdu vakti zamanı gelince.
    Onlar da anne olur.
    Onlar da asırların birikimi olan terbiye ve göreneği gelecek nesillere taşımak üzere uhdesine alır.
    Başla göz üstüne emanetine kaydederdi bir zamanlar.
    Tıpkı yüzlerce yıl önce Anadolu’yu vatan tutan Osman Gazi’nin dedesi Gündüz Alp’in yanıbaşında bir mermer heykel gibi dimdik ayakta duran Hayme Ana gibi.
    Tıpkı Anadolu topraklarını Türk İslâm mayasıyla yoğuran Bacılar teşkilatının kurucusu Fatma Bacı gibi.
    O bacılar ki dört nala gelip uzak Asya’dan Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan şu yarımadaya Türk İslâm mührünün vurulmasında en az gaziler, dervişler, alperenler kadar pay sahibi idi bir zamanlar.
    Yetim, kimsesiz, yoksul genç kızları himayesine alanlar onlardı.
    Genç kızların eğitiminden, ev bark sahibi olmalarından, barındırılmalarından sorumlu olan onlardı.
    Anneliği öğreten onlar, kadınlığı öğreten onlar, ev ekonomisini öğreten onlar, erkeğin iki yakasını bir araya getiren onlardı.
    Moğol adı verilen Yecüc Mecüclere karşı direnmeyi öğreten onlar.
    Zalimlerden merhamet dilenmeyecek denli onurla yaşamayı öğreten de onlardı, şerefiyle ölmeyi öğreten de.
    Savaşlarda ordunun ihtiyacı olan elbise ve savaş malzemelerinin bakımında, onarımında, cepheye cephane erzak taşımada yardımcı olan da onlardı, gerektiğinde savaşa katılıp ölümün tarlasına dört nala at sürmeyi şeref bilen de.
    Cihangir Asya ordularının kahraman evlatları olan gaziler ve alpler gibi kahramanlık geleneğine bağlı olan da onlardı.
    Tıpkı Peygamber Efendimizin (asm) kızları ve eşleri gibi misafir ağırlamayı kutsal bir görev olarak görenler de onlardı, tekke ve zaviyelerde misafir edilenlerin ağırlanması ile ilgili hizmetleri hiç yüksünmeden severek yapanlar da.
    Çadırcılık, keçecilik, halı, nakışçılık, örgücülük, kilim, dokumacılık, oya dantelcilik ve kumaş imalinde ve bunlardan elbise yapılması gibi faaliyetlerde bulunarak ekonomiye katkıda bulunanlar da onlardı... Erkeğinin yükünü paylaşanlar da...
    Kısacası, bir yandan düşmana karşı at sırtında savaşacak kadar yiğit ve gözü kara iken, diğer yanda eşine ve çocuklarına karşı bir o kadar müşfik ve nazikti onlar.
    Hazret-i Hamza’dan ölmeyi, Nasrettin Hoca’dan gülmeyi öğrenmiş, i’lâ-yı Kelimetullah, nizam-ı âlem uğruna kızgın çöllere inmiş, inanmış iman getirmiş, ham geldiği Anadolu ocağında yanmış, pişmiş gönülleri pür nur olmuş, horasan erlerinin kız karındaşlarıydı onlar.
    Çok değil daha otuz kırk sene öncesine kadar, Keçimuhsine’de cicim halısı ören Raziye teyzelerin büyük büyük büyük nineleriydi onlar.
    Ferhuniye mahallesinde genç kızların çeyizine iğne oyası hazırlayan Şerife teyzenin büyük büyük ninesiydi.
    Şimdi yoklar...
    Özlüyoruz onları…
    Özlüyoruz genç kızlara öğüt veren nur yüzlü nineleri.
    Özlüyoruz, aşına işine eşine sahip çıkan mahkeme kapısı gibi kadın anaları.
    Şimdi yoklar.
    Bir sabah uyandığımızda bir ölüm sessizliği çökmüştü geleneğin sokaklarına.
    Anladık ki, hayal ülkesine doğru demir alan sessiz geminin yolcuları gibi çekip gitmişti onlar.
    Gelenekleri, görenekleri de yanlarına alarak bizi terk etmişti o güzel insanlar.
    Hem de genç kızlarımızın onlara her zamankinden daha fazla ihtiyacı olduğu bir zamanda.
    Oysa şimdi genç kızlarımızın tam da onlara muhtaç olduğu bir zaman.
    En kutsal değerlerin değersizleştiği bir zaman.
    Âhir zaman…
    Tam da genç kızlarımızın, çiçeği burnunda gelinlerin, tazecik annelerin aşına işine eşine sahip çıkacağı bir zaman.
    Tam da her türlü tehlikenin kol gezdiği sokaklarda, okul önlerinde, caddelerde çocukların mutlaka bir babaya, annelerin mutlaka bir kocaya ihtiyacı olduğu bir zaman.
    Tam da karşılıklı saygı ve sevginin bitme noktasına geldiği ve her geçen gün boşanmaların hızla arttığı, milletçe sosyal şizofreni yaşadığımız bir zaman.
    Tam da annelerin efendilerini doğurduğu bir zaman.
    Tam da sözüm ona ölümsüz bir aşkla sevip evlendikleri halde balayını bile bitirmeden incir çekirdeğini doldurmayan eften püften bahanelerle yataklarını ayıran ve bir müddet sonra soluğu mahkeme kapılarında alan yeni evli gençlerin hızla arttığı bir zaman.
    İşte bu zamanda özellikle genç kızlara bir Fatma Bacı lâzım.
    Bir Hayme Ana lâzım.
    Bir Melike Hatun lâzım.

    Onlar gelmese de biz o zamana gidelim ve onların nasihatına yeniden kulak verelim.

    Bakın ne diyor onlar:

    “AŞINA, İŞİNE, EŞİNE SAHİP ÇIK” diyor.

    Sırattan ince sevda köprüsünden geçerken eşinin elini bırakma diyor.
    Ya beraber geçersiniz, ya da ikiniz de hayatınızı cehenneme çevirirsiniz diyor.
    Bir ak güvercinin kanadına yüklediğiniz niyetinizi Allah’ın rızasına yönlendirin ki cennette vuslatla taçlansın diyor.
    Ellerinizi gönüllerinizde birleştirin ki, hayatın sert rüzgârlarına, tabiatın hırçın yeline, yağışına karşı çözülmesin.
    Çözülmesin ki baharda birlikte güldüğünüz gibi kışı da birlikte savuşturasınız.
    Bayramları birlikte yaşayıp, mutluluğu torunlarınızın gözlerindeki ışıltıda yakalayasınız.



    MEHMET İPÇİOĞLU

    Yeni Asya





    Şudur cihanda benim en beğendiğim meslek
    Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek!

    Mehmed Akif Ersoy


  2. #2
    Pürheves hayal_et - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    May 2011
    Mesajlar
    153

    Standart

    işine ve eşine sahip çıktığın anda bütün mutluluklar ardın sıra gelecektir denemesi bedava

    dede ve nine güzel poz vermişler ellerinde ki malzemeler harman kaldırılırken kullanılan malzemeler ama bulundukları yer harman yeri değil?
    hayal edin, sadece mutluluğu hayal edin..

  3. #3
    Pürheves bekliyoruz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2011
    Mesajlar
    152

    Standart

    zaten bir yuvada nasip olurda eşler birbirine sahip çıkarda sadece eve arabaya düğünde biriken bileziğe çeyrek altına ortak olmazda hayata ortak olursa daha nasıl bir güzel hayat hayal edilebilir?baska yoruma gerek yok gibi slogan belli Aşına, İşine, Eşine Sahip Çık evlilik sözleşmesine heveslenenler,gözü hala dısarda olanlar ve hepsi bizden uzak olsun inşaallah ve diğerleri yollarına devam etsin biz yine tekrarlayalım Aşına, İşine, Eşine Sahip Çık çık ki mutlu ol çıkki sıcak bir çorban gönülden bir dua n olsun.ALLAH ım gönlü güzel vefalı eşler nasip etsin bize.iş kolay hertürlü bulunur ALLAH ın izniyle
    Gönül,öyle yol geçen hanı değil; Dergahtır..! Öyle paldır küldür girip - çıkılmaz; Günahtır..!
    ( Mevlana)

    Eddai ve'l-müsted'i

  4. #4
    Müdakkik Üye ecma - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2008
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Yaş
    35
    Mesajlar
    936

    Standart

    Biraz uzunca bi yazı,okumadan evvel resmi çok sevdiğimi söyliyim
    Her keder bir kader ile takdir edilir.Kedere değil kadere teslim olan tathir edilir.

  5. #5
    Müdakkik Üye ecma - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2008
    Bulunduğu yer
    istanbul
    Yaş
    35
    Mesajlar
    936

    Standart

    Özlüyoruz genç kızlara öğüt veren nur yüzlü nineleri.
    Özlüyoruz, aşına işine eşine sahip çıkan mahkeme kapısı gibi kadın anaları.
    Şimdi yoklar...
    Yok yok varlar hala
    Her keder bir kader ile takdir edilir.Kedere değil kadere teslim olan tathir edilir.

+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. İnsan İnsanın Ne İşine Yarar?
    By Noor in forum Edebiyat
    Cevaplar: 1
    Son Mesaj: 19.10.08, 22:04
  2. Kendi İşine Bakmak!
    By osmanoğlu in forum İslami Nitelikli Yazılar
    Cevaplar: 5
    Son Mesaj: 27.07.08, 12:21
  3. Cevaplar: 9
    Son Mesaj: 22.07.08, 06:51
  4. Cevaplar: 2
    Son Mesaj: 19.06.08, 15:25
  5. Gelecekteki Eşine Yakıştıramadığını...
    By insirah in forum İslam'a Göre Kadın ve Aile
    Cevaplar: 12
    Son Mesaj: 02.09.07, 05:50

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0