Hocam, dini nikâhı belli aralıklarla tekrarlamak gerekli midir? Evlendiğimizde kıyılan nikâh ömür boyu geçerli midir? Ben sekiz yıllık evliyim, eşim "nikâh tazelemek gereklidir" diyor. (Volkan Öztürk) Evli çiftlerin nikâhı bir defa kıyılır. Ondan sonra ölünceye kadar devam eder.
Tekrarlamaya, yenilemeye hiç ihtiyaç yoktur. Bu açıdan evlendiğinizde kıyılan nikâh ömür boyu geçerlidir. Kaç yıllık evli olursanız olun, nikâhın tazelenmesi diye bir olay söz konusu değildir.
Çünkü nikâh eskiyen ve yıpranan bir şey değildir. İlk günde iki tarafın rızası ve sözlü ifadeleriyle iki şahit huzurunda evlilik bağı kurulmuş ve tamamlanmıştır. Nikâhın gitmesi de, boşanmayı olayı da, erkeğin kendi elinde ve dilindedir.
Dinen boşamaya götürecek bir ifade kullanır ve bir söylerse nikâh gitmiş, boşanma gerçekleşmiş sayılır. Cuma gecelerinde camilerimizde namazdan sonra imamın "iman ve nikâh tazelemesi" yle nikâha herhangi bir şey gelmiş olmaz. Çünkü nikâh ne tazelenir, ne de yenilenir.
Çünkü nikâh eskiyen, azalan ve noksanlaşan bir şey değildir. Sonuç olarak, nikâh nikâhtır, ayrılıncaya veya ölünceye kadar devam edip gider.
İçimizden dua edince duamız kabul olur mu? Dua bir ibadettir, bir kulluk görevidir, kulluğun ruhudur ve hâlis bir imanın neticesidir. Dua, kulun Rabbine yaklaşması, yakınlaşması ve ulaşmasıdır. Duanın diğer bir anlamı da Allah'ı çağırmak, Ona bir çağrı göndermektir.
Çağrımıza cevap verdiğini bildiğimiz için, içimizde bir rahatlık ve huzur olur. Bir âyette bildirildiği gibi, "Bana dua edin, Ben de duanıza cevap vereyim" denmektedir. Zaten dua eden adam bilir ki, Birisi var, onun sesini dinler, derdine derman yetiştirir, ona merhamet eder.
Onun kudret eli her şeye yetişir. Bu büyük dünya hanında o yalnız değil; bir Kerîm Zat var, ona bakar, ünsiyet verir. Hem onun sonsuz ihtiyaçlarını yerine getirebilir ve onun hadsiz düşmanlarını def edebilir bir Zâtın huzurunda kendini düşünerek bir ferah, bir sevinç duyup, dünya kadar ağır bir yükü üzerinden atar. Âraf suresinde (âyet: 55) de, "Rabbinize için için yakararak dua edin" buyurulur.
Bunun için dua dille de olur, kalble de olur, sadece içimizden geçirerek de olur. Yeter ki, insan bir şekilde derdini ve ihtiyacını Rabbine açsın, Ona içini döksün, yalvarıp yakarsın.
Her şeyi Allah'tan iste Abdullah bin Abbas anlatıyor: Birgün Resulullahın (a.s.m.) bineğinin terkisinde bulunuyordum. "Ey oğul, sana bazı şeyler öğreteyim" dedi ve şöyle buyurdu: "Sen Allah'ın emir ve yasaklarını koru ki, Allah da seni korusun.
"Allah'ın emir ve yasaklarına riayet et ki, Onun yardım ve inayetini devamlı yanında hazır bulasın. "Bir şey isteyeceğin zaman Allah'tan iste. Bir yardım dileyeceğin zaman Allah'tan yardım dile. "Şunu da iyi bil ki: Bir hususta yardım etmek amacıyla bütün millet biraraya gelse Allah'ın senin için takdir etmiş olduğundan öte bir yardımda bulunamazlar.
"Sana zarar vermek amacıyla hepsi biraraya gelseler, yine Allah'ın senin hakkında takdir ettiğinden öte bir zarar veremezler. "Kalemler kaldırılmış, sahifeler kurumuştur. Meydana gelecek her şey önceden tespit ve takdir edilmiştir."