+ Konu Cevaplama Paneli
Gösterilen sonuçlar: 1 ile 7 ve 7

Konu: Sosyal Fobili Olmak Evliliğe Engel midir???

  1. #1
    Gayyur Mehmet.B.C - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2008
    Yaş
    37
    Mesajlar
    73

    Standart Sosyal Fobili Olmak Evliliğe Engel midir???

    doğuştan sosyal fobiliyim.
    bu sosyal fobi yüzünden o kadar kötü şeyler yaşıyorumki okulda olsun akraba ortamlarında olsun.. bazı zamanlar içinden çıkılmaz bir hal alıyorr

    evlilik de en çok gözümü korkutan mevzulardan biri(gerçi benim için daha çok erken ama)..düşünüyorumda hiçbir bayan sosyal fobili biriyle evlenmek istemez.

    sizleri bu konuda neler düşünüyorsunuz?
    vaktiniz müsait olursa yorumlarınızı bekliyorum.

  2. #2
    Gayyur Mehmet.B.C - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2008
    Yaş
    37
    Mesajlar
    73

    Standart

    SOSYAL FOBİ NEDİR

    Utanç verici bir duruma düşmekten, utanılacak bir davranışta bulunmaktan, alay edilmekten, rezil olmaktan, eleştirilmekten, reddedilmekten, beğenilmemekten, olumsuz olarak değerlendirilmekten duyulan korku. Sosyal fobi, genel nüfusun yüzde 7'sinden fazlasını etkileyen psikolojik bir sorundur. Diğer insanların gözleri üzerinde olunduğunda yaşanan yoğun endişe hali olarak tanımlanabilen sosyal fobi kişilerde konuşmayı başlatamamak, konuşmaya eşit ölçüde katılamamak ya da toplum önünde rahat görünmek için fazladan çaba harcamak gibi davranışlarla kendini belli ediyor. Bu davranışların temelinde ise kişinin kendisini sevilmek ve takdir edilmek için yeterli görmemesi ve korku gibi duygular yatıyor.
    Sosyal Fobi yi basitçe utangaçlık veya aşırı utangaçlık olarak tanımlamak doğru olmaz. SF utangaçlığın ötesinde utanma korkusudur ve bundan fazlasını da kapsar. Başkalarının ne düşündüğüne fazla önem verme, kendi düşüncelerini açıkça ortaya koymaktan çekinme, hayır diyememe, aşırı düzeyde kendinin farkında olma, kendini fazla eleştirme, hataları gözünde büyütme, incelendiği düşüncesiyle kalabalık ortamlarda göz önünde bulunmaktan rahatsızlık duyma gibi eğilimler Sosyal Fobi’lilerin belirgin nitelikleri olarak sayılabilir. Sosyal Fobi’ nin temelinde eleştirilme, beğenilmeme, onaylanmama korkusu vardır ve "Başkaları ne der?" sorusu arttıkça Sosyal Fobi ye yatkınlık da artar.Sosyal fobili kişiler genellikle dışarıdan çekingen, sessiz sakin ve kendine güveni olmayan insanlar olarak görülürler.
    Sosyal fobiyle aynı kategoride değerlendirebileceğimiz çekingen kişilik bozukluğu da kendine güven eksikliği ve düşük özsaygı, sosyal becerilerde yetersizlik inancı, kabul göreceğinden emin olmadıkça sosyal ilişkiye girmekten kaçınma gibi belirtileri içerir.

    Sosyal Fobi Belirtilerinin En Fazla Ortaya Çıktığı Durumlar:
    Topluluk önünde konuşmak.
    Bir işle uğraşırken seyredilmek.
    Başkalarının önünde yemek yemek-içmek.
    Otorite konumundaki kişilerle temas etmek.
    Misafir kabul etmek.
    Başkaları ile tartışmak.
    Toplulukta telefonla konuşmak.
    Tanımadığı kişilerin gözlerinin içine bakmak.
    İlgi odağı olmak.
    Başkalarının önünde yazı yazmak
    Alışveriş yaparken ( pazarlık, kıyafet denerken yüz kızarması, utanma )
    Karşı cinsle ilişki kurmak
    Sınava Girmek ,
    Genel Tuvaletleri Kullanmak

    Sosyal Fobinin Belirtileri Nelerdir :

    Fizyolojik Belirtiler
    (Bedeninizde ortaya çıkan değişiklikler)
    Yüz kızarması
    Terleme
    Ağız kuruması
    Kalp çarpıntısı
    Nefes kesilmesi
    Nefes darlığı
    Titreme

    Zihinsel Belirtiler
    (Sosyal ortamlarda nasıl olmanız gerektiği ve kendiniz ile ilgili düşünceleriniz)

    Güçsüzüm.
    Yetersizim.
    Çirkinim.
    Beğenilmiyorum.
    Sevilmeye layık değilim.
    Mükemmel olmalıyım.
    Asla hata yapmamalıyım.
    Kaygılı olduğumu belli etmemeliyim.
    Çok rahat davranmalıyım.
    Kusursuz görünmeliyim.
    Kimseyi gücendirmemeliyim.
    Herkesin beğenisini kazanmalıyım.

    Davranışsal Belirtiler
    (Kaçınma yöntemleriniz)

    Korkulan ortama girmeme
    Korkulan ortamı terk etme
    Göz temasından kaçınma
    İlgisiz şeyler düşünme
    Hayallere dalma
    Konuyu değiştirme

  3. #3
    Ehil Üye alanyali - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2007
    Bulunduğu yer
    Alanya
    Mesajlar
    2.491

    Standart

    Alıntı ŞamilKafkasyalı Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    doğuştan sosyal fobiliyim.
    bu sosyal fobi yüzünden o kadar kötü şeyler yaşıyorumki okulda olsun akraba ortamlarında olsun.. bazı zamanlar içinden çıkılmaz bir hal alıyorr

    evlilik de en çok gözümü korkutan mevzulardan biri(gerçi benim için daha çok erken ama)..düşünüyorumda hiçbir bayan sosyal fobili biriyle evlenmek istemez.

    sizleri bu konuda neler düşünüyorsunuz?
    vaktiniz müsait olursa yorumlarınızı bekliyorum.

    Şöyle bir makale buldum Risale-i Nur enstitüsünde belki bi açılım sağlar :


    Mana-i Harfi
    Vesvesenin İlacı ‘Bilmek’tir
    “Öyle ise, şu musîbetli vesvesenin aksâm-ı kesîresinden kesîrü'l-vuku' olan yalnız beş vechini beyân edeceğim. Belki sana ve bana şifâ olur. Zîrâ, şu vesvese öyle bir şeydir ki, cehil onu dâvet eder, ilim onu tard eder; tanımazsan gelir, tanısan gider.”


    Burada vesvese ile ilgili hastalıkların çok farklı şekillerde görülebileceği ve bunlardan en sık karşılaşılan beşinin ele alınacağı ifade edilmektedir. Vesvese, günümüz psikiyatri biliminin tanımladığı hastalıklardan Anksiyete Bozuklukları başlığı altında incelenenlerle uyumludur. Amerikan Psikiyatri Birliği'nin kriterleri çerçevesinde bu hastalıklar altı grupta ele alınmaktadır:
    • A- Panik bozukluk ve agorafobi: Bu durum anlam verilemeyen, aniden ve sebepsiz yere ortaya çıkan korku, endişe, tedirginlik ve panik halini ifade eder. Bu durumla uyumlu olarak kalp atımları hızlanır, nefes almakta güçlük, boğulma hissi, hatta ölüm korkusu yaşanabilir. Birlikte agorafobi adı verilen açık alanlarda bulunmaktan, ev dışında tek başına olmaktan veya kalabalıkta olmaktan korku halleri yaşanabilir. Çaresizlik ve utanma hisleri çoğunlukla belirgindir.
    • B- Yaygın anksiyete bozukluğu: Korku, endişe, tedirginlik, belirsizlikten rahatsızlık duyma gibi belirgin bir sebebe ve açıklamaya bağlanamayan durumların en az bir ay süre ile devam etmesidir.
    • C- Özgül fobi: At, köpek gibi bir nesneden ya da yüksekte bulunmak gibi belirli durumlardan korku halidir. Bu halin mantıklı bir izahı iç alemde de yapılamamaktadır.
    • D- Sosyal fobi: Yine iç alemde mantıklı bir izahı yapılamayan şekilde kişinin toplulukta konuşma, soru sorma gibi hallerden korkmasıdır.
    • E- Obsesif-kompulsif bozukluk: Zihne sürekli ve tekrarlayan şekilde istenmeyen düşüncelerin, meyillerin, sözlerin gelmesi hali obsesyon olarak adlandırılmaktadır. Bu, günlük yaşantıda daha çok takıntılar şeklinde ifade ettiğimiz kavrama yakın olmalıdır. Diğer taraftan belirli davranış şekillerine yönelim ve kişinin istemediği halde kendini yapmaya mecbur olarak algıladığı tavırlar ve hareketler kompulsiyon olarak adlandırılmaktadır. Bu durumlar benliğe yabancıdır direnilirse anksiyete meydana getirebilirler. Dini bir yaşantı sürmeye çalışan ve ibadetlerini yerine getirmeye çalışan kişilerde bu gruptaki anksiyete bozuklukları bir çok zaman vesvese şeklinde karşımıza çıkmaktadır.
    • F- Posttravmatik ve akut stres bozuklukları: Kişiyi yaralayan ve çok derinden etkileyen bir olayın ardından oluşan korku, endişe ve tedirginlik; anksiyete durumudur. Olay rüyalarda ve uyanıkken düşüncelerde tekrar yaşanır. Tekrar yaşama, bundan kaçma, aşırı hassasiyet halleri yaklaşık bir ay sürer.
    Yirmi Birinci Söz'ün İkinci Makamı'nda dindar bir insanın hayatına anksiyete bozukluklarının ve özellikle de obsesyonların yansımasının genel olarak görülen beş şekli mevzu edilmiş ve bunların ortaya çıkış mekanizmaları ile kurtulma yolları anlatılmıştır. Bunlardan ilki, zihne gelen fakat kişinin kabullenmediği ve kesinlikle istemediği Rabb-ı Zülcelal'e karşı edepsizce sözlerdir. Bu hal bugünün psikiyatri biliminde obsesif bozukluk adı altında incelenen grupta ele alınmalıdır.
    İkincisi, kişinin zihnine kalben ve aklen kabul etmediği, hatta çok büyük rahatsızlık hissettiği manzaraların gelmesidir. Bu da aynı grup hastalıklardandır.
    Üçüncüsü, kutsi manaların dinen ve ahlaken kabul edilemeyecek manaları ve manzaraları çağrıştırmasıdır. Bu obsesif bozukluk şeklinde başlayıp genel anksiyete bozukluğuna dönüşebilecek bir durumdur.
    Dördüncüsü, ibadetlerin en iyi şeklinin arayışı içinde ortaya çıkar. Bu da obsesif kişiliğin mükemmeli arayan, en ufak düzensizliğe tahammülü olmayan yapısı ile uyumludur. Dozunda ve yerinde bu kişilik yapısı kişiyi başarıya ulaştıracak özellikler arzederken, hastalık boyutunda hayatı azaba çevirip düzeltilemeyen şeyler için şiddetli bir anksiyete kaynağı olur ve sürekli mükemmel arayışı içinde normali kaybetmeye yol açabilir.
    Beşincisi ise imani konularda ve Allah'ın varlığı ile ilgili olarak zihne ve kalbe gelen şüpheler ve bunların ferdin hayatında oluşturduğu dayanılmaz bunalımlardır.
    Bütün bu durumlar Anksiyete Bozuklukları adı altında sıraladığımız hastalıklar grubundandır ve çözüm için atılacak ilk adım bunların bir hastalık olduğunu ve çözümünün oldukça kolay olduğunu bilmektir. Bunun ardından hastalığın mahiyetini, hangi mekanizmalarla ortaya çıktığını bilip, tavsiye edilen tedavi metotlarına uyulduğunda aynen başağrısının ilaçla geçmesi gibi çözüm bulunabilecek bir haldir. Bunun farkında olunmadığında, karşı karşıya bulunulan durumun mahiyeti bilinmediğinde iç alemde olay büyüyecek, akıl almaz boyutlara ulaşacak, ferdi kendinden ve yaşamaktan nefret eder hale getirebilecektir. Aslında buna benzer haller zaman zaman kliniklerde ve hastanelerde yaşanır. Hasta beti benzi atmış bir vaziyette, korku ve endişe ile elinde bir akciğer filmi ile doktorun yanına gelir. Hele de bu film bir gün önceden eline geçmiş de doktoruna gösterememiş ise o gece uykusuz ve kanser kabusları ile geçmiştir. Sabah doktoruna endişe dolu bakışlarla filminde bir beyazlık olduğunu, bunun kanser olmasından endişe ettiğini söyler. Doktor tebessümle o beyazlığın kalbin görüntüsü olduğunu ve herkeste olduğunu söyleyince büyük bir rahatlama yaşar. Farkeden tek şey bilgilenmiş olmaktır.

    http://www.risaleinurenstitusu.org/i...003&TextID=671


    cehennem ağzını açmış, bekliyor; cennet ise ağuş-u nazdaranesini açmış, gözlüyor.

  4. #4
    Ehil Üye alanyali - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2007
    Bulunduğu yer
    Alanya
    Mesajlar
    2.491

    Standart

    Alıntı ŞamilKafkasyalı Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    Zihinsel Belirtiler
    (Sosyal ortamlarda nasıl olmanız gerektiği ve kendiniz ile ilgili düşünceleriniz)
    Güçsüzüm.
    Yetersizim.
    Çirkinim.
    Beğenilmiyorum.
    Sevilmeye layık değilim.
    Mükemmel olmalıyım.
    Asla hata yapmamalıyım.
    Kaygılı olduğumu belli etmemeliyim.
    Çok rahat davranmalıyım.
    Kusursuz görünmeliyim.
    Kimseyi gücendirmemeliyim.
    Herkesin beğenisini kazanmalıyım.
    Eğer ki bu zihinsel şartlanmalar değiştirilirse, ve müsbet bir şekilde düşünceler oturtulursa ,sorunda kendiliğinden kaybolacaktır..Çünkü sorunun kaynağı sadece zihinseldir, belki menfi şartlanmadır..

    Karanlık bir odada yatakta iken, karşıda askıda asılı duran bazı giysiler, vitrinde duran eşyalar veya koltuklar,vesaire gibi eşyalar farklı şekillerde gözükebilir bazen..
    Eğer dikkatimizi iyice verirsek, ve kendimizi hayal gücüne teslim edersek o baktığımız nesne kısa süre sonra bir canavara dönüşür zihnimizde ve korkarız hakikaten..Aslında kendi meydana getirdiğimiz hayalden korkarız..Çünkü gerçekte ne canavar vardır, ne de korkulacak birşey..Işığı yaktığımız zaman hepsi kaybolur gider..Zaten yoktular ki..Zihnimizdeki şablonları yıkmış oluruz ışığı açmakla..


    cehennem ağzını açmış, bekliyor; cennet ise ağuş-u nazdaranesini açmış, gözlüyor.

  5. #5
    Vefakar Üye Sağ Yolun Yolcusu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jan 2008
    Bulunduğu yer
    Bazen Giresun; Bazen Manisa
    Mesajlar
    484

    Standart

    Alıntı ŞamilKafkasyalı Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
    doğuştan sosyal fobiliyim.
    bu sosyal fobi yüzünden o kadar kötü şeyler yaşıyorumki okulda olsun akraba ortamlarında olsun.. bazı zamanlar içinden çıkılmaz bir hal alıyorr

    evlilik de en çok gözümü korkutan mevzulardan biri(gerçi benim için daha çok erken ama)..düşünüyorumda hiçbir bayan sosyal fobili biriyle evlenmek istemez.

    sizleri bu konuda neler düşünüyorsunuz?
    vaktiniz müsait olursa yorumlarınızı bekliyorum.
    Şamil kardeşim.

    Aynı sorun bede de vardı. Ancak mesleğim gereği (öğretmenlik) topluluk önünde durmaya mecburum. Ancak bu bana ilaç gibi geldi. Yani istesemde istemesem de bu sosyal fobi olayından kurtuldum. Yani yaklaşık 2 ay gibi bir süre içerisinde yüzlerce kişi önünde konuşur hale geldim...

    Size bi iki öneride bulunsam inşallah darılmazsınız.
    Bu sosyal fobi olayını atlatmanın en bilimsel yöntemi şöyle. (Eğitim bilimleri dersinde gördük)

    İlk önce herhangi bir konu hakkında bi konuşma planla ve tanıdığın bi kişi önünde bunu anlat.

    Daha sonra bu konuyu tanıdığın 2 kişiye, daha sonra tanıdığın 4 kişiye anlat bu şekilde kişi sayısını arttır. Bi sonraki aşama ise tanımadığın işiler üzerinde olacak. Herhangi bir kouyu tanımadığın 1 kişiye, daha sonra 2 kişiye daha sonra 4 ........ Bu şekilde topluluk önünde bulunma fobini engelleyebilirsin.
    Allah yardımcın olsun...

    Ey nefsim! Bir dakika gülmeye bedel on saat ağlıyorsun.


  6. #6
    Gayyur Mehmet.B.C - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Aug 2008
    Yaş
    37
    Mesajlar
    73

    Standart

    alanyali abi Allah razı olsun eklediğiniz makaleyi okudum.ama Sosyal fobiyle birlikte ortaya çıkan Fizyolojik Belirtilerden kurtulmak çok zor..
    (Bedeninizde ortaya çıkan değişiklikler)

    Yüz kızarması
    Terleme
    Ağız kuruması
    Kalp çarpıntısı
    Nefes kesilmesi
    Nefes darlığı
    Titreme
    bunların hepsi fazlasıyla bende var.

    mahmut hocam ben de Türkçe öğretmenliği okuyorum.sizdeki sorun sadece utangaçlık ,çekingenlikti galiba. muhtemelen sosyal fobili değilsinizdir ..çünkü kolay kolay geçecek bir hastalık değil...

    ben sorumu şöyle sorayım.sosyal fobiyi yenmeden, bir evlilik yapmak ne kadar mantıklı sizce???

  7. #7
    Müdakkik Üye vakti_nehar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
    Üyelik tarihi
    Jul 2007
    Mesajlar
    969

    Standart

    kardesım ben bu tanımı cok mantıklı bulmadım bazı hassasıyetler olabılır
    fakat boyle devam edemez kı ınsan degısen gelısen bır varlık ...sızde bu kolay kolay gecıcek bır hastalık degıl dıyorsunuz kanıksamıssınız kendınıze kalın duvarlar ormussunuz.. muslumanız ve ayetı kerımede gecıyor ınanıyorsanız ustunsunuz rabbımın verdıgı yeteneklerı gormemekte kufranı nımete gırıyor bırde bu acıcan bakın...
    sonradan cıkmıs yabancı tanımlar (oladar cok ......fobı var kı ) yarardan cok zarar getırıyor
    manevıyatla bakınca ıns sorununuzun kalmıycana emınım...hem kendını net elestırıye acık olarak ıfade eden bır ınsan acıkladıgınız konuya gırmez ...

    " Eğer şu fânî dünyada bekâ istiyorsan, bekâ fenâdan çıkıyor, nefs-i emmâre cihetiyle fenâ bul ki, bâkî olasın...."

    Anlam demek, Allah demektir.

    Sonuç, sevgi Allah demektir.

    "İnşallah" derse Yakaran...

    "İnşa" eder YARADAN.

    SaFLaRı eZeNi aSLaN SaNMA aSıL NeFSiNi eZeBiLeN aSLaNDıR
    MEVLANA


+ Konu Cevaplama Paneli

Konu Bilgileri

Users Browsing this Thread

Şu an 1 kullanıcı var. (0 üye ve 1 konuk)

     

Benzer Konular

  1. İnsanoğlu Allah'a Şahit midir Delil midir...?
    By HüZnÜ HaZan in forum Beyin Fırtınaları
    Cevaplar: 26
    Son Mesaj: 03.03.09, 14:23
  2. Engellilik Toplumsal Sorumluluğa Engel Midir?
    By Ene-Zerre in forum Hz. Muhammed (S.A.V)
    Cevaplar: 6
    Son Mesaj: 28.02.09, 19:04
  3. İnternetten Evliliğe Adım
    By sitem in forum İslam'a Göre Kadın ve Aile
    Cevaplar: 0
    Son Mesaj: 28.06.08, 13:33
  4. Hizmette Engel Tanımaz
    By serab in forum Bediüzzaman'ın Hayatı (Eski, Yeni ve Üçüncü Said Dönemleri)
    Cevaplar: 4
    Son Mesaj: 12.10.07, 16:52
  5. Başarı Engel Tanımaz
    By Abdulbaki in forum Eğitim
    Cevaplar: 3
    Son Mesaj: 14.08.07, 13:36

Bu Konudaki Etiketler

Yetkileriniz

  • Konu Acma Yetkiniz Yok
  • Cevap Yazma Yetkiniz Yok
  • Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
  • Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok
Google Grupları
RisaleForum grubuna abone ol
E-posta:
Bu grubu ziyaret et

Search Engine Friendly URLs by vBSEO 3.6.0