Kad?nla gelen dehşetli darbe!
?kinci Nükte
Bu sene inzivâda iken ve hayât-? içtimâiyeden çekildiğim halde, baz? Nurcu kardeşlerimin ve hemşîrelerimin hat?rlar? için dünyaya bakt?m. Benimle görüşen ekserî dostlardan, kendi ailevî hayatlar?ndan şekvâlar işittim. “Eyvah!” dedim. “?nsan?n, hususan Müslüman?n tahassungâh? ve bir nevî cenneti ve küçük bir dünyas? aile hayat?d?r. Bu da m? bozulmaya başlam?ş?” dedim. Sebebini arad?m. Bildim ki, nas?l ?slâmiyetin hayat-? içtimâiyesine ve dolay?s?yla din-i ?slâma zarar vermek için, gençleri yoldan ç?karmak ve gençlik hevesât?yla sefahete sevk etmek için bir iki komite çal?ş?yormuş. Aynen öyle de, bîçare nisâ taifesinin gafil k?sm?n? dahi yanl?ş yollara sevk etmek için bir iki komitenin tesirli bir surette perde alt?nda çal?şt?ğ?n? hissettim. Ve bildim ki, bu millet-i ?slâma bir dehşetli darbe, o cihetten geliyor. Ben de siz hemşîrelerime ve gençleriniz olan mânevî evlâtlar?ma katiyen beyan ediyorum ki:
Kad?nlar?n saadet-i uhreviyesi gibi saadet-i dünyeviyeleri de ve f?tratlar?ndaki ulvî seciyeleri de, bozulmaktan kurtulman?n çare-i yegânesi, daire-i ?slâmiyedeki terbiye-i diniyeden başka yoktur. Rusya’da o biçare taifenin ne hale girdiğini işitiyorsunuz. Risâle-i Nur’un bir parças?nda denilmiş ki:
Akl? baş?nda olan bir adam, refîkas?na muhabbetini ve sevgisini, beş on senelik fâni ve zâhirî hüsn-ü cemâline bina etmez. Belki, kad?nlar?n hüsn-ü cemâlinin en güzeli ve daimîsi, onun şefkatine ve kad?nl?ğa mahsus hüsn-ü sîretine sevgisini bina etmeli. Tâ ki, o bîçare ihtiyarlad?kça, kocas?n?n muhabbeti ona devam etsin. Çünkü onun refîkas?, yaln?z dünya hayat?ndaki muvakkat bir yard?mc? refîka değil, belki hayat-? ebediyesinde ebedî ve sevimli bir refîka-i hayat olduğundan, ihtiyarland?kça daha ziyade hürmet ve merhametle birbirine muhabbet etmek lâz?m geliyor. Şimdiki terbiye-i medeniye perdesi alt?ndaki hayvancas?na muvakkat bir refâkatten sonra ebedî bir müfârakate mâruz kalan o aile hayat?, esas?yla bozuluyor.
Hem Risâle-i Nur’un bir cüz’ünde denilmiş ki:
“Bahtiyard?r o adam ki, refîka-i ebediyesini kaybetmemek için sâliha zevcesini taklit eder, o da sâlih olur. Hem bahtiyard?r o kad?n ki, kocas?n? mütedeyyin görür, ebedî dostunu ve arkadaş?n? kaybetmemek için o da tam mütedeyyin olur, saadet-i dünyeviyesi içinde saadet-i uhreviyesini kazan?r.
Bedbahtt?r o adam ki, sefahete girmiş zevcesine ittibâ eder, vazgeçirmeye çal?şmaz, kendisi de iştirak eder. Bedbahtt?r o kad?n ki, zevcinin f?sk?na bakar, onu başka bir surette taklit eder. Veyl o zevc ve zevceye ki, birbirini ateşe atmakta yard?m eder. Yani, medeniyet fantaziyelerine birbirini teşvik eder.”
?şte, Risâle-i Nur’un bu mealdeki cümlelerinin mânâs? budur ki:
Bu zamanda aile hayat?n?n ve dünyevî ve uhrevî saadetinin ve kad?nlarda ulvî seciyelerin inkişaf?n?n sebebi, yaln?z daire-i şeriattaki âdâb-? ?slâmiyetle olabilir.
Lem’alar, 24. Lem’a, s. 261
08.09.2006