Frans?z Jakobenizmi ve Türk Jakobenizmi
Fransa'daki yasaktan Türkiye'deki yasağa dayanak ç?karmaya çal?şanlar Türkiye'de yaşayanlar?n akl?n? ve bilgisini hafife almaktad?r. Fransa'da bizdeki kadar geniş bir yasak alan? yoktur. Türkiye'deki bütün ilköğretim, lise, yüksekokul ve üniversitelerde, güya özel dershane ve okullar?n hepsinde, sürücü kurslar?nda, belediye meslek kurslar?nda ve daha birçok. yerrde yasak vard?r. Bu, jakoben Frans?zlar için bile akl?n alabileceği bir şey değildir. Fransa'da özel ilköğretim okullar?nda ve kiliseye ait ilk-orta öğrenim okullar?nda yasak yoktur. Üniversitelerde ise yasaktan hiç söz edilmemektedir. Başörtüsü mağdurlar?n? ve yak?nlar?n? temsil kabiliyetine sahip bir siyasî hareketin lideri olan başbakan, Fransa gerçeğinden hareketle, bir uzlaşma aray?ş? ad?na, "başörtüsü hiç olmazsa özel okullarda serbest olsun, böyle bir ara çözüm bulal?m" teklifini yapt?. Bu sözleri üzerine, yasakç? zihniyetin sözcüleri ve kalemşorlar?, zaten çürütülmüş iddialar?na giydirilen öfke ve nefretle, başbakana sald?rd?, hakarete varan sözler sarf ederek, bu teklife de hay?r dedi. Bence de bu teklif yanl?şt?, ama tamamen farkl? sebeplerle...
?steyen kişi, grup ve yat?r?mc?lar, başörtülü, sakall?, dindar, namaz k?lan öğrencilerin kabul edilmeyeceği özel okullar kurup işletebilirler, ama devlet okullar?nda insanlara inançlar?ndan, hayat tarzlar?ndan veya k?yafetlerinden dolay? bir ayr?mc?l?k uygulanamaz. Bu okullar devlete- hadi diyelim Cumhuriyet rejimine- aittir. Yâni bütün halk?nd?r. Bu okullar? kurma görev ve yetkisini memurlara-siyasîlere vatandaşlar vermekte ve bu okullar?n bütün giderleri de vatandaşlar?n vergileriyle karş?lanmaktad?r. Nas?l olur da, başörtülü öğrencilerin ailelerinin ödediği vergilerle kurulan ve yaşat?lan okullara onlar?n çocuklar? kabul edilmez? O zaman bu rejimin bir meşruiyeti kalmaz. Böyle bir rejime cumhuriyet de demokrasi de denemez. O yüzden, "ayr?mc?l?k" özel okullarda -belki- yap?labilir, ama devlet okullar?nda asla yap?lamaz.
Laiklik Başörtüsünün Serbest Oolmas?n? Gerektirir!
Başörtüsü yasağ? Türkiye'de tam bir ak?l ve izan tutulmas? yaşand?ğ?n? göstermektedir. Yasakç? zihniyet, siyaset felsefesinin ve hukukun bütün kavramlar?n? çarp?t?lmakta, ak?l, mant?k ve sağduyuyu sükût ettirmektedir. ?şin kötüsü, bu konuda rasyonel, dürüst, âdil ve sonuç getirici bir tart?şman?n yap?lamamas? ve yasakç? tezlerin çürütülmesinin bu tezlerin b?rak?lmas?n? ve yasağ?n iptal edilmesini sağlayamamas?d?r.
Türkiye Cumhuriyeti'nin hukuk sisteminde başörtüsü yasağ?n?n hukukî bir temeli yoktur, bu yasak illegaldir, kaba güç sayesinde ayakta durmaktad?r. Kamusal alan- özel alan ayr?mlar?yla veya idarenin tarafs?zl?ğ? argümanlar?yla da bu yasağa hukuka dayanan bir zemin temin edilemez. Güya laikliği koruma ad?na uygulanan bu yasak esas?nda laikliğe de ayk?r?d?r. Yasak laikliği bir siyasî- hukukî ilke olarak benimsemekle doğru yapan, ama koordinatlar?n? yanl?ş seçen Türkiye'nin laiklik iddialar?n?n geçerliliğini azaltmaktad?r.
Laiklik, devletin, dinler karş?s?nda maksimum tarafs?zl?ğ?n?, çeşitli dinlere mensup vatandaşlar aras?nda pozitif veya negatif ayr?mc?l?k yapmamas?n? gerektirir. Bir laik devletten iki şey beklenir. ?lki, herhangi bir dindar?n veya dinî grubun, insan hakk? ihlâlleri yaparak diğer dindarlara veya dinî gruplara / yahut ayn? dinin farkl? yorumlar?n? benimseyenlere zarar vermesine engel olmakt?r. ?kincisi, devletin kendisinin bir dini teşvik etme veya engelleme gibi bir tav?rdan ve buna yönelik icraatlardan uzak durmas?d?r. Burada korunan devletin kendisi değil vatandaşlard?r, vatandaş kitleleridir.
Başörtüsü yasağ?nda devlet başörtülüleri negatif, baş? aç?klar? pozitif diskriminasyona tabi tutmaktad?r. Bununla da kalmamakta, zaman zaman vatandaşlar? birbirlerine karş? k?şk?rtmaktad?r. Bu laikliğe ayk?r?d?r. Laikliğin geniş bir toplumda çoğulculuğu koruman?n araçlar?ndan biri olduğu tart?şma götürmez bir gerçektir. Bir siyasî ve hukukî ilke olarak laikliğin demokrasiyi teşvik edebileceği de aç?kt?r. Bir dinî diktatörlük alt?nda yaşamak elbette kötü bir şeydir. ?nsanlar kendilerine bir dinin görüş ve ritüellerinin zorla takip ettirilmesinden hoşlanmazlar ve bunda hakl?d?rlar. Ancak, dinî bask?lardan duyulan endişe ve bunlar?n önlenmesi talepleri, dinin ve dindarlar?n bast?r?lmas?n? gerektirmez veya böyle bir bast?rmay? meşru k?lmaz. Başörtüsü kullanmak laiklik aç?s?ndan bir problem yaratmaz, aksine, başörtüsü serbestliği laikliği kuvvetlendirir. Laiklik, meselâ, Türk Medenî Kanunu tamamen bir ?slâmî yoruma dayand?r?lmak veya Kuran Anayasa yap?lmak istenirse, başörtüsü kanun ve idare vas?tas?yla mecburî hâle getirilmek istenirse tehlikeye düşer. Elbette buna karş? uyan?k olmak ve bu tür teşebbüslerle mücadele etmek gerekir; ama, dinî hayat?n tezahürleri laiklik için bir problem olarak görülemez. K?saca, laiklik, başörtüsünün yasaklanmas?n? değil, başörtüsü tak?p takmaman?n, kad?n vatandaşlar?m?z?n tercihlerine b?rak?lmas?n? gerektirir.
Yasak Hemen Kald?r?lmal?d?r!
Çağdaş medeniyetin en önemli öğesi insan haklar?na sayg? ve siyasî ve hukukî sistemlerin insan haklar?n?n azamî ölçüde yaşanmas?na imkân verecek şekilde tesis edilmesidir. Klâsik insan haklar? hayat, hürriyet ve mülkiyet haklar?d?r. Bunlar insanlar?n doğuştan sahip olduğu ahlâkî temelli haklard?r. Toplu hâlde yaşarken kullan?lan haklar genellikle bu haklar?n bileşiminin tezahürü olarak d?şar?ya yans?r. Bu çerçevede, başörtüsü takma hürriyet hakk?n?n bir türevidir ve din ve vicdan özgürlüğünün ve k?yafet özgürlüğü ad? verilen sivil özgürlüklerin bir yans?mas?d?r. Ancak, Türkiye'de başörtüsü yasağ? abart?lm?ş ve sadece bir hürriyet ihlâli teşkil etme noktas?n? çoktan aşarak, düpedüz, hayat hürriyet ve mülkiyet hakk?na toplu bir sald?r?ya dönüşmüştür. Bu çok vahim bir durumdur. Bu yasakla, bir k?s?m vatandaş, haklara dayanan normal ve insanî bir hayat yaşayamaz duruma düşürülmüştür. Bunu daha fazla sürdürmenin anlam? yoktur. Yasak kalkmal?d?r.
Başörtüsünün -türban?n- millî olmad?ğ?, Araplardan bize geçtiği, dinde yerinin bulunmad?ğ? veya dinin esas? olmad?ğ? türünden iddialar gayr? ciddidir. Sadece sahiplerini bağlar. Ayr?ca, doğru bile olsa yasağ? meşrulaşt?ramaz. Neyin yerli neyin yabanc? olduğu da sonu gelmeyecek bir tart?şmad?r. Türkiye'nin yasağa Avrupa'da destek aramas? da ahlâk ve ak?l d?ş?d?r. Ak?l d?ş?d?r, zira, böyle yapmakla, Türkiye Avrupa'n?n çoğulculuğuna katk?da bulunma ve insan haklar? konusunda Avrupal?lara mütekabiliyet ilkesi çerçevesinde müdahalede bulunma imkân?n? elinden kaç?rmaktad?r. Başörtüsü yasağ?n? -ve umulur ki Kürtçe yasağ? başta olmak üzere başka yasaklar?- kald?rm?ş bir Türkiye, Avrupal?lara, çoğulcu demokrasi ve Müslümanlar?n hayat tarz?na sayg? konusunda ders verebilecek bir konumda olabilecektir.
Yasağ?n kald?r?lmas?n?n zamana b?rak?lmas?n? söylemek, eğer mağdur değilseniz, kolayd?r. Ancak, ak?l ve ahlâk, kendimizi mağdurlar?n yerine koyarak, durumu anlamaya çal?şmay? gerektirir. Problemi zamana b?rakal?m diyenler, kendi hayatlar?n? karartan bir zulmün ortadan kald?r?lmas?n? zamana b?rakmak ister miydi? Yasağ?n kald?r?lmas?n? mağlup-galip psikolojisiyle ilişkilendirmek de anlams?zd?r. Burada birbiriyle eşit iki taraf yoktur. Bir tarafta hayat ve hürriyet hakk?na sald?r?yla muhatap olan zavall?lar, öbür tarafta, haks?z bir yasağ? dayatan zorbalar vard?r. Bir insan hakk? ihlâlinin olduğu yerde, yap?lmas? gereken tek şey, hemen bu ihlâlin önlenmesi, ortadan kald?r?lmas?d?r. ?nsan haklar? ihlâllerini önlemenin hiç kimseye hiçbir maliyeti yoktur. Başörtüsü yasağ?, hemen, şimdi, derhal kald?r?lmal?d?r.
Laik Avrupa’n?n ne kadar laik üniversitesi varsa hepsinde -evet birkaç?nda, çoğunda, tamam?na yak?n?nda falan değil HEPS?NDE- türbanla okumak mümkün. Hiçbir yasak, engelleme, gak guk yok! Avrupa’da durum bu: Avrupa’daki üniversitelerde A?HM türban aleyhine karar ald? diye yasak getirilmiş mi? El Cevap: Getirilmemiş! Bundan sonra getirilmesi de mümkün değil!
Dikkat buyurunuz: Arabistanl? Lawrence’?n ülkesinde yani ?ngiltere’de dahi yasak yok. Dahas?, ?ngiliz hükümetinin sözcüsü, Fransa ve Almanya’daki türban tart?şmalar? vesilesiyle ç?kt? (Aral?k 2003) ?ngiltere’deki üniversitelerde hiçbir zaman k?l?k k?yafet konusunda yasak konulamayacağ?n? deklare etti...
Dünyada durum ne?Türkiye ve Tunus hariç gezegenimizdeki hiçbir üniversitede türban yasağ? yok!
( Zaman : TAMER KORKMAZ :02.05.2006 )
Okul birincileri törene peruk takarak kat?ld?
Dicle Üniversitesi'nin mezuniyet törenine okul birincileri türban takarak kat?ld?. 4 y?l boyunca peruk takarak üniversiteye devam eden Hukuk Fakültesi öğrencileri Ayfer Can ile Zehra Demir, puanlar? ayn? olduğu için birinciliği baylaşt?lar. Can ve Demir, diplomalar?n? peruk takarak ald?. Diplomalar?n? Hukuk Fakültesi Dekan? Prof. Dr. Faz?l Hüsnü Erdem'in elinden alan her iki öğrenci, keplerini peruk üstüne takt?. Her y?l renkli geçen mezuniyet töreni, bu y?l sönük bir havada geçti. DÜ Rektörü Prof. Dr. Fikri Canoruç'un davet ettiği birçok kişi töreni kat?lmad?. Törene Cumhurbaşkan? Ahmet Necdet Sezer mesaj gönderdi. ( Sabah:04.07.2004)