Konu: Kadınlar Daha Cevval Olmalı

'Kadınlar daha cevval olmalı'
03 Ekim 2009 / 09:22
Türkiye'deki kadın hareketinin öncü isimlerinden yazar Şule Yüksel Şenler, 40 sene öncesine göre toplum içinde dindar kadınların çoğalmış olmasına rağmen eskisi kadar gayretli olunmayışın kendisini üzdüğünü söyledi

Şemsinur Özdemir'in haberi

Kağıthane Kültür Merkezi'nde düzenlenen bir programa katılan Şenler, kadınları daha cevval görmek istediğini ifade etti. Uzun zamandır sağlık sorunları yaşadığı için kalabalıklara hitap edemeyen Şenler, "Hasta yatağımda yatıyordum, kimseyle görüşecek halim de yoktu, konuşmaya değil dinlemeye geldim aslında. Sizleri çok seviyorum, bir arada olmayı çok özlüyorum. Ama topluma hitap edemiyorum artık. Bugün benim için büyük şans." dedi.

Şenler, sık sık su içerek arada yazar Sibel Eraslan'ın sözü almasıyla dinlenerek yaptığı konuşmada, bir zamanlar caddelerin örtülü kadınlarla dolması için dua ettiğini, hayal edemediği gelişmeler karşısında bugün iftihar ettiğini belirtti. "Çoğunluk bakımından gözlerimi yaşartan bir manzara var. Şükürler olsun Rabb'im bana ömür verdi, bunları görmeyi nasip etti." dedikten sonra bir de üzüntüsünü dile getirdi. Şenler, "Genç kızları ve hanımları heyecan, aktivite, davaya bağlılık anlamında gevşemiş gibi görüyorum. Dindar ve tesettürlü hanımlarda dünkü şuuru, heyecanı ve dikkati fazla göremiyorum. Oysa ben toplumu, kadınları daha cevval görmek istiyorum." diye konuştu.
Zaman

Şenler, "Genç kızları ve hanımları heyecan, aktivite, davaya bağlılık anlamında gevşemiş gibi görüyorum. Dindar ve tesettürlü hanımlarda dünkü şuuru, heyecanı ve dikkati fazla göremiyorum. Oysa ben toplumu, kadınları daha cevval görmek istiyorum." diye konuştu...

Dün kapanmak zordu ve kapalı olanlar gerçekten "tesettürün manasını bilen ve tatbik edebilenlerdi" bu gün ise bazı kızlar neredeyse tesettürü süs olarak görüp uygulamaktadır, rengarenk kıyafetler, şekil şekil başörtüleri, baş kapalı ama kısa ve dizlerde etekler yada kısa kollu kıyafetler, vücut hatları belli olan daracık kıyafetler, hele son zamanlarda moda olan boyuna dolanarak sadece baş kısmı kapatan minicik görünen başörtü bağlama modeli ve boneye iğnelenerek başörtüyü önden dıdık yapma şekli...
bunların hangisi dinimizin örtünme emrine uyuyor acaba ?
bunu yapan hangi örtülü kadın "dava şuurunda olabilir ki" şuurlu biri olsa bu tarz islamın tesettür emrine uymayan kapanma şeklini uygulamaz zaten...bu konuda Şule Yüksel Şenler'e katılmamak elde değil...
Rabbim herkese dinimizin emirlerini hakiki manada yaşayıp uygulayabilmeyi nasip etsin inşallah.

bu hanımın teklifine ne guzel uyan bir misal mesneviden dinleyelim

İ'lem eyyühe'l-aziz! Müslümanları lehviyat-ı nevmiye mesabesinde olan dünya hayatına davet etmekle, Cenab-ı Hakkın helal ettiği tayyibat dairesinden, haram ettiği habisat mezbelesine teşvik eden adamın meseli öyle bir sarhoşa benzer ki:
Parçalayıcı arslanla, ünsiyetli ehli atı birbirinden tefrik edemiyor. Sehpa ağacıyla jimnastik ağacını birbirinden ayıramıyor. Kanlı yarayı kırmızı gülden temyiz edemediği halde, kendisini mürşid bilerek irşad ve nasihata çıkıyor.
Esna-yı irşadda bir adama rastgelir. Zavallı adamın arka tarafında korkunç bir arslan duruyor. En tarafında da sehpa ağacı kurulduğu gibi, her iki yanında da dehşetli yaralar var. Fakat adamcağızın elinde iki ilaç vardır. Ve lisanıyla kalbinde iki tılsım vardır. Onları istimal ederse şifayab olur. Ve o arslan ata inkılap eder. Burak gibi bineği olur. O sehpa ağacı da daima teceddüd etmekte olan ahval-i alemi, seyyal manzaraları seyretmeye alet ve vasıta olur. O sarhoş herif, o zavallı adamcağıza diyor:
"Yahu, nedir o ilaçları, tılsımları saklıyorsun? Onları at, keyfine bak."
Adamcağız: "Yok baba! Bu ilaçlar ve tılsımların hıfz ve himayelerindeyim. Onlardan almakta olduğum haz, lezzet, keyif bana kafidir. Fakat o arslan gibi parçalayıcı ölümü öldürebilirsen ve sehpayı kırmakla kabir ağzını kapatabilirsen ve hayatımın maruz kaldığı fena ve zeval yaralarını bir hayat-ı bakiyeye tebdil etmekle tedavi edebilirsen, pekala, seninle beraber dans oynayalım. Ve illa gözümün önünden def ol, git. Sen ancak kendin gibi sarhoşları kandırabilirsin. Ben sarhoş değilim. Dünyanıza, keyfinize ihtiyacım yok. Çünkü, bana yeter."

Rabbim herkese dinimizin emirlerini hakiki manada yaşayıp uygulayabilmeyi nasip etsin inşallah.



amin..inşaallah...

maalesef bu yalan dünyaya aldanıyoruz,Rabbim hakiki saadetin ve lezzetin ahiretde olduğunu idrak edebilenlerden eylesin...

allah hepimizin yar ve yardımcısı olsun...

allah razı olsun..

S.A.
Burada yeni olduğum için henüz sadece belli konularda bilgim oluyor.yavaş yavaş diğerlerinide okuyup faydalanmam gerekenlerden fayda uyarı almam gerekenlerden de uyarılarımı alacağım inşallah. hanımların cevval olması mevzusu haklı bir durum.ama benim çevremde yaşayan hanımların çerçevesinden baktığım zaman buna çok uzun bir zaman varmış gibi geliyor.
hanımlarımız enazından istisnalar dışında konuşursam,dava diyerek karşılarına geçsem ''sen neden bahsediyorsun?'' diye yüzüme ifadesiz bir şekilde bakarlar.çünkü onların dava olarak adlandırdıkları akşam yemeğe ne pişirsem,kim ne demiş ne yapmış şeklinde oluyor.yani hanımlarımız destek verildiği takdirde,bilinçlendirildikleri takdirde az da olsa mesafe katedebilirler.dışa açılım ve meselesini içten dile getirmek isteyen hanımların önündede ya eş engeli yada çevre engeli var. çoğu ,eşleri yüzünden kuran kurslarına bile gidemiyorlar.onların yürek sızılarının sorumluları ne olacak. vazife nedir yani?ben kendi adıma suçlu hissederim çünkü ben, bende olanı onlarla paylaşma cesareti gösteremiyorum.neden?onlarla uzun süre yaşamama rağmen ben de onlar gibi içe dönük oldum.bu durumda hanımlar nasıl cevval olur?bilmiyorum birşeyler olmalı , yapılmalı. selametle kalın.

“Hayırlı işlerde cevvaliyet, ümmetimin mümtaz olanlarında bulunan bir özelliktir”

Hadis -i Şerif

Şenler, "Genç kızları ve hanımları heyecan, aktivite, davaya bağlılık anlamında gevşemiş gibi görüyorum. Dindar ve tesettürlü hanımlarda dünkü şuuru, heyecanı ve dikkati fazla göremiyorum. Oysa ben toplumu, kadınları daha cevval görmek istiyorum." diye konuştu...

gençliğinin aşkında,şevkinde taviz vermeye alıştırılmış bir nesilden nasıl cevvaliyet beklenilebilir ki

yağmur_damlası Nickli Üyeden Alıntı

gençliğinin aşkında,şevkinde taviz vermeye alıştırılmış bir nesilden nasıl cevvaliyet beklenilebilir ki

Sadakte...

flörttten başka bi konu kalmamış gibi genç kızlar malesef flörtle yatıpflörtle kalkıyorlar nerdeyse..

kapalı olanlar bile kapalımı açıkmı belli değil..

saçını örtüyor..diğer taraf plaja gidenin kıyafetinden farkı yok..

flörtün kitapta yerini arıyorlar harıl harıl..nerdeyse flört etmek için nişanlanacaklar..

nereyi açsam bu konu konuşuluyor çünkü..